250 Bin Liralık Reklam Kıyağı

Aziz Kocaoğlu Susam'a manyak dedi faturasını İzmir Halkı ödedi...

Yusuf İnan yazdı

İzmir'i kokutan Aziz Kocaoğlu'nun “ Alsancak ve Konak'tan denize girileceği” masalından bıktığım için, Çiğli Atıksu Arıtma Tesisi'nin etrafındaki zehir deryasını haber yapmaya karar vererek Bostanlı'dan eski bir sandalla denize açıldım.

Yaklaşık altı saat süren maceramızın tüm detaylarını ertesi gün YerelGundem.Com'da yayınladım. İzmir burunlar kırılırcasına kokarken Aziz Kocaoğlu İzmir Halkı'na “Konak ve Alsancak'ta denize girilecek” tezini ortaya atarak, İzmir Halkı'nı oyalıyordu.

Gerçek, Aziz Kocaoğlu'nun söylediği gibi değildi. Çiğli Atıksu Arıtma Tesisi'nden salınan yoğun sıvı körfezi öldürdüğü gibi, İzmir Halkı'nın sağlığını da tehdit ediyordu.

Hepsinin fotoğraflarını çektim ve yayınladım. İzmir Medyası pis kokuyu sevdiği için haberi görmezden geldi. İzmir Halkı'na, turistlere hayatı zehir eden pis kokunun menbaını bulduğumu yazıyorum, İzmir Medyası duymuyordu.

İzmir Medyası, tesisin etrafından çektiğim onlarca fotoğrafı da görmezlikten gelmişti. İzmir Medyası'nın duayenleri görmezken, bir haber müdürü Kılıçdaroğlu'nun da katıldığı bir basın toplantısında bu konuyu gündeme getirince olan olmuş, Aziz Kocaoğlu Tarihi Havagazı Fabrikası'nda yaptıkları diğer bir toplantıda sinirlerine hakim olamayarak CHP İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam'a hakaretler yağdırmıştı.

Türkiye'nin incisi İzmir'in Büyükşehir Belediye Başkanı tüm medyanın kameraları açıkken, CHP İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam'a “Manyak” demişti. Hatta “Sen bana hesap soracak adam mısın?” diyerek kendince erkeklik taslamıştı.

Bir zamanlar Çiğli Belediye Başkanlığı'na seçilmesin diye aleyhine çalıştığı, istemediği Av. Metin Solak'ın gözetiminde salondan çıkarılmıştı.

Bu manzara bile Aziz Kocaoğlu'nun tamamen dibe vurduğunun delilidir...

Çiğli Belediye Başkanı Solak'ın kolundan tutarak salondan çıkardığı Kocaoğlu, Susam'a doğru bağırarak “Senin de benim de dosyam var” diye bir de itirafta bulunmuştu. Bu itiraf da yeterince gündeme gelmedi.

Mehmet Ali Susam'ın dosyalarının neler olduğunu biliyoruz.

Soruşturmaların derinlemesine sürdüğünden de haberimiz var. Belki de bu soruşturma sonrasında CHP bir milletvekili daha kaybedebilir. Olaylar bu kadar ciddi...

Ak Parti gariban vatandaşa uyguladığı adalet terazisini, nüfuz sahiplerine de uygularsa daha inandırıcı olacak.

Mağdurların geneli CHP'li olduğu için mi bu kadar yavaş hareket ediliyor, bilmiyorum.

Bilen varsa Erdal İzgi üstadımızın dediği gibi, köşemiz ve sitemiz emirlerine amade...

Peki Kocaoğlu'nun kameralar önünde itiraf ettiği dosyaları ne?

Susam'ın dosyalarını ezberledik. “Ben masumum, hükümet bana baskı yapıyor" diye internette facebook sayfaları oluşturup, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı internet adresi üzerinden mailler attırarak, İzmir Halkı'nı sokağa dökmek için çalışan Aziz Kocaoğlu “benim de dosyam var” itirafında bulunuyor. kimsenin gıkı çıkmıyor...

Peki neden?

Nedenini buradan sizlere duyurmak boynumuzun borcu...

Öncelikle İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na yapılan yolsuzluk operasyonundan sonra belediyede tam bir paranoya yaşanıyor. Bu süreci ve tirajikomik durumu, sonraki bir yazımda sizlere aktaracağım. Şimdi operasyondan kimler etkilendi onu aktarmak istiyorum.

İlk etkilenenler şu an tutuklu sanıklar ve aileleri. Onlar birinci derecede etkilendiler. Bir gün önce makamları, mevkileri ve itibarları vardı, şimdi bulundukları yerlerde doğru düzgün yatacak yatakları bile yok... Makam araçlarıyla caka satıyorlardı, şimdi gökyüzüne hasret yaşıyorlar.

Oturdukları koltuklarda başkaları oturuyor. Kendilerini, aileleri dışında herkes unuttu. Ne medya gündeme taşıyor ne de Aziz Kocaoğlu...

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nda sanki hiç böyle bir olay yaşanmamış gibi, hayat mutlu ve mesut bir şekilde yeni tayinlerle devam ediyor.
 

Kocaoğlu CHP İzmir Milletvekili Susam'a “Manyak” demesinin nedenlerini anlatırken şu an tutuklu bürokratların arkasına saklanıyor.

Bugüne kadar hatırlamadığı, gündeme getirmediği hapisteki 40 yıllık arkadaşlarını, zora düştüğü zaman hatırlıyor. Hala onların konumları üzerinden ajitasyon yapıyor.
 

Ergenekon sanıkları da aynı şekilde hapislerde çürürken hala birilerini korumak için çalışıyorlar. Balbay: “Suçu işleyen paşalar dışarıda, haber yapan içeride bu nasıl adalet ” derken bir gazeteci refleksi gösteremediğini, göremiyor.

Dışarıda olanlar neden dışarıda, içeride olanlar neden içeride bunu bile değerlendiremeyen Balbay, hala halüsinasyon görüyor!

Tuncay Özkan ve Balbay hala neden içeride olduklarını bilmiyorlar...! Halbuki her şey çok açık. Bu kadar açık olanı anlamayanlara ben daha fazla çaba sarfedemem.

Kendileri bilir...
 

Daha fazlasını yazmayacağım...

Aileleri okuma yazma biliyorlarsa bu yazımı kelime kelime okusunlar ve yakınlarının kurtulması için gerekli şifreleri kendilerine ulaştırsınlar. Aksi halde enkazın altında kalanlar sadece onlar olacak...!

Gelelim operasyon sonrasının mağdurlarına...

Yolsuzluk operasyonunun bir görünen mağdurları var, bir de görünmeyen gölge mağdurlar... Gölge mağdurlar operasyon korkusuyla kesilen musluklardan beslenenler. O musluklar kesildi, İzmir'deki hava da anında değişti.

Şehrin Azizi, dürüstlük abidesi ilan edilen adam, bir dakikada infaz edildi.
 

Basın toplantılarında hangi muhabirin hangi soruyu soracağı bile önceden tespit edilen günleri yaşamış İzmir'de, ne olmuştu da, Kocaoğlu'na bir haber müdürü “İzmir'in neden koktuğunu” sorabilmişti.

Kocaoğlu bir soruyla nasıl olmuşta bir anda fitili ateşlenmiş “Harpoon Füzesi” gibi parlamıştı?

Kimse olup biteni anlayamadı.
Soruyu sordular ama kimse cesaret edip yazamadı.
Haber ellerinde kıvır kıvır kıvrandılar.
Bunu yayınlasa yayınlasa YerelGundem.Com yayınlar diye sadece gazetecilik mesleğinin namusunu kurtarmak için, bize gönderdiler.

Biz İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nın hiçbir toplantısına iştirak etmedik. Davet de edilmedik. Görüntüleri de biz çekmedik. Ama haberi biz yayınladık.

İzmir'deki gazetecilerin namusunu kurtarma görevi bize düştü. Bu cümlelere bile alınanlar olacaktır ama gerçekler böyle...

Biz yayınladıktan on beş dakika sonra, haber tüm Türkiye'de patladı. Video görüntüleri tüm Türkiye'nin yüzüne “Manyak” kelimesiyle birlikte şakladı.

Bugüne kadar el bebek gül bebek bakılan Aziz Kocaoğlu, yerden yere vuruldu. Kocaoğlu'nun medyadaki özel koruması olarak anılacak kadar ileri giden bir yazar bile elinde kılıç Kocaoğlu'nu lime lime etti.

Şimdi bu süreci değerlendirirken iki soru sormak istiyorum.

Anlık başkaldırının nedeni neydi?

İzmir Medyası Mehmet Ali Susam'ı Kocaoğlu'ndan daha mı çok seviyordu ki, Kocaoğlu'na fütursuzca hücum etti.

İzmir Medyası ile Susam arasında özel sevgi oluşturacak bir olaya tanık olmadığımıza göre, rüzgarın yönünü kim nasıl değiştirdi?

Rüzgarın yönünü kimin değiştirdiğini elbette biliyoruz. Ama söylemeye dilimiz varmıyor... Küçük bir ipucu isteyenler için İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na düzenlenen yolsuzluk operasyonunu hatırlatıyorum. Rüzgarın yönü operasyondan sonra değişmişse; operasyon bir milat...!
 

Bu durumdan nasıl kurtulacağını araştıran Kocaoğlu'na akıl hocaları eski yöntemleri hatırlatmış. İşte o yöntemi uygulamaya başladıklarında rüzgar yeniden arkalarına geçmiş.

İzmir Medyası'nda ne zaman “fil bebek” haberi görsem İBB'de işlerin ters gittiğini anlarım. Kocaoğlu eline aldığı muzları fillere veya Çita'lara vermek için objektiflerin karşısına geçip poz veriyorsa, işler ters gidiyor demektir.

Veya bir şeylerin üstünün örtüldüğünü anlıyorum.

Fil bebek haberini görünce de işlerin ters gittiğini hemen anladım. Hele Aziz Kocaoğlu'nun tüm medyaya Kadifekale reklamlarını / ulufelerini dağıttığını gördüğümde, işlerin çok daha vehamette olduğunu anladım.

Operasyon sonrası kesilen reklam muslukları bir anda açılmış. Tüm gazetelere ve internet sitelerine hatta minicik dergilere kadar, bir kısmı basın ilan kurumu üzerinden, bir kısmı da doğrudan olmak üzere yerel ve ulusal medyaya reklam yağdırılmıştı.

Reklamı yapılan yer Kadifekale...

-Güya Kadifekale'ye fidan dikiliyormuş.
-Heyelan bölgesi kent ormanı oluyormuş.
-Büyük rüya gerçekleşiyormuş.
-Kadifekale yeniden doğuyormuş.

Daha neler neler...

Kadifekale yeniden doğuyor denilerek kurulacak kent ormanına bitki ve fidanlar için harcanan para, 250 bin lira değilken; böyle bir haberin reklamına 250 bin liranın üstünde harcama yapılıyor.

Sayın Kocaoğlu'na soruyorum...
 

250 bin liralık reklam dağıtma çılgınlığının arkasında, bu hafta içinde tutuklanacağınızın verdiği vehim mi var?

-Tutuklanırsanız İzmir Medyası sizi savunsun mu istiyorsunuz? Buna zemin mi hazırlıyorsunuz?

-Kimin parasını kime veriyorsun?

Lütfen tam miktarı açıkla. Yasal yolla verilenleri kime ne kadar verdiniz?

İzmir Halkı bilmek istiyor.

Hani İzmir'in parası yoktu, hani hükumet size ayrımcılık yapıyordu? Bu kadar sorumsuz harcamanın kaynağı neresi?

Kendi cebinden mi, yoksa her zaman olduğu gibi İzmir Halkı'nın cebinden mi cömertlik yapıyorsun?

Bürokratların sorgulandı ve birçoğu tutuklandı, sana kimse bir şey sormadı. Sıranın sana geldiğini farkettiğin için mi, reklam bombası patlatarak, sorumsuzca para dağıtıyorsun?

Kadifekale'de kurulacak ormanın, dikilen fidan ve bitki maliyeti bu kadar para etmiyor. Ne hakla İzmir Halkı'nın parasını çarçur ediyorsun?

İşçilerin maaşlarını artırmamak için İzmir Halkı'nı mağdur ederken, sesin çıkmıyor da, uyduruktan reklamlara 250 bin liranın üstünde harcama yapıyorsun...

Bu mu dürüstlük, bu mu adalet? 250 bin lirayı yasal olmayan şekilde aldığın otobüs ve su zamlarından mı karşılıyorsun?

Sayın Kocaoğlu faturalarla sabit olan reklam giderlerinin dışında, şirketler üzerinden değişik adlar altında kimlere reklam , tanıtım ve sponsorluk parası aktardın?

Onlar da fatura kestiler mi? Fatura kesmeden açık, aleni ödeme yapıyor musun? Yapıyorsan kimlere ne kadar ödüyorsun?

İzmir bu şaibelerle sarsılıyor.

Dürüstüm diye caka satarken, sana dürüstlüğünü ispat etme fırsatı veriyorum... Hodri meydan... Kime neden para yağdırdın? Lütfen açıkla...

Hangi gazeteden kaç bin tane aldırıyor ve dağıttırıyorsun? Bu paralar İzmir Halkı'nın cebinden çıkıyor.

Okunmayan gazetelere finans desteği vermek, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nın görevi mi?

Makalenin orjinal linki:
http://yerelgundem.com/yazarlar/yusuf_inan/2722/aziz_kocaoglu_susama_manyak_dedi_faturasini_izmir_halki_odedi.html