Yukarı
346319

Kıyafetleri üzerinden hedef alınan Gülşen’den açıklama

21 Ocak 2022 09:57

Gülşen, sahnede giydiği kıyafetlerle ilgili yapılan yorumlara sosyal medya hesabından yanıt verdi. Sanatçı, yaptığı uzun açıklamada, "Kadını yok saymaya hevesli bu ataerkil sistemin sizi de boğmakta olduğunu görmüyor musunuz?” dedi.

Bir süredir özellikle sahne kıyafetleri ve dansları bahane gösterilerek sosyal medyada ve televizyon programlarında özellikle kimi meslektaşlarının ağır ithamlarına maruz kalan Gülşen, günlerdir süren suskunluğunu bozdu.

Gülşen, sahnede giydiği kıyafetlerle ilgili yapılan yorumlara Instagram hesabından yanıt verdi.

Gülşen, şöyle konuştu:

* Bu kıyafet plajda giyilir ama sahnede giyilmez. Bu kıyafeti sesi olmayan şarkılarıyla gündeme gelemeyen giyer ama sanatkar olan giymez. Bu kıyafeti yabancılar giyer ama burası Türkiye. Giyemez. Hadi giydi, ama o dansı edemez. Evliliği yolunda değilse, aldatılıyorsa, boşanıyorsa ve yeni bir erkek peşindeyse giyer ama her şeyi yolunda giden bir evliliği varsa giymez. Şu ana kadar tamamdı ama bu sefer limiti aştı.

* Şimdi tüm o “ama”larınızın sonrasındaki cümlelerinize cevaben:

* Ben bir kadın bedeninde dünyaya gelmiş bir insanım. İsmim gülşen. 26 yıldır tek başıma ayaklarımın üzerinde duruyor ve arı gibi çalışıyorum. Hiç kimseye muhtaç değilim. Pop müziğe değer ve yenilik katabilmek adına sayısız şarkı yazdım. Tabii bu uzun yolculukta hiçbir şey bana altın tabakta sunulmadı.

* Düştüğüm, kalktığım, mücadelesini verdiğim çok da yaralandığım oldu elbet. Ama bugün geldiğim noktada ve her zaman ihtiyacım olan gücü hep kendi içimde buldum. Taştan duvardan olmadığımı, sadece bir insan olduğumu hep hatırlattım kendime.

“İSTENEN ŞEY ONAY GÖRMEK İÇİN BEDENİMİ YOK ETMEM Mİ?”

* Mesleki hayatım boyunca hep zamanın ruhunu okumaya inandım. Müziğimin, bedenimin, zihnimin, kelimelerimin hep özgür ve bağımsız kalabilmesine gayret ettim. Var olanla yetinmeyip yenilenmeye, değişime açık kalmanın mesleğimi en doğru biçimde icra edebilmek için en önemli unsur olduğunu hep bildim. Meğer, insan performansına gösterdiği özeni giyimine de gösterince sanatkarlığı yok oluyormuş. Vazgeçmem istenen şey daha az göze batmak ya da daha çok onay görmek için kendimi, bedenimi, vizyonumu yok etmem mi? Yoksa asla inanmadığım belirli yaftalara ya da yargılara itaat etmem mi?

“TAKMAYA ÇALIŞTIĞINIZ PRANGALARIN FARKINDA MISINIZ?”

* Ben de bu satırları tam da o yüzden yazıyorum. Kıyafet üzerinden farklı farklı ”ama”larla sırf beni ya da sizden olmayanları nasıl alaşağı ederiz diye düşünerek çıktığınız bu yolda aslında kendi ayaklarınıza, hemcinslerinizin ve evlatlarınızın ayaklarına takmaya çalıştığınız prangaların farkında mısınız? Bir gün gelip kadını ya da kendinden olmayanı yok saymaya, baskılamaya ve gerektiğinde yok etmeye hevesli bu ataerkil sistemin sizin gibi düşünenlerden de aldığı güçle gelip sizi de boğabileceğini hatta boğmakta olduğunu görmüyor musunuz?

“HİÇBİR SIFATIN KÖLESİ DEĞİLİM”

* Evet, ben bir anne-babanın kızı, evet bir erkeğin eş ve bir yavrunun annesiyim. Babasının kızı, bir erkeğin karısı, bir çocuğun annesi olmaktan öte; ben aklı ve düşünme yeteneği olan özgür iradeye sahip bir insanım. Bu sıfatlardan fazlasıyım. Hiçbir sıfatın kölesi değilim. Kimseye ait değilim. Ben kendimim. kendime aitim.

* Düşünsenize; sınırlarını başkalarının belirlediği bir yaşam nasıl sürdürülebilir olabilirdi? Herkesin sınırları birbirinden böylesine farklıyken. Bu size de korkutucu gelmiyor mu? Bana bugün sınırı aştı deme yanılgısına düşenler, kendi sınırlarını daha da daraltan birileri çıkıp ahkam kestiğinde beni ve bugün neler söylediğimi hatırlamayacaklar mı? Evlatlarımız tecavüze uğrayıp öldürüldüğünde o zehir dolu ”ama”larla aynı kaynaktan çıkan ”üzerinde ne vardı?” sorusu hangimizin nefesini daraltmadı?

* Bu zihniyetteki soruların aslında soru değil yargı olduğunu hepimiz maalesef ki biliyoruz. Bu sorular gibi tıpkı eşim Ozan’a yüzlerce kez sorulan; ”Gülşen’in kıyafetlerine karışıyor musunuz?’ eşinizin kıyafetleri çok eleştiriliyor siz ne düşünüyorsunuz?” soruları da aynı zehirli kaynağa hizmet ediyor görmüyor musunuz?

“BİR İNSANIN YAŞAM HAKKINI BAŞKASI BELİRLEYEMEZ”

* Kadınlara “anne olma, eş olma” erkeklere ”erkek olma, hükmetme zorunluluğunda olma, aksi taktirde eksik olacağı” üzerinden uygulanan tüm tahakkümün nasıl bir cehennem olduğunu ve bu tahakkümün en sonunda erk’lik taşımayanın ya da onun yasalarına uymayanın yaşamdan silinmesini meşrulaştırmaya hizmet etmekte olduğunu ne olur görelim artık hep birlikte. Bir insanın yaşam hakkı, yaşam tercihleri bir başkası tarafından belirlenemez. Bir cins ya da insan bir diğerinden üstün olamaz.

* Eş’im dediğiniz kişilerle gerçekten eş misiniz? Düşünün. Bir hayatı bir arada geçirmeye, bir arada ilerlemeye, yürümeye, el ele, yan yana söz verdiğimiz eşlerimiz bizim eşimizdir. Bizi hayata çağıran anne babamızdır bize karşı sorumluluğu olanlar; kendimizi gerçekleştirmemizde bize kendimiz olmamızı sağlayarak yardımcı olması gerekenler. Masum evlatlarımızdır en başta kendi yalanlarımızdan, kötülüklerimizden, cehaletimizden korumamız gerekenler ki kendileri bir bütün olarak geldikleri bu dünyada tüm şahanelikleriyle özgürce ve mutlulukla var olabilsinler.

* Çocuklarımıza ve kendimize öğretmemiz gereken en önemli şeyin kimseye zarar vermeden, yalan söylemeden, hiçbir canlının yaşama hakkını çalmadan, kırmadan, incitmeden yaşamak olduğuna… Yaşamın, yaşamanın ve kendi kıymetlerini bilerek, sadece kendi hayallerinin, yeteneklerinin ve emeklerinin peşinde olmalarınınsa; bu hayatta mutluluğun ve huzurun tek anahtarı olduğuna inanıyorum.

“YAŞAM BU ZİHNİYETLER KADAR KÜÇÜK DEĞİL”

* Benim meselem hiçbir zaman ne giydi ne giymedi, yakıştı yakışmadı çerçevesinde kıyafetim üzerinden yapılan eleştiriler değil, hiçbir zaman da olmadı. Çünkü bu son derece göreceli ve her kişiye göre değişebilen zevklerle milyonlarca farklı şekilde yorumlanabilir. Yorumlanmalıdır da. Benim asıl meselem; yakışık alıp almaması ile ilgili yaptığınız tüm yorumlar, bir kadının nasıl giyinmesi gerektiğine dair kestiğiniz tüm ahkamlar.

* Bana kıyafetim, yaşım, anneliğim, cinsiyetim, eşliğim ya da sanatkarlığım üzerinden kurulmaya çalışılan tüm baskılar gibi, eğer çeşitli baskıların içine hapsedilmiş nefessiz, umutsuz, çaresiz bırakılmaya çalışılmış tek bir kişi dahi var ise okuyup nefes bulsun, küçük sandığı dünyada aslında yalnız olmadığını, kabul gördüğünü ve çok sevildiğini bilsin istedim. Çünkü yaşam bu zihniyetler kadar küçük değil. Yaşam kocaman ve yaşamak çok güzel.



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


Diğer Haberler

O gün hayatım değişti

“Bir gün sinemada, film öncesi yayınlanan reklamlarda Utku’yu gördüm. ‘Ne kadar yakışıklı bir kemancı’ dedim. Aradan 3 ay geçti. Orkestrama kemancı arıyorken Utku’nun adı geldi ama ne gel...

Çakallarla Dans'ın kadın versiyonu çekilecek

Türk sinemasının uzun solukları serilerinden olan 'Çakallara Dans'ın ilk filmi 2010'da çekildi. Birinci film, çok yüksek gişe elde etmemesine rağmen seri haline getirilen 'Çakallarla Dans...


Burcu Esmersoy: Elma sirkesiyle yıkandık

Burcu Esmersoy, eşi Nazım Akmandil ile düğünden sonra elma sirkesiyle yıkandıklarını söyledi. Geçen gün reklam yüzü olduğu bir gözlük markasının partisine katılan sunucu Burcu Esmersoy, m...

Cem Yılmaz eleştirilere ateş püskürdü

Son günlerde eski sevgilisi Serenay Sarıkaya'ya gönderme yaptığı düşünülen ünlü komedyen Cem Yılmaz, kendisine yönelik eleştirilere sert yanıt verdi. Ünlü oyuncu Serenay Sarıkaya'yla bir ...


Hülya Avşar: Ünlü olduğumu Kaya sayesinde anladım!

Hülya Avşar, Kaya Çilingiroğlu ile beraberken sokağa çıkmaya başladığını ve bu sayede de ünlü olduğunu anladığını açıkladı: “Kaya beni insan içine çıkardı ve ünlü olduğumu anladım. Sokakt...

Paris Hilton ikinci çocuğunun yüzünü ilk kez gösterdi

Hilton otellerinin varisi Paris Hilton 5 aylık kızının ilk resmi fotoğraflarını kamuoyuyla paylaştı. 43 yaşındaki sosyetik isim Paris Hilton, anne olmanın mutluluğunu yaşamaya devam ediyo...


Hasan Can Kaya acil ameliyata alındı

Hasan Can Kaya arkadaşlarıyla futbol oynarken omzunun üzerine düştü. Omzunda kırık oluşan ünlü komedyen acil ameliyata alındı. Konuşanlar programıyla son yılların en popüler komedyeni ola...

Gülşen Bubikoğlu Türker İnanoğlu ile '50 yıllık dans...'ını andı

Ünlü oyuncu Gülşen Bubikoğlu, 50 yıllık eşi Türker İnanoğlu'nun vefatından sonra eski bir dans fotoğraflarını paylaştı. Oyuncu Gülşen Bubikoğlu, 50 yıllık evliliklerinin anısına geçtiğimi...


'Hayat kısa, daha çok Belçika çikolatası yiyin'

Ünlü oyuncu Aslı Enver ile eşi Berkin Gökbudak tatile çıktı. Bir mekanda çekildiği kareleri sosyal medyadan paylaşan Aslı Enver, pozuna "Hayat kısa, daha çok Belçika çikolatası yiyin" not...

SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

O gün hayatım değişti

“Bir gün sinemada, film öncesi yayınlanan reklamlarda Utku’yu gördüm. ‘Ne kadar yakışıklı bir kemancı’ dedim. Aradan 3 ay geçti. Orkestrama kemancı arıyorken Utku’nun adı geldi ama ne gel...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

E-sigara pıhtılaşmaya neden oluyor

Özellikle gençler arasında yaygınlaşan elektronik sigaraların normal sigara kadar tehlikeli olduğunu belirten Türk Toraks Derneği Tütün Kontrolü Çalışma Grubu Yürütme Kurulu Üyesi Doç. Dr. Seyhan Us Dülger "Bu cihazlar kalpte ritim bozukluğundan pıhtılaşmaya kadar pek çok ciddi sağlık sorununa yol açıyor" dedi.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR