Almanya’da Sosyal Demokrat Parti’ye (SPD) yakın Friedrich Ebert Vakfı’nın davetlisi olarak Berlin’de bulunan CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Alman Sosyal Demokrat Parti yöneticilerini Türkiye’nin AB üyeliğiyle ilgili tavırlarından dolayı eleştirdiğini söyledi.

Hürriyet gazetesine konuşan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

AB’NİN DE SORUMLULUĞU VAR

- Türkiye’nin AB’nin kapısında bu kadar süre tutulmasında hükümet ortağı olarak Alman Sosyal Demokrat Parti’nin payı yok mu?

Temaslarımda buna özellikle vurgu yaptım. Türkiye demokratik standartlardan uzaklaşıyorsa, bunda büyük sorumluluğun Avrupa Birliği’ne de ait olduğunu belirttim. AB’nin 1963 Ankara Anlaşması’ndan bu yana Türkiye’yi bünyesine almadığını, Türkiye’ye yönelik olarak çifte standart uyguladığını, bizim bunu kabul edemeyeceğimizi kendilerine ifade ettim. Mülteciler konusu gündeme geldi. Bu konuda Türkiye’nin üzerinde ciddi bir yük olduğunu, 3.5 milyon Suriyelinin Türkiye’de kaldığını, Avrupa ülkelerinin üzerlerine düşen sorumluluğu ve görevi yerine getirmediklerini, ‘mülteciler gelecek’ diye korktuklarını çok açık bir dille aktardım. ‘Ortadoğu’da kan akarken, mülteciler kendi kapılarına dayandığı zaman, ‘nereden çıktı bu mülteciler’ diye bağırıyorlarsa, bu da Avrupa Birliği’nin uzak görüşlü olmadığını, geleceği iyi planlamadığını gösteriyor’ dedim. ‘Sizin için ne yapabiliriz’ diye sordular. Bizim için yapabilecekleri bir şey olmadığını, Türkiye’nin AB sürecinden koparılmaması gerektiğini, eğer bir katkı yapmak istiyorlarsa, bu katkının Türkiye AB ilişkilerinin güçlendirilmesinden geçtiğini açık açık ifade ettim. ‘Türkiye AB’nin bir üyesi olsaydı, bugün bu noktada olmazdı’ dedim.

HALKIN NABZINI TUTUYORUZ

- Yerel seçimlere nasıl hazırlanıyorsunuz?

Aday adaylarından şunu istedik. Bir: Niçin belediye başkan adayı olmak istiyorsunuz? İki: Bulunduğunuz yerin sorunları nedir? Üç: Bu sorunlara hangi çözümleri üretiyorsunuz? Bu çerçevede hazırlanan dosyayla genel merkeze başvuruyorlar. Biz de adayın, belediye başkanı olmak istediği yerdeki sorunları ne ölçüde bildiğini, hangi çözümler ürettiğini bir şekilde görüyor ve ona göre adaylarımızı belirliyoruz. İllere, ilçelere veya beldelere vekillerimizi göndererek, halkın nabzını tutuyoruz. Aday adaylarından kimin halk arasında kabul gördüğünü araştırıyoruz. 15 kent için arkadaşlar alandalar. Gelen bilgilerle adaylarımızı belirleyeceğiz.

HER KURUŞUN HESABINI VERMELİ

- Nasıl bir Ankara, nasıl bir İstanbul hedefliyorsunuz?

Nasıl bir Ankara, nasıl bir İstanbul, Balıkesir, Denizli, Mersin veya Adana diyorsanız, bir belediye başkanının seçildiği andan itibaren hiçbir kesimi ötekileştirmemesi lazım. Kendi seçmeni olsun veya olmasın. Belde halkına eşit yaklaşmalı, eşit hizmet götürmeli. Sadece yoksul mahallelere pozitif ayrımcılık yapılabilir. O mahallelere daha fazla hizmet götürülmesi ve oradaki yurttaşların hayat standardının yükseltilmesi lazım. Başkanlarımızın istihdam alanı yaratmaları gerekiyor. Ciddi bir işsizlik sorunu var. Diğer bir önemli nokta, belediyelerin şeffaf olması. Eğer ihale yapıldıysa, kimlere ve hangi bedellere verildiğinin kamuoyuna açıklanması. Her kuruşun hesabının verilmesi.”

ALMAN PARLAMENTOSU’NUN TARİHİ GİZLİ GEÇİDİ

CHP Lideri Kılıçdaroğlu beraberinde Ünal Çeviköz ve Faik Öztrak ile Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç’la Alman Parlamentosu’nu (Reichstag) ziyaret etti, Meclis binasının altındaki gizli geçitten geçti. Hitler’in 1933’te iktidara gelmesinden bir ay sonra Gestapo vurucu gücü SA’nın bu tünelden girerek Meclis’i ateşe verdiği iddia ediliyor. 2. Dünya Savaşı’nda Sovyet Kızıl Ordusu çok ağır çatışmalardan sonra 30 Nisan 1945’te tarihi binayı alarak, Sovyet bayrağını çekti. Kılıçdaroğlu ve ekibi Meclis binasını alan Sovyet askerlerinin isimlerini ve zafer ifadelerini duvara yazdığı bölümü de ziyaret etti. Gizli altgeçit Meclis’in etrafındaki milletvekili ofislerinin bulunduğu binalarla bağlantılı. Milletvekilleri ve çalışanlar ofislerinden Meclis’e bu tünelden geçiyorlar.     

Celal Özcan/ Hürriyet