Bu nasıl iş arkadaş!

   Bir öğrenci velisi aradı. Vakti zamanında, ÖSS zorunluluğundan ve tutturduğu puandan dolayı çocuğunu mecburi olarak Gediz Üniversitesi’ne yazdırmak zorunda kaldığını söyledi.

   FETO operasyonu kapsamında bu üniversitenin kapatılmasından sonra yetkililer, bu okullara çocuklarını yollayan aileler hakkında soruşturma başlatmış. Ailelere “Neden çocuğunuzu bu okula gönderdiniz?” sorusu yöneltiliyor. Vay siz misiniz gönderen?!

   Sanki memlekette her iş bitti, sıra çocuklarının geleceğini düşünen ailelere geldi.

   Resmen kepazelik!

   Yahu bir aileyi, daha da önemlisi bir çocuğu bu denli baskı altına almak, hangi hukuk anlayışına sığar, hangi vicdanla bağdaşır.

   O üniversitenin açılmasına önayak olan ve işbirliği yapan, ülkeyi yöneten AKP Hükümeti değil miydi?

   Bakın, mesela yeni ve eski dönemde bu Üniversitenin mütevelli heyetinde görev alanlar var. Onlara da bir bakalım isterseniz.

   Bunların arasında “Işılay Saygın, Bilal Doğan, Hakan Tartan” gibi isimler var. Herhangi bir soruşturma açıldı mı?

   Ben duymadım. Duyanlar varsa bir zahmet söylesin de haberimiz olsun.

Mağdur olan veliler de “Güçleri bize mi yetiyor” diye haklı yere isyan ediyor.

   Öyle ya, gücünüz garibanlara mı yetiyor. Konjonktürel açıdan işinize gelmediği için, işin Siyaset ayağına dokunamadığınızı biliyoruz. Peki, bürokrasi içerisinde koruyup kolladıklarınızı nereye koymak gerekir?

   FETO’dan kapattığınız bir üniversitenin kurucularını ve mütevelli heyetini soruşturmalardan muaf tutup, öğrenciler ve aileleri baskı altına almak art niyetli olmanın göstergesi değil de nedir?

   Aklıma gelmişken, zamanında Gediz Üniversitesi ile içli dışlı olanların içerisinde, CHP’li Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu dahil, İzmir’den de çok sayıda AKP’li Milletvekili olduğunu da hatırlatmadan geçmeyelim…