'Sanat dünyasına kırgınım'

Hayatının en güzel ve renkli yıllarının geçtiği, nice sanatçıyla girip çıktığı, nice albümlere emek verdiği müzik dünyasının efsanesi Marşandiz Stüdyo'da buluştuk Nermin Ceri'yle... Bir dönemin bilinen basın danışmanlarından olan Ceri'nin hizmet verdiği ünlüler arasında Ajda Pekkan, Sibel Can, Orhan Gencebay, Serdar Ortaç, Gülşen ve daha pek çok isim bulunuyor. 24 yıl yaptığı basın danışmanlığı görevine kanser hastalığı yüzünden 11 yıl ara veren Ceri, sağlıklı geri dönüşünü Romans Yayınları'ndan çıkan 1 Kişilik Dev Kadro adlı romanıyla taçlandırdı... Biz de o gün kitabını, hayatını, sağlığını, yaşadıklarını, gizlediği bazı sırları ve sanat dünyasını konuştuk...

Ünlülerin basın danışmanı Nermin Ceri, bir süre köşesindeydi, sesi soluğu çıkmadı ve sonra 1 Kişilik Dev Kadro adlı romanıyla geri döndü. Bu kitabı neden yazdın?
Doğrusunu isterseniz, 24 yılda sanat dünyasında yaşadıklarımı, kanser hastalığım nedeniyle 11 yıllık bir aradan sonra geri dönmenin mutluluğunu ancak böyle yansıtabilirdim. Bunca yaşanmışlıkları paylaşmam gerekiyordu, bu kitabı yazmam şarttı.

Sağlığın nasıl?
Meme kanseri oldum ve sağ göğsüm alındı. Olumlu olan en önemli nokta, tedavi sonrası kanserden arınmış olmamdır.

Bu kanserin nedeniyle ilgili bir şey söylendi mi?
Tamamen strese bağlı, hormon bazlı bir tümördü benimkisi. Tedavi uzun sürdü ve stresli olan sanat dünyasından ve basın danışmanlığı görevimden uzak durmam gerekiyordu.

Kanser oluşunda sanat dünyasının sana yüklediği streslerin payı var mıydı!
Elbette kanser oluşumda sanat dünyasının bana yüklediği streslerin payı büyüktü. Özel hayatımda da anne baba ayrılığının, üvey anne travmasının da etkileri vardır mutlaka. Bunlar kitabımda ayrıntılarıyla yer alıyor.

Hayatın roman…
Herkesin hayatı romandır. Benimkindeki fark, sanat dünyasının da bu romanın içinde oluşudur. Yüksel abi sen de çok iyi bilirsin ki, bu renkli dünyada sıra dışı olaylar çoktur. Bu kitapta şaşırtıcı olaylar da yer alıyor.

BASIN DANIŞMANLIĞI SÜPERSTARLA BAŞLADI

Her şeye baştan başlayalım… Basın danışmanı olmaya nasıl karar verdin?
Fotoğraf çekmeyi çok seviyordum ve magazin haberlerini yakından takip ederdim. Ajda Pekkan’a ise aşırı derecede hayrandım. Amcamın kanalıyla bir gazeteye başladım. Kısa süre sonra gazeteci Caner Budak’ın röportaja gittiği ve beni yanında götürdüğü 23 Nisan 1991 günü Ajda Pekkan’la tanıştım. O gün hayatımın en önemli günü oldu. Ona olan sevgimi hayranlığımı hissetmiş olacak ki, bir süre sonra ‘Nermin seni asistanım olarak yanıma alıyorum’ diyerek beni mutluluktan uçurmuştu Ajda Pekkan.

Gazeteciliğin ne oldu?
Yalan oldu… Ajda Pekkan’a basın danışmanı olunca gazeteciliği bıraktım. Ama bu arada başka bir işim daha vardı. Kimsenin bilmediği bir işti bu.

Neydi o işin?
Bir aile dostumuzun tavsiyesiyle Amerikan Havayolları (PANAM) için oluşturulacak 22 kişilik bir güvenlik biriminin seçimi için sınavlara girmiştim. Kazanınca Amerika'da özel olarak eğitim görenlerin arasına katıldım.

‘AJDA PEKKAN BOMBA UZMANI OLDUĞUMU BİLMİYORDU’

Görevin neydi?
Bomba uzmanıydım. Atatürk Havalimanı'na inen ve kalkan Amerikan uçaklarına koruma hizmeti vermekti görevim. Her türlü bomba eğitimi almıştım. Bomba yapımından imha edilmesine kadar ayrıntılı bilgi sahibiydim.

Ajda Pekkan biliyor muydu?
Dört yıl yanında olduğum Ajda Hanım, sadece havalimanında bir işim olduğunu biliyordu ama bomba uzmanı olarak görev yaptığımı bilmiyordu. Yıllarca da bilmedi. Buradan yaptığım açıklamalarla o da ilk kez bu röportajda öğrenmiş olacak. Hem onun asistanı ve basın danışmanı olarak çalıştım hem de PANAM'da bomba uzmanı olarak görev yaptım.
Ajda Hanım bazen yurt dışından gelirdi ve ben onu uçaktan alır, özel kapılardan çıkarırdım. Yalnız asistanlığıyla basın danışmanlığını değil haberi olmasa da aynı zamanda bodyguardlığını da yaptım. Daha sonra aşırı yorgunluktan hastalanınca bomba uzmanlığı görevimden ayrıldım, sanat dünyasına ağırlık verdim.

Hangi sanatçılarla çalıştın?
Orhan Gencebay, Sibel Can, Gülşen, Serdar Ortaç, Rafet El Roman, Müzeyyen Senar, Burcu Güneş ve diğerleri…

HAKKIMI YİYENLER OLDU

Kitabında yazmışsın… Anneannenin bir öğüdü var sana, “Aman kızım sakın ola kul hakkı yeme” diyor… Sanat dünyasında senin hakkını yiyenler oldu mu?
Ben kimsenin hakkını yemedim ama hakkımı yiyenler oldu. Bazılarınınki bana çok ağır geldi, çok üzüldüm. Basın danışmanlığına aşıktım ben, para çok sonra geliyordu.

Şöhrete ulaştırdıklarını konuşalım…
Müzik yapımcısı, müzisyen ve Marşandiz Stüdyosu’nun sahibi Koral Sarıtaş “Nerminciğim bununla sen ilgilen, eti senin kemiği benim” derdi ve bana emanet ettiği sanatçı ve sanatçı adaylarının A'dan Z'ye kadar her şeyiyle ben ilgilenirdim.

Neler yaptın?
Ablaları kardeşleri gibi kol kanat gerdim onlara, özel hayatlarındaki sıkıntılarına dertlerine bile ortak oldum, yanlarından ayrılmadım, yeri geldi çantalarını taşıdım. Serdar’ın (Ortaç) kayıtlarını burada (Marşandiz) yaptığımız Karabiberim şarkısı bir anda patlamıştı. Çekik gözlerinden yola çıkarak Uzakdoğulu havasında çektirdiğim fotoğrafları büyük ilgi görmüştü. Gülşen'e Be Adam adlı şarkısına yaptığımız klipte pijama giydirmiştim. ‘Pijamalı kız' adıyla herkesin sevgilisi olmuştu.
Hiç unutmam, Orhan Gencebay'ın ilk sokak fotoğraflarını ben çektirdim. Fark ettim ki, tüm fotoğrafları stüdyoda çekilmiş. Halkın sevgilisi olan adamın sokakta fotoğrafının olmaması skandaldı, olacak iş değildi. 30'lu yılların modasına uygun giysiler diktirdim Faruk Saraç'a ve Dolmabahçe'de çekilen Orhan Gencebay fotoğrafları Türkiye'de olay olmuştu. Orhan Gencebay “Nerminciğim, sen benim imajımın bestekarı oldun, berhudar ol” demişti.

SANAT DÜNYASINA KIRGINIM

Kanser olduktan sonra yıllarca hizmet ettiğin sanatçılar sana destek oldular mı?
Ben kimseden maddi destek beklemedim, zaten paraya da ihtiyacım yoktu. Ancak ne yazık ki, bir telefon açmayı, bir ziyaret etmeyi, bir geçmiş olsun demeyi bile beceremediler. Sanat dünyasına elbette kırgınım. Onlar beni bu kitabı okuyunca tanıyacaklar. Ailemin zengin olduğunu, bu işi sevdiğim için yaptığımı bilmiyorlardı. Romanıma kitapevlerinden ya da internetten ulaşabilirler.

Bu kitapta sanatçıların özel sırları da yer alıyor mu?
Yazılabilecek olan her şey var bu kitapta. Ancak bazı olaylar benimle mezara gidecek.

Senin dönemindeki basın danışmanlığıyla şimdikiler arasında farklar var mı?
Günümüzdeki çoğu basın danışmanı ne yazık ki sanatçıyla basın arasında nasıl bir köprü kurulması gerektiğini bilmiyor. Sanatçıların çoğu da basın danışmanlarını devreden çıkararak doğrudan doğruya gazetecilerle temasa geçiyorlar.

DANIŞMANLIĞA DÖNMEYECEĞİM

Günümüzün ekonomik şartlarına uygun olarak mı?
(Gülüyor). Yüksel abi, bazı gazetecilerin ek iş olarak basın danışmanlığına soyunduklarını söyleyebilirim. Sektör içinde bu konuyu herkes biliyor, bu bir sır değil artık. Ne yazık ki tatsız bir durum ama gerçek.

Basın danışmanlığına dönecek misin? 
Yok abi, belki imaj danışmanlığı yapabilirim. Büyük bir aşkla bağlı olduğum basın danışmanlığı görevim yıllar öncesinde kaldı artık.

SÖZCÜ