Ümmid-i Aşkım

   “içsem de bir kadeh hayat iksirinden,
   zamansız ayrıldım, bilinsin fikriye’den.
   bıkmadım ki doyayım o narin ellerinden,
   ümmid-i aşkım saracak seni, cefakâr teninden.”

   Atatürk’ün Fikriye hanıma ithaf ettiği duygusal sözler içeren bu şiiri ile birlikte, Fikriye hanımın da       Atatürk’e olan duygusal bağını ifade eden şiiri, duygusal yaşamları Sabiha Gökçen ve Cemil               Bozok’un manevi oğlu Atatürk tarihçisi Eriş Ülger’in “Ümmid-i Aşkım Fikriye” kitabında yer alıyor.

   Eriş Ülger  “Ümmid-i Aşkım Fikriye” kitabında; “Fikriye Hanım, Gazi Mustafa Kemal Paşa için bazen bir gerçek bazen bir masaldır. Genellikle masallar hep mutlu sonuçlanır. Ama bu sadece masallarda böyledir. Bir yalnız adam, Çankaya Köşkü'nün o zamanki Ankara'nın bütün güzelliklerini gören balkonundadır. Bir ağustos sabahıdır. Güneş kendine has sükûneti içinde yavaş yavaş doğmaktadır. Bu yalnız adam, derin düşünceler içinde kâğıdı kalemi eline alır. Erkenden kendisini terk edip giden, onarılmaz acılar içinde bırakan, adını unutamadığı bir kadının arkasından yazmaya başlar. Yazdıkları bir şiir değil, bir ağıttır.
   “Bir hüzün gibi geldi geçti hayalimden,

   Şikâyetçi olmadı yorgun başımdan,

   Bambaşka bir lezzetti sunduğu kahve fincanından,

   Kaybolup gitmesi mümkün değil sızlayan vicdanımdan.

   Mustafa Kemal Atatürk`ü büyük bir aşkla seven Fikriye Hanım`ın sır dolu dramatik hayatının öyküsünü” anlatıyor.

   Kitap, müzikolog besteci ve yorumcu Serap Yenici tarafından albüm olarak projelendirildi. Sabiha Gökçen’in manevi oğlu Eriş Ülger'in paylaştığı Fikriye’nin hikâyesi ve elindeki belgelerle albüme dönüşen hazin yolculuk Serap Yenici’nin muhteşem sunumunda izleyenleri ve dinleyenleri Atatürk’ün duygusal izleri ile buluşturdu.
   Fikriye kitabını bir albüm tadında hazırlayan Serap Yenici şiir ve şarkıları Eriş Ülger'in anıları ve elindeki belgelerle derleyerek yazdığı Ümmid-i Aşkım’ın hikâyesi ile birlikte görseller eşliğinde seslendirdi.

   Mustafa Kemal Atatürk’ün üvey kuzeni olan, çocukluğundan itibaren tanıyıp sevip kolladığı kendisini eşsiz bir sevgiyle; platonik olarak yıllarca en sadık şekilde seven Fikriye hanımın yazmış olduğu şiiri besteleyen Serap Yenici muhteşem sesiyle yorumluyor. Keyifle izledim ve dinledim.

   “Bir hüzün gibi geldi geçti vuslatımdan,  izmihlali mümkün değil sızlayan vicdanımdan”  diye başlayan şiirde, “içsem de bir kadeh hayat veren iksirden zamansız ayrıldım bilinsin Fikriye’den” diyor Atatürk...

   Atatürk’ün bu duygularla sadık aşkı Fikriye’ye sahip çıkamadığını ve onu kaybettiği için yaşadığı içsel deviniminin özel yaşamına olumsuz yansımalarını içini dökerken daha iyi anlıyorsunuz…

   Albümde hazin sonla  biten, duygusal, bazen platonik, bazen de karşılık bulan aşkın sahibi Fikriye Hanım'ın, Atatürk için nasıl önemli bir yeri olduğunu anlatan kısa konuşmalar bulunuyor.

   Atatürk ve O'nu her daim çok seven, sevgisi uğruna canından vazgeçen Fikriye Hanım'ın birbirleri için yazdığı şiirler ve bestelenen şarkıları 'Ümmid-i Aşkım' albümünden dinleyiniz.

   Eriş Ülger’in yazdığı Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti tarihi ile ilgili kitapları arasında duygusal Atatürk’ü anlamak adına “Fikriye Ümid-i Aşkım” kitabını okuyunuz.

   Özellikle  “Ümmid-i Aşkım” albümünü Serap Yenici’nin sunumundan izleyip, dinlemenizi tavsiye ediyorum…

   Albüm iki şiir iki şarkıdan oluşuyor. Sözleri Osmanlı Türkçesi olarak bestelenen şarkıların, özgün sözler şarkıya göre düzenlenerek kullanılan albümde şiir yorumlarını besteleyerek, seslendiren Serap Yenici’nin ve Hakan Yılmaz’ın sesinde Ümmid-i Aşkım albümü ile geçmişin hazin yolculuğuna çıkıyorsunuz.