Yukarı
76529

İşsizliği Yüzde 5\'in Altına Çekmek

23 Aralık 2011 09:27

Katıldığı bir programda soruları yanıtlayan Ergün, mayıs ayında işsizlik oranının yüzde 9,4'e gerilemesini nasıl değerlendirdiğine ilişkin soru üzerine, dünyadaki birçok olumsuz gelişmeye rağmen ekonomideki bu olumlu verilerin Türkiye ekonomisinin geleceğine dair de çok ciddi bir işaret anlamına geldiğini söyledi. 2008 ekonomik krizinin etkilerinin hissedilmeye başlamasıyla birlikte ilk etapta istihdam, üretim ve ihracatta bir miktar kayıplar meydana geldiğine işaret eden Ergün, ancak ekonominin hızlı bir şekilde toparlandığını kaydetti.

Yüzde 14-15'ler seviyesine kadar çıkan işsizlik rakamlarını Türkiye'nin yüzde 9,4'e kadar indirme başarısını gösterdiğini belirten Ergün, Türkiye ekonomisinin bu dinamizminin son derece önemli olduğunu, bugün dünyadaki gelişmelere bakıldığında Türkiye ekonomisinin ne kadar sağlam temellere dayandığı ve gelecek açısından umut veren bir trend içerisinde olduğunu gösterdiğini söyledi. İşsizlik rakamlarının mayıs ayı itibariyle yüzde 9,4'e düşmüş olması ve bu düşme eğiliminin devam etmesinin memnuniyet verici olduğuna işaret eden Ergün, işsizlik rakamlarının bir miktar daha gerileyeceğini bildirdi.

Esas meselenin işsizliği dünyada kabul edilebilir seviyeye doğru çekmek olduğunu, bunun da işsizlik rakamlarının yüzde 5'lerin altına çekilmesi anlamını taşıdığını belirten Ergün, şunları kaydetti: ''Yüzde 5'lerin altındaki bir işsizlik rakamı bizim gibi ekonomiler için kabul edilebilir, makul, tolore edilebilir rakamlardır. Aynı kişiler işsiz olmayacağı için bu dönecektir belli kişiler arasında. Kimisi iş bulacaktır, kimisi yeniden ayrılacak, bazı firmalar ekonomik sorunlar yaşayacaklar. Orada çalışanlar işsiz kalacak. Ama bu arada yeni firmalar açılacak. Oradakiler başka bir yerde iş bulacak. Ama yüzde 5'ler seviyesindeki bir işsizlik bizim büyüklüğümüzde bir ekonomi için tolore edilebilir, kabul edilebilir, makul bir rakam. Yüzde 9,4 rakamı da hala tabi ki yüksek bir rakam. Her ne kadar düşme eğilimi içerisinde olsa da.''

Ergün, yeni dönemde hükümet olarak yatırımları, istihdamı arttırıcı çalışmalar gerçekleştireceklerini vurgulayarak, şöyle devam etti: ''Çünkü ekonomimizin makro dengeleri ve Türkiye'deki siyasi istikrar, biraz da yatırım ortamını iyileştirmeye dönük atacağımız yeni adımlar hem içeride yeni yatırımların yapılmasını hem de dışarıdan birçok yabancı sermaye yatırımının Türkiye'de gerçekleşmesini sağlayacaktır. Bugün gazetelerde okuyorsunuz otomotivle ilgili, demir çelikle ilgili yeni yatırımlara ilişkin bazılarının karar aldıklarını, bir kısmının temelini atacaklarını, bir kısmının da planlamalarını bu yatırımları yapmak üzere gerçekleştirdiklerini görüyoruz. Bu açıdan önümüzdeki dönem atacağımız yatırım ortamını iyileştirme çalışmaları, teşvik sistemini gözden geçirme çalışmaları, Türkiye'deki siyasi istikrarın, güven ortamının, makro ekonomik dengelerin yerli yerine oturmuş olmasının ve Türkiye'nin mali disiplininden taviz vermeyen bir ekonomi yönetimi anlayışıyla yoluna devam etmesinin istihdam üzerindeki olumlu katkılarını da çok iyi bir şekilde göreceğimizi söyleyebilirim.''

Mayıs ayında yüzde 9,4 olarak gerçekleşen işsizlik rakamının önlerindeki 4 yıllık sürede yüzde 7'nin altına indirmeye yönelik bir yol haritasına ihtiyaç olduğunu ortaya koyduğunun hatırlatılması üzerine de Ergün, bunun büyüme potansiyeliyle yakından ilgili olduğunu söyledi. Türkiye'nin yüzde 7'lerin üzerinde bir büyüme trendini istikrarlı bir şekilde yakalayabilirse o zaman bu işsizlik rakamını belirli bir periyottan çok daha aşağı noktalara indirme imkanına sahip olunabileceğini belirten Ergün, ''Ama yüzde 5'ler seviyesinde ortalama bir büyümede kalırsak o zaman işsizlik rakamı da bu noktalarda yatay gitmeye devam eder. Yani yeni iş gücüne katılımları ekonomi içerisinde istihdam etme imkanına fazla sahip olamayız. Yani ekonomimiz bir miktar istihdam üretir ama bu istihdam sadece iş gücüne katılım oranı kadar istihdam olur'' diye konuştu.

Bu durumda birikmiş olan işsizlik rakamını eritme şansına sahip olunamayacağına vurgu yapan Ergün, iş gücüne katılımın da Türkiye'de sürekli arttığını anlattı. Yüzde 46-47'lerde olan iş gücüne katılım oranını yüzde 50'lerin üzerine çıktığını belirten Ergün, zira yeni kesimlerde özellikle kadının iş gücüne katılımında ciddi artış bulunduğunu bildirdi. Ergün, bu artışın önümüzdeki dönemde de devam edeceğini anlatarak, ''Demek ki büyüme hızımızı istikrarlı bir şekilde daha üst seviyelerde tutacak yaklaşım içerisinde olmamız lazım. Bu yaklaşımı sürdürdüğümüz sürece bizim işsizlik rakamını bugün bulunanın da altına indirme imkanımız vardır. Türkiye'nin bu potansiyeli olduğunu rahatça görebiliyoruz'' dedi.

BANKALARIN YÜZDE 25'LİK ARTIŞ KARARI

Bankaların, kredi hacminde getirilen yüzde 25'lik artışla ilgili şu ana kadar yüzde 18'lik kullanım gerçekleştiğinin hatırlatılarak bunun KOBİ'lerde kullanılan kredilerde kısıntıya gidileceği endişesi yarattığının sorulması üzerine Bakan Ergün, bu kararların önemli bir nedeninin aslında tüketici kredilerinde bir yavaşlama sağlanması arzusu olduğunu kaydetti. Bunun yatırım ve KOBİ kredilerinde bir azalma sağlanması amacıyla yapılmadığını ifade eden Ergün, bu düzenlemenin KOBİ kredilerinde, yatırımlarda bir azalmaya yol açmasına da imkan vermemek gerektiğini bildirdi.

Son alınan kararların küresel gelişmeleri dikkate alarak, paranın piyasadaki dolaşımını arttıran kararlar olduğuna işaret eden Bakan Ergün, sözlerini söyle sürdürdü: ''Merkez Bankası ne yaptı? Karşılık oranlarını indirdi. Döviz karşılık oranlarını da indirdi. Paranın bankaların elinde daha çok bulunmasını piyasaya daha çok çıkmasını sağlayacak önlemler aldı. Çünkü küresel gelişmelerin Türkiye ekonomisinde bir durgunluğa yol açmasına da izin vermeyiz. Bu durgunluk bizim için iyi bir tablo oluşturmaz. Kredi hacmindeki daralmanın da üretimde de, tüketimde de durgunluğa yol açmasına imkan vermeyecek bir yakalaşım içinde olmamız lazım. Bunların bir kısmı konjoktürel olarak alınan kararlar. Gözden geçirilmesi her zaman mümkün olan kararlar. Eğer kredi hacminde 2010 yılına göre yüzde 25'lik bir artış limiti bir daralmaya yol açacak noktadaysa o zaman bir gözden geçirme söz konusu olabilir. Ama iyi hesap etmek lazım. Gerçekten bu etkiyi meydana getiriyor mu getirmiyor mu? KOBİ'lerin krediye ulaşmasında bir zorluk ya da onların tüketeceği kredilerin pahalılaşmasına yol açacak bir tablo mu oluşturuyor. Onu gözleyip, onunla alakalı esnekliği de kuşkusuz bu kararları alırken dikkate almak icap edecektir. Bunlar esnekliği olmayan kararlar değil. İşte birkaç gün önce Merkez Bankası bir karar açıklamıştı. Sonra dünyadaki gelişmeleri hızlı bir şekilde takip ettiğinde olağanüstü bir toplantıyla yeni kararlar açıklamış oldu. Herkes (Ne oluyor. Böyle karar mı olur?) dedi. Ama sonra da herkes dedi ki (Evet bizim göremediğimiz bazı konular önceden görülmüş ve bu kararları hızlı bir şekilde almak icap etmiş.) Yani böylesine dinamik bir takip var Türkiye ekonomisi içerisinde. Yani mekanizmalar çalışıyor. Her şey dinamik bir şekilde takip ediliyor. Eğer KOBİ kredilerinde daralma, kredilerin aşırı pahalanması gibi sonuçlar meydana getirecekse o zaman bu limitlerin gözden geçirilmesi de her zaman mümkün olabilir.''



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


Diğer Haberler

ABD'de işsizlik maaşı başvuruları geçtiğimiz hafta beklentilerin altında​ kaldı

ABD Çalışma Bakanlığı'nın açıkladığı mevsim etkisinden arındırılmış verilere göre daha önce 16 Mart ile biten haftada 210 bin seviyesinde gerçekleştiği açıklanan başvuru sayısı 212 bin ol...

Asgari ücrette seçim sonrası büyük tehlike

Enflasyon hızla yükselirken hükümet 2024'te asgari ücrete ara zam yapmama kararından geri adım atmadı. Konu seçim döneminde de gündeme gelmedi. Asgari ücrette ara zam olmaması, özel sektö...


Sosyal koruma harcamalarının milli gelire oranı geriledi

Sosyal koruma harcaması 2022 yılında bir önceki yıla göre yüzde 60,2 artış göstererek 1 trilyon 291 milyar 77 milyon TL oldu. Bu harcamanın yüzde 98,2'sini 1 trilyon 267 milyar 924 milyon...

JPMorgan'dan borsa uyarısı geldi

Banka stratejisti Dubravko Lakos-Bujas müşterilerine çarşamba günü yayımladığı notta yatırımcıları momentum trade hareketi durakladığında “yanlış tarafta sıkışıp kalabilecekleri” konusund...


Borsa güne yükselişle başladı

Bankacılık endeksi yüzde 0,59 ve holding endeksi yüzde 0,18 artış kaydetti. Sektör endeksleri arasında en fazla kazandıran yüzde 1,88 ile kimya petrol plastik olurken, en çok kaybettiren ...

TÜİK: İşgücü maliyeti 2022'de aylık 11 bin 602 TL oldu

TÜİK'in İşgücü Maliyeti İstatistikleri sonuçlarına göre 2022 yılında aylık ortalama işgücü maliyeti 11 602 TL olarak gerçekleşti. Finans ve sigorta faaliyetleri (K) sektörü, 28 bin 790 TL...


Yatırımcılar dikkat... Altın fiyatları düşüşte!

Geçen hafta Fed kararı sonrası rekor seviyeye yükselen altın haftanın dördüncü işlem gününde de düşüşünü sürdürüyor. İşte gram altın, çeyrek altın, Cumhuriyet altını, ons altın fiyatları....

Vergide 17,5 milyarlık kaçak yakalandı

Ülke genelinde 237 bin vergi incelemesi yapan vergi müfettişleri 17,5 milyar liralık kayıp ve kaçak yakaladı. Mükelleflere 37 milyarlık ceza faturası çıktı. Vergi müfettişlerinin 2023 yıl...


Pegasus, Boeing 737 kararını değiştirdi

Pegasus Havacılık CEO’su Güliz Öztürk Bloomberg’e verdiği röportajda, “Tek tip bir filo oluşturma yolunda ilerliyorduk. Ancak mevcut büyüme ve büyüklükle birlikte kendi iç analizlerimizi ...

SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

Türkan Şoray'dan Kadir İnanır paylaşımı

Türkan Şoray, 24 Mart Pazar günü Beykoz'daki evinde beynine pıhtı atması nedeniyle fenalaşıp hastaneye kaldırılan Kadir İnanır'a geçmiş olsun dileklerinde bulundu. Geçen pazar günü Beykoz...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Uykunuzu tam alamıyor musunuz? Daha yaşlı hissetmeniz normal olabilir

Bilim insanları, 1 ay boyunca uykularını tam alan kişilerin oldukları yaştan yaklaşık 6 yaş genç hissettiklerini belirledi. İsveç'teki Karolinska Enstitüsündeki araştırmacılar yeterli uyku almanın ve uykusuzluğun, hissedilen yaşla ilişkisini inceledi.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR