Yukarı
4

Aydan Tuncayengin

BİR FAY HATTI MASALI!

28 Temmuz, 2019

 

   Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesinin BİR FAY HATTI MASALI filminin Alsancak'taki depreme dayanıksız olduğu söylenen binaya ilk göçebe senaryosunun yazılması ile başlandı.
Ve o tarihe kadar Alsancaktaki binalar yaşadığı tüm depremlere karşın tesadüfen ayakta kaldı! 
Yıllar önce Alsancak'taki iki katlı, yatay olarak inşa edilmiş Güzel Sanatlar binası da aynı gerekçe ile boşaltılmış ve fakültemiz daha sağlam ve güvenilir olduğu söylenen, depreme dayanıklı Narlıdere kampüsüne taşınmıştı. 
~~~~
   DEÜ Güzel Sanatlar Fakültesi kurulduktan yaklaşık otuz yıl sonra bütün bölümleri bir araya gelerek Narlıdere’deki kampüste Konservatuvar binası ile birlikte eğitim ve öğretimine devam etti. 
Üstünden toplam yirmi yıl geçmeden bu kez de depreme dayanıksız binalar oldukları gerekçesiyle BİR FAY HATTI MASALI filmine devam edildi!
Bu sefer de 'Geçici' olarak taşınmak, senaryoya ek yazıldı.
Nedense Güzel Sanatlar Fakültesi binasının çevresindeki bütün binalar güvenilirdi! 
Bir tek Güzel Sanatlar Fakültesi ve Konservatuvarın bulunduğu zemin sağlam değildi... 
BİR FAY HATTI MASALI yine Güzel Sanatlar Fakültesi’ne yeni bir göç yolculuğu için senaryolaştırıldı.

C:\Documents and Settings\USER\Desktop\MASAL.jpg

~~~~
   GSF tam eğitim-ögretim şartlarına uygun bir kampüste bulunulduğunun ve gereksinim duyduğu tüm maddi olanaklara ve mekânlara sahip olduğunun duygusuyla eserlerini üretirken, yeni BİR FAY HATTI MASALI senaryosu ile öğrenci ve öğretim elemanlarını yeniden göçebelik kaosuna dahil etti.
Belirsizliklere sürüklenmeye devam eden filmin sahneleri aksiyonlar, gerilimler vb. film türleriyle başladı.
~~~~
   Bu kadar çabalama, mücadele ve üretimin sonucunda sürekli emeklerimiz ve anılarımız sıfırlanıyor! 
Prof.Dr.Oğuz Adanır Hocamızın; "okulumuza sanata sanat eğitimcisine sanat öğrencisine reva görülen son haksızlıklar ve şaibeli deprem raporu.. İzmir GSF'nin Türkiye'deki ilk GSF olmasını ve sanatın eleştirel gerçekçi ilerici evrensel karakterini tarihini görevini ve İzmir GSF'nin bu sanata uygun eğitim vermesini hazmedemeyenler varlığımızı ve tarihimizi İzmir'in ve Türkiye'nin hafızasından silmek istiyorlar sanki" sözlerinde ifade ettiği gibi,
"Şaibeli bir raporla, GSF'nin varlığını ve tarihini İzmir'in ve Türkiye'nin hafızasından silmek!" isteyenler var ki iki yıldır şartlara uygun bir çözüm üretememişler...
~~~~
   İki yıldır sorunu bildikleri halde, önlem almayan yöneticiler, ya sorunu sümenaltı yapmış veya fay hattı sorunu gerçek değilmiş! 
Güzel Sanatlar Fakültesi'ne yakışan, şehrin simgelerinden biri olması gereken değerde bir yapıyı bu tarihe kadar planlayamayan, gelmiş geçmiş tüm yöneticilere de yazıklar olsun.
~~~~
   6 Şubat 2019 tarihli “binaların yeterince deprem güvenlik seviyesine getirilmeden kullanılmasının sakıncalı olduğu” yolunda verilen rapora rağmen, o tarihten bu güne binalar neden ivedilikle boşaltılmamış?
Yeni binalar için mimari proje çalışması neden başlatılmamıştır?
Tınaztepedeki binanın sanat eğitimi için uygun olmadığını, Rektörlük ve Dekanlığın kendi açıklamalarında kabul edilmesine rağmen, taşınılması için neden bu kadar ısrar edilmektedir?
Bu taşınma işi sonrasında kimlere yarayacak? 
~~~~
    "PLANLAMA, MÜZAKERE, DİYALOG YOK" diyen Akademisyenlerle, rektörün sessiz iletişim de kalması sorunlara çözüm üretir mi? Sadece kendi içinde krizi büyütür! 
Dekan Vekili Prof. Dr. Hacı Yakup Öztuna tarafından 'görülen lüzum üzerine' denilerek, Akademisyenlerin hukuka aykırı olarak görevden alınması, keyfi bir uygulamadır.
Oysa fakülte yönetimi bağcıyı dövmek yerine, çalışma arkadaşlarıyla üzüm yemeyi tercih etmeliydi!
Krizin sorumluluğunu üstlenmemeliydi!..
~~~~
   DEÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Lisans eğitimimde Alsancak'tan ve Yüksek Lisansımda da Narlıdere kampüsten mezun oldum. Okulum ve hocalarımla gurur duyuyorum. 
GSF farklı fikirlerin tartışıldığı, bilimsel düşünce ve bilginin üretildiği bir kurum olarak, özgürlük alanı korunarak, özerk kalması gerekiyor. 
   İfadenin, eleştirinin siyasi iktidar tarafından tehdit ve hakaret olarak algılandığı günümüzde, bilimsel araştırmalardan; toplumsal ve ekonomik meselelerden desteksiz iddialarla bilim insanlarını uzaklaştırma çalışıyorlar. 
Sanat eğitiminde gerekli olan araç ve koşullar olmadan sanatçı adaylarını stüdyosuz, atölyesiz, teknik altyapısı olmayan, sahnesiz bir binada eğitime zorlamak hayat damarlarını koparmaktır. 
Sanatta ilerleme yolunu engellemektir. 
Sanat altyapısı olmayan bir binada sanat kadük kalır, sanatçı da yetişmez. 
Ancak bu süreç de yaşadıklarımız ve yaklaşımlar sonucunda anlaşılan o ki bizim sorunumuz sadece bina değilmiş, eğitim değilmiş... 
Sanatın içinde, sanat yaptığını sanan kadük kalmış yöneticiler de varmış meğer!..
Ve onlar, Sanatın ve Sanatçının üretim sürecini, ruhunu ve eserin emekleriyle yoğrulmuş değerini bilmeyen yöneticilermiş... 
~~~~
   Bu filmi çevirenler, bu masalı yazanlar bence kendilerini mutlu sona hazırlasınlar!
Plansız, programsız, "ben yaptım oldu" tavrından, baskısından, iletişim yanlışlarından vazgeçmelidirler.
Öğrencisini, Akademisyenlerini, Mezunlarını ve sanata ve sanatçıya duyarlı İzmir kent halkını dinlemelidirler.
Sessizlik belirsizliktir!
~~~~
   Sayın Rektör Prof.Dr.Nükhet Hotar! Susmayınız!
   Akademisyenlerle ve öğrencilerle iletişim kurunuz. Temsilcilerle görüşünüz. 
   GSF ve Konservatuvar binalarının boşaltılması kararı yerine, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'inde ifade ettiği gibi vereceği destekle, Güzel Sanatlar Fakültesi'nin var olan binalarını yerinde kademeli olarak, bir an önce depreme karşı güçlendirmeye başlayınız...
   Filminiz artık mutlu sonla bitsin... 
   GSF ve Konservatuvar yerinde eğitime devam etmelidir.
   Enerjimizi boşa harcamayalım. Gereksiz konuşma ve yazışmalar zaman kaybıdır. 
   Sınavlar var, okulların açılmasına az kaldı. 
   Kriz ve stresle vakit geçirmeden, hocalarımızın kurum aidiyetleri ve emekleri daha fazla zarar görmeden, öğrencilerin eğitim haklarındaki üretim alanları engellenmeden, kimseyi kırıp, dökmeden işimizi yapalım.
   Filmin başka gerilimli bölümleri olmasın! 
   GSF’nin göçebelikleri sona ersin...
   Her şey, hepimiz için çok güzel olsun…



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

'Hayat kısa, daha çok Belçika çikolatası yiyin'

Ünlü oyuncu Aslı Enver ile eşi Berkin Gökbudak tatile çıktı. Bir mekanda çekildiği kareleri sosyal medyadan paylaşan Aslı Enver, pozuna "Hayat kısa, daha çok Belçika çikolatası yiyin" not...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Doğada vakit geçirmek cilde olumlu etki ediyor

Araştırmacılar, doğada vakit geçirmenin bağırsak ve cilt sağlığı ile yakından ilişkisini inceleyerek, yeşil alanların insan mikrobiyotasını artırdığı sonucuna ulaştı."Environmental International" isimli dergide yayımlanan makalede, araştırmacılar, ABD ve Avrupa'da kaleme alınan 20 çalışmayı inceleyerek doğa ile insan sağlığı arasındaki yakın bağı ele aldı.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR