- “Öz’e Dönüş” konseptiyle 13. Alaçatı Ot Festivali büyük bir coşkuyla başladı
- Prof. Dr. Naci Görür'den Tokat depremine ilişkin ilk açıklama: 6 Şubatı ne çabuk unuttunuz?
- Türkiye ile Tanzanya arasında 6 anlaşma imzalandı
- AFAD duyurdu: Tokat'ta 5.6 büyüklüğünde deprem!
- Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ankara'da
Öğrencinin Öğretmeni 'YOK' Yazma Hakkı
16 Aralık, 2015Ülkenin bir tarafına karanlık çökmüş…
Feryatlar arşı delmekte…
Bir tarafta yılbaşına hazırlık… alışveriş çılgınlığı… süsler, sepetler, içkiler, ler,ler, ler…
Bir tarafta her gün insanlar ölürken diğer taraftan yılbaşında maaşına yapılacak zammın hesabını yapanlar…
Dün, Gezi olayları sırasında yüzüne iki “fıslık” gaz sıkıldığında katliam var diye vaveyla edenler, HDP neden bize destek vermiyor, Kürtler bu işin neresinde diye bağırıp çağıranlar, bugün hallerinden gayet memnun bir şekilde insanların ölmesini izliyorlar.
Dün polis iki fiske vurdu diye devlet düşmanlığı yapanlar, AKP polisi diye elinden gelse bir kaşık suda polisi boğacak hale gelenler, bugün sokaklarda küçük çocukları infaz eden polislere pek de sessiz duruyorlar.
Peki, ya sizler,
Evet, size söylüyorum sevgili öğretmenlerim.
Madem Kürtler hain, madem devletin kıymetini bilmiyorlar, madem rahatları yerinde, o zaman onların bin yıldır yaşadığı zulme sen neden iki gün dayanamadın? Neden kaçtın? Üstelik aynı okulda beraber öğretmenlik yaptığın arkadaşlarını ispiyonlayarak!
Merak ediyorum döndüğünüzde öğrencilerinize zor durumda olan insanlar nasıl bırakılıp kaçılır diye mi ders vereceksiniz?
Eskiden öğretmen ve imamların ayrı bir yeri vardı. Kavga olduğunda birinin elinde kitap, diğerinin elinde Kuran ortaya çıkar silahları susturur, barışa vesile olurlardı. Öğretmen kavga etmemeyi öğretirdi.
Ya bıraktığınız öğrenciler, onlara ne diyeceksiniz… size kendini siper edip evinize kadar götüren öğrenciler. Onlar sizi çoktan “YOK” yazdı öğretmenim!
Son söz,
Beş duyu organımız nedir sorusuna; “dalak, böbrek, mide…” diye cevap vermeye başlayan insanların olduğu bir ülkede, insanlar ölürken bu kadar sessiz kalınması şaşırtıcı mı sizce?
Yorum Ekle
Yazarın diğer yazıları
- 30 Ağustos, Troialıların Son Zaferi, Hektor’un İntikamı
- Troia: Para mı, İlham mı?
- Halileli: Troia Ovası’nda Bir Köy
- 30 Ağustos, Troia ve Atatürk
- Homeros ödülü adresini buldu
- 1 Mayıs'ın Sonsuz Ezilenleri
- Bir Yılın Ardından
- Modern devletin varlık sorunu ve linç kültürü
- Acıların kaynağı olan savaşların evrimi
- Son Troia Savasi
- Tüm Yazıları
SOSYAL MEDYA
MAGAZİN
İbrahim Tatlıses oğluna ‘Yok artık öyle beleşten hayat’ dedi: Mirasını açıkladı
Oğlu Ahmet Tatlıses ve torunu Mert Tatlıses ile davalık olmasıyla gündeme gelen İbrahim Tatlıses miras açıklaması yaptı. İbrahim Tatlıses ‘Aramızda Kalmasın’ isimli magazin programına gön...
TEKNOLOJİ
EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ
Uzmanı uyarı: Grip deyip geçmeyin
Prof. Dr. Gürdal Yılmaz, "Grip deyip geçmemek gerek. Hafif de olsa altta yatan, eşlik eden hastalığı olan kişilerin bir sağlık kuruluşuna başvurması ve gerekli önlemeleri zamanında alması gerekiyor" dedi. Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Farabi Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Gürdal Yılmaz, ilkbahar gelinceye kadar sonbahar ve kış aylarında en çok influenza vakalarıyla karşılaşıldığını söyledi.
Yorumlar
Bu haberde yorum bulunmamaktadir.