Yukarı
213168

"Stratejik ortaklık müttefiklik ruhuna aykırı"

19 Haziran 2018 11:12

BAŞBAKAN Binali Yıldırım, ABD Temsilciler Meclisi'nin Türkiye'ye silah satışını özel prosedüre bağlayıp güçleştiren karar tasarısı için, "Teşebbüste bulunulması bile esef verici. Stratejik ortaklık müttefiklik ruhuna aykırı" dedi.

Başbakan Binali Yıldırım, milletvekili adayı olduğu İzmir'de seçim çalışmalarını sürdürüyor. Yıldırım, bir hafta kalacağı kentte, bu sabah bir otelde gazetecilerin sorularını yanıtladı. Başbakan Yıldırım, ABD Senatosu'nun, Türkiye'ye savaş uçağı F-35 ile Chinook tipi ağır nakliye helikopteri gibi savunma alanında yeni nesil silahların satışını yasaklayan tasarıyı kabul etmesini şu sözlerle değerlendirdi:
"Bir oylama daha var. Uzun bir presödürü var. Ancak teşebbüste bulunulması esef verici. Stratejik ortaklık, müttefiklik ruhuna aykırı. Bu talihsiz bir gelişmedir ama Türkiye alternetifsiz değildir. Buna benzer durumları yaşıyoruz. Onun için kendi tedbirimizi alıyoruz. Savunma sanayinde millileşmeye hız verdik ki bu dayatmalar, bu ambargolar bizim savunmamızda zafiyete neden olmasın. Üstesinden gelecek gücümüz var."

'ÇOK ZOR BİR OPERASYONDU'

Başbakan Binali Yıldırım, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası terörle mücadelede konsept değişikliğine gidildiğini belirterek, Türkiye'nin savunma yerine taarruz esasına dayalı bir mücadele içine girdiğini söyledi. Başbakan Yıldırım, darbeden çıkmış bir ordunun tekrar toparlanıp, iki süper güç arasına kılıç gibi girmesinin çok kolay olmadığını vurgulayarak, şunları söyledi:

"15 Temmuz'un öncesi ve sonrası gördük ki FETÖ ve PKK iş birliği yapmış, darbeye birlikte çalışmış. İstihbarat bilgileri bizi buraya getirdi. 40 yıldır bu mücadeleyi veriyoruz. 'Savunma değil ama taarruz esasına dayalı bu mücadeleyi sürdürelim, üzerine gidelim' dedik. Bu çok etkili oldu. Yurt içinde dışardan sızmalar hariç yurdun her köşesinde şehirde, kırsalda, her yerde etkisiz hale getirdik. Devletin hakimiyeti, ülkenin topraklarının her karışında var ama dışardan özellikle ABD'nin YPG-PYD unsurlarını DAEŞ'le mücadele için donatması, ağır silahlar vermesi ve bu silahların da Irak alanında PKK'ya aktarılması, oradan da ülkemize sızmaların olması bizim işimizi biraz zorlaştırdı. Bunun üstesinden gelmek için önce Suriye alanında 250 kilometre sınır bandımızı Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı'yla aşağı yukarı 35-40 kilometre ortalama bir bandı, tamamen terörden temizledik. Şu anda Fırat'ın batısından Akdeniz'e kadar terör odakları yok edildi. Çok zor bir operasyondu. Darbeden çıkmış bir ordunun tekrar toparlanıp, iki süper güç arasına kılıç gibi girmesi çok kolay başarılacak bir iş değildi. Zoru başardık. Titizlikle yaptık. Diğerleri gibi sivil- terörist demeden dünyayı başlarına yıkmadık. Adeta iğneyle kuyu kazar gibi şehitler vermek pahasına sivilin zarar görmemesi için çaba gösterdik. Dünya takdir ediyor. Yoksa susmazlardı."

'KUZEY IRAK'IN ÖNEMİ

Türk askerinin ABD ile uzlaşma çerçevesinde Menbiç'e girmesiyle ilgili olarak da kararlılığın süreceğini ifade eden Başbakan Binali Yıldırım, şöyle dedi:
"Münbiç konusunda kararlığımız sonuç verdi. Uygulamaya girdi. Münbiç etrafında bizim askerlerimiz, ABD'liler devriye görevi yapıyorlar. Bundan sonraki aşama, oradaki yabancı unsurların, teröristlerin oradan çıkartılması ve yönetimin asli unsurları olan yerli Araplara bırakılması. Takvim doğru gidiyor. Bitti mi işimiz? Bitmedi. Zeytin Dalı, Fırat Kalkanı ile yaptığımız işi, İran sınırından batıya doğru yapmaya başladık. Hakkari- Şırnak başta olmak üzere bu bölgenin güneyi, Kuzey Irak sahasını emniyete almazsak terörle mücadelede sürdürülebilir çözüm ve bir sonuç alamayız. Çünkü orada zor bir arazi yapısı var. Ayakta duracak haliniz yok. Dik yamaçlar var. İçeriye doğru 300 kilometrekare bir alanda, 30 kilometre derinlikte konuşlandı askerlerimiz. Kandil'den Sincar'dan Suriye alanından gelen terör saldırılarını yerinde durdurmak. Hedef asıl oradaki karargâhlarını ortadan kaldırmak, terörü sınırlarımıza gelmeden kontrol altına almak. Kamışlı'dan başlayıp Münbiç'e kadar alan kalıyor. Bu bölgelerde durum farklı olmayacak. Bu işi ABD ile yürütmemiz lazım. Onlarla bu görüşmeleri yapıyoruz. Güvenlik kuşağı oluşturuyoruz. Böyle bir mecburiyet var. Terör saldırısı gelmese biz orada neden bulunalım? Bizim için cazip bir şey değil. Kimsenin toprağında gözümüz yok. Kendi toprağımızı korumak adına tedbir alıyoruz. Uluslararası mevzuata da uygun."

'SADECE MEYDANLARA GÖRE HESAP KİTAP YAPMAK YETERLİ DEĞİL'

Başbakan Yıldırım, Ramazan ayı nedeniyle durgun olan seçim meydanlarının bayram sonrası hareketlendiğini belirterek, şöyle konuştu:
"Meydanlar Ramazan süresince daha sakindi. Kalabalıklar yine vardı ama doğal olarak insanlar aç, susuz, uykusuz. Hepimiz öyle. Durgunluk söz konusuydu. Ama bayramla birlike daha çok hareketlendi. Şu anda da coşku gittikçe artıyor. Bütün adaylar artık son kozlarını kullanıyorlar. Millete kendilerini anlatıyorlar. Rakipleriyle ilgili eleştirilerini dile getiriyorlar. Meydanlara bakarsak, bugüne kadarki tecrübemizle bir sorunumuz yok ama artık kamuoyu oluşturma sadece meydanlarda sınırlı değil. 2005’ten beri internetin yaygın kullanılması, sosyal medyanın hayatımızda daha çok yer alması, cep telefonunun vazgeçilmez hale gelmesi esasında belirli bir yaşın altındaki vatandaşların, daha çok rağbet ettiği, gün içerisinde sıkça gündemin değiştiği bir iletişim dönemini yaşıyoruz. Sadece meydanlara göre hesap kitap yapmak yeterli değil. Ak Parti açısından, Cumhurbaşkanımız açısından meseleye bakarsak biz sıkıntı görmüyoruz. Hedeflediğimiz noktaya yakınız."

'YAKLAŞIK 30 BİN SURİYELİNİN OY KULLANMA HAKKI VAR'

Başbakan Binali Yıldırım, seçimde Türkiye genelinde yaklaşık 30 bin Suriyeli vatandaşın oy kullanma hakkına sahip olduğunu ancak kaçının sandığa gideceğinin bilinmediğini söyledi. Yıldırım, "Suriyeliler bizim misafirimiz, memleketlerine gidecekler. Şartlar iyileştikçe de gidiyorlar. Cerablus'a, El Bab'a gittiler, Afrin'e gittiler. 250 bine yakın dönen Suriyeli var. Suriye'de işler yoluna girdikçe bunlar memleketlerine dönecek. Bu geçici bir durumdur. Savaş şartları var. Biz de komşuyuz, bize düşeni yaptık. Ölüme terk edemezdik. Bu onlara şu hakkı vermiyor; Biz istediğimiz gibi hareket ederiz, Türkiye'nin kanunları bizi bağlamaz, kural tanımayız, toplumsal düzene her türlü zararı veririz. Buna da müsaade etmeyiz. Türkiye bir hukuk devleti. Türkiye'nin hukukuna uygun olarak hareket etme mecburiyetleri var. Aksi halde tutar geldiklere yere götürürüz" dedi.

MİLLETVEKİLİ adayı olduğu İzmir'de bir hafta süreyle seçim çalışması yapacak olan Başbakan Binali Yıldırım, gazetecilerle bir araya geldiği toplantıda kentin trafik sorununun çözümü için ikinci çevre yolunu yapacaklarını açıklarken bu yolun Körfez Geçişi ile bütünleşeceğini söyledi. Körfez Geçişi'ne karşı yeni bir dava açıldığını vurgulayan Başbakan Yıldırım, "Bunlar bizi yaralıyor. Genel olarak hem vatandaşa hizmet etmeye çalışıyoruz hem sopa yiyoruz. Bunu hak etmiyoruz" dedi.

Başbakan Binali Yıldırım, gazetecilerle bir araya geldiği toplantıda İzmir'e yapılması planlanan ikinci çevre yolunun etüd çalışmasını kağıt üzerinde inceledi. Yıldırım, trafik sıkışıklığının her geçen gün arttığı kente ikinci çevre yolunu yapmak için çalışma başlattıklarını belirterek, "Bir etüd çalışması var. Plan demek için erken. Sadece fikri bir çalışma var. Nasıl bir güzergah olabilir, nerelerden geçebilir diye. Karayolları bu yönde bir çalışma planlıyor. Bu çalışamanın iki önemli özelliği var. Körfez Geçişi ile entgere olması ve Çandarlı’ya giden otoyalla birleştirilmesi. Kuzeyden Çiğli, Menemen, Aliağa, Bergama, Çandarlı Limanı'na gidiyor. Körfezin kuzeyinden ve güneyini kuşatan yeni bir güzergah. Bu uzun vadede olacak bir iş. Bugünden yarına olacak bir şey değil. Trafik analizleri, arazi yapıları etüdler yapılıyor. Körfez’in güneyinden de Körfez geçişiyle ilişkisi olacak" dedi.

'HEM VATANDAŞA HİZMET ETMEYE ÇALIŞIYORUZ HEM SOPA YİYORUZ'

Başbakan Binali Yıldırım, İnciraltı'ndan Çiğli'ye denizden yapılacak olan köprü geçişiyle ilgili her ayrıntının hazır olduğunu İzmir kamuoyunun hazır olmasını beklediklerini belirterek, şöyle dedi:

"Her şey hazır. Bütün çalışmalar bitti. İzmir’in hazır olmasını bekliyoruz. Dava süreçleri tamam, sıkıntımız kalmadı. Yalnız İzmir kamouyunun talebi olması lazım. Marifet, iltifata tabiidir. İzmir’in istemesi lazım. İzmir istemeden bizim bir şey yapmamız mümkün değil. Sivil toplum kuruluşları, meslek örgütleri,

İzmir kamuoyunun bunu gündemde tutması lazım. Büyük bir proje. Sıradan bir yol projesi değil. İzmir’in kaderini değiştirecek bir proje. Yola çıkıyoruz birisi gelip taş koyuyor sonra mahçup oluyoruz. Bir dernek ve Mimarlar Odası yeni bir dava açmış. Ben bittiğini biliyordum. Yeni dava açmışlar. Bunlar bizi yaralıyor. Genel olarak hem vatandaşa hizmet etmeye çalışıyoruz hem sopa yiyoruz. Bunu hak etmiyoruz. O yüzden sizlerin konuya daha çok sahip çıkmanız lazım. STK’ların, halkın bu projenin heyecanına katılmasıyla bu yolu alabiliriz. Başka türlü bu yolu alamayız. 4-5 sene sonra İzmir’in trafiğini hayal edemiyorum. Çok büyük bir gazaba dönüşecek. Çevre Yolu'nu yaptık kaç sene geçti. Şimdi ikinci çevre yolunu konuşuyoruz. Kuzey ve güney trafiğini doğrudan geçtiğiniz zaman mesele daha kolay olacak. Bu konuda İzmir kamuoyunun farkındalığının oluşması lazım. İzmirlilerin bu projeye itirazlarının olduğunu düşünmüyorum ama marjinal kesimlerin kamuoyu nezdinde baskılanması lazım."

'BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ'NE FETÖ, OPERASYON YAPMASAYDI İZMİR'DE BİRİNCİ PARTİYDİK'

Başbakan Yıldırım, kentin temel projelerinin Ak Parti iktidarı döneminde yapıldığını, ideolojik yaklaşımların İzmir'e zaman kaybettirdiğini belirterek, "Bu şehir bize destek veriyor. Verdiği desteği azımsamayız. Her geçen gün destek artıyor. 2002 seçimlerinde yüzde 17 oyumuz vardı. Biz bunu yüzde 37'ye kadar çıkardık. Büyükşehir Belediyesi'ne FETÖ, operasyon yapmasaydı İzmir'de birinci partiydik. 400 polisle belediyeyi bastılar sonra CHP'nin o dönemki il başkanı çıktı teşekkür etti ve 'bu operasyon sayesinde iki vekil kazandık' dedi. Bazı olaylar bizim dışımızda gelişti. Bizim kendimizi daha iyi tanıtmamız lazım. Ön yargıları değiştirmemiz lazım. Algıların önüne geçmemiz lazım. Bu zamanla olacak bir şey. Bu kent için çalışmaya, hizmet etmeye devam edeceğiz" dedi. 

'İZMİR'DE YAPILARIN YÜZDE 62'SİNİN ELDEN GEÇMESİ LAZIM'

Başbakan Yıldırım, İzmir'in en büyük probleminin şehrin sahil bandını baskı altına alan imar sorunu olduğunu belirterek, şunları söyledi:

"Bu yaklaşımlar projenin doğruluğunu, yanlışlığını ele almıyor. Bu projeyi kim gündeme getirdi. Ak Parti gündeme getirdi. İzmir kaybediyor ve bunlara kimse hesap sormuyor. İzmir’in bu işe sahip çıkması lazım. İnatlaşarak bir şey yapamayız. Karşıyaka Stadı'nın halini gördünüz. Paramızla rezil oluyoruz. İzmir’in alt yapı sorunları sanıldığından daha büyük. Sadece çevre yolu Körfez Geçişi değil. İzmir’in en büyük problemi şehrin sahil bandını baskı altına alan imar sorunu. İzmir, bu cephelerdeki sorununu çözmedikçe, hak ettiği marka değerine gelemez. Dün Kadifekale'deydik. Burası da İzmir. Yerel yönetimler o tarafta köklü bir çözüm üzerinde çalışmıyor, kafa yormuyor. Biz büyük bir reform yaptık. İmar barışı getirdik. Esas amacı vatandaşla devlet arasındaki kavganın sona erdirilmesi, el sıkıştırılması ikinci adımı ise şehircilik adına kentsel dönüşüm adına yeni bir sürecinin başlatılması. Karabağlar’da örneği başlattık, devam ediyor. Bunu İzmir’in toplam yapı stoğunun yüzde 62’sine uygulamamız lazım. Elden geçmesi gerek. Yapılabilir. Bunu yapacak modeller var. Burada mesele engellerin ortadan kaldırılması, ideolojik yaklaşımların ortadan kaldırılması lazım. İzmir’in kutuplaştırma siyasetinden vazgeçmesi gerek. Bunu yapan da biz değiliz."

'İZMİR LİMANI UZUN VADEDE TAMAMEN KRUVAZİYER LİMANI OLACAK'

Başbakan Yıldırım, Alsancak Limanı'nın uzun vadede sadece kruvaziyer limanı olacağını belirterek, "İzmir Limanı'nda ciddi iyileştirmeler yaptık. Proje de hazır, ihaleye çıktık. Mahkeme kararıyla durduruldu. Biz de artık yorulduk. Zorla bir şey yapacak halimiz yok. Her işimiz dava edilirse biz ne yapacağız? Orada İzmir kamuoyunun hareketlenmesini bekliyoruz. Çiğli Havaalanı'nda hava kuvvetlerinin faaliyetleri 15 Temmuz’dan sonra ciddi zaafiyet oldu. En büyük kanama hava kuvvetlerinde oldu. Uçuş ekibinin büyük bir kısmı maalesef darbeye karışan FETÖ ile iç içe geçmiş yapı vardır. Yoğunlaştırılmış eğitim ihtiyacı oldu. Orada (Çiğli) sivil havalimanı açmamız stratejik olarak doğru olmaz dedik. Alaçatı Havalimanı'nı yapacağız. İzmir Alsancak Limanı uzun vadede tamamen kruvaziyer limanına dönüşmesi ve tamamen yük hareketlerinin kuzeye Aliağa’ya kaldırılması en doğru proje gibi gözüküyor. Kimseyle inatlaşma niyetim yok. İzmir’e hizmetlerim devam edecek. İzmir bize çok şey verdi. Neticede belediye başkanı seçmediler uzak görüşlü oldukları için başbakan yaptılar" dedi.

'BU KENTİN İÇME SUYUNU BİZ GETİRDİK'

İzmir yerel yönetimleririn en iyi yaptığı işin 'Hükümet engellemezse dünya kadar iş yapacağız’ algısını yaratmak olduğunu öne süren Başbakan Binali Yıldırım, şöyle konuştu:

"Bunu iyi sattılar ama alakası yok. Neyini engellemişiz? Ortaya bir şey koydukları yok. Özel kanunlar verdik. Kimsenin müdahale edeceği durum yok. Büyükşehir Yasası'ndan en fazla yararlanan, pay alan İzmir Büyükşehir Belediyesi’dir. Biz 66 katrilyon yatırım yaptık İzmir’e. Kanunların boşluklarından yararlanarak ideolojik davranışlarla önümüze engeller konuluyor. İşler engelleniyor. Bu işin yolu seçimlerle oluyor. İnsanlar düşünecek ve kararını verecek. İşler düzelecek. Zihniyetin değişmesi lazım. Farklı düşünüyoruz evet. Görüşleriniz farklı, belki inançlarımızda da farklılık var, ideolojilerde farklılık var. Bunların olması nedeniyle şehri mağdur etmeye hakkımız yok. İZBAN’ı biz ellemeseydik enkaz şeklinde orada duruyordu. Şimdi en büyük hizmeti veriyor. Olmaması halini düşünün. Hangi birini sayayıyım? Şu şehirin içme suyunu biz hallettik. Hiç konuşuluyor mu? İçerisinde minibüs geçecek borularla su getirdik. Getirmemiş olsaydık ne olacaktı?"

Başbakan Yıldırım, İnciraltı sorununun yeni imar barışı ile birlikte çözüleceğini dile getirirken İzmir- İstanbul Otyolu'nun 2019 yılında tamamen bitirilip hizmete açılacağını, hızlı tren projesi Ankara’dan Uşak’a kadar geldiğini, 2023 itibariyle tamamlanacağını açıkladı.

ESNAF TEMSİLCİLERİ İLE BULUŞTU

Seçim çalışmalarını sürdüren Başbakan Binali Yıldırım, İzmir Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği tarafından Kaya Termal Otel'de düzenlenen toplantıda, esnaf odalarının başkanları ve diğer yöneticileriyle buluştu. Başbakan Yıldırım, esnaf temsilcilerinin kısa konuşmalarından sonra kürsüye çıktı. Başbakan Binali Yıldırım, konuşmasına, "İzmir'in can damarı esnaf ve sanatkârlarımız burada" sözleriyle başladı. "İzmir'in üreten, İzmir ekonomisini ayakta tutan, belkemiği kuruluşlarımız burada" diyen Başbakan Binali Yıldırım, şunları söyledi:
"Biz AK Parti olarak 16 yıldan beri esnaf ve sanatkârımıza büyük önem verdik. Mükemmel, iyinin düşmanıdır. Mükemmeli ararken iyiyi yok edersiniz. İyiyi yapmanın gayreti içerisinde olduk. Bir şehrin kalkınmışlık düzeyine bakmak için esnafına bakmak lazım. Halkın huzuru esnafa da bereket olarak gelir. Huzursuzluk varsa onun bedelini en önce esnaf öder. Seçimin bir hususiyeti var. Bu seçim ilk kez 16 Nisan 2017 halk oylaması sonucu kabul edilen, anayasanın parlamenter sistemden cumhurbaşkanlığı sistemine geçişin ilk uygulaması olacak. Milletvekili seçimiyle cumhurbaşkanı seçimi aynı gün yapılacak. Bir yandan milletvekillerini seçeceğiz bir yandan da cumhurbaşkanı adayları arasında seçimimizi yapacağız. Seçilen cumhurbaşkanı sandıkta güven oyu alıyor. Siz ülkeyi kim yönetecek, bizi kim temsili edecek ikisini ayrı ayrı seçiyorsunuz. Ankara'ya iş bırakmıyorsunuz. Bu demokraside Türkiye'nin yönetim anlayışında köklü bir değişiklik anlamına geliyor. Bunun ilk onayını 16 Nisan'da yaptık. 16 Nisan'da iki fikir kampanya yaptı. Birisi 'Hayır' grubu birisi 'Evet' grubu. Siyasetçiler yanlışı yapar ama millet yanlış yapmaz, eğer yaparsa da düzeltir. Nerede düzeltir, sandıkta. Günü gelince konuşur."

ESNAFIN TALEPLERİNE TEK TEK YANIT VERDİ

Esnaf odaları temsilcilerinin kendisine ulaşan isteklerine tek tek yanıt veren Başbakan Binali Yıldırım, "Yapılan çok şey var ama yapılması gereken konular da var, bunları da gördük. 'Taleplerin tamamını yapacağız' desem yanlış olur. Bir kısmı makul, yapılabilir. Hakikaten düzeltilmesi gereken, akla da izana da uymayan hususlar var. Perakende kanunu çıktı ama işinizi görmüyor. Uygulamayla ilgili sorunlar var belli ki, bunu tekrar ele almak lazım. Bunun üzerinde tekrar çalışılabilir. İş sağlığı güvenliği konusunda bunu halletmek lazım. Bir çözüm üretmemiz gerekir. Sosyal güvenlik destekleme primi kalktı zaten, orada sorunumuz yok. Basit usul vergilendirme de benim bildiğim 9 bin TL. Bundan aşağı kazancı olan hiçbir şekilde vergi ödemeyecek. ÖTV, akaryakıt desteği nakliyecilere, bu gerçekçi değil. Yani şu içinde yaşadığımız şartlar altında bizim gelirlerimizin büyük bir kısmını bu oluşturuyor Yerlileştirme ve millileştirme, petrol kaynaklı yakıtlardan elektriğe geçiyoruz. Bunlar oldukça burada iyileştirme yapabiliriz. Tarımda biliyorsunuz yarısını veriyoruz. Kullandığı mazotun yarısını veriyoruz. 2017 yılına ait 3 milyar mazot desteği verdik. Bu uygulama devam edecek ama ÖTV orta ve uzun vadede ele alınması gereken bir konu. Devletin dört tane gelir kalemi varsa bunlardan birisi de bu. Engellilerin hayatlarını kolaylaştıracak önlemleri almamız lazım" diye konuştu.

Stopaj konusuna da değinen Başbakan Binali Yıldırım, "Stopaj konusu önemli. Önümüzdeki dönemde ele alacağız. Hakikaten burada bir haksızlık var. Ele alacağımız konulardan bir tanesi. E-haciz konusu da, burada bir kısım uygulamasının yapılması lazım. Bunu da kolayca düzelteceğimizi sanıyorum. Prim gün ise benim için yeni bir konu, buna bakacağız. Bunların hiçbirisi çözülmeyecek sorular değil. Bunlar bu işlere çözüm üreten kadrolarla olur. Memleketle en ufak eseri, izi olmayanlarla bu iş çözülmez. Onun için istikrar lazım. Bunun için de 'Durmak yok, yola devam' lazım. Yeni baştan 'Şunu nasıl yapacağız, bunu nasıl yapacağız' deyip, Türkiye'nin zaman kaybetmesine gerek var mı?" dedi.

'EKONOMİK DURGUNLUK SEÇİMLE İLGİLİ'

Ekonomideki durgunluğun seçimle de ilgili olduğunu ifade eden Başbakan Binali Yıldırım, "Durgunluğun seçim süreciyle alakası olduğunu bilmenizi istiyorum. Seçim öncesi ihtiyacı olan da olmayanda 'Hele bir seçimler geçsin sonuçlarına bakalım' diyor. Genel kaidedir bu. Seçimlerden sonra herkes gelecek, yatırım planlarını yapacak. Yolumuza devam edeceğiz. Ekonomide bazı gelişmeler var. Türkiye ekonomisinden ziyade, küresel ekonomilerde son bir senedir gelişmekte olan ülkelerin aleyhine olan bir durum söz konusu. Özellikle ABD'nin gelişmekte olan ülkelerde fonu var. Bunu geriye döndürmek için ha babam faiz artırımı yapıyor. Benzer şeyi AB de yapıyor. Bu tabii dış kaynağa ihtiyacı olan bizim gibi ülkeleri olumsuz etkiliyor. Buradan kaynak çıkışı olduğu zaman yerli paralarda dalgalanma oluyor. Bunun için tedbirlerimizi alıyoruz ve inşallah seçimden sonra yapısal reformları, reel sektörü daha fazla destekleyecek birtakım düzenlemeleri yapıyoruz. Teşviklerde ciddi mesafe katettik. Proje bazlı teşvik sistemini uyguluyoruz" diye konuştu.

'DAVA AÇIN; BU HARAÇ KESMEK'

Başbakan Binali Yıldırım'ın konuşmasının bu bölümünde araya giren İzimr Kahveciler Odası Başkanı İsmail Hakkı Kırdı, su parasından çok, katı atık bedeli ödemesi yaptıklarını söyledi. Bunun üzerine Başbakan Binali Yıldırım, "O zaman haksızlık varsa dava edin, biz de destek verelim, bu haraç kesmek" dedi. Bu arada İzmir Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği Başkanı Zekeriya Mutlu ise siyasete atılan oda temsilcilerinin istifa ettikten sonra seçilememeleri durumunda memurlar gibi görevlerine geri dönme şartının getirilmesini istedi. Başbakan Binali Yıldırım, bunun için de "Başkan siyaset merakını da yakında gidereceğiz. Siyaset herkesin hakkı. 'Siyasi değilim siyasetle aram yok' diyen hiç kimse yok. En azından oy veriyor. Orada şu ayrıntı var; hukukçuların çalışması lazım. Sizleri birileri seçiyor, memurları ise atıyorlar. Şu görüşe uzak değilim. Bunun üzerinde çalışılabilir" yanıtı verdi.

YENİ YOL MÜJDESİ VERDİ

Konuşmasında Kuzey Otoyolu projesinin yapımının sürdüğünü söyleyen Başbakan Binali Yıldırım, ilk kez yeni bir yol güzergâhından da bahsedip şöyle devam etti:
"Kuzey Otoyolu başladı, yapılıyor; biliyorsunuz. Menemen'e kadar yaptık. Menemen Çandarlı Limanı ve İstanbul otoyoluna bağlantı yolu var. Bu otoyola ikinci bir çevre yoluyla birleştirilme planı söz konusu. Bunu da ilk kez burada açıklıyorum. Etüt çalışması devam ediyor. Orta ve uzun vadede yapılacak olan bir çalışma. Yolların bir başka özelliği de bölünmüş yol bağlanan illerdeki yerel ticaret yüzde 40 artmış. Ülkenin ihracatına yüzde 1 katkı yapmış, işsizliğine yüzde 1,5 katkı yapmış, iller arasındaki mesafeyi ortalama 1 saat azaltmış. Daha güzel yatırımları İzmir'e yapacağız."
İzmirlilerin imar barışı konusuna da önem vermelerini isteyen Başbakan Yıldırım, "İmar kanunun en fazla faydası olan il İzmir. İzmir'in yüzde 62'si imara aykırılıklarla dolu. Bütün bunları kökünden halledecek, İzmir'in kentsel dönüşümü için bir hukuki zemin hazırlayan önemli bir reform. Bunu da İzmirli hemşehrilerimizin iyi değerlendirmesini ve bu fırsatı kaçırmamalarını diliyorum" diye konuştu.

'ÜLKEMİZİN SÜREKLİ GÜÇLÜ OLMASI LAZIM'

Konuşmasında "Güney sınırlarımızda terör devleti kurulmak istendi" diyen Başbakan Binali Yıldırım, şunları kaydetti:
"Bu oyunu ilk kez Fırat Kalkanı ile bozduk. Daha sonra Zeytin Dalı Harekâtı ile 2 bin kilometrekareyi kontrol altına aldık. Şimdi Kandil'e kadar uzayan bölümü kontrol altına almaya çalışıyoruz. Menbiç'te operasyon yürütüyoruz. Fırat'ın doğusuyla Kamışlı'ya kadar olan 650 kilometrelik bu bölgelerde PKK'nın uzantısı YPG, ciddi manada ABD'nin silah desteğiyle güçlü duruma geldi. Bundan sonraki hedef o bölgeleri güvenli hale getirmek. Ülkemiz içinde terörü temizlemek yetmiyor. Suriye'de, Irak'ta otorite boşluğu olduğu için terör sızmaları oluyor. Ülkemizin güvenliği tehlike içinde oluyor. Ülkemizin sürekli güçlü olması lazım. 'Kürtlere devlet kuracağız' diyorlar. Size mi kaldı? Kürtlerin devleti var. Bin yıldır Anadolu toprağında Türkler Kürtler etle tırnak gibi. Tasada, sevinçte İzmir'de de Hakkari'de de birlikteyiz. Bizi kimse bölemez. Onun için terörün akıl hocalarının oyununa gelmeyeceğiz. Cumhuriyeti kuran partinin bugün ne yapmak istediğini anlayabilmiş değilim. Cumhurbaşkanı adayı Edirne Cezaevi'ne gitti. Kobani olaylarının baş sorumlusu Selahattin Demirtaş'ı ziyaret etti. Bunun ülkemizin birliğine faydası yok. Kürtler ve Türkler için bir numaralı sorun PKK'dır. İzmir'de de böyledir, Hakkari'de de böyledir. PKK'ya destek olacak hiçbiri hareketi hoş karşılamayız."

DERNEKLERLE BULUŞTU

Başbakan Binali Yıldırım, İzmir'deki esnaf buluşmasından sonra yine aynı otelde bu kez de Doğu ve Güneydoğu derneklerinin temsilcileriyle bir araya geldi. Dernek temsilcileri ve dernek üyelerine hitap eden Başbakan Binali Yıldırım, "Yaklaşık 50 gündür Türkiye'nin her tarafını geziyoruz. Sizlerin desteğiyle 16 yıldır AK Parti olarak büyük hizmetlere imza attık. Bundan sonra da hem yaşadığımız şehir hem doğup büyüdüğümüz memleketimizin sorunları için beraber olacağız, birlikte çalışacağız. 24 Haziran seçimleri Türkiye'nin AK Parti iktidarında yaptığı 13'üncü seçim. Her seçimde hamdolsun halkımız bizi yalnız bırakmadı, desteğini her seferinde artırarak bizleri bugünlere getirdi. 15 Temmuz'da asker kılığına girmiş olan hainler, devletin, milletin vergileriyle aldığı silahları, topları milletin üzerine bomba olarak yağdırdılar. 251 vatan evladını şehit verdik. Millet olarak büyük acı yaşadık. Ancak alçaklara bu ülkeyi teslim etmedik. Ezanları dindirtmedik, bayrağı indirtmedik. 15 Temmuz bize bir şey gösterdi. Türkiye darbelerle, baskılarla yüzleşerek çok yıprandı. Kalkınmamız gecikti, sorunlarımız birikti. Biz bile 2002'den 2017 yılına kadar tek başına iktidar olmamıza rağmen, başımızdan neler geçti. Siz daha iyi biliyorsunuz. Enerjimizin bir kısmı hiç uğruna bu odaklarla mücadeleyle geçti. Tabiri caizse şeytan taşlamaktan millete hizmeti ancak verdik. Bütün bunları yaşadıktan sonra artık Türkiye'de bir şeylerin değişmesine karar verdik" dedi.

"Yeni seçimlerle birlikte Türkiye yeni bir döneme giriyor" diyen Başbakan Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Darbeleri inşallah bir daha konuşmayacağız. Vesayeti, muhtıraları bir daha konuşmayacağız. Ayrılıkçı akımları konuşmayacağız. Birliğimiz, beraberliğimiz daha da güçlenmiş olacak. Türkiye her alanda gelişecek. 16 yıllık AK Parti iktidarımız boyunca önemli kararlar arifesinde bir araya geldik. Birlikte durum değerlendirmesi yaptık. Sizlerin katkıları, desteklerinizle şehirlerimizin gelecek vizyonunu konuştuk. Ülkemizin kalkınmasını konuştuk. Daha güzel bir Türkiye'yi evlatlarımıza nasıl hazırlarız, bunları konuştuk. 16 yıla dönüp baktığımızda dikkat çeken önemli bir mesafeyi katettiğimizi söyleyebilirim. Türkiye'yi üç kat büyüktük. Altyapı bakımından dünyanın 9'uncu ülkesi konumuna geldi. Göreve geldiğimiz zaman Türkiye 32'nci sıradaydı. Bunu 15 yılda başardık. Nasıl başardık? Sizlerin desteğiyle başardık. 2008 yılından beri dünyada kriz var. Dünya büyümüyor ama Türkiye her yıl büyüdü. Sadece misal vermek istiyorum. 1924 yılından 2002 yılına yüzde 4,7, bizim dönemimizde 5,7 büyüme oldu. 'Bu bir puanın ne önemi var?' denebilir; Cumhuriyet döneminde 4,7 yerine 5,7 büyüseydik Türkiye bugün üç kat değil beş kat büyüyecekti. Fransa'dan sonra dünyanın 7'nci büyük ekonomisi olacaktı. Darbeler, zayıf iktidarlar, vesayetler yüzünden Türkiye zaman kaybetti. Büyümesi, kalkınması gecikti."

'SEÇİME BİR AY KALA TOPLANDILAR'

Türkiye'ye karşı oyunlar oynandığını da söyleyen Başbakan Binali Yıldırım, "Sorun ne? Belirli oranda Türkiye'deki istikrarı bozmak için ellerinden gelen gayreti gösteriyorlar. Bunların kayığına binen içeride de taşeronları var. Seçime bir ay kalmış, hesapta kitapta yok, değerlendirme kuruluşları 'Türkiye'yi izlemeye aldık' diyorlar. 'Bankaların notunu düşürdük' diyorlar. Bütün bunların maksatlı ve manidar olduğunu biliyoruz. Amaç Recep Tayyip Erdoğan olmasın, kim olursa olsun. Çünkü Recep Tayyip Erdoğan işlerine göre birisi değil. Onların işini zorlaştırıyor. Tezgahlarını bozuyor. Masum milletlerin uyanışına neden oluyor. Onun için Recep Tayyip Erdoğan olmamalı. Planlarını rahat yapmalılar. Nedir planları? Bir terör devleti kurmak. Bunu da Kürt vatandaşlarımızın kanı canı üzerinden yapmanın gayretindeler. Buradan açık söylüyorum. Kürtlerin emperyal desteklerine ihtiyacı yok. Kürtlerin o bölgede bir yapay terör devletine de ihtiyacı yok. Devlet bin yıldır Anadolu toprağında, ay yıldızlı bayrağın rengini beraber verdik. Hilali şehitlerinin kanlarıyla süsledik. Yıldızı şehitlerimizi temsil ediyor. Bu topraklarda etle tırnak gibiyiz. Kardeşliğimizi bozmaya çalışanlara dün de muvaffak olamadı bundan sonra da olamayacak" dedi.

HDP'Yİ ELEŞTİRDİ

Konuşmasında HDP'ye yönelikte eleştirilerde bulunan Başbakan Binali Yıldırım sözlerine şöyle devam etti:
"Siyaset herkesin hakkı, kimse yasaklı değil. Kuralı belli. Üniter yapıyı hedef alıyorsanız, etnik temelli, ayrılıkçı bir siyaset çizgisi üzerindeyseniz, bizim Anayasamıza da aykırı. Devlet yapımıza da aykırı. Onun için 7 Haziran seçimleri öncesinde HDP güzel söylemler ortaya koydu, 'Türkiye partisi olacağız' sözleri söyledi. Vatandaş bunu memnuniyetle karşıladı ve iyi oy verdi. 81 milletvekili aldılar. Büyük bir şanstı ama sonrası gelmedi. Sonra görüldü ki HDP'nin iradesi kendinde değil terör örgütünün emrinde, kurtulma şansı yok. Emirleri oradan alıyor. Art arta açıklama yapıyorlardı, 'PKK sizi tükürükle boğar' diyorlardı. İnsanlar hepimiz şaşırdık. Büyük bir hayal kırıklığı yaşadık. Hemen sonra iki tane gencecik polisimizi evinde kafalarına sıkıp şehit ettiler. Ondan sonra ne çözümü kardeşim! Ondan sonra gelişmeleri biliyorsunuz. Hendek olayları, çukur olayları ve büyük acılar yaşandı. Şimdi onu telafi etmekle meşgulüz, onun için çabalıyoruz. Bölgeye en az 10 sefer gittim. Yapılan binalar, yıkılan binalar yerine geliyor ama yok olan canlar yerine gelmiyor kardeşim. Onun için bizim yapmamız gereken birliğimizi beraberliğimizi sağlam tutup, bölücü, ayrıştırıcı örgütleri aramızdan çıkarıp atmak."

'KÜRTLERİN, TÜRKLERİN PKK SORUNU VAR'

Bölgenin geri kalmasının nedeninin bölücü terör örgütü olduğunu belirten Başbakan Yıldırım, "Kürtlerin PKK gibi bir sorunu var. Türklerin de PKK gibi bir sorunu var. Bölgenin geri kalmasının sebebi terör örgütüdür. Acıların yaşanmasının kökü de terör örgütüdür. Bunun için yapmamız gereken bu örgütü, milletle devlet arasından söküp atmaktır. Bunu da yapıyoruz. Çok da mesafe aldık. 153 mera açıldı, kapalıydı. Ne güzel hayat normale döndü. İnsanlar tekrar özgüven kazandı. Teröre karşı Hakkari'de avaz avaz 'Kahrolsun PKK' diyen binlerce insana hitap ettim ben. Bizim istediğimiz bu. Gerisini biz yapacağız, aradaki kayıp zamanları da kapatacağız" dedi. Bu sırada yerinden kalkan bir kişinin, "Türk-Kürt kardeş, buna inanmayan kalleştir. Ölümüne yanınızdayız" diye bağırmasından sonra konuşmasını sürdüren Başbakan Binali Yıldırım şunları söyledi:

"250 bin Suriyeli kardeşimiz ülkelerine döndü, yerleşti, çocukları okullarında. Bize 'Suriyeliler ne olacak?' diyorlar. 7 yıldan fazla misafir ettik. Biz ev sahibi, onlar misafir. Misafir ev sahibinin kuzusudur. Yaramazlık yaparlarsa gereğini yaparız. Bir daha açık söylüyorum; darda zorda kalanlar bizim ecdadımızdan gelen hasretimiz. Kanunlar kurallar onlar için de geçerli. 250 bin kişi gitti. Birlikte geri dönecek bu insanlar. Bülbülü altını kafese koymuşlar ille de vatanım ille de vatanım demiş. Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı'nı hem kendi güvenliğimizi sağlamak için yaptık aynı zamanda da buradaki Suriyeli kardeşlerimizin gidip yerleşmesi için yaptık. Benzer faaliyetleri şimdi Menbiç'te ABD ile yapıyoruz, daha fazlasını Kuzey Irak'ta yapıyoruz. Terörle mücadelede yöntem değişikliğine gittik. Savunma değil taarruz. Yurt içinde bitirdik, kalıntıları yok mu, var. Kalem tutan eller silah tutuyor, dağda bunların ömrü 3,5 yıl. Gençlerimizin kendi fikirleri, inançları içinde bu ülkeye bir zenginlik kattığını biliyoruz. Her zaman da bunu vurguladık. Sadece seçme yaşı değil, seçilme yaşını da biz 18 yaşa indirdik. Onları tehlike görseydik bunları yapmazdık. Gençlerin apolitik olduğunu söylerler. Bunun doğru olmadığını 15 Temmuz'da biz gördük. Meydanlara inan vatandaşlarımızın yarısı gençlerdi."

DHA



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


Diğer Haberler

Kardeş ülke Azerbaycan’dan İzmir Zirvesi

Türk firmalar ile Azerbaycanlı firmalar, Türkiye ile Azerbaycan arasındaki ticaretin artması için İzmir Ticaret Odası’nda bir araya geldi. Yoğun bir katılımla gerçekleşen etkinlik kapsamı...

Foça’nın güzellikleri fotoğrafa yansıdı

İzmir Barosu Fotoğraf Grubu Foça Fotoğrafları Sergisi’nin açılışı, Foça Kaymakamı Mehmet Türköz ve Belediye Başkan Yardımcısı Yasin Tercanlıoğlu’nun katılımıyla yapıldı.


EÜ Öğrenci Dekanlığı  gençlerle el ele

Ege Üniversitesinin öğrenci odaklılık misyonu doğrultusunda Rektör Prof. Dr. Necdet Budak’ın öncülüğünde kurulan Öğrenci Dekanlığı, hem öğrencilerin sorunlarına çözüm üretiyor hem de yöne...

Gaziemir’de 23 Nisan coşkuyla kutlandı

Gaziemir’de 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, belediyenin düzenlediği çocuk etkinlikleri, kortej ve Yeni Türkü konseriyle coşkuyla kutlandı.  Başkan Ünal Işık, “Ulu Önderimiz Mu...


Bornova’da Atatürk Oratoryosu heyecanı

Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) İzmir Şubesi’nin kurduğu Çağdaş Yaşam Çocuk Korosu ve Bornova Belediyesi  işbirliğiyle gerçekleştirilecek Atatürk Oratoryosu, 28 Nisan Pazartesi gü...

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Kınık'ta Coşkuyla Kutlandı

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılışının 104’üncü yıl dönümü ve 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, tüm yurtta olduğu gibi Kınık’ta da büyük bir coşku ile kutlandı.


Efes Selçuk tarım politikaları çalıştayına ev sahipliği yapacak

Efes Selçuk Belediyesi, Dokuz Eylül Üniversitesi ve İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi’nin iş birliği ile “Anadolu Çevre Tarihi Söyleşileri” tarafından düzenlenen Osmanlı Anadolusu’nda Krizl...

Chp İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç: Vaad Kopya; Sonuç Fiyasko

CHP İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç, vergisiz telefon düzenlemesi ile telefon alan çok sayıda öğrenciye para iadesinin yapılmadığını açıkladı. Kılıç, “CHP’nin vaatlerini kopyalayıp y...


İzmir AKS Ambulans Servisi ekibi Konya’da hayat kurtardı

İzmir Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığı'na bağlı AKS Ambulans Servisi, bir hastayı Niğde’ye naklettikten sonra Konya yakınlarında trafik kazası ihbarı aldı. Sağlık personel...

SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

Tuvana Türkay hastanelik oldu

Oyuncu Tuvana Türkay hastane odasından fotoğraf paylaşarak takipçilerini sağlıkları konusunda uyardı. 'Kudüs Fatihi Selahaddin Eyyubi' adlı dizide oynayan Tuvana Türkay hastaneye kaldırıl...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Bilimsel araştırma: Aspirinin kolon kanserini nasıl önlediği belirlendi

Her gün aspirin kullanmanın kolon kanserini önlediği biliniyor ancak nedeni şu ana kadar belirsizdi. Yeni bir çalışma, artık aspirinin kolon kanserine karşı nasıl etki ettiğinin anlaşıldığını ortaya koyuyor. Cancer dergisinde 22 Nisan'da yayınlanan bulgulara göre, aspirinin vücudun kanser hücrelerine karşı bağışıklık tepkisini artırdığı görülüyor.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR