Yukarı
29233

Türeli, İzmir'in Sorunlarının Peşini Bırakmıyor

23 Kasım 2014 15:51

CHP İzmir Milletvekili, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu CHP Grubu Sözcüsü Rahmi Aşkın Türeli, İzmir’de yaşanan sorunları TBMM gündemine taşıyor.

2015 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu ile 2013 yılı Kesin Hesap Kanun tasarılarının geneliyle Sayıştay tezkereleri üzerindeki görüşmeler, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda sürüyor.

Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın bütçesi üzerinde söz alan Türeli, “Kozak Yaylası’ndaki Fıstık Çamlarının Verimsizlik Sorununu”,  “Kozak Yaylası’nda Görevli Uzmanların Rotasyonunu”, “Küçükmenderes’teki Kestane Ağaçlarını”, “Ödemiş’teki Arazi Toplulaştırmasını” Ve “İzmir’de Sakız Ağacı Yetiştirilmesi” Konularını Komisyon gündemine getirdi.

Türeli, konuşmasının başlangıcında, Orman ve Su işleri Bakanlığı’nın görev alanının orman ve su gibi iki önemli doğal kaynağı ve bu iki kaynak üzerinden geçimin sağlayan milyonlarca insanın hayatını kapsadığını söyledi.

Doğal kaynakların korunması çalışmalarının sürdürülebilir bir kalkınma yaklaşımı çerçevesinde ele alınması gerektiğini ifade eden Türeli, “Ancak AKP hükümetleri döneminde orman alanlarıyla ilgili yapılan düzenlemeler kamuoyunda tepkiyle karşılandı” dedi.

Ormanların korunmasına ve gelecek nesillere aktarılmasına yönelik çalışmaların, hidrolojik ve klimatik yapı, erozyon önleme, toplum sağlığına katkı,  doğanın korunması, rekreasyon gibi çeşitli fonksiyonların dikkate alınarak  oluşturulmasının gerekliliğine dikkati çeken Türeli, “Biz bunun yerine daha kısa vadeli, ranta dönük, ekolojik taşıma kapasitesinin üzerinde bir kullanma anlayışının hızlı biçimde hayata geçirildiğini görüyoruz” diye konuştu. 

Konuşmasında, orman vasfını yitirmiş 2/B alanlarına ilişkin uygulamayı da gündeme getiren Türeli,  “Burada 480 bin hektarlık bir alandan bahsediliyordu. Bunun ne kadarı 2/B kapsamına girdi? Bu kanun kapsamında söz konusu alanlardan ne kadarı hak sahiplerine verildi? Uygulamadan ne kadarlık bir gelir elde edildi? Buna ilişkin rakamların açıklanmasına ihtiyaç var” şeklinde konuştu.

-MADEN VE HES İZİNLERİ-

Tabiat alanlarında verilen maden ve hidroelektrik enerji santrali (HES) izinlerine değinen Türeli, kontrolsüz bir şekilde yapılan bu çalışmaların çevreye büyük ölçülerde zarar verdiğini savundu.

HES’lere, madenlere ve taşocaklarına verilen izinlerin kapsamlı bir şekilde tartışılmasına ihtiyaç olduğunu belirten Türeli, şöyle devam etti:

“Bu izinler, kamuoyunda ve toplumda da ciddi anlamda tepki görüyor. Halkı hem maden işletmecileriyle hem de devletle halkı karşı karşıya getiriyor. Bu çalışmalar yapılırken sürdürülebilir çevre yaklaşımının ön planda tutulmasını ısrarla vurguluyoruz. Çünkü yapılan tüm çalışmalar ekonomik ömrünü tükettiğinde o bölgenin insanları kısırlaşmış bir doğa ile baş başa kalıyorlar. Bu insanlar yaşamlarını doğdukları o topraklarda sürdürmek istiyorlar. Bu çalışmaların ortaya çıkardığı çevre tahribatına ilişkin kapsamlı analizler yapılması gerekiyor.

Bu çalışmalar planlanırken bölge sakinlerinin görüşlerinin de alınması gerekmiyor mu? “Biz yaptık, oldu” anlayışını kabul etmiyoruz. İleri demokrasiden bizim kastımız; katılımcı ve çoğulcu bir demokrasi. Katılımcı demokrasi de insanların yaşadıkları kentlere, bölgelere ve ülkelere ilişkin konularda siyasi karar alma süreçlerine katılmaları, o konuda fikirlerini belirtmeleri önemli ilkeler arasında yer almaktadır ancak biz HES’lerde, doğal SİT alanlarında yürütülen maden arama çalışmalarında bunu böyle olmadığını gördük. Toplumu karşısına alan, toplumun sesini duymayan, işi sadece teknik boyutlarıyla gören bir anlayış, ‘insanı odak alan bir kalkınma anlayışına’ karşıdır.

-KOZAK YAYLASINDAKİ FISTIKÇAMLARI-

Türeli, Türkiye’nin çam fıstığı ihracatının yüzde 80’ini tek başına karşılayan, çam fıstığının anavatanı sayılan İzmir’in Bergama ilçesinde bulunan Kozak Yaylası’nda 2006 yılında başlayan ve halen devam eden “verimsizlik” sorununu komisyon gündemine taşıdı.

Söz konusu sorunu her fırsatta TBMM gündemine getirdiğini vurgulayan Türeli, bu konuda Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergelerine tatmin edici yanıtlar alamadığını söyledi.

Soru önergelerine gelen yanıtta, fıstık çamı ağaçlarında yaşanan sıkıntıların anlatıldığını ancak sorunun çözümüne ilişkin herhangi bir öneride bulunulmadığını belirten Türeli,  sözlerini şöyle sürdürdü:

“Konunun üzerinde ısrarla duruyorum. Kalkınma Bakanlığı’na da sordum aynı soruları. Bu bakanlığımız kamu yatırım programını da hazırladığı için konu onların da görev alanına giriyor. Oradan gelen cevapta ise ‘Havzada kozalak verimi üzerine tozlaşma dönemi yağmurların, yükseltinin, rüzgarın, havanın nispi neminin ve gece gündüz sıcaklık farklarının etkili olduğu belirlenmiştir. Ayrıca 2010 yılında ağaçların tozlaşma döneminde hüküm süren iklim şartlarının bir önceki yıla göre farklı olduğu ve bunun da mantara bağlı hastalıkları tetiklediği düşünülmektedir’ ifadesi alıyor. Uzun yıllardan beri var olan bir sorun neden hala çözülmedi? Konuya ilişkin tespitler yapılmış. Bunun çözümüne ilişkin ne geliştirildi? Burada mağdur olan insanlar var. Çam fıstığı, ülkemiz açısından çok önemli bir ihracat ürünü. Bu dünya üretiminin yüzde 10’unu karşılıyor. Kozak Yaylası, 10 bin kişinin geçimini de sağlıyor. Mağduriyet yaşayan çiftçilerimize ne tür yardımlar yapıldı?”

-KOZAK YAYLASINDA GÖREVLİ UZMANLARIN ROTASYONU-

Türeli,  Kozak Yaylası’nda sıkıntılar devam ederken, bölgede fıstık çamı ağaçlarının yaşadığı sıkıntılara ilişkin çalışma yapan Ege Ormancılık Araştırma Enstitüsü bünyesinde görevli uzmanların rotasyonla yerlerini değiştirildiğine dikkati çekti.

Rotasyona tabi tutularak, görev yerleri değiştirilen uzmanların 10 yıldan bu yana bölgede görev yaptığının altını çizen Türeli, “Bu uzmanların görev yerlerinin değiştirilmesi bu zamana kadar yapılan tüm bilimsel çalışmaların boşa gitmesi ve göz ardı edilmesi anlamına gelmektedir.  Bölgede yeni uzmanlar görevlendirilse bile aynı araştırmaların yeniden yapılması ya da yeni uzmanların konuya adaptasyonu zaman alacağı için şu anda ekonomik anlamda çöküş yaşayan Kozak Yaylası kaderine terk edilmiş olacaktır” diye konuştu.

-KÜÇÜKMENDERES’TEKİ KESTANE AĞAÇLARI-

Küçükmenderes Havzası’ndaki kestane ağaçlarına ilişkin sorunu da dile getiren Türeli,  bu bölgede kestane konusunda çok ciddi bir rekolte düşüklüğü yaşandığını kaydetti.

Söz konusu soruna ilişkin verdiği yazılı soru önergesine Orman ve Su İşleri Bakanlığı’ndan gelen yanıtta, “Orman Genel Müdürlüğü ile FAO iş birliğiyle yürütülen projede kestane dal kanserine sebep olan hastalık etmeni gibi grupların belirlenmesi maksadıyla Beydağ Bademli beldesinde kestane ormanlarında deneme çalışmalarına başlanmıştır” bilgisinin yer aldığını belirten Türeli, bu çalışmaya ilişkin kaydedilen bir aşama olup olmadığının kamuoyunda merak konusu olduğunu söyledi.

Kestane ağaçlarına ilişkin sorunun devam ettiğine işaret eden Türeli,  “Bu bölgede kestaneden geçimini sağlayan Kiraz’ın, Beydağ’ın ve Ödemiş’in köyleri var” dedi.

-ÖDEMİŞ’TEKİ ARAZİ TOPLULUŞTIRMASI-

İzmir’in Ödemiş ve Beydağ ilçelerinde devam eden arazi toplulaştırması uygulamasını da komisyon gündemine taşıyan Türeli,  “Bu çalışmaya ilişkin ‘29 Mart 2015 tarihine kadar bitirileceği’ belirtilmişti. Şu anda hangi noktadadır, yapılan çalışmada nereye gelinmiştir, bu tarihte bitecek mi?” şeklinde konuştu.

Türeli, arazi toplulaştırılması nedeniyle ekim-dikim yapamayan ve bu çalışmaların devam etmesinden ötürü mağdur olan vatandaşların sıkıntıların giderilmesi için çalışma yapılması gerektiğini vurguladı.

-SAKIZ AĞACI DA KOMİSYON GÜNDEMİNDE-

Sakız reçinesi ve sakız yağı şeklinde, ilaç, kozmetik, boya, gıda ve içki sanayisinde kullanılan sakızın, Türkiye ekonomisi için önemli bir potansiyel içerdiğini ifade eden Türeli,  “Yapılan araştırmalar, özellikle İzmir’in Çeşme, Karaburun ve Urla ilçelerinde iklim itibarıyla dünyanın en iyi sakızının yetiştirilebileceğini ortaya koymuştur” bilgisini verdi.

Sakız üreticilerinin, “Sakız ağacı yetiştirmesi konusunda üreticilerin teşvik edilmesine, ucuz arazi tahsisine ve bir sakız birliğinin kurulmasına ihtiyaç duyduğunu” belirttiklerini aktaran Türeli, söz konusu bölgede sakız ağacı yetiştirilmesi konusunda üreticilerin teşvik edilmesi ve bu kapsamda üreticiye ucuz arazilerin tahsis edilmesi konusunda bir çalışma yapılması gerektiğini vurguladı.

Üreticinin kurulmasını istediği sakız birliği konusunun da ele alınmasının gerekliliğine işaret eden Türeli, “Elbette üreticilerin bir araya gelip yapacağı bir iş bu belki ama Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın öncülüğüne ihtiyaç olduğunu düşünüyorum” dedi.

Türeli, “Orman Genel Müdürlüğü Personelinin Atama ve Yer Değiştirme Esaslarına İlişkin Yönetmelik’in uygulamaya konulmasıyla yaklaşık 2 bin orman mühendisinin rotasyonla karşı karşıya kaldıklarını belirterek, kamuoyunun böyle bir yönetmeliğin çıkarılma gerekçelerini merak ettiğini ifade etti.

Türeli, “İzmir’in sorunlarının takipçisiyiz. TBMM’de her fırsatta gündeme getiriyoruz, getirmeye devam edeceğiz” dedi.

 



Yorumlar

  • Ağzınıza sağlık milletvekilim. İcraat böyle olur işte. Buraya gelip mavi bonçuk dağıtıp gitmekten daha faydalı olmuş. Saygılar.
    izmirli
    20 Ekim 2016 05:02
  • izmir'in ne çok sonunu varmış
    mustafa haktan
    20 Ekim 2016 05:02

Yorum Ekle


Diğer Haberler

Kasapoğlu’ndan Karşıyaka stadı açıklaması

Önceki dönem Gençlik ve Spor Bakanı Dr. Mehmet Kasapoğlu katıldığı canlı yayınlarda seçim süreci ve İzmir’i yakından ilgilendiren konularla ilgili soruları cevapladı.

Çiftçioğlu: Karşıyaka kültür ve sanat yatırımları ile öne çıkacak

Projeleri ve saha çalışmaları ile Karşıyakalıların kalbini kazanan Karşıyaka Belediye Başkan Adayı İsmail Çiftçioğlu, kentin yeni dönemde daha fazla kültür-sanat yatırımları ve destekleri...


İYİ Parti İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Prof.Dr. Ümit Özlale’den taahhüt

İzmir, Türkiye'nin en dinamik kentlerinden biri olarak, genç nüfusunun enerjisini ve potansiyelini şehrin gelişimi için kullanma yolunda önemli bir adım attı. İzmir Kent Konseyi Gençlik M...

Başkan Adayı Bakıcı: ‘’Sözde değil özde Atatürkçüyüz’’

Selçuk, tarihi günlerden birisini daha yaşadı. Kent merkezinde düzenlenen mitingde konuşan Cumhur İttifakı Selçuk Belediye Başkan Adayı Dr. Dahi Zeynel Bakıcı, “Biz, sözde değil özde Atat...


İzmir’de “Gastronomi ve Tasarım Sempozyumu” yapıldı

Türk Kızılay Kadın İzmir'in katkılarıyla, Ege Üniversitesi Güzel Sanatlar, Tasarım ve Mimarlık Fakültesi, Beykent Üniversitesi İletişim Fakültesi ve İzmir Kavram Meslek Yüksekokulu tarafı...

CHP'li Ednan Arslan: Hamza Dağ ile Bakan Bayraktar ayrı telden çalıyor

CHP İzmir Milletvekili Ednan Arslan, İzmir’e termik santral konusunda AKP’li isimlerin birbirini yalanladığını dikkat çekerek, “Termik santral konusunda AKP’nin logosuz takiyeci adayı Ham...


Menemen'de Başkan Pehlivan'dan Gövde Gösterisi

Menemen Belediye Başkanı Aydın Pehlivan, seçime günler kala ilçe merkezinde dev bir kortej yürüyüşü ve ardından miting düzenledi. On bini aşkın vatandaşın katılımıyla ve büyük bir coşkuyl...

Kırkpınar: Kalbinizin sesini dinleyin Bayraklı kazansın!

Cumhur İttifakı Bayraklı Belediye Başkan Adayı Bilal Kırkpınar, ilçe sakinlerine 31 Mart çağrısında bulunarak, "Kalbinizin sesi size doğru yolu gösterecektir. O sesi tercih edin. Unutma, ...


AK Parti Konak Adayı Çankırı taksi şoförü oldu

AK Parti Konak Belediye Başkan Adayı Ceyda Bölünmez Çankırı, taksi şoförü oldu, yolcular gördüğü manzara karşısında şaşkınlığını gizleyemedi. Seyir halinde yol boyunca yolcularla sohbet e...

SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

Oyuncu Farah Zeynep Abdullah, Kızıl Goncalar iddiasına cevap verdi

Farah Zeynep Abdullah'ın Kızıl Goncalar dizisine dahil olacağı söylentileri sosyal medyada büyük ilgi görmüştü. Ünlü oyuncu iddialara yanıt verdi. Öyle bir geçer zaman ki Masumlar Apartma...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Diyet gıdası krizi: Can kaybı artıyor

Kobayashi Pharmaceutical Co. firmasından yapılan açıklamaya göre, kırmızı pirinç mayası içeren "beni-koji" tüketen bir kişi daha yaşamını yitirdi. Böylelikle şimdiye kadar takviye diyet gıdası "beni-koji" ile bağlantılı ölenlerin sayısı 5'e yükseldi. Ölenlerin cinsiyeti ve yaşı açıklanmadı. 

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR