Kuyruklu Yazı

Dışarıdan bizim naçizane yurdumuza şöyle bir kuş bakışı bakanlar, herhalde şöyle bir düşünceye kapılsalar çok da haksız değiller hani..

Ülke refah içinde..

İşsizlik bitmiş..

Yoksulluk hayal olmuş..

Gençlerin hepsi istediği üniversiteye giriyor..

Yani anlayacağınız ülke refahta mutlulukta tavan yapmış.

Hatta o kadar tavan yapmış ki İsveç ,Norveç bile gıptayla bakar hale gelmiş.

Neden..?

Çünkü her derdimiz sanki bitti de başkanlık eksik kaldı..

AKP’ye bakarsanız başkanlık için öyle bir cennet tablosu çiziyorlar ki Alamut kalesinin şeyhi Hasan Sabbah olsa onun bile ağzı açık kalırdı.

Nasıl ki ; AKP iktidara gelmeden 2002 yılından önce  neredeyse  mızrak ve  yaprak ile yaşadığımızı iddia edecek kadar ileri gittilerse, bu başkanlık goygoyunu da aynı hızla devam ediyorlar..

Başkanlık gelecek..

Her derdiniz bitecek aziz milletim..!

İnsanın bu repliğin tam bu noktasında Vizontele filmimin unutulmaz repliği ile bağırası geliyor neredeyse ‘ Biz başkanlılığı göreceğiz tamam da başkanlık bizi nasıl görecek..’’

Yol, su, elektrik olarak mı görecek.?

Baskı, zulüm, zorbalık olarak mı görecek.?

Zira 14 yıldır izlediğimiz AKP iktidarı fragmanından bize hep ikinciler düştü..

Fragman böyleyse film nasıl bir gerilim filmi olur insanın düşünesi bile gelmiyor doğrusu.

Geçen hafta basına düşen bir haber şöyleydi.

‘ 900 bin çocuk işçimiz var ‘

Bu rakam elbet istatistik denilen azaltma sisteminden çıktığı için siz bunu  bir buçuk milyon sayın gitsin..

Sormak lazım çok muhterem başkanlıkseverlere.!

Çocuklukları çalınan, çocuk yaşta ağır işlerde çalışmak zorunda kalan bu emekçi çocuklara sizin başkanlığınızın ne faydası olacak.?

Tam 300 bin işsiz atanamamış öğretmen var bu ülkede.

Sizin başkanlığınızın bu öğretmenlere ne faydası olacak.?

Soruları çoğaltmak mümkün

Sanki sabah akşam başkanlık amigoluğu yapan yandaş tayfa bu gerçekleri bilmiyor mu.?

Elbette ki biliyor.

Ama onların ki de ekmek parası..

İşleri eğip bükmek.

Ne der Orhan Veli meşhur kuyruklu şiirinde.

‘’ Uyuşamayız, yollarımız ayrı;
Sen ciğercinin kedisi, ben sokak kedisi;
Senin yiyeceğin, kalaylı kapta;
Benimki aslan ağzında;
Sen ask rüyası görürsün, ben kemik.

Ama seninki de kolay değil, kardeşim;
Kolay değil hani, 
Böyle kuyruk sallamak Tanrının günü.’’