Belediyenin görevi siyaseti dizayn etmek mi?

   Günlerdir medyanın gündeminde CHP İzmir İl Gençlik Kongresi'nde yaşanan olaylar konuşuluyor. Özellikle yandaş medya ateşin üzerine körükle gidiyor. Öyle ya CHP ile ilgili en ufak bir malzeme bulduklarında pireyi deve yapmak gibi bir huyları da yok değil. Tamam, yandaş medyanın ne olduğunu biliyoruz da, ya malzemeyi verenlere ne demeli?

   Olaylarla ilgili o gün kongre salonunda bulunan birçok gençle konuştum. Kavganın çıkmasıyla birlikte gazetecilere saldıranların parti disiplin kurulu tarafından cezalandırılması elbette doğru bir karar olacaktır. Ancak asıl sorulması gereken soru, suyun başını tutanlara ne olacak?

   Ayrıca nasıl oldu da bu kavga önlenemedi ve bu kavgada gençlerin gerginliğine neden olan etkenler nelerdi?

   Konuştuğum genç bir partili arkadaşın anlatımı aynen şöyle;

   “Bazı arkadaşlar alkollüydü bunu fark ettim ve salonda bulunan İl Başkanımız Deniz Yücel’in yanına giderek bir tatsızlık çıkabilir, isterseniz gidin onlara bir görünün..” dedim. Kendisi de bana “Tamam” dedi ancak gitmedi. Biraz daha zaman geçti değişen bir şey olmadığını görünce, tekrar İl Başkanımızın yanına gittim ve yine benzeri sözü söyledi. Daha sonrasında da kavga çıktı.

   Yine konuştuğum partili bir genç arkadaşımız ise olayların bu noktaya gelmesinde Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Mustafa Özuslu’nun da katkısı olduğuna vurgu yaparak şunları anlattı;

   “Kongre öncesi Sayın Özuslu bazı arkadaşlarımızı arayarak seçime müdahele etti. Bu müdahaleyi yaparken kendisinin Tunç Soyer’den emir aldığını ve Soyer’in haberdar olduğunu söyledi. Bir arkadaşımıza attığı linkin sosyal medyaya yansıması sonucu o arkadaşımıza mesajlar yollayarak uyardı. Kongre başlarken birçok arkadaşımız iş ve aşlarından dolayı gergin ve sıkıntılıydı..” dedi.

   Bir başka partili gencin anlattıkları daha ilginçti. İzmir Büyükşehir Belediyesi Şirketi olan İZELMAN’ın Genel Müdürü Burak Alp Ersen’in de seçimlere müdahil olduğunu, ilçeleri gezerek delegeleri ikna etmeye çalıştığını söyledi. Ersen’in bir genç kız delegeye gönderdiği iddia edilen mesajlar da parti içerisindeki gençler arasında çokça konuşulan bir başka olay. Şimdilik sadece bu kadarını yazabiliyorum. Çünkü bu konuda çok daha vahim iddialar var.

   Şimdi birkaç söz edelim.

   Gençlik kongresinde yaşananlardan dolayı öyle anlaşılıyor ki birkaç genç hedefe konulup partiden atılacak.  Şunda bir kere anlaşalım. Şiddete başvuranların atılması olması gerekendir. Aksi halde CHP şiddete onay vermiş olur. Ancak baştan da söylediğim gibi bu olaylarda karar vericilerin hiç mi kabahati yok?

   Aynı zamanda;

  Uyarılmasına rağmen İl Başkanı sn Deniz Yücel’in konuyu geçiştirmesi bir “ihmal” değil de nedir?

   Büyükşehir Belediye Başkanı Vekili Mustafa Özuslu ve İZELMAN Genel Müdürü Burak Alp Ersen’in seçimlerde müdahil olması yanlış değil de nedir?

   İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin görevi siyaseti dizayn etmek mi yoksa halka hizmet etmek mi?

   Daha da önemlisi her defasında parti içi siyasete uzak durduğunu iddia eden Sn Tunç Soyer bu işlerin neresinde?

   Yok “Olanlardan benim haberim yok..” diyorsa, Vekili Özuslu ve Genel Müdürü Ersen kendisinden habersiz mi siyaseti kurgulamaya çalışıyor?

   Bakın eğer böyleyse bu daha vahim. Çünkü bu durum “Koca belediye kimlerin elinde?” sorusunu akla getirir..

   Son olarak;

   Kavgada yaşananlarla ilgili soruşturma başladı. Bugün bazı gençler İl Binasına çağrıldı. Bakalım ne gibi kararlar çıkacak. Sonuçları yakın zamanda ortaya çıkar. Tekrar değerlendiririz..