Öyle bir hastalık ki insana ütüyü yanında...

Hepimiz evden çıkarken ‘Ütüyü, kapıyı, pencereyi açık bıraktım mı?’ diye düşünürüz ya da toplu taşıma araçlarına bindiğimizde hastalık kapabileceğimiz aklımıza gelir. Sürekli sevdiklerimize olumsuz şeyler olmasından endişe edebiliriz. Ancak bu hastalık uç noktalara vardığı zaman insana ya ütüyü yanında taşıttırıyor ya da yıkamaktan ellerini yara yaptırıyor.

Obsesif-kompulsif bozukluk endişe bozukluğu olarak tanımlanıyor. Kişinin istemediği ve tekrarlanan düşünceler, hisler, fikirler, takıntılar veya bir davranışlar olarak ortaya çıkar. Obsesif-kompulsif bozukluğa sahip kişiler sürekli bu düşüncelerden uzaklaşmak isteseler de bunu bir türlü başaramazlar.

Psikolog Berna Görgülü Çelik  AjansHaber’e Obsesif-kompulsif bozukluk ile ilgili bilnmesi gerekenleri anlattı;

“ELLER YIKANMAKTAN YARA OLUR”

En temel özelliğinin istenmeden zihne gelen düşünceler olduğunu belirten Çelik “Kişiler bu düşüncelerin saçma ya da mantıksız olduğunu bilir fakat o düşüncelerin akışına kapılıp gitmekten kendini alamaz. Bu düşüncelere obsesyon diyoruz. Kompulsiyon ise bu düşüncelerin harekete geçmiş halidir. Kişinin kirli olduğu düşüncesi aklına gelir bu bir obsesyondur. Daha sonra elini yıkama ihtiyacı duyar. Günde 100 kere ellerini yıkayabilir. Bazı hastaların yıkanmaktan elleri yara olur. Birçok çeşidi vardır. Düşünce, dini takıntılar ve cinsel takıntılar şeklinde ortaya çıkar. Ama en sık görüleni temizlik şeklinde olanıdır. “ dedi.

“ÜTÜYÜ GİTTİĞİ HER YERE GÖTÜRÜR”

Hepimizin evden çıkarken kapıyı kilitleyip kilitlemediğinin aklımıza gelebileceğini söyleyen Çelik “Hayatınızı kısıtlayacak değilse küçük takıntılar olabilir. Günün büyük bir bölümünü bunu düşünerek geçiriyor. Hayatını etkiliyor. Beynin karar verme yetkisinin bozulmuş olması gerekir. Siz evden çıkarken ütüyü açık bıraktım mı diye düşünebilirsiniz. Bu düşünce bir süre sonra gider. Zihniniz sizi rahatlatır. O kişilerde ise zihin kendi kendini rahatlatamaz.  ‘Açık bıraktım mı’ diye sürekli eve geri döner. Bu yüzden ütüyü yanında taşıyan insanlar vardır. ‘Ütüyü açık bıraktım mı?’ diye düşünmemek için ütüyü gittiği her yere götürür.” şeklinde konuştu.

“İLAÇ VE PSİKOTERAPİ BİRARADA DAHA FAYDALI”

Hastalığın tedavisi olduğunu söyleyen “Hem ilaçla hem de psikoterapiyle çözülebilen bir hastalık. İlaç ve psikoterapi bir arada çok daha faydalı oluyor. Genellikle sonuçlar başarılı olur” diyen Psikolog Berna Görgülü Çelik tedavi başarı oranının yüksek olduğunu vurguladı.

KAYNAK: AjansHaber