CHP’li İlçi İstifasının Arka Planını Anlattı

Ender Gündüz/Ege’nin Sesi - CHP Konak’ta geçtiğimiz Pazartesi günü istifa eden, eski Gençlik Kolları Başkanı ve önseçimde milletvekili aday adayı olan Onur Utkan İlçi, istifa nedenini Ege’nin Sesi’ne anlattı. Gençlere ve kadınlara çağrıda bulunan İlçi, “Benim siyasi namusum ve siyasi birikimim sizlere emanettir” dedi. İlçi, istifasının küskünlük olmadığını, olgunluk olduğunu ve devrimci sola artı değer katabileceği herhangi bir ortamın kalmadığını söyledi.

İzmir CHP gençliğinin ‘ABİ’si olarak bilinen İlçi, uzun süredir parti içi demokrasinin sekteye uğradığını dile getirdi. “20 Haziran genelgesiyle seçimlere gidilmesi bizi üzdü. Biz, 7 Haziran ve ondan önceki seçimde durmadan partinin iktidara gelmesi için dağ yaş çalışma yaptık” diyen İlçi, “Bir ucumuz Karaburun’da Ambarseki’de diğer ucumuz Torbalı’da Karakızlar’da çıktı. Karabağlarda Abdi İpekçi Mahallesi Buca Yeşilbağlar’dan Konak’ta da Gültepe’den bir türlü aşağı inemedik. Ama biz bunları yaparken, bazı gruplar da parti içi hesaplar peşinde bulundu” şeklinde konuştu.

CHP’YE 12. MADDE ELEŞTİRİSİ

İlçi, CHP’nin emek, dayanışma ve güvenle iktidara geleceğini inancının olduğunu fakat başka grupların oligarşik bir yapıda siyasete devam ettiklerini ifade ederek, “İlçeler düzeyinde kardeşlik hukukunu bozduran genel merkez düzeyinde ilişkiler bu hale getirdi. Biz bunu bundan önceki Genel Başkan Deniz Baykal zamanında, yaşamış bu zulme direniş siyasetçilerden birisiyim. Anti demokratik uygulamalar sadece 12. madde üye kayıtları ve dolma ve sahte üye kayıtlarını rafa kaldırılmasıyla son bulmuyor. Zihinlerde 12. madde zihniyeti var. Bu demokrasi değil, demokrasinin naip(sağın abi kültürü) ağabeyler tarafından alet edilmesidir. Bizim bildiğimiz ve uyguladığımız, solun abi kültüründe dayakçı babaya karşı küçük kardeşi korumak vardır. Ergenekon davasında tutuklanmış ‘Kızılelmacı’ anlayışı ve tutuma karşıyız” dedi.

“İSTİFAM KÜSKÜNLÜK DEĞİLDİR”

Tabanın rahatsız olduğunu ve mücadeleden çok direnmek gerektiğini kaydeden İlçi, “Dirediğiniz yerde de yalnızlaşıp, tek başınıza kalıyorsunuz. Ve bu tek başına kalma insanı kırgınlığa doğru götürüyor. Kırgınlığın olduğu yerde de ya susacaksınız ya da bir eylem planını kendiniz gündeme getireceksiniz. İstifa sözcüğünün temelinde küstüm oynamıyorum gibi olgunluk göstergesi olmayan davranıştan öteye gelin bu oyunu düzgünce oynayalım serzenişi vardır. Sessiz sedasız gündeme getirmemim nedeni bir adap ve her gün yüz yüze baktığım insanların kırmamak içindir” ifadelerinde bulundu.

“MUHBİRLİK Mİ YAPACAKTIM?”

“Halen inanıyorum ki, biz sokakta, meydanda ve bu toplumun sol ve sosyal demokrat reçetelerle normalleşip demokrasinin geleceğine olan inancımız devam etmektedir” diye konuşan İlçi, sessiz bir şekilde partiden ayrılmasını, 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in gidişine benzetti. Lise komisyonlarından bu yana CHP içinde mücadele verdiğini de belirten İlçi, “lise komisyonlarından beri, CHP siyasetinde bulunuşumun 20. yılıdır. Bu 20 yıllık emek sonunda elbette hakkım olanı almak ve istemek ayıp bir tutum değildir. Biz siyasette temsil etmek ve temsil edilmek üzerine düşünce üretiriz. Elbette bundan dolayı ‘koltuk istemek, koltuk talep etmek’ suç mu? Ne isteyecektim peki? İhale mi isteyecektim? Rant beklentim mi olacaktı? İnsanları birbirine düşürüp muhbirlik mi yapacaktım?” diye sordu.

“İKTİDAR İÇİN YAZILMIŞ BİR REÇETEDİR”

Demokrasi talebinin tabanda ön plana çıktığını söyleyen İlçi konuşmasına şöyle devam etti: “Bugün geldiğimiz koşullarda bu talepler taban siyasetinde ön plana çıkmıştır. Biz, ihaleci müteahhitlerin gideceğini ya da gittiğini düşünmüş gençlik hareketleri içinden gelen kardeşinizim. Görüyorum ki, geldiğim noktada yalnız değilsin denildiğinde bile bir çekingenlik, korkaklık ve edilgenlik vardır. Biz cesaretli bir şekilde bunlara cevap vermezsek legal siyaset içinde CHP’nin iktidara gelmesi mümkün değildir. Bir Behice Boran’ın, Süleyman Gencel’in ve Erdal İnönü’nün doğacağına olan umudum azalmıştır. Evet, istifa ettim. Çünkü partiye, sosyal demokrasiye ve devrimci sola artı değer katabileceğim herhangi bir ortam kalmadı. Onuru bir eski partili ailenin çocuğu olarak, ne annem eski TİP Kadın Kolları Başkanı ve CHP ile SHP’de yönetici Ayten İlçi’nin ne dayım 80 öncesi Tariş Kombine Müdürü ve eski TKP Merkez Komite üyesi Ergun Saraç’ın ne de akrabam eski Gültepe Belediye Başkanı Aydın Erten’in ismini pisletmek istemememdir. Seyit Rıza’nın dediği gibi, ‘Ben sizin alavere dalaverenizle baş edemedim, bu bana dert oldu; ama ben de sizle boyun eğmedim, bu da size dert olsun’ bu son satır özellikle partide siyaset yaptığını zanneden gençlere ve kadın arkadaşlarımıza nasihatimdir. Benim siyasi namusum ve siyasi birikimim sizlere emanettir. Beni pislemeyin, beni ihaleci, müteahhitlerin arasında rakı mezesi yapmayın. Siyaset üretip yönetimlere talip olunuz. Tekrar yineliyorum, bu oligarşik yapıyı ben tek başıma ortadan kaldıramam. Ya hep beraber kol kola verip bunu ortadan kaldıracağız ya da bu çarkın bir kolu olarak kırılıp gideceğiz. Bana telefon açıp ikna etmeye çalışan arkadaşlar boşuna uğraşmasın. Eğer örgütlü mücadelede vermek istiyorlarsa ve her türlü bedeli ödemeye razılar ise bu mekanizmayı oluştursunlar. Ben ve benim gibi Haziran Hareketini kendisine şiar edinmiş birçok politik insanı kazanırlar. Gördüğünüz gibi bir istifa değil, aslında normalleşmiş bir sosyal demokrat partinin, iktidara gitmesi için genel anlamda yazılmış bir reçetedir”