Yukarı
203332

Umut Oran’dan hükümete flaş çağrı

24 Şubat 2018 12:11

CHP’li Umut Oran, sözde Ermeni soykırımı yalanını kabul eden Hollanda’ya tepki gösterirken hükümete de gecikmeden harekete geçmesi çağrısında bulurdu.

Hükümetin sözde Ermeni soykırımı yalanına karşı doğru ulusal strateji izlemesini isteyen Umut Oran, “AKP iktidarı dış politikayı iç siyasete alet etmeyi bırakmalıdır bu konuda partizanlığı terk ederek, TBMM içi ve dışındaki tüm partilerle birlikte, siyasetçilerin yanı sıra tarihçi, hukukçu ve bilim insanlarının da içerisinde yer aldığı bir ulusal birlik cephesi inşa etmelidir. Bu kapsamda Türk hükümeti, Hollanda Parlamentosuna en sert biçimde gereken cevabı gecikmeden vermelidir” dedi.

Umut Oran, konuyla ilgili olarak bugün yaptığı yazılı açıklamada şunları kaydetti:

Milli meselelerde “milli tavrın” en temel ölçütü, eldeki tüm imkanların tam olarak kullanılıp kullanılmadığıdır. Dilinden “milli” sözünü düşürmeyen iktidar bloğu ise özellikle “uluslararası konularda” eldeki imkanları kullanmak yerine “meselelere partizanca yaklaşmakta ve her konuyu iç politika malzemesi” haline getirmektedir.

Seçmenler nezdinde belli bir karşılığı olduğu düşünülse de “milli konularda” sağa-sola “Eyyy!” diye ayar vermeye çalışmanın herhangi bir somut karşılığı yoktur.

Son olarak Hollanda’nın sözde Ermeni soykırım yalanıyla ilgili tavrına karşı da sözlü karşı çıkışlarla değil hukukla, akılla ve doğru stratejiyle karşılık vermek gerekir.

Hükümet AİHM’nin İsviçre-Perinçek Davasını Yeterince Kullanmıyor

 Özellikle ASALA terör örgütünün Türk Dışişleri mensuplarına yönelik saldırılarıyla beraber başlayan “sözde Ermeni soykırım yalanı” tüm batı aleminde Türkiye karşıtı bir propaganda kampanyasına dönüştürülmüş ve ulusal meclislerde “gerçek olmayanı tanıma” yönünde tamamen politik kararlar aldırılarak Türk Devletine ve Türk Milletine karşı ağır bir saldırı başlatılmıştır.

Ancak ne yazık ki son 16 yıllık iktidar bloğu da dahil, Türkiye Cumhuriyeti Devleti bu uluslararası kampanyaya karşı güçlü bir ulusal strateji oluşturamamış, yabancı ülkelerin kamuoyları yeterince bilgilendirilememiş ve sürekli olarak savunma pozisyonuna mahkum olunmuştur.

Doğu Perinçek ve Talat Paşa Komitesi’nin İsviçre-Perinçek Davasında yürüttüğü önemli mücadele ise “sözde Ermeni soykırım yalanına” karşı kazanılan dünya çapında en önemli “hukuki zafer” olarak Türkiye Cumhuriyeti’ne avantaj kazandırmıştır.

 Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi aldığı bu kararla tüm dünya parlamentolarına “sözde soykırım” iddialarına siz değil “uluslararası mahkemeler” karar verir diyerek aslında tüm parlamento kararlarını “hükümsüz” ve “geçersiz” kılmıştır.

Ancak gelinen noktada AKP hükümetlerinin konuyu yeterince kavrayamadığı ve siyasi sebepler dolayısıyla Perinçek-İsviçre Davasını yeterince sahiplenemediği ve bu konuda TBMM’de ulusal bir mücadele birliğine önderlik edemediği görülmektedir. Hükümetin bu anlamda AİHM kararını tamamen benimsemesi ve “milli duruşa uygun olarak” bayraklaştırması aklın ve stratejinin gereğidir.

Batı Parlamentoları Türkiye’deki iktidarın güçsüzlüğünden ve tutarsız dış politika stratejisinden faydalanıyor.

 Sözde soykırım iddialarının neredeyse birçok Avrupa parlamentosu tarafından hukuka aykırı olarak kabul edilmesinin bir diğer gerekçesiyse AKP hükümetlerinin çizdiği güçsüz ve tutarsız profildir. AKP’nin bağırıp çağırmak, hamaset yapmak ve aleyhte bile olsa dış gelişmeleri iç siyasete malzeme yapmak dışında hiçbir anlamlı tavır geliştiremeyeceğine inanan batılı devletler “sözde soykırımı” tanıma konusunda oldukça rahat davranmaktadır. Bu durum, AKP hükümetlerinin “hiçbir caydırıcılığının” kalmadığının açık göstergesidir. Ne yazık ki bu zihniyet iktidarda kaldığı sürece batılı devletlerin Türkiye’ye karşı tavrının değişmeyeceği de ortadadır.

AKP iktidarı dış politikayı iç siyasete alet etmeyi bırakmalıdır bu konuda partizanlığı terk ederek, TBMM içi ve dışındaki tüm partilerle birlikte, siyasetçilerin yanı sıra tarihçi, hukukçu ve bilim insanlarının da içerisinde yer aldığı bir ulusal birlik cephesi inşa etmelidir

Hollanda Meclisinin haksız ve hukuksuz tavrı ne ilktir ne de son olacaktır. Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Milleti, uluslararası yalanlara karşı eldeki tüm imkanları doğru zamanda ve doğru yerde kullanarak güçlü cevaplar verebilir. Bu anlamda Türkiye Cumhuriyeti, AKP’nin partizanca yaklaşımından kurtarılmalı ve “milli konularda milli duruş” sergilenmelidir. Gelinen noktada hiçbir komplekse kapılmadan Perinçek-İsviçre Davasını sahiplenmek, bu davada Türk Milletine zafer kazandıran hukukçulardan, tarihçilerden ve aydınlardan yararlanmak, AİHM’nin bağlayıcı kararını tüm dünyaya ve kamuoylarına ulaştırmak ve en önemlisi “sürekli savunma psikolojisinden” çıkılarak haklı olduğumuz bu milli davada “ön alıcı” hamleler yapmak zorunludur. Bu kapsamda Türk hükümeti, Hollanda Parlamentosuna en sert biçimde gereken cevabı gecikmeden vermelidir.

Zira Türk Milletinin geçmişinde hiçbir şekilde “sözde soykırım yoktur”, bu nedenle “sözde soykırım yalanına” karşı mücadele etmek aynı zamanda insanlık, hak, hukuk ve adalet için de mücadele etmek demektir.



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


Diğer Haberler

Ali İhsan Yavuz tespiti: 'Seçim günü çok önemli, akşamı da çok önemli'

2019’daki yerel seçimlerde “Hiçbir şey olmasa bile kesinlikle bir şeyler oldu” sözleriyle gündeme gelen AKP Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz, seçim öncesi ...

RTÜK'ten 'seçim yasağı' kararı

Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), yerel seçimler sebebiyle bu geceden itibaren seçim gününe kadar siyasi reklamların yasaklanacağını belirtti. Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), bu gec...


CHP'den Anayasa Mahkemesi'ne 'TRT' başvurusu

CHP Seçim ve Parti Hukuk İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gül Çiftci Binici yaptığı açıklamada, Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumunun (TRT) muhalefete uyguladığı karartmayı Anay...

Yeniden Refah'ın İstanbul adayı Mehmet Altınöz’e engel: 'TGRT’ye davet ettiler, yayına çıkarmadılar'

Yeniden Refah Partisi açıklamasında, partinin İstanbul adayı Mehmet Altınöz'ün canlı yayına konuk olmak üzere davet edildiği TGRT Haber’de engellendiği duyuruldu.


Mansur Yavaş, oy oranını açıkladı

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, yüzde 60'lara varan bir oyla seçileceğini belirterek, belediye meclisinde de çoğunluğu almanın önemine dikkati çekti.Ankara Büyükşehir Bel...

Erbakan 'Ey troller' deyip üç şartını yineledi

İktidara İstanbul adayını çekmek için sunduğu üç şartı sıralayan Erbakan, bir kez daha "Hodri meydan" dedi. Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan "İktidar şimdi ilan etsin des...


Nerede oy kullanacağım? YSK seçmen kaydı e Devlet sorgulama ekranı...

Yerel seçim için 31 Mart 2024 Pazar günü milyonlar vatandaş oy kullanacak. "Nerede oy kullanacağım" sorusunun yanıtını merak eden vatandaşlar için seçmen kaydı YSK sitesi üzerinden ya da ...

Ve Erdoğan ilçe ilçe mitinglere başlıyor...

Rüzgarı bir türlü Kurum'dan yana döndüremeyen iktidar, durumu değiştirmek için bütün bakanları İstanbul'da sahaya sürdü. Ancak yarışın son virajına İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun Cumhur İ...


Ekrem İmamoğlu'ndan canlı yayında AKP seçmenine çağrı: 'Ders vermeleri lazım!'

İBB Başkanı İmamoğlu, bütün bakanların İstanbul'da Murat Kurum için seçim kampanyası yürütmesini eleştirerek YSK'ye tepki gösterdi. NOW TV canlı yayınında konuşan İmamoğlu, AKP seçmenleri...

SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

Oyuncu Farah Zeynep Abdullah, Kızıl Goncalar iddiasına cevap verdi

Farah Zeynep Abdullah'ın Kızıl Goncalar dizisine dahil olacağı söylentileri sosyal medyada büyük ilgi görmüştü. Ünlü oyuncu iddialara yanıt verdi. Öyle bir geçer zaman ki Masumlar Apartma...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Diyet gıdası krizi: Can kaybı artıyor

Kobayashi Pharmaceutical Co. firmasından yapılan açıklamaya göre, kırmızı pirinç mayası içeren "beni-koji" tüketen bir kişi daha yaşamını yitirdi. Böylelikle şimdiye kadar takviye diyet gıdası "beni-koji" ile bağlantılı ölenlerin sayısı 5'e yükseldi. Ölenlerin cinsiyeti ve yaşı açıklanmadı. 

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR