Parlamenterler Arası Kudüs Platformu'nda konuşan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, "Kudüs davası yalnızca Filistin'deki bir avuç Müslüman'ın davası değildir. Kudüs, İslam aleminin namusudur. Bu dava hepimizin ortak davası ve ortak meselesidir" dedi Kudüs'ün bir kez daha Türkiye'nin kırmızı çizgisi olduğunu belirten Erdoğan, "Kudüs, İslam aleminin namusudur" ifadesini kullandı.

Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:

"Kudüs davası yalnızca Filistin'deki bir avuç Müslüman'ın davası değildir. Kudüs, İslam aleminin namusudur. Bu dava hepimizin ortak davası ve ortak meselesidir.

"Yüreğimizin yarısı Mekke, yarısı da Medinedir. Bunların üzerinde bir tül gibi Kudüs vardır.

"Kudüs Filistin'in ebedi başkenti temalı konferans münasebetiyle bugün bizleri bir araya getiren bu ulvi gaye etrafında gönüllerimizi buluşturan herkese şükranlarımı sunuyorum. 

"Dini, dili ne olursa olsun Filistin davasına sahip çıkan Kudüs'ün tekrar tüm insanlık için bir barış ve esenlik yuvası olması için gayret gösterenlerin, Arakan'dan Suriye'ye kadar gönül coğrafyamızın dört bir köşesinde barış ve huzura hasret Müslümanlara, mazlumlara, Yemen'de masum yavrulara, sizlerin aracılığıyla en kalbi selam ve muhabbetlerimi gönderiyorum.

"İsrail kurşunlarına göğüslerini siper eden babaları, top oynarken bombalarla minik bedenleri parçalanan Filistinli çocukları, sabah namazına giderken siyonist yerleşimciler tarafından yakılarak şehit edilen Filistinli gençleri, Kudüs'e sahip çıkan Filistin'in cesur kadınlarını rahmetle yad ediyorum. 

"Merhum Cahit Zarifoğlu bir şiirinde; "Filistin bir sınav kağıdı, her mümin bunun önündedir." Kudüs Plaftormu yaptığı çalışmalarla işte bu imtihanı alnının akıyla vermenin mücadelesini yürütüyor. Bu dava hepimizin ortak davası, hepimizin ortak meselesidir. 

"Kudüs kırmızı çizgimizdir diyoruz. Kudüs'ü savunmanın insanlığı savunmak, barışı adaleti bağımsızlığı savunmak olduğu inancıyla bu meseleye en güçlü şekilde sahip çıkıyoruz. Bu süreçte sizlerin ülkemize verdiği destek sadece bugünümüz adına değil, geleceğimiz adına da hayati öneme sahiptir. 

"İsrail son 50 yıldır kasıtlı şekilde Kudüs'teki İslam dünyasının izlerini silmeye çalışıyor. Silemeyeceksiniz. Bu tarihi gerçeği yok edemeyeceksiniz. Ve tüm 1 milyar 700 milyonluk İslam dünyasını içinde gaflet içerisinde olan yöneticiler olabilir. Ama bu halkları yok edemeyeceksiniz. Müslümanlara ait toprakları, iş yerlerini, evlerini hatta ibadethaneleri gasp ederek burada bir soykırım uyguluyor. Buralara bir kaç tane büyükelçilik getirmek suretiyle eğer Kudüs'ün şahsı manevisini yok edeceğinizi zannediyorsanız kendinizi aldatıyorsunuz. Bununla bunu yok edemezsiniz.

"Dünya beşten büyüktür. Zira BM Güvenlik Konseyi'nin beş daimi üyesinin bir tanesinin iki dudağı arasında sıkışmış kalan bu dünya adil olamaz. Bu BM adil olamaz. Onun için reforma ihtiyaç var. Bunun için İslam İşbirliği Teşkilatı olarak başlattığımız girişimler tane karşı oyla geçmiştir. Ne Amerika ne İsrail yaptıkları tüm gayretlere rağmen hedeflerine ulaşamamıştır.

"1967 yılındaki Filistin haritasıyla 2018'deki haritayı karşılaştırmak başka hiçbir söze gerek kalmadan Filistin'de yaşanan bu kültürel soykırımı ortaya koyacaktır. BM'nin beş daimi üyesinin bir tanesinin iki dudağı arasında sıkışmış kalan bu dünya adil bir dünya olamaz. 

"70 yıl önce başkalarının işlediği cürümlerin bedelini bugün Filistinliler ödemek zorunda kalıyor. İkinci Dünya Savaşı sırasında Avrupa'daki Musevilere yapılan zulümleri aratmayacak baskıda yıldırma politikalarına bugün Filistin halkı maruz bırakılıyor. Bizim açımızdan faili kim olursa olsun, bunların her ikisi de katliamdır, vahşettir, zulümdür. Holokost nasıl insanlık dışı suçsa, Gazze sahilinde top oynayan çocuklara bomba yağdırmak da aynı derecede ağır bir insanlık suçudur.