Yukarı
60621

24 Kasım\'ı Kutlamak Yerine Önce Sorunları Çözelim

23 Aralık 2011 08:26

Milli değerler, evrensel değerlerden daha makbul sayılınca 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü yerine 24 Kasım Öğretmenler Günü, resmi kurumlar ve bazı öğretmen sendikaları tarafından coşkuyla kutlanır. Adeta öğretmenleri kutsama şölenine dönüştürülür. Her ne kadar öğretmenlerin içinde bulunduğu sosyo-ekonomik koşulların olumsuzluğundan bahsedilse de esas vurgulanan, öğretmenlerin gösterdiği fedakârlık ve mesleklerinin kutsal olduğu temasıdır.

Devletin kutsallığı ve dayanağını oluşturan ulusal simgelerin, mitlerin en yüce değer olarak öğrenciler tarafından kabul görmesi, okulların varlık nedenini oluşturur sanki. İşte kutsanan bu ulusal değerleri, kişilere aktarma işi olan öğretmenlik mesleği de kutsallık sıfatını kazanmış olur.

Kutsanan bilgilerin ve simgelerin öğrencilere akışını sağlayacak olan öğretmenlerin kutsal bir iş yaptıkları vurgusu, belki de kaynağını kutsal devlet anlayışının dolaşıma soktuğu ürünlerden alır. Başka bir ifadeyle, eleştirel aklın süzgecinden muaf tutularak adeta dogmatik hale getirilen bu bilgiler, öğretmenliğe kutsallık temasını bulaştırmış olur.

Bu kutsallığın zedelenmemesi için öğretmenlerin görevlerini yerine getirirken; ulusal simgelerin ve değerlerin, öğrencilerin bireysel isteklerinden ve sosyal ihtiyaçlarından daha gerekli olduğu bilincini öğrencilere kazandırmada titiz davranmaları özellikle istenir.

Amire tabi kılınan öğretmen
Öğretmenlik; yalnızca öğrenciye bilgiyi nakleden değil, aynı zamanda öğrenciyi denetleyen, gözetleyen davranışlarına, sözlerine, düşüncesine ve kılık kıyafetine müdahale eden kutsal bir meslek olur. Daha iyi denetim, gözetim ve disipline edici yöntemleri kullanma becerisi de öğretmenlik mesleğinde başarılı olmanın ölçütleri oluverir.

İşin tuhaflığı, otorite uygulayan öğretmenin kendisi de kanunların ve amirlerin otoritesine maruz kalır. Nasıl ki öğretmen öğrenciyi denetlemek, gözetlemek ve disipline etmekle görevliyse, amirlerin de görevi öğretmenleri denetlemektir.

Denetimi kolaylaştırmak ve öğretmenlerin otoriteyi içselleştirmesi için, cezalandırma teknikleri her an amirleri tarafından uygulanabilir. Örneğin valinin, öğretmene uyarma, kınama ve maaş kesintisi cezasını doğrudan verebilme yetkisi, otoriter değerlerin eğitim kurumlarına sızabildiğinin işareti olsa gerek. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun Disiplin Cezaları Bölümü’nde yer alan bazı maddelerin öğretmenleri, amirlerine tabi kılmayı amaçladığını söyleyebiliriz. Örneğin, öğretmenin görev sırasında amirine hal ve hareketleriyle saygısız davranması uyarma, görev sırasında amirine sözle saygısızlık etmesi ise aylıktan kesinti cezasını gerektiriyor.

Öğretmenin söz ve davranışlarının uyarma ve kınama, hatta kademe ilerlemesinin durdurulması cezasını gerektirip gerektirmediği, amirinin anlayışına terk edilmiş durumdadır. Amir isterse öğretmenin normal davranışını ve sözlerini saygısızlık olarak değerlendirip, keyfi biçimde sözü edilen cezaları uygulayabilir. Hatta öğretmeni cezalandırma konusunda 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu yeterli bulunmazsa, 1702 sayılı İlk ve Ortaöğretim Muallimlerinin Terfi ve Tecziyeleri Hakkında Kanun’a dahi başvurulabilir. Her iki kanunun da öğretmeni amirine tabi kılmak için titizlikle hazırlandığını belirtebiliriz.

Ast-üst ilişkisinin zararları
Kanunlar ve amirlerin uygulamalarıyla öğretmen, denetim altında bulundurulur. Amirin görevi, bir anlamda öğretmenin hal ve hareketlerini kontrol etmektir. Kontrolün sürekli olması da hiyerarşik yapılanmanın sarsılmaması için gerekli görülür.

Bu nedenle kontrolü yalnızca okul müdürü yapmaz; kaymakam, müfettiş ve vali de denetleme görevini yerine getirir. Kontrolün kapsamında, öğretmenin amirine göstereceği saygının derecesi, kanunlara uyup uymadığı, sınıf içinde disiplini sağlama becerisi gibi otoriter eğitimi ayakta tutan hususlar yer alır. Disiplin mekanizmaları yalnızca öğretmenin düşünce ve davranışları için değil, dış görünümü için de işlemiş olur. (Örneğin erkek öğretmenlerde, ceket giyme ve kravat takma zorunluluğunun halen devam ediyor olması, askeri birliklerdeki tek tip kıyafet uygulamasını anımsatmıyor mu?)

Amirin öğretmene, öğretmenin öğrenciye karşı kullandığı otoriter yapıyla, ast-üst ilişkisi şeklinde tesis edilen bu iletişim biçimiyle eğitim-öğretim ortamlarının özgürleştirici ve bireyselleştirici kanallara dönüşmesi, ihtimal dahilinde bile görünmüyor.

Özerk kimliğe kavuşmak
Öğretmenlerin sorunları, ne 24 Kasım’ı kutlamakla ne de mesleklerine ilişkin abartılı sıfatların kullanılmasıyla hafifleyebilir. Eğitim-öğretim ortamlarını kışlaya benzeten kanunlardan ve yönetmeliklerden arındırma bilinci, grev ve toplusözleşme haklarını kazanma mücadelesi güçlü olursa, öğretmenlerin sosyal, ekonomik ve özlük haklarının iyileştirme zemini de yaratılabilir.

Oluşturulacak bu zemine demokratik ve evrensel değerlerin girmesiyle, öğretmenlerin ve öğrencilerin özerk bir kimliğe kavuşma olasılığı güçlenmiş olmaz mı



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


Diğer Haberler

CHP'li Sarıgül, mahkumlar için bir kez daha af istedi

CHP Erzincan Milletvekili Mustafa Sarıgül; mahkumlar, ehliyeti elinden alınan şoförler ve çek nedeniyle hapiste olan esnaflar için bir defaya mahsus af talebinde bulundu. CHP Erzincan Mil...

Eyüp Aksu'dan Ekrem İmamoğlu'na ziyaret

Seçim sürecinde "Taksimetreleri kurun, geliyor Murat Kurum" diyen İstanbul Taksiciler Esnaf Odası Başkanı Aksu, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'na 'hayırlı olsun' ziyaretinde bulundu. İstanbul...


Eski bakan Mehmet Ali Yılmaz evinde ölü bulundu

Eski spordan sorumlu devlet Bakanı Mehmet Ali Yılmaz İstanbul Beşiktaş’taki evinde kızı tarafından ölü bulundu. Eski Gençlik ve Spor Bakanı ve Trabzonspor Kulübü'nün eski başkanlarından M...

Zeki Yiğit yeniden Danıştay Başkanı seçildi

Danıştay Başkanı Zeki Yiğit, görev süresinin dolmasının ardından yapılan seçimlerde yeniden seçildi. Danıştay Başkanı Zeki Yiğit'in 4 yıllık görev süresinin dolacak olması nedeniyle saat ...


Bakan'dan MESEM itirafı: Yüzlerce çocuk iş kazası geçirdi

Milli Eğitim Bakanı Tekin, MESEM kapsamında çalıştırılan 336 öğrencinin iş kazası geçirdiğini açıkladı ancak bu kazalardan kaçının ölümle sonuçlandığını belirtmedi.

Yeniden Refah'tan 'fotoğraf'la yanıt geldi: 'Tarih tekerrürden ibarettir'

AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM'de düzenlenen 23 Nisan Resepsiyonu'nda siyasi parti liderleriyle yaptığı çay sohbetine, Yeniden Refah Partisi lideri Fatih Erbakan'ı davet ...


Steinmeier'den Yavaş'a: Tüm Almanya seçimdeki büyük başarınızı biliyor

Almanya Steinmeier Türkiye ziyaretleri kapsamında Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ile görüştü. Steinmeier, "Sadece bu heyettekiler değil, tüm Almanya seçimdeki büyük başar...

CHP'den Anayasa Mahkemesi'ne başvuru

CHP, sağlık alanındaki bazı düzenlemelerin iptali için AYM'ye başvurdu. Başvuru sonrası konuşan CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın; "İlaçların ruhsatlandırılıp piyasaya sürülmeden önce...


Erdoğan’dan Türkiye Ermenileri Patrikliği’ne ‘24 Nisan’ mesajı

AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Ermenileri Patrikliği’ne 24 Nisan dolayısıyla bir taziye mesajı gönderdi. Söz konusu mesajda “Tarihte yaşananları, radikal söylemlere, ötekileştirmey...

SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

Demet Akalın'ın başı kiracısıyla dertte

Ünlü şarkıcı Demet Akalın, evinde 5 bin TL kiraya oturan kiracısıyla yaşadığı sorun nedeniyle isyan etti. Akalın, kiracısının 'Programda benden bahsetti, zam yapacaktım vazgeçtim' demesin...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Siyah nokta neden olur, temizleme nasıl yapılır?

Siyah nokta, cilt foliküllerinin tıkanması sonucu oluşuyor. Kötü bir görünümün yanı sıra temizlikten uzak bir görüntüye neden olan siyah noktaları temizlemek için cildini günde en az iki kez temizleyerek gözeneklerini açık tutabilir, cildin yağ ve kirlerden arınmış olması siyah noktaların oluşumunu azaltabilirsiniz.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR