Alttan ısıtmalı kabir!

   Tunceli Valisi açıklama yapmış, demiş ki; “iki askerimiz hipotermi sonucu şehit oldu.” Utanmış, ‘donarak hayatlarını kaybettiler’ diyememiş. Donmak geçen yüzyılda kaldı diyorduk. On binlerce vatan evladımızı Sarıkamış’ta donarak şehit vermemizi son sanıyorduk. Değilmiş, yazıklar olsun.

   Eskiden “Jandarma Özel Harekât (JÖH)” geliyor dendi mi, teröristler kaçacak delik arardı. Çünkü onlar; düşmana korku, dosta güven veren en nadide birlikti. Operasyona çıkacağımız zaman, ‘JÖH de geliyormuş’ dendiğinde kendimizi güvende hissederdik.  Asker ise daha bir şevkli olurdu. Çünkü bilirdi ki, başı sıkışırsa JÖH gelir ve kurtarır.

   Komutan, birliğinin yaptığı ve yapamadığı her şeyden sorumludur. En azından eskiden öyleydi. Ne demek uzman personelin donması! O dağlarda acemi sayılabilecek erlerle ne operasyonlar yapıldı. Bu milletin evlatları, acemi olsalar bile, komutanları ustaysa destan yazar. İyi ve ehil komutanların emrinde bu neler başarır, şaşarsın. Hem de yazdığı destanlar 15 Temmuz’a benzemez ha! Anafartalar’a, Sakarya’ya, Çiğiltepe’ye ve Afyon ovası destanına benzer.

   İktidar bu olaydan ders çıkarmalı ve ellerini TSK’dan çekmelidir. Askeri okullar (liseler dâhil), ehil, vatansever subayların komutasında derhal açılmalı ve askeri ihtisas hastaneleri acilen hayata geçirilmelidir.

   Kendisi de eski bir Subay olan, CHP milletvekili M. Ali Çelebi daha dün ordudaki ve Jandarma’daki cemaatleşme konusunu Meclis gündemine getirdi. İçişleri Bakanı Soylu ise hakaretamiz bir yanıt verdi. Bu gün ise işte bu olay. Yazık bu vatanın evlatlarına, çekin kardeşim ellerinizi Ordumuzun üzerinden. Siyasetin bulaştığı Ordu’nun haline örnek Balkan harbini (hezimetini) unuttuysanız bile, biz unutmadık.

   Şehitlerimizin ikisi de Mersin’liymiş, belli ki birbirlerini kollamışlar ama kurtaramamışlar. Yiğit askerlerimiz hayatlarını Tunceli Devlet Hastanesi’nde kaybetmişler. Orada acildeki doktor ne anlasın donmaktan? Askeri hastaneleri kapatır, askeri doktorları dağıtırsan işte sonuç. Tunceli Devlet hastanesinin acilindeki gariban pratisyen hekime teslim edersin vatan evlatlarını. Bu operasyon da doktor var mıydı acaba? Zannetmem.

   Jandarma’nın bağlı olduğu İçişleri Bakanı istifayı düşünür mü acaba? Sınırsız sorumsuz Milli Savunma Bakanı ne düşünüyor acaba? YAŞ ve MGK üyesi çürük raporlu Damat ne der acaba? Babacığı 2018 yılında donarak şehit olmuş 6 aylık Yağız Efe’ye ne diyeceksiniz anlı şanlı! MGK üyeleri? “Çabuk büyü bebek, büyü de seni de asker yapalım” mı diyeceksiniz?

   Şehitlerimizin Beştepe Saray bahçesine gömülmesini teklif ediyorum. Donarak şehit oldular bari kabirleri sıcacık olsun. Biliyorsunuz saray bahçesindeki hurmalar meyve versin, donmasın diye, ağaçların köklerine bilmem kaç milyonluk alttan ısıtma döşenmişti.

   Ne o, yoksa sarayın bahçesine alttan ısıtma döşendiğinizi bilmiyor musunuz yoksa? Öyleyse geçmiş olsun, artık öğrenemiyorsunuz. İnternette arama yaparsanız görürsünüz ki, bu habere ulaşım mahkeme kararıyla engellenmiş.

   Keşke Asım Türkel (23) ve Ferruh Dikmen’in (26), Tunceli dağlarında donarak şehit olmalarını da, mahkeme kararıyla engelleyebilseydik.

   Bugün efkârlıyım açmasın güller,

   Yiğidimden kara haber verirler.

   Demirden döşeği taştan sedirler,

   Yiğidim aslanım burda yatıyor.