Yukarı
140093

HDP ve Halk Cephesi birbirini suçluyor

01 Ağustos 2014 18:15

HDP ve Halk Cephesi birbirini suçlayan açıklamalar yaptı. 

HDP İstanbul İl Örgütü tarafından yapılan açıklama şöyle: 

"Birkaç gün önce Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Selahattin Demirtaş’ı desteklemek üzere Nurtepe Mahallesinde açılan Özgür Demokratik Alevi Derneği’nin standına kendini Halk Cephesi olarak tanımlayan bir grubun saldırması üzerine başlayan gerginlik, İstanbul’un değişik semtlerine de yayılmış, en son Gazi Mahallesinde 14 yaşındaki İbrahim Öksüz isimli gencimizin provokatör bir namludan çıkan bir mermiyle ölümü, olayları çok kaygı verici bir noktaya getirmiştir.

Halkların Demokratik Partisi olarak gerek yaptığımız resmi açıklamalarda gerekse yapılan görüşmelerde yaşanan gerginliği bir an evvel sona erdirmek arzusuyla herkesin sağduyulu ve itidalli davranması için azami derecede çaba gösterdik.

Yapılan görüşmelerde gerilimin ortadan kalktığı ve sorunun çözüldüğünü düşünmüştük. Ancak görülüyor ki, tam da cumhurbaşkanı adayımız Selahattin Demirtaş’ın gecekondu yoksulları ve Alevilerle güçlü bağlar kurduğu bir süreçte bir takım devrimci kılıklı karanlık güçlerin devreye soktuğu proje başarıya ulaştı ve 14 yaşında bir genci aramızdan aldı. Bu kanlı provokasyonun fikir babaları ve uygulayıcıları yaptıkları ile ne kadar övünseler azdır!

HDP olarak; kendisine devrimci diyen ancak birkaç gündür kışkırtıcı tavırlarını ısrarla sürdüren, en demokratik hakkımız olan seçim çalışmalarımızı engellemeye çalışan, stantlarımıza saldıran, partimiz ve kitlemiz hakkında akla hayale sığmayacak kara propagandalar yapmakta beis görmeyen Halk Cephesi’ni bu çatışmayı ve şiddeti körükleyen tavrından bir an evvel vazgeçmeye çağırıyoruz.

Ayrıca yaşanan olaylar sırasında hayatını kaybeden 14 yaşındaki İbrahim Öksüz’e rahmet, acılı ailesine baş sağlığı diliyoruz. Bu cinayetin bütün çıplaklığı ile açığa çıkarılması ve sorumlularının cezalandırılması için bütün hukuki yolların açılmasını talep ediyoruz.

Barış demokrasi ve özgürlük yürüyüşümüz, hangi karanlık tezgâhla, kimler tarafından engellenmeye çalışırsa çalışılsın, mutlaka başarıya ulaşacak ve bu topraklarda özgürlük dolu kardeşçe bir yaşam mutlaka tesis edilecektir."

Halk Cephesi de karşı açıklama yayınladı.

HALK CEPHESİNİN AÇIKLAMASI

HDP'lilerin Halk Cephesi'ne yönelik, Çayan Mahallesi'nde başlayan ve ardından Gazi, Okmeydanı ve Sancaktepe'de devam eden silahlı, ses bombalı, bıçaklı, sopalı, taşlı, örgütlü saldırısı sonrasında HDP'li Selahattin Demirtaş, Sırrı Süreyya Önder ve Levent Tüzel'le görüştük.

Saldırıların boyutunu anlatarak, bu saldırının neresinde olduklarını sorduk.

HDP heyeti ile yapılan görüşmede gelinen son noktada, sitelerinden sağduyu çağrısı yapacaklarını, bizim de yapmamızı istediler.

Biz de bizim kitlemizin en başından beri sağduyulu olduğunu, bu konuyla ilgili açıklama yapacağımızı söyledik.

"Tartışmamız anlık olarak olayları durdursa da, yarın yine açsak ne olacak?" diye sordular.

Bu cümle açık bir tehdittir… Stand açamazsak saldırılarımızı sürdüreceğiz demektir...

Bizim açımızdan şu anda tartışılması gereken konu yapılan saldırıdır. Stant tartışması, saldırmadan önce yapılması gereken tartışmaydı… Biz standınıza gelip konuşmak istediğimizde karşımızda demir çubuklarla, sopalarla saldırıya hasır HDP’lileri bulduk. Ve daha tek bir kelime konuşmadan saldırdılar. Standın konuşulacağı zaman o zamandı. Şimdi konuşulması gerek saldırılardır.

Onca yaralı, onca kır, dök, yak, yık ondan sonra gel tartışmayı tekrar stand açma meselesine getir…

Hayır! Önce saldırının, yakıp yıkmanızın, tekbir getirerek yaptığınız saldırıların hesabını vermelisiniz… Pompalı tüfeklerin, molotofların bombaların hesabını vermelisiniz…

Okmeydanı'nda HDP’nin standı yoktu; Sibel Yalçın Parkı'na saldırdınız çay ocağını molotoflarla yaktınız…

Gazi’de HDP standı yoktu, Yürüyüş Dergisine saldırdınız... Muharrem Karademir Parkı'ndaki çaybahçesini yaktınız… Derneklerimizin camlarını kırdınız…

Sancaktepe’de de HDP’nin standı yoktu, derneğimizi bastınız, camlarını kırdınız, molotoflarla yaktınız…

Ne siyaset yasağından bahsediyorsunuz?

Siz haydut musunuz? Önünüze gelen yeri yakıp yıkıyorsunuz…

Ne siyaset yasağından bahsediyorsunuz?

Daha size konuşmak için geldiğimiz ilk anda demir çubuklarla saldırdınız… Siz önce bunların hesabını vermelisiniz…

- Mahallelerimizde, yaratılan değerlere saygı göstereceksiniz. Yapılması mahallelerde yaratılan değerleri korumak olmalıdır fırsatları kollamak değil... Mahallelerimizi yoğun bir emekle kurduk, uğruna tutsak düştük, şehit verdik. Buna saygı duyacaksınız.

Çayan ve Armutlu bizimdir. Devrimcilerin yaşadığı, düzenin her türlü saldırısına karşı örgütlü olan bu mahallelerde düzenin seçim aldatmacasına izin vermeyeceğiz elbette.

Biz devrimi büyütmek isterken; emperyalizme ve faşizme karşı mücadeleyi yoksul mahallelerinde yükseltirken, örgütlü olduğumuz bu mahallelerde halkımızın düzen içine çekilmek istenmesine izin vermeyeceğiz.

- Biz oligarşinin seçimlerle faşizmi maskeleme, düzene nefes aldırma oyununun içinde yokuz. Siz Kürdistan hayalinden vazgeçip, ülkeyi bölmeyeceğinizin garantisini veriyorsunuz. Cumhurbaşkanlığı adaylığımız, ülkeyi bölmek istemediğimizin göstergesidir diye burjuvaziye sözler veriyorsunuz. Mahallelerimizi, bu uzlaşma politikalarınıza kurban etmeyeceğiz.

- AKP mavi boncuk dağıtıyor. Seçimler geçene kadar “barış” taraftarı olduğunu gösteriyor. Siz de buna kanıp, rüştünüzü, devrimcilere saldırarak gösteriyorsunuz. Buna izin vermeyeceğiz.

- Demirtaş, “Türkiye'nin cumhurbaşkanı adayı olarak böyle ortamların kendisini üzeceğini” söyledi. Hangi düzenin, hangi cumhuriyetin bekçisi olacaksınız? Katil, işkenceci, hırsız bu düzenin cumhurbaşkanı mı olacaksınız?

- Kürt milliyetçileri, kendi kitlelerini düzen içinde tutabilmek için dini argümanları kullanıyor. Bu yüzden Çayan'da saldıran çeteler, tekbir sesleriyle saldırdı. Milliyetçilik, gericiliktir. Gelinen nokta ise işte “Allah Allah” nidalarıyla devrimcilere ve halka saldırmaktır.

- Levent Tüzel, ortamı gerginleştirenin Halk Cephesi olduğunu söyleyerek, kendine devrimci, sosyalist diyen bir hareketin nasıl olur da stant yasağı koyduğunu, bu durumun yanlış olduğunu söyledi.

Sen kimin avukatlığını yapıyorsun Levent Tüzel?

Stant yasağını geç, size Dersim'de siyaset yasağı koymadılar mı, 4 TDKP gerillasını şehit etmediler mi? Bunun hesabı sorulmadan, siyaset yasakçılarının kuyruğuna takıldınız. Üstelik bir de akıl veriyorsunuz, bize karşı provoke ediyorsunuz. Kimden alıyorsunuz bu aklı?

Çeteler bize silahlarla saldırıyor, ses bombaları patlatıyor, Tüzel stant açmamıza engel olamazsınız diyor. Devrimcilere karşı silah kullanılabilir mi peki? Orada neden ağzınız lal, gözünüz kör? Neden, standa konuşmaya gelen Halk Cephelilere, ellerindeki hazır sopalarla saldıranların HDP'liler olduğunu söylemiyorsunuz?

HDP, bilinçli olarak gerçekleri çarpıtıyor. Yalanlarla gerçeklerin üstünü kapatmanıza izin vermeyeceğiz.

- Emperyalizme tek kurşun sıkmayanlar, emperyalizmin işbirlikçileriyle uzlaşıp, silahlarını toprağa gömmeye hazırlananlar, sıra devrimcilere gelince pompalı silahlarla mahallelerimizde boy gösteriyorlar. Devrimcileri yaralıyorlar. Siz kimin safındasınız? Kime kurşun sıkıyorsunuz farkında mısınız?

Bize sıktığınız her kurşun, kaldırdığınız her sopa size, tarih sahnesinden yok oluş olarak geri dönecektir.

HDP'yi kurarak, Türkiye solunu kendi yedeğinize almak istediniz. Cepheyi yedeğinize alamayacağınız için onları da saldırarak bitiririz umuduna kapıldınız. Bu hayali ilk kuranlar siz değilsiniz. Hayal kırıklığına ilk uğrayan da siz olmayacaksınız.

Boş hayallere kapılmayın, kendi ayağınıza kurşun sıkmayın.

- Faşizme ve emperyalizme karşı savaşmayanlar bugün bize karşı savaşıyorlar. Emperyalistlerin böl, parçala yönet politikası milliyetçiliğin içine düştüğü bu durumu açıklıyor aslında. Saldırgan güruhun, “Pis Aleviler” bağrışlarıyla, tekbir getirerek mahallelerimize saldırısı, emperyalizme atılmayan tek taşın açıklamasıdır...

- Sol artık “sol” olma misyonunu yitirmiştir. Provokatörce davranıyor, sorun çözmek yerine sorunu büyütmeye hizmet etmiştir. Tüzel'in, saldırıyı meşrulaştırması, Kürt milliyetçilerinin gölgesinden çıkmamak için yaranma çabasıdır. Kraldan daha kralcıdırlar... HDP'yi açıkça bize karşı provoke ediyorlar.

- Tüzel neye göre konuşuyor? Saldırıların ardından gözleri parlayarak ellerini ovuşturan Atılım neye göre konuşuyor?

Hangi bilgiler var elinizde... Neye göre bizi “stant açtırmamak”la suçluyorsunuz? Nereden biliyorsunuz, stant açtırıp açtırmadığımızı?

Bizden kimi dinlediniz, bizden kiminle konuştunuz...

Konuşmadınız... Tek bir kelime bile konuşmadınız Halk Cephesi'nden hiç kimse ile…

Bu yaptığınız ne anlama geliyor, sıradan bir demokrat gibi bile davranmıyorsunuz. Adaletsizsiniz.

Burjuvazinin mahkemelerinde bile söz hakkı vardır. Siz onu bile yok ediyorsunuz? Bu telaşınız niye? Biz yok olursak meydan size kalacak diye mi?

Olmaz ya, hadi diyelim ki bizi yok ettiniz... Bu halk sizin yüzünüze bile bakmaz, emin olun... Düşmanla uzlaşmaya güzellemeler yapanlar halkı örgütleyemezler. Ne anlatacaklar, ne söyleyecekler de örgütleyecekler?

Zaten bu yüzden, yani örgütleyemeyeceklerini bildikleri için, örgütlü mahallelere göz dikmiş durumdalar. Hazır örgütlü bir halk var diyerek, hazıra konmak istiyorlar. Daha çok hayal kurarsınız...

Milliyetçilik böler... Kendinden olmayanı yok sayar. Milliyetçiler Alevisi Sünnisi, Türkü Kürdüyle bu halkı birleştiremezler. “Türkiye Solunu” yanlarına alma çabası da nafiledir.

- Demirtaş, Cephelilere saldıran kitlenin kendileriyle alakasının olmadığını, devletin provokasyon yaratmaya çalıştığını, iki taraf çekildiğinde ortada provokasyon yaratmak isteyenlerin kalacağını söyledi.

Bunun üzerine, “Eğer bu kitle bize ait değil derseniz ve ortada provokasyoncular kalır diye bir ifade de bulunursanız, bu çok tehlikeli bir durum alır. O zaman biz de bu ortada kalanlara karşı farklı bir tavır sergileriz. Sonra bize bunlar bizim arkadaşlarımızdı demeyin.” dedik.

“Nasıl olur da sadece faşistlerde duyduğumuz tekbirleri HDK'lılar kullanır aklımız almıyor.” deyince, kitlelerinin çok büyük olduğunu, HDK'nın büyük bir bileşen olduğunu, bu tür şeylerin olabileceğini söylediler. Biz de bu durumu normal görmediğimizi bir an önce daha fazla kan akıtmadan bu sorunu çözmelerini istedik.

Eğer, merkezi bir kararları olmadığını söylüyorlarsa o zaman açıklama yapmalılardır. Böyle bir kararımız yoktur, bunları yapanlar bizden değildir demelilerdir.

Yok sahip çıkıyorlarsa o zaman sahip çıktıklarını açıklamalılardır.

- Ölüm Orucu gazilerimizi yakmaya çalıştığınızda da, Diyarbakır'da kurumumuzu kapatmamız için kafamıza silah dayadığınızda da, yolumuzun üzerine pusu kurup bizi Kürt halkına linç ettirmek istediğinizde de, kurumlarımızı molotoflayıp insanlarımıza kurşun yağdırdığınızda da aynı yalanları söylemiştiniz. Önce ‘bizimle ilgisi yok, böyle bir kararımız yok’, sonra ‘kitlenin tepkisini zaptedemeyiz’, sonra ‘ama siz de eleştiriyorsunuz-çalışma yaptırmıyorsunuz’ nakaratları da provokasyonları da sürdürüyorsunuz, kışkırtıcılık yapıyorsunuz.

Bu yoldan vazgeçin.

- Saldırıları durdurun diyoruz, ‘siz de stand kurdurun’ cevabı alıyoruz. Bu siyaset tarzını kimden öğrendiniz, vermeniz gereken cevap bu mudur? Hem yaşananlardan hoşnut değiliz diyeceksiniz hem de stant kurdurmazsanız saldırılar devam eder diyeceksiniz. Biz emperyalizme ve faşizme karşı mücadelemizde tek adım gerilememiş, dostunu düşmanını karıştırmamış, eli devrimci kanına bulaşmamış tertemiz bir tarihe sahibiz. Saldırdınız diye doğru bildiğimizden şaşacak, değerlerimizi unutacak, mahallemizde işleyen hukukumuzu yok sayacak değiliz. Aksine siz saldırıları durdurmakla yükümlüsünüz ve halklarımıza hesap vermesi gereken durumundasınız.

- Emperyalizm ve işbirlikçi oligarşiyle barışabilmek için, devrimcilere saldırarak rüştünüzü mü ispat ediyorsunuz? Sizin saldırdıklarınıza biz de saldırıyoruz, aynı saftayız mı demek istiyorsunuz? Yalanı ve demagojiyi bırakın, dürüst olun, gerçekleri açıklayın, saldırıları derhal durdurun ve hesap verin!

Sonuç olarak;

HDP’liler açıklamalıdır: Emperyalizme tek bir taş dahi atmazken, neden Cephelilere saldırıyorsunuz?

Neden, masa açmaya elinizde sopalarla, demir çubuklarla geldiniz? Hangi masalarda tezgahlandı bu saldırı?

Derhal saldırılara son verip, özeleştiri vermelisiniz.

Gerçek Gündem



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


Diğer Haberler

AKP’li Arınç, MHP’li adayın desteklenmesini eleştirdi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında toplanan AKP Merkez Karar Yürütme Kurulu (MKYK) Toplantısı’nda, MKYK üyelerinin yerel seçimlerdeki yenilgi ile ilgili “Küskün AKP’liler...

Doç. Dr. Bülent Özmen: 'Türkiye, 6'dan büyük bir depreme gebe'

Gazi Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Deprem ve Afet Yönetimi Uzmanı Doç. Dr. Bülent Özmen, Tokat'taki deprem sonrası 'kırsal dönüşüm' uyarısı yaptı. Doç. Dr. Özmen "Türkiye’nin 6’dan b...


Cumhurbaşkanı Erdoğan: Ben artık Fenerbahçeli değilim

İktidara yakınlığı ile bilinen Yeni Şafak gazetesinde AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın MKYK'de, 'Ben artık Fenerbahçeli değilim. Milli Takım'ı tutuyorum' dediği iddia edildi. AKP MKYK’de 3...

'Yerli ve milli' yaldızı dökülüyor: IMF toplantısında yurttaşları için ‘yerel halk’ dedi

Dünya Bankası ve IMF’nin Bahar Toplantıları’nda Şimşek’in İngilizce “yerel halk” anlamına gelen “locals” diye yurttaşlarından söz ettiğini AKP medyası da doğruladı.


Alanya'da afiş savaşı

MHP'den CHP'ye geçen Alanya'da afiş savaşı yaşanıyor. CHP'li başkan Osman Tarık Özçelik, seçim taahhüdünü yerine getirerek belediye binasına kurumun mali tablosunu astı. Afişe göre beledi...

İmamoğlu dünya çocuklarını ağırladı, barış çağrısı yaptı

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Uluslararası 23 Nisan Çocuk Festivali” için 15 farklı ülkeden İstanbul’a gelen çocukları, Saraçhane’de ağırladı. İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ek...


İliç'te bir işçinin daha cansız bedenine ulaşıldı

Erzincan’ın İliç ilçesinde 13 Şubat’ta Anagold Madencilik tarafından işletilen Çöpler Altın Madeni’nde siyanürlü toprağın kayması nedeniyle göçük altında kalan 9 işçiden Uğur Yıldız'ın ca...

Mahkemeden Dilan ve Engin Polat'a bir suçtan tahliye kararı

Sosyal medya fenomeni Dilan Polat ve eşi Engin Polat'ın da aralarında bulunduğu 16 tutuklu hakkında "Vergi usul kanununa muhalefet" suçundan tahliye kararı verildi. Ancak 3 ayrı suçtan da...


CHP'de yerel yönetim zirvesi

CHP, bu hafta sonu Yerel Yönetimler Çalıştayı düzenleyecek. Yarın, partinin genel merkezinde bir araya gelecek belediye başkanları ve il örgütleri, Genel Başkan Özgür Özel başkanlığında A...

SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

'Hayat kısa, daha çok Belçika çikolatası yiyin'

Ünlü oyuncu Aslı Enver ile eşi Berkin Gökbudak tatile çıktı. Bir mekanda çekildiği kareleri sosyal medyadan paylaşan Aslı Enver, pozuna "Hayat kısa, daha çok Belçika çikolatası yiyin" not...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Doğada vakit geçirmek cilde olumlu etki ediyor

Araştırmacılar, doğada vakit geçirmenin bağırsak ve cilt sağlığı ile yakından ilişkisini inceleyerek, yeşil alanların insan mikrobiyotasını artırdığı sonucuna ulaştı."Environmental International" isimli dergide yayımlanan makalede, araştırmacılar, ABD ve Avrupa'da kaleme alınan 20 çalışmayı inceleyerek doğa ile insan sağlığı arasındaki yakın bağı ele aldı.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR