İl Disiplin Kuruluna Sevkedilen İzcioğlu Basına Açıklamalarda Bulundu

Yerel Seçimde Parti aleyhine çalıştıkları iddiasıyla CHP, il disiplin kuruluna sevk edilen CHP üyesi aynı zamanda iki dönem Selçuk ilçesinde CHP’den Belediye Başkanlığına aday adayı olan Sabahattin İzcioğlu basına bu konuda açıklamalarda bulundu. CHP aleyhine çalıştığı gerekçesi ile il disiplin kuruluna verildiğini basından öğrendiğini ifade eden İzcioğlu, yıllardır parti içi ayak oyunlarının devam ettiğini söyledi.

   İzcioğlu basın açıklamasında ‘’  CHP aleyhine çalıştığım gerekçesiyle il diplin kuruluna verildiğimi bende basından öğrendim. Bu haberin basında çıkmasından sonra ilçe, il yönetimlerinden ve disiplin kurulundan haberi tekzip edecek bir açıklama gelmediğine göre olayın doğru olduğu kanısındayım. Çok ilginç olanda bu durum yetkili merciler tarafından doğrulanmadığı gibi kim tarafından disipline havale edildiği de açıklanmıyor. Bu da şunu gösteriyor ki, hala parti içinde ittihatçı, statükocu, entrikacı bir damarın işlediğini yıllardan beri süregelen ayak oyunlarının devam ettiğinin göstergesidir.’’ Diyerek açıklamasına devam etti.

   ‘’Evet bir seçim süreci geçirdik, ben de bu süreçte yerel yönetim için aday adayı oldum. Ne yazık ki özellikle Selçuk’ta çok kötü bir aday adaylık süreci yaşandı. Sonuç başarısız ve olumsuz. Şimdi ben soruyorum. Bu olumsuz sonucu, ilçe, il ve genelde ki yerel yönetim sorumluları, Büyük Şehir Belediye Başkanı, bir günden bir güne oturup da başlarını ellerinin arasına alıp sonuç neden böyle oldu diye düşündüler mi acaba? Bu yetkililer, seçim öncesi, yüzlerce insan telefonlardan arayarak, yüzlercesi, mail atarak, yüzlercesi bizzat örgüt binalarına gelerek bizi uyardı, onlarca sivil toplum örgütü iki üç defa ayağımıza kadar geldi, hatta genel merkeze geldiler, saatlerce beklediler Selçuk’taki durumu anlattılar, yanlarında binlerce imza getirdiler, atanan başkan adayının, on beş yıldır insanları ötelediğini, önüne gelene size ihtiyacım yok dediğini, diğer aday adaylarına hakaretler yağdırdığını, halkla bağlarının koptuğunu, doğru dürüst yatırımlar yapmadığını, önüne gelenle kavga yaptığını özellikle dört sene, büyük şehir belediyesi ile tartıştığını, bu sürede taş üzerine taş konulmadığı örneklerle uzun uzun anlattıkları halde neden tüm bu uyarıları dikkate almadıklarını sorguluyorlar mı? Veya gerçekten sorguladıklarında vicdanları rahat olarak, dürüstçe, namusluca bizim hiçbir suçumuz, sorumluluğumuz yok bu yenilginin başarısızlığın sorumlusu disipline verilen sözü edilen bu kişilerdir diyebilirler mi? Bunun yanında ek olarak bu yöneticiler evet biz aday adaylarına başta verdiğimiz tüm sözleri tuttuk, kamuoyu yoklamaları yaptık, halk tarafından sevilen adayı tarafsız bir yöntemle tespit ettik, bize bir oy fazla getiren adayı içimiz rahat olarak belirledik bu konuda diğer aday adaylarının diyecek hiçbir şeyi yok diyebilirler mi?’’ , Bir günden bir güne seçim süreci ile birlikte bir yıl geçmesine rağmen Selçuk’la ilgili bir çok şeyin söylendiğinde, yazıldığında yöneticilerin bizleri çağırarak orada neler oluyor arkadaşlar dedi mi? Hani bu yöneticilerin sorumluluğu?

   Diyerek devam eden İzcioğlu; ‘’Bana gelince, 15 yıl belediye başkanlığı yapan, bu süreçte çok olumsuz yöneticilik yapan ve de yeniden aday adayı olup tüm bu olumsuz yönetimine rağmen aday olarak atanan Vefa Ülgür’ün yeniden seçilmesini istemedim ve desteklemedim, yaptığı olumsuz eylemleri dile getirdim ve de kamuoyuna duyurdum.  Çünkü burada seçim alınsa idi, kazanan CHP değil Vefa Ülgür olacaktı, üç seçimi de halkın CHP ye olan duygularını sömürerek, seçime iki ay kala halka şirin görünerek, partinin arkasına sığınarak, başkanlık koltuğunu iyi kullanarak kazandı. Kazandıktan sonrada ben, ben, ben diyerek yıllardır iktidarını sürdürdü. Yine öyle olacaktı. Hatta yine kazanacağından o kadar emindi ki, bu sefer daha seçilmeden biz aday adaylarını partiden kovduğu gibi, kazandıktan sonra niyetini gizlemeyerek, ‘’nefeslerimizi keseceğini’’ açıkça söyledi. Bu nedenle Selçuk’u da bitiren partiyi de bitiren böyle birisini destekleyemezdim. Seçimden sonra şimdi kararımın ne kadar doğru olduğunu daha açık net olarak görüyorum. Vefa Ülgür’ün arkasında bıraktığı yerel yönetime baktığımızda durum umduğumuzdan daha vahim. Arkasında 17 milyon borç bırakan bir başkan, ki bu borçların bir kısmı seçim çalışmalarında harcanmış, usulsüz harcamalar, otopark bilet yolsuzluğu, belediyenin işlettiği tüm kuruluşlar iflas etmiş, kendi kurduğu dernekler batmış, usulsüz harcamalar nedeni ile açılamayan yüksek okul, ödemelerin yapılmaması nedeni ile belediyeye gelen icralar. Düşünün sosyal demokrat! bir belediyenin arkasında bıraktığı bir yerel yönetim, Vefacılar, karşıtları olarak ikiye bölünmüş bir parti, iflas etmiş kurumlar. Sizin vicdanınız, anlayışınız, görüşünüz, felsefeniz böyle bir anlayışa destek verir mi? Benim gibi düşünenlerden dört bin kişi son yerel seçimde Vefa Ülgür’ün aday olarak atanması nedeni ile Selçuk’un Belediye Başkanlığı için atanan CHP’li adaya oy vermemiştir.

   Bu konuda ki görüşlerini açıklamaya devam eden İzcioğlu, ‘’ Eğer ben veya benim gibiler, partiden atılırsa Selçuk kurtulur veya ülke de iktidar olunur deniyorsa şahsen ben gönüllü olarak bu partinin kapısının önünden bir defa bile geçmem ayrılırım. Ama adalet, eşitlik, özgürlük diye sosyal demokrat ilkeleri savunan yöneticilerinde önce bu ilkeleri parti içinde uygulasınlar. Bu parti de Genel Başkana diktatör diyenlere, kamun oyunda basının önünde birbirine hakaret eden hatta iddiaya göre küfür eden belediye başkanı ve vekile, dört yıl birbirini mahkemelere veren sonuçlarını milyarlarca para ödeyip, maytap patlatan yine iddialara göre birbirine hakaret eden belediye başkanlarına, bizlere hakaret eden, işyerlerimizi mühürleyen, TOKİ ile anlaşmalar yapan, biat etmeyenleri  öteleyenleri ayrıştıranları disipline veremeyen yönetimin bizleri vermesine halk deyimi ile eşeğini dövemeyen semerini döver denir. Asıl parti aleyhine çalışanlar, bu zamana dek yaptıkları yanlışlar, usulsüzlükler nedeni ile halka güven vermeyen, halkı ayrıştıran, biat etmeyenleri öteleyen zihniyetlerdir. Bu da demektir ki bu zihniyette ne yazık ki hala bazı yönetimler de etken, bu nedenle de çok uzun zaman daha gerçek anlamda Sosyal Demokrat düşünce, demokrasi, eşitlik, özgürlük, adalet isteyen düşünce iktidar olamayacak.