Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Kati Piri, "Elbette Avrupa bu görüşmelerin yeniden başlamasını istiyor. Bu kolay değil; Türkiye’nin Suriye’deki operasyonuna da bakarsanız. Ama ben umut veren mesajlar da işittim. Şu açık ki PKK’nın her gün yaptığı saldırılarla, bu böyle devam edemez; bu müzakereleri başlatacak bir zemin değil" diye konuştu.
15 Temmuz darbe girişimi öncesinde Ankara’nın tarafsız olmamakla eleştirdiği ve hedef tahtasına koyduğu Piri, Ankara’da aralarında Başbakan ve Dışişleri, İçişleri ve AB Bakanı’nın da olduğu üst düzey yetkililerle bir araya geldi. Üç günlük ziyaretinin ardından dönüş yolunda Cumhuriyet’ten Duygu Güvenç'in sorularını yanıtlayan Piri, ekim ayında vize serbestisinin sağlanamayacağının kesin olduğunu belirtirken “Bu sürecin çökmemesi için iki tarafta da istek var” dedi.
Savunma hakkı
Piri’nin yanıtları şöyle:
- Kılıçdaroğlu’na yapılan saldırıyı duydunuz mu?
Şok oldum. Daha dün (önceki) buluştuk. Türkiye, siyasilerin suikasta uğradığı bir ülke olamaz. Fazlasıyla ciddi durum. Yaralanmamış olması iyi haber.
- OHAL’in 3 ay sonunda kaldırılacağına yönelik bir mesaj aldınız mı hükümetten?
Bir zaman verilmedi. Bizim için esas konu OHAL’in süresi değil. Temel olan ‘hukukun üstünlüğü, adil yargılamaya erişim, tüm bu darbe girişimi sonrasında dokunulanlar için garanti altında mı. Bizim için anahtar konu bu. Bu mesajı ilettik. Elbette OHAL mümkün olduğunca çabuk son bulmalı.
- Uzun tutukluluk süreci ele alındı mı?
Önemli olan şey insanlara, suçlu da olsa, savunma hakkı verilmesi. Türkiye geçici olarak AİHS’nin 4’üncü maddesini askıya almış olsa da bunu askıya almak cezaevindekilere kötü muameleye izin vermez. Hükümet, 29 Ağustos’ta Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi’nin ziyaret edeceğini söyledi. Bu gerçekten bizim duymak istediğimiz mesajdı.
- İşkence iddiaları temaslarınızda gündeme geldi mi?
STK’lerle toplantı yaptım ve elbette bu endişe dile getirildi. Af Örgütü’nün raporunu da gördüm. İçişleri Bakanı “Darbe gecesi kaba kuvvetle ele geçirilenler vardı; ki bu insanların silahları var. Ama bunların prensiplere uymayan bireysel polis veya gardiyanlar” olabileceğini; tutukluluk sonrasında kötü muamele olmadığını söyledi.
Müzakere başlasın
- Gazeteciler-kapatılan medya kuruluşları temaslarınızda gündeme geldi mi?
Bizim şunu garantilememiz lazım; tüm bu insanlar eğer bağlantılıysa (darbe girişimi) elbette yargıya götürülecek. Bu bir Avrupa ülkesinde olsa orada da yargıya giderdi. Türkiye’nin içinden geçtiği böylesine zor bir dönemde; özellikle de şimdi gazeteciler bu konuda yazmaktan korkmamalı. İşte bu nedenle ben gelir gelmez CNN Türk’ü ziyaret ettim.
- Çözüm sürecine geri dönüşte sizce neredeyiz?
Elbette Avrupa bu görüşmelerin yeniden başlamasını istiyor. Bu kolay değil; Türkiye’nin Suriye’deki operasyonuna da bakarsanız. Ama ben umut veren mesajlar da işittim. Şu açık ki PKK’nin her gün yaptığı saldırılarla, bu böyle devam edemez; bu müzakereleri başlatacak bir zemin değil.
Tehdit yerine dostluk ortamı
- AB-Türkiye katılım sürecinin geleceğinden umutlu musunuz?
Türkiye sürece geri dönebilecek mi? Katılım müzakerelerinde tek suçlu elbette Türkiye değil. 28 ülkenin onayı ile fasıllar açılıyor ve geçmişte insan hakları ile ilgili faslı açmak çok iyi olurdu ama ne yazık ki Konsey’de bu olmadı. Tango yapmak için iki kişiye ihtiyaç var. Bu ülkede reformların sürdüğünü göstermek gerek; vahşi saldırıdan sonra şu an çok özel bir dönem, bunu anlıyorum. Ama Türkiye’nin nereye ulaştığına bakarsanız, 15-20 yıl öncesiyle kıyaslarsanız, Türkiye bu zamanlara geri dönemez. Bu farkındalık da tüm siyasilerde var. Elbette hatalar yapıldı ama birbirimizi tehdit etmek yerine bunu dostça bir ortamda ele almalıyız.
Yorumlar
Bu haberde yorum bulunmamaktadir.