Toplumun Kırılgan Fay Hatlarına Dikkat !

Artık kabak tadı vermeye başlamış üçüncü sınıf bir gerilim filminin sahnelerini yaşar gibiyiz ülke olarak adeta.

  Filmin gerilim dozu her sahnede artıyor.

  Sahnenin birinde adamın birisi çıkıyor ağzından köpükler saçarcasına , şort giymiş bir kızcağıza otobüste Bruce Lee tarzı tekme savuruyor.

  Birçok kişi fırlıyor yerinden olur mu kardeşim tarzı öfke nöbetleriyle bağırıyor.

  Bazıları ise içten içe oh olsun iyi oldu dercesine kardeşim öyle giyinilir mi yani diyerek bir nevi arka çıkıyorlar meczuba.

  Ve toplum olarak bizi yöneten büyüklerimizin (!!!) dudaklarından dökülen bir şey yapma mırıldan tarzı bir tepki şekliyle de tanışmış oluyoruz.

  Ve çoğumuz içimizden hayaldi gerçek oldu kutlu olsun yurduma diyerek mırın mırın mırıldanıyoruz.
  Bu mırıldanma faslı şimdilik mırıldan bekle, bağırma zamanın da gelecek tarzında da algılanıyor birçok kişide.

  Meşhur Anadolu türküsünün yeni versiyonunu dinler gibiyiz sanki ‘ Mırıldan Mırıldan mırıldanıver. Yüzde 30 laik var Mırıldanıver.’’

ANITKABİR’E SALINCAK HANGİ AKLA HİZMETTİ

  Sanki gerilim dozumuz çok düşükmüş gibi, sanki günlerdir reklamı yapılan meşhur Yenikapı ruhuyla kardeş kardeş el ele oynayan çocuklarmışız gibi, hop bir gerilim sahnesi daha kucağımıza düşüveriyor.
  Hangi akla hizmet ettiği bilinmeyen şekilde Anıtkabir’in göbeğine, sanki orası bu ülkeyi bir arada tutan en temel yerlerden birisi değilmiş de, hamburgerciymiş gibi rengarenk bir çocuk parkı konduruluveriyor.
  Elbette toplumun laik değerlerden yana olan kısmı büyük tepki gösteriyor.

  Toplumun muhafazakar kısmı ise mırıldanarak mırıl mırıl bir şeyler söylüyor mu bilemiyoruz. Ama bir tepki yükselmiyor o kesimden.

  Oysa bu olayı şu şekilde empati yapabilirdi Muhafazakar kitle.

  Örneğin İstanbul  Çemberlitaş'ta Sultan II. Mahmut Hân Türbesi var.Orada bizim sağcıların yere göğe koyamadığı  2.Abdülhamit'te yatıyor..Şimdi gidip o kabirlerin ortasına çocuk parkı kurulsa olur mu?

  Elbet olmaz.

  Anıtkabir'de kurulan çocuk parkına ses çıkarmayanların  biraz da bunu düşünmesinde fayda vardı aslında.
  Neden?

  Ancak ; bir işgal kuvveti gider bir ülkenin ulusal değeri olan insanlarının mezarlarına saygısızlık yapar çünkü. Bir ülkenin halkı farklı değer yargılarına sahip olsa bile o ülkenin milli insanlarına saygısızlık yapmaz. Birkaç meczup, dengesiz elbet ki bir ölçü değil...

  Netice de ; CHP’nin cengaver gençleri duruma el koyup o parkı ortadan kaldırdı da, gerilim filmi daha da ilerlemedi.

ŞEMSİYE YUTMUŞ TOPLUM

   15 Temmuz darbe girişiminden sonra yoğun olarak devam eden görevden almalar da toplumun sigortalarını fena halde zorladı.

  İnsanlar adeta diken üstünde.

  İşsizlik zaten kanayan bir yaraydı

  Ekmek aslanın ağzından çoktan bağırsaklarına inmişti.

  Bir de bunun üstüne mevcut işlerini kaybetme korkusu eklenince insanlar adeta patlamaya hazır barut fıçısına döndüler.

  Buna İstanbul’da yaşanan son Metrobüs faciası oldukça orijinal bir örnek oluşturuyor. İnsanlar o kadar stres dolu ki;  basit bir güzergah tartışması bile şemsiyeli bir saldırıya ve devamında bir faciaya yol açıyor.
  Aslında toplum olarak İleri demokrat ( !!!)  AKP’nin iktidara geldiği 14 yıldan bu yana  şemsiye yutmuş bir şekilde yaşıyorduk.

  Siyaset kurumu eğer toplum kesimleri arasındaki kırılgan fay hatlarının enerjisini düşürmezse ; yuttuğumuz o şemsiye elbet açılıverecek birgün. Ve bu gerilim filminin bu sahnesi aşağıdan yukarıya herkesin canını yakacak. Artık o zaman mırıldanan mı olur, yoksa bağıran mı olur kısmet artık.!

  Hani atalarımız bir yerlere (!!!)  kaçan şemsiye açılmaz demişlerdi ya, boşuna dememişler değil mi ama ?