Babalık bana ecdadımdan miras

Türk sinemasının yaşayan efsanesi Cüneyt Arkın, evinin kapılarını Sözcü Pazar’a açtı...

Edda SÖNMEZ/SÖZCÜ-Babalar Günü özel röportajımız için Cüneyt Arkın'la buluştuk. Bütün sorularımıza büyük bir içtenlikle yanıt veren Arkın, torunu Zeynep için yazdığı şiiri bile bizlerle paylaştı… Bu sırada oğlu Kaan ve iki torunu da bize eşlik etti. Londra'da bulunan diğer oğlu Murat ise yanımızda olamasa da sorularımızı yanıtladı. Hâlâ çok yakışıklı olan ve eşine “Papatyam!” diye seslenecek kadar aşık Cüneyt Arkın’ın bizlerle paylaştıkları…

– Sizi gayet iyi gördüm… Şu sıralar sağlığınız nasıl? 
Cüneyt Arkın: Gayet iyiyim. Uzun süre günde 12-16 saat çalıştım ve özel hayatım neredeyse yoktu. Seneler böyle geçti… Çok büyük sıkıntılar ve acılar çektim. Yaş ilerledikçe ruh yorgunluğu başladı. Birkaç sene evvel büyük bir omurga ameliyatı geçirmek zorunda kaldım. Gençken, mutlu ve güzel günlere at koşturdum. Şimdi de her şeye şükrediyorum. Gençlere de sağlıklarının kıymetini bilmelerini tavsiye ediyorum.
– Baba olduktan sonra hayata bakış açınız nasıl değişti?
Dünyama anlam geldi. Baba olmak hayatta para ve şöhretten öte bir başka zenginlikti.
– Bugüne dek, oğullarınızın sizi en çok duygulandırdığı an hangisi oldu?
Uzun süre devam eden hastalığımda büyük oğlum Murat'ı sık sık karşımda görüyordum. İngiltere'den geliyordu. “Oğlum işinden kovacaklar seni” dedim. Güzel yüzünde tatlı bir tebessümle, “Dünyada babamdan başka ne var” dedi. İçim bir tuhaf oldu. Küçük oğlum Kaan geceleri yanımda kalıyordu. Gereken tüm yardımları zor da olsa beceriyordu. Candan, sıcak ve yürekten uğraşıyordu. Ona minnet duydum.

– Baba-oğul ilişkinizi nasıl tanımlıyorsunuz?
Babalık bir mirastır, ecdadımdan bana aktarılan bir görev… Bir iyi örnek olma işi… Bu işi hiç zorlanmadan, hatta zevk alarak yaptım. Zamanla dost oldum çocuklarımla. Üç harika dost!
– Oğullarınızın yetişmesinde esas aldığınız başlıca kriterler hangileri?
Babam bana yalan söylememeyi öğretmişti. Her kötülük yalanla başlar. Kendinden sorumlusun ve benden sorumlusun. Ben de çocuklarıma yalan söylememeyi, sorumluluğu öğrettim. Gerisini beraber öğrendik. Çiçeği, böceği, yıldızları, yağmuru, bahar çiçeklerini, meyve toplamayı, ekmeğin bereketini, anayı sevmeyi, yüzmeyi, top oynamayı beraber öğrendik. Hayatı öyle güzel paylaşıyorduk ki…
– Oğullarınız hangi yönleriyle size çok benziyor ve hangi yönleriyle sizden ayrılıyor?
Ben onlara nasıl davranıyorsam onlar da çocuklarına öyle davranıyorlar. Çoğu kez çocuklarıyla ilgilenme şekillerinde kendimi görüyorum. Teknoloji dünyasında benden çok farklılar tabii ki…
– Oğullarınızın Cüneyt Arkın ismini ve mirasını taşımak konusunda nasıl adımlar atıyorlar?
Bir sanatçı halkına, özellikle gençlere örnek olmalıdır. Oğullarım bu sorumluluğu paylaştılar. Benim gibi okuyorlar, alçakgönüllü arkadaşlıklar, dostluklar kuruyorlar. Halkın içine giriyorlar. Tarihlerine meraklılar. Atatürkçüler. Çocuklarına da öğretiyorlar. Vatanını, halkını seviyorlar.
– Onların sizin yolunuzdan gitmesi yani oyunculuk yapmaları hoşunuza gitti mi?
Hoşuma gitmesinden öte, bu konudaki cesaretlerini sevdim.
– Torunlarınızla aranız nasıl?
Torunlarım birer mucize. Beyaz bir gül çiçeği üzerine düşmüş bir yağmur damlası. Onlarla beraber olmak, hayata şükretmek aslında…

Torunum Zeynep için şiir yazdım

– Duyduğum kadarıyla torun sevginiz öylesine büyük ki bir şiir yazmışsınız.
Evet, Kaan'dan olan torunum Zeynep için bir şiir yazdım. Sizinle de paylaşmak isterim…

Beyaz bir güle düşmüş bir yağmur damlası
Ümitsiz güzel bakmaya doyamazsın
Zeynep torunum minicik bir melek
Her şeye çocuksu gülümser sımsıcacık

Sabah odaya giren güneş gibi
Sımsıcak bakar
Maviş maviş
Öyle bir kucaklaşıp
İçine sokmak ister insan
O Zeynep torunum
Torunum bir melek
Bir aşk çocuğu o süt kokulu tertemiz günahsız insanın içini ısıtıyor bebek öpücüğü gibi

Babam benim kahramanım

– Ünlü bir babanın oğlu olmak üzerinizde nasıl bir etki yarattı?
Kaan Cüreklibatır: ‘Özel bir insan' olma hissi veriyor. Benzemek, benzetilmek, tanınmak gibi… En büyük zorluğu ise insanlar dışardan “Cüneyt Arkın'ın oğlu Kaan” diye bakıyorlar; Kaan diye bakmıyorlar… Cüneyt Arkın'ın oğlu Kaan olmak bir zenginlik. Çünkü sinemadan, edebiyata, dilden, kültüre o kadar bilgili ki bilincimi açıyor. Ulus, yurt, tarih, kültür, doğa bilinci. Hepsini babamdan öğrendim. Zenginlik bu. Her çocuk kahramanına özenir, benim de kahramanım babam.
– Siz de bir babasınız. Çocuğunuzun oyunculuk sektörüyle ilgilenmesini ister misiniz?
Eğitimini alırlarsa, yetenekleri de varsa neden olmasın. Ama önce istemeliler. İstiyorlarsa da ilk dedelerini örnek alsınlar isterim.
– Cüneyt Arkın beyazperdede milyonların hayran olduğu bir isim. Peki evde nasıl bir baba?
Sert yapısının altında çok duygusaldır babam. Evde çok okur, düşünür ve yazar. En çok anneme yazdıklarını severim. “Papatyam” der anneme.
– Babanızın şöhretinden faydalandığınız oldu mu? 
Hayır. Size bununla ilgili bir anımı anlatayım: Üniversiteyi bitirmişim, iş arıyorum. Bir firma iş başvurumu kabul etti çünkü en düşük ücreti talep ettim. İşe başladım. Firma sahibi ve çalışanlar Cüneyt Arkın'ın oğlu olduğumu bir sene sonra öğrendiler. Oda şöyle oldu… Annem babama, “Kaan ne iş yapıyor Fahrettin, çalıştığı firmaya git bir bak” demiş. Babam ofisin koridorunda yürürken çalışanların yüzüme nasıl şaşkınlıkla baktıklarını anlatamam Cüneyt Arkın'ın oğlu olmama çok şaşırmışlardı.

Dört neslin saygı duyduğu bir adam…

– Cüneyt Arkın nasıl bir baba?
Murat Cüreklibatır: Benim için inanın Cüneyt Arkın ile Fahrettin Cüreklibatır'ın bir farkı yok. Belki o yüzden oyunculuğu o kadar duru, temiz ve gerçekçi. Bence milyonların hayran olmasının arkasındaki sebep de bu. Filmlerdeki gibi gerçek hayatta da kahramanımız, örnek aldığımız gurur duyduğumuz insan. Bir babadan çok ağabey, arkadaş daha da ötesi bir dost…
– Babanızın size verdiği en önemli öğüt nedir?
“Bela üzerine gelirse beladan kaç oğlum. Bu senin korkak olduğunu göstermez. Bela geliyorsa bir adım geri at. Baktın hala geliyor, at bir adım daha geri. Baktın adım atacak yerin kalmadı, beladan daha bela ol.”

– Ancak baba olunca babanızı anladığınız konular var mı?
Verdiğin kararların sadece bir kişiyi değil tüm aileyi ilgilendirdiğini anladım. Ben baba olunca babam gözümde daha da yüceldi.
– Ünlü bir babanın oğlu olmak üzerinizde nasıl bir etki yarattı?
Babamın ünlü olmasından ziyade, sevilen, sayılan, Allah başımızdan eksik etmesin dedirtebilen bir karaktere sahip olması benim üzerimde daha çok etki yarattı diyebilirim. Adamlığıyla, vatan sevgisiyle, insan sevgisiyle, milliyetçiliğiyle dört neslin saygı duyduğu bir adamın oğlu olmak kolay değil… Son olarak bizim için çok farklı bir yeri olan Sözcü Gazetesi'nin aracılığı ile tüm babaların ellerinden öpüyorum. Baba adaylarına da kolaylıklar diliyorum