Helallik

'Hakkını helal et' diyebilmek veya 'özür dilemek' hem dinî, hem de insanî açıdan çok önemlidir. Bana göre, hem iyi bir insan, hem de iyi bir Müslüman olmanın olmazsa olmaz bir şartıdır.

Allah'a kulluk (namaz, oruç, hac) ödevlerimizin muhatabı Yüce Yaratan olduğundan eksikliliklerimizin tövbe ile affedilmesini umarak yaşıyoruz. Ama 'kul hakkı'  öyle değil. İnancımıza göre, kul hakkının mutlaka bu dünyada halledilmesi, ilgilisinden ölmeden önce af dilenmesi ve helallik alınması gerekir.

*   *   *

Pazarda kayısının tadına bakarsın ve beğenmez, almazsın.

Bozuğun çıkmaz esnafa yirmibeş kuruş eksik verirsin.

Komşunun meyve ağacının dalı sana doğru uzanır, nefsine hakim olamaz bir tane koparırsın.

Balkondan silkelediğin örtünün tozları, alt dairenin çamaşırlarına gelir, son anda fark edersin.

Uzun bir yola çıkarsın sevdiklerini öper ve hasretle sarılırsın.

Askere giderken anacığının ve babacığının ellerini öpersin.

Satıcıya, esnafa, komşuna, eşine, anana ve babana 'hakkını helal et' der, helallik istersin. Huzur bulursun.

Saray öyle istiyor diye, Sayın Davutoğlu Başbakanlık görevini bıraktı. 20 aydır Başbakandı ve yaklaşık yedi ay önce milletten dört yıllığına güven almıştı. İstifasını Saray'a sunduktan sonra ilk yaptığı işlerden biri de, çektiği vicdan azabının sonucu olsa gerek Sayın Kılıçdaroğlu'nu  arayıp 'helallik' istemek olmuş.

Keşke o kadar kolay olsaydı!

Başbakan olasın diye, sana oy vermiş yaklaşık 23 milyon seçmenin hakkı ne olacak? Seçimlerde, "Bana oy verin, yedi ay sonra istifa edip, mührü Saray'a devredeceğim"  dedin mi? Demedin.

İktidarda bulunduğun yaklaşık yirmi ay boyunca 469 (08 Mayıs 2016 itibarıyla) güvenlik görevlimiz şehit olurken, 253 sivil hayatını kaybederken, sen ne yaptın? Hendekler kazılıp, vatan evlatlarına tuzaklar kurulurken seyrettin, operasyon izni vermedin. Hatta o yüzüne oturmuş sahte ifadeyle sürekli gülümsedin.

Ege denizinde adacıklar Yunanistan tarafından işgal edilirken, Kıbrıs Türklerinin  başına çorap örülürken, Rus uçağı çıkarlarımıza aykırı olarak düşürülürken, Suriye'ye bugün bize dönmüş silahlar sevk edilirken, ne yaptın?

Vatan toprağı 'Süleyman Şah Türbesi'nin taşınmasına göz yumup, aynı konuyu işleyen 'Ertuğrul' dizi setine gidip kılıç kuşandın diye, Süleyman Şah seni affetti mi sandın?

Ankara'da, İstanbul'da, Kilis'te ölenlerden ve Bursa'da yaralanan sivillerden nasıl ve ne zaman helallik aldın?

Daha sayayım mı?

Sayın Davutoğlu, Sayın Kılıçdaroğlu'nu arayıp helallik istemiş. Kılıçdaroğlu da, "Bütün haklarım helaldir" demiş. Bu yanıt Kemal bey olarak verilmişse, bir şey diyemem kendi tercihleridir. Ama yanıt Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı olarak verildiyse yukarıda özetle yazmaya çalıştığım sebeplerden dolayı, her ikisine de "orada durun!" derim. CHP'ye oy vermiş bir kişi olarak, hakkımı helal etme yetkisini Kemal Bey dahil hiç kimseye vermediğimi ilan ediyorum.

Sayın Kılıçdaroğlu'nun bu kadar bonkör olmasının sebebi, kendisinin de, 'helallik' isteme zamanının gelip de, geçiyor olasından mı acaba?  

*    *    *

Hz. Muhammed (SAV) bir gün ashabına:

“Müflis (iflas etmiş) kimdir bilir misiniz?” diye sordu.

Ashab: “Bizim aramızda müflis, hiç bir dirhemi ve eşyası olmayan kimsedir.” dediler.

Bunun üzerine Rasülüllah (SAV) şöyle buyurdu:

“Benim ümmetimden müflis o kimsedir ki, kıyamet gününde namaz, oruç ve zekât gibi ibadetlerini yerine getirmiş olarak Allah’ın huzuruna gelir. Ancak bu ibadetlerin yanında öyle günahlar da işlemiştir ki, kimilerine sövüp saymış, kiminin kanını akıtmış, kiminin malını yemiş, kimine zina iftirasında bulunmuştur. Bu durum karşısında, onun ibadetlerden elde ettiği sevaplardan alınıp hak sahiplerine dağıtılır. Eğer ibadetleri ve iyilikleri bu hakları ödemeye yetmezse, hak sahiplerinin günahlarından alınıp hak yiyenin günahlarına eklenir. Böylece sevapları elinden gitmiş, günahları ise daha da artmıştır. İşte böylece, müflis durumuna düşmüş olan bu kişi cehenneme atılır.”