Yukarı
35

Alpay Kandemir

Siyaset böylemi olmalı?

11 Mart, 2016

   Ülkemizin, siyaseti ve politikası hakkında, yazılar yazılmaya, söyleşiler yapılmaya günümüzde hala devam edilmektedir. Siyasetin dünkü ve bugünkü yapısı vatandaşlarımızı memnun etmiyor, yıllardır değişmeyen siyasetin kimyası şikâyetin merkezinde her zaman yer bulmuştur, bulmaya da devam edecektir. Siyaset hala böylemi olacak? Böylemi devam edecek, hiç değişmeyecek mi? Bu soruları çok sık duymamıza rağmen, verebileceğimiz cevap hala hiç bir şeyin değişmediği yönde olacaktır.

   Başarısızlıklarda istifa mekanizması ne zaman devreye girecek, Ben başarılı olamadım, istifa ediyorum diyen siyasetçileri bu toplum ne zaman görecek Türk toplumun büyük çoğunluğu, siyaset ve politikacılar hakkında genellikle peşin hükümlü olur, negatif düşünürler, iyi konuşmazlar, bu düşüncenin nereye kadar doğru olduğu tartışılsa da, genel kanı ve yargı değişmez. Vatandaşlar, bu şekilde düşünmeye devam eder iken birçok politikacıda, vatandaşların bu yönde olan kanaatlerini haklı çıkaracak, eylemlere yapmaya devam ederler…

   Her zaman, siyaset ile uğraşan insanlarda dürüstlük, namus ve buna benzeyen birçok kıstas aranır, namusluluk ve dürüstlülük sanki her insan da olması gereken bir erdem değil de, ilahi güçler tarafından verilmiş lütuf muş gibi topluma gösterilmeye devam edilmektedir… Aslında herkesin dürüst ve namuslu olmak gibi bir zorunluluğu vardır. Tüm Dünya siyaseti olması gerektiği gibi yapar iken, biz her şeyde olduğu gibi siyasette de,

   Türk tipi modelini keşfettik, bu Ülkede yaşayan herkes bu model hakkında bir fikir sahibidir. Ülkemizde siyasetin yapılış tarzı, tabandan, emekten, liyakat tan geçmediği için, her şeyden önce menfaate, tavandan tabana paraşüt yöntemi ile inmenin çok revaçta olduğu, seçilme kriterlerin kişiye göre değişiklik gösterdiği ve belli olmadığı, Rant ilişkilerine ve çıkar düzenine dayanan, ıslak zeminli, kaygan, değişken. İnsan yapısı ve malzemesi ile hiç kimsenin memnun olmadığı bir durumdadır.

   Mevcut durum böyle olunca, düzgün insanlar siyasetten uzak duruyor, durmayanlar ise azınlıkta kalıp zaman ile asimile oluyor ve siyasette uzun süreli kalamıyorlar. Amacımız siyaset hayatında, işinin ehli, liyakatli, kaliteli, toplumda karşılığı olan, faydalı düzgün ve erdemli insanların sayısını arttırmak ve var olanı da sahip çıkmak olmalı, oldurmalı…

   Düzgün ve namuslu insanlarda en az namussuzlar kadar cesur olmak zorunda, haklıdan yana değil, güçlüden yana olanlar, korkak ve kaypak olurlar, güç merkezi değiştikçe dönerler, fırıldak olurlar. Bir oyana bir bu yana savrulurlar, savruldukça eteklerindeki taşları dökerler ve bir gün çıplak kalırlar.

   Ben riyakârları, konuştuklarından farklı davrandıkları için değil, davrandıklarından farklı konuştukları için eleştiriyorum… Siyaset için, makam, mevki ve menfaatleri uğruna, kişiliklerinden vazgeçen, düşündüğünü söyleyemeyen, beyaza beyaz diyemeyen insanlar, siyasette kaybetme korkusu olan, yerini sağlamlaştırma ve gelecek kaygısı duyan bir seferlik kraterlerdir.

   Siyaset önünü görme, yarınları tahmin etme sanatıdır. Politikacılar uzun süre ne küs nede barışık kalabilirler, menfaat uğruna doğrulardan şaşmamalı, Etik ve Ahlaki kurallara dikkat etmeli, bu kuralların Anayasa gibi illaki yazılı olmasına da gerek yoktur. Siyaset bir gruba dâhil olmak değildir, bir duruşa sahip olmaktır. Bulunduğu grup içinde, düşüncelerini açıklayamayan, fikrini söyleyemeyen siyasetçiler, bir futbol maçının sadece uzatma dakikaları kadar siyasi hayatları olur.

   Siyasi aktörleri seçer iken liyakate önem vermeliyiz. Ahbap çavuş ilişkileri ile insanları seçmemeliyiz. Seçildiği bölgenin İnsanını, mahallesini, her türlü yapısını, sorununu bilen, vatandaşına dokunabilen ve en önemlisi halkta karşılığı olan adayları seçmek en doğru yöntem olacaktır. Amerika’yı tekrar keşfetmeye gerek yok…

   Gücü, Erki seven milletiz, erkin etrafında toplanırız, kul köle oluruz, abartırız, yalaka oluruz, yağlarız. O saatten sonra kendi fikrimiz yoktur, liderin fikri vardır. Zamanla, sizin ne söylediğinizin de bir önemi kalmaz, sadece erk için nasıl kulluk ettiğinizin önemi kalır, biat ederiz, dozunu kaçırırız, erk ve güç zehirlenmesi oluruz, erk olabilmek ve güçlü kalabilmek için her şeyi yapabiliriz, doğru söyleyeni sevmeyiz, eleştirilmeyi, karşı duruş kabul ederiz ve tepki ile karşılarız. Bana göre doğru bildiklerimizi, düşüncelerimizi söyleyemeyeceksek, bu görevlerde durmanın ne anlamı var.

   Dün başkalarının hatalarını eleştirir iken bugün kendi hatalarımızı görmeyiz, dünün yanlışları bugün kendi doğrularımız olur. Siyaset bir ekip işidir, güven işidir, uzun soluklu bir iştir, nasıl bir futbol takımı kurar iken her bir futbolcuyu titizlikle araştırıp yeteneklerine göre takımı kuruyorsak, siyasi ekipte önce güven, liyakat ve toplumda karşılığı olan insanlardan oluşmalı, Yola çıktıklarınızı, yolda bulduklarınız ile değişmeyeceksiniz.

   Siyasettin bu gidişatına, bu düzenin böyle sürmesine, izin verecek miyiz, toplumlar hak ettiği şekilde yönetilir lafına, ne taraftan bakacağız?  itirazımız olmayacak mı? Siyaset bu şekilde mi devam edecek. İğneyi hala kendimize batırmayacak mıyız…



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

O gün hayatım değişti

“Bir gün sinemada, film öncesi yayınlanan reklamlarda Utku’yu gördüm. ‘Ne kadar yakışıklı bir kemancı’ dedim. Aradan 3 ay geçti. Orkestrama kemancı arıyorken Utku’nun adı geldi ama ne gel...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

E-sigara pıhtılaşmaya neden oluyor

Özellikle gençler arasında yaygınlaşan elektronik sigaraların normal sigara kadar tehlikeli olduğunu belirten Türk Toraks Derneği Tütün Kontrolü Çalışma Grubu Yürütme Kurulu Üyesi Doç. Dr. Seyhan Us Dülger "Bu cihazlar kalpte ritim bozukluğundan pıhtılaşmaya kadar pek çok ciddi sağlık sorununa yol açıyor" dedi.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR