Belediyelerde, gelen gideni arattı mı? (1)

   Yerel seçimler yapılalı 1,5 yıl oldu. Bu süre toplam görevin neredeyse üçte biri ediyor. Zaman, gözlerinizi kapatıp açıncaya kadar geçiyor. Peki, bu bir buçuk yıllık süre içerisinde neler oldu?

   Daha anlaşılır bir tabirle, yeni gelen Belediye Başkanları bir öncekini arattı mı?

    İlk olarak Büyükşehir’den başlayalım.

   On beş yıl başkanlık yapan Aziz Kocaoğlu’nun ardından görevi devralan Tunç Soyer, şu ana kadar “projeler bazında” ciddi anlamda varlık göstermiş değil. Bu göstermeyeceği anlamına da gelmemeli. Çünkü daha 3 yılı var.

   Adayllık tanıtımı sırasında 1-2-3'ncü Cemre ve İzmir Akdeniz’in yıldızı olacak gibi heyecan verici projeler açıklayan Soyer’in, şüphesiz ki en büyük talihsizliklerinden birisi pandemi dönemine rast gelmesidir. Bir başka talihsizlikte İzmir’in kötü kokuyor olması. Bu konuda da Soyer’i tamamıyla başarısız göstermek yine haksızlık olur. Çünkü bu sorunun Aziz Kocaoğlu’ndan Soyer’e miras kaldığını hepimiz iyi biliyoruz. On beş yıl gibi devasa bir görev süresi içerisinde bu sorunu çözememiş oluşu, Kocaoğlu’nun büyük başarısızlığı ve beceriksizliğidir.

   Tabi bu kötü miras Soyer’in elini kolunu da rahatlatmasın. Çünkü bundan sonraki sorumluluk tamamıyla kendisindedir. Çözerse alkışlarız, aksi halde aynı eleştirileri kendisi içinde yaparız.

   Büyükşehir Şirketlerine yapılan atamalarda ciddi biçimde liyakat sorunu olduğuna da değinmem gerekir. Gazeteci olarak bilinen isimlere 5 bin TL karşılığında Şirketlerde Yönetim Kurulu Üyeliği verilmesi, şık olmadığı gibi etikte durmuyor. Çünkü atanan kişiler “Bankamatik” olarak anılıyor. Umarım bu hatadan dönülür ve yerlerine hak eden insanlar atanır.

   Bir başka olumsuzlukta Büyükşehir’e ait yer ve mülklerin satılıyor olması. Kocaoğlu’nun en büyük artısı, o mülkleri koruyor olmasıydı. Soyer’in Seferihisar’dan kalma bu alışkanlığından kurtulması gerekiyor.

   Pandemi süreci demiştim. Tıpkı Ankara ve İstanbul gibi, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin de bu süreci başarılı yönettiğini de ayrıca söylemek gerekir.
İzmir Büyükşehir’de tekil olumsuzluklar olabilir ama buna toptancı anlayışla bakmak yanıltıcı ve önyargılı bir yaklaşım olur. Şu an için Soyer’in Kocaoğlu’nu arattığını söylemek çokta objektif bir yaklaşım olmaz.

   Buca Belediyesi

   Bir önceki Başkan Levent Piriştina’nın her ne kadar devasa bir borç bıraktığı algısı yaratılsa da bu yaklaşım gerçekçi değil. Bu gerçeği yeni Başkan da en az bizler kadar biliyor. Piriştina özellikle sosyal anlamda iyi işler yapan bir isimdi. Yeni başkan Erhan Kılıç’ın Piriştina’yı aratmadığı da ayrı bir gerçek.

   Hakkını verelim ki Erhan Kılıç başarılı işlere imzasını atıyor. Özellikle tarım konusunda ortaya koyduğu başarılı projeler, geleceğe dair Buca’ya ciddi biçimde katma değer katacak gibi görünüyor. Pandemi sürecini de oldukça başarılı yönetiliyor. Her anlamda yardıma muhtaç olan vatandaşlara bire bir dokunulması övgüye değer. Bucalılar da genel anlamda yapılan hizmetlerden memnun görünüyor.

   Kılıç’ın göreve atanma biçimi CHP içerisinde çokça eleştirilmişti. O günler bunu eleştirenlerden birisi de bendim ancak bu durum yaptığı başarılı işleri de görmezden gelmemizi gerektirmez. Kılıç şimdiden o çalkantılı süreci unutturmuşa benziyor. Çok daha başarılı işlere imza atacağını düşünüyorum. Umarım yanıltmaz. Aksi halde sadece olumlu olan işleri değil olumsuzlukları da yazmak gibi bir görevimiz var.

Karabağlar Belediyesi

   Baştan söyleyeyim. İstemeyerek olsa da oyunu Muhittin Selvitopu’na atanlardan birisiyim. İki seçeneğim vardı; ya çöpe atacaktım ya da Selvitopu’na.
Ülkenin içerisinde bulunduğu durumdan ötürü ve vatandaşlık sorumluluğu gereği Selvitopu’na atmak zorunda kaldım desem yeridir.

   Bir gazeteci olarak değil, yaklaşık 6 yıldır Karabağlar’da oturan birisi olarak söyleyeyim. Çoğu insan Başkanı tanımıyor. Ben de bu süre içerisinde mahalle de bir kez dahi kendisine rastlamış değilim. Üstelik onca seçim dönemi geçirmemize rağmen. Ayrıca, iş ev arası gidip gelirken aynı çukurlardan arabayı sağa sola kırmaktan da yorulduk. Hiç mi hizmet almaz bu ilçe diye yıllardır hayıflandığımı belirtmiş olayım.

   Parti içerisinde de “Örgütten bihaber Başkan” olarak konuşuluyor Selvitopu. Yaptığı işlerle değil, yakın çevresiyle de gündeme geliyor. Araştırma yaparken, bir partilinin “Ceyhan’dan sorumlu Başkan..” sözü hiçte yabana atılır gibi değil.

   Sanırım Başkan sadece örgütten değil yakın çevresinden de bihaber. Ne diyelim, umarım bu yapıcı eleştiriler kulaklara küpe olur.

   Peki, Selvitopu önceki Başkan Sıtkı Kürüm’ü arattı mı?

   Birçok insandan aldığım cevap;

   “Sıtkı Kürüm örgüte ve halka çok daha yakındı. İnsanlara dokunuyor, herkesin derdiyle bire bir ilgileniyordu..”

   Bornova Belediyesi

   Bornova Belediyesi'nin önceki Başkanı Olgun Atila başarılı bir isimdi. Öyle ki CHP Genel Merkezi'nin yaptırdığı performans tablosunda ilk sıralarda yer alıyordu. Ancak Kocaoğlu ile birlikte hareket etmesi yeniden Başkan olmasına ne yazık ki engel olarak görüldü. Oysa başarı grafiğinin göz önünde tutulması çok daha hakkaniyetli bir davranış olurdu.

   Peki, yeni Başkan Mustafa İduğ eskisini aratıyor mu diye sorarsanız, samimi olarak söylemeliyim ki şu ana kadar ciddi biçimde sıkıntılar görmüş değiliz. Başkan İduğ gayet başarılı biçimde Belediyeyi yönetiyor. Pandemi süreci diğer örnek verdiğim Belediyelerde olduğu gibi Bornova’da da kapsamlı ve kucaklayıcı olarak yürüyor.

   Tabi Bornova Belediyesi'nde atamalarla ilgili sıkıntılar yaşanmıyor değil ama yukarıda da dediğim gibi bu tür sıkıntıların, genel anlamda verilen hizmetlerin önüne geçmemesi gerekir. Aksi halde bu ön yargılı bir yaklaşım olur.

   Konak Belediyesi

Narlıdere’den yirmi yıllık bir Başkanlık deneyimi olan Konak Belediyesi'nin tecrübeli Başkanı Abdül Batur’un da giden Başkan Sema Pekdaş’ı aratmadığını söylemek haksızlık olmaz.

   Başkan Batur geride bıraktığımız 1,5 yıl içerisinde, Sosyal, Kültürel ve Hizmet anlamında bir Belediyenin yapması gereken işleri fazlasıyla yapıyor. Tabi şimdilik. Neden şimdilik derseniz?

   Çünkü Batur’un elinde Kentsel Proje diye ciddi bir proje var. Bu Proje hayata geçtiğinde Konak İlçesi sınırları içerisinde büyük bir değişime tanıklık etmiş olacağız.

Pandemi sürecinde de Konak Belediyesi vatandaşa dokunan Belediyeler arasında yerini aldı.

   Karşıyaka Belediyesi

   Giden Belediye Başkanı Akpınar ciddi anlamda bir borç bıraktı. Üstelik başarısız bir isimdi. Önceki Başkan Cevat Durak’ın mirasını tüketen birisi olarak konuşuldu. Şimdiki Başkan Cemil Tugay ise Akpınar’ın bıraktığı borçlar ve yapamadığı işlerle mücadele ediyor. Karşıyaka’da gelen gideni değil, giden geleni aratmış dersek yerinde bir söz olur.

   Geçmiş dönemden kalma olumsuzluklara rağmen Başkan Tugay’ı başarılı bulduğumu söylemeliyim. İmkânlar el verdikçe çok daha başarılı işlerin altına imzasını atacağını düşünüyorum. Pandemi sürecinde ve sosyal anlamda Karşıyaka’da süreç iyi ilerliyor.

Bayraklı Belediyesi

   Bir aile meclisi kararıyla, son dakikada koltuğa paraşütle indirilen yeni Başkan Serdar Sandal’ın bu göreve hazır olmadığı her halinden belli oluyor.
Çünkü Bayraklı’da vatandaş, Başkanın varlığından dahi haberdar değil. Rutin olarak bilinen çer, çöp toplama gibi hizmetlerin iyi yapılmadığı yönünde sıkıntıların olduğu konuşuluyor.

   Bırakın Pandemi sürecinin iyi yönetilmesini, birkaç maskenin bile düzgün şekilde dağıtılmadığına dair yakınmalar var. Personele karşı takınılan “Külhan beyi” tavırları da cabası.

  Peki, gelen gideni aratmış mı?

  Bayraklı’da siyaset yapan deneyimli bir isimden “Bu Başkanın Hasan Karabağ’ı bile aratacağını düşünemezdim..” sözü çok şey ifade ediyor.

  Şimdilik bu kadar..

  Yazı dizisi halinde gidiyoruz.

  Haftaya Çarşamba günü;

  Çiğli, Torbalı, Menemen, Gaziemir, Ödemiş, Kemalpaşa, Bergama ve Menderes..