Yukarı
398654

'Endişe ediyoruz' diyerek şehir şehir açıkladı

29 Şubat 2024 17:21

Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür, Antalya'da yaptığı konuşmada, deprem tehdidi altında olduğunu düşündüğü kentleri açıkladı. Türkiye'nin depremlerden kurtulamayacağını ve depremlerin sona ermeyeceğine dikkat çeken Prof. Dr. Görür, deprem dirençli yerleşim alanlarının oluşturulmasının önemini vurguladı.

Prof. Dr. Naci Görür, Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen 'Anttalks' etkinliği kapsamında 'Deprem Dirençli Antalya' adlı söyleşiye katıldı. Prof. Dr. Görür, 13,6 milyon sene önce Türkiye'nin levha hareketlerinin, bugünün hareketlerini yapacak şekilde oluştuğunu ve ülkedeki büyük fayların deprem ürettiğini söyledi. 

Türkiye'nin depremlerden kurtulamayacağını ve depremlerin sona ermeyeceğine dikkati çeken Prof. Dr. Görür, deprem dirençli yerleşim alanlarının oluşturulmasının önemini vurguladı. 

Prof. Dr. Görür, "Her depremde 80-90 bin insanı bir gecede toprağa veremeyiz. Bu bize yakışmıyor. Türkiye'de herhangi bir yerde, sabah uyandığımızda 7 ve üzeri deprem olabilir. Bu depremler de büyük afetlere neden oluyor. Can mal kaybımız fazla oluyor. Türkiye'de 5'in üzerinde depremler ölüme neden oluyor. Bizim bunu halletmemiz lazım. Bunu anlatmaya çalışıyoruz" diye konuştu. 

6 Şubat'taki Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından yakın zamanda Japonya'da 7.6 büyüklüğünde deprem olduğunu ve 132 kişinin tesadüfen öldüğünü anlatan Prof. Dr. Görür, benzer depremin Türkiye'de olması halinde on binlerce kişinin ölebileceğinden bahsetti. 

"GÖKDELENLERİ DİKMEYE BAŞLAMIŞLAR"

Antalya'nın jeolojisi hakkında bilgi veren Prof. Dr. Görür, Antalya'nın genç çökeller üzerine kurulduğunu söyledi. Antalya'nın büyük kısmının zemininin iyi ya da mükemmel olmadığına dikkati çeken Prof. Dr. Görür, falez ve traverten gibi karasal nitelikli kireç taşlar ile alüvyon dolguların üzerinde kentin büyük bölümünün yer aldığını belirtti. 

Kentin doğusundaki zeminin alüvyon dolgusundan oluştuğunu aktaran Prof. Dr. Görür, "Antalyalılar rant hastalığına yakalanmış. Gökdelenleri dikmeye başlamışlar. Antalya'da ne kadar gökdelen yaparsanız, tehlikeyi büyütürsünüz. Özellikle büyük bina, gökdelen yapabilecek insanlardan uzak durun. O düşüncelerden de uzak durun. Deprem dirençli Antalya için özellikle alüvyon dolgu, zemin için son derece sakıncalı. Antalya'nın üzerinde oturduğu körfez dolgusu, problemli bir dolgu. Kireç taşları ve travertenler göreceli olarak alüvyonlardan daha iyi ama o da problemli" dedi.

"ANTALYA AKTİF FAYLARLA ÇEVRİLİ"

Antalya'yı tehdit eden fay sistemleri hakkında bilgi veren Prof. Dr. Görür, şunları söyledi:

* "Akşehir zonu, Isparta-Burdur zonu ile Göller Yöresi'nin bulunduğu yerler düşey atımlı fayların olduğu bölge. Antalya Körfez doğu, batı ve kuzeyden aktif faylarla çevrili. Antalya fay zonlarına 100 kilometreden uzakta değil, 50-60 kilometre uzakta. Bu fay kuşaklarında olacak depremler, Antalya'yı önemli etkiler. Doğrultu atımlı faylarda 100 kilometrelik çap içerisindeki yöreler depremden etkilenir. 

* Antalya'nın güneyinde Akdeniz içerisinde Kıbrıs, Girit bölgesinde Helen yayı dediğimiz dalma batma zonu var. Üç büyük tektonik hat Antalya'yı tehdit etmekte. Güneyden dalma batma zonu büyük deprem üretebilir. Girit yakınlarında 8 büyüklüğünün üzerinde deprem üretmiş, her an 7'nin üzerinde deprem üretebilir. Bu tehlike denizden gelir. Antalya'yı tehdit eden fay söz konusu. Akşehir ve Fethiye Burdur zonu deprem ürettiği zaman Antalya ciddi şekilde etkilenebilir."

"ANTALYA'NIN DOĞUSU DAHA ÇOK HASAR ALIR"

Yerel yönetimlere çağrıda bulunan Prof. Dr. Görür, Antalya'yı tehdit eden fayların incelenmesi, risk analizi ile risk azaltma çalışması yapılması gerektiğini ifade etti. Antalya'ya yapılacak altyapı çalışmaları ve yatırımların deprem dalgalarının kentin yapısına etkisinin belirlendikten sonra gerçekleştirilmesi gerektiğine değinen Prof. Dr. Görür, "Ciddi deprem olsa Antalya'nın doğusu daha çok hasar görür. Alüvyonun üzerinde olduğu için sıvılaşma da olur. O bölgeye gökdelenler dikiliyor. Batısında traverten veya kireç taşlarının üzerinde olan binalar yüksek olmamak kaydıyla biraz daha dirençli olabilirler. Alüvyonun bulunduğu yerlerde şansınız yok. Deprem anında alüvyonlar içlerinde su tuttuğu için çökellerdeki su basıncı yukarı iletiyor. Yukarı iletince evlerin direnci azalıyor. Bina suyun içerisinde gibi hareket etmeye başlıyor ya dönüyor ya da batıyor" diye konuştu. 

"5 MİLYON TON TNT PATLAMASINA BENZER ENERJİ"

Depremin büyüklüğü ve şiddeti kavramları arasındaki farkı da anlatan Prof. Dr. Görür, Kahramanmaraş merkezli depremlerde 5 milyon ton TNT patlamasına benzer enerjinin açığa çıktığını söyledi. Yerel yönetimlerin kentleri depreme hazırlamaya yönelik çalışmaları hızlandırması gerektiğini anlatan Prof. Dr. Görür, altyapı çalışmalarında betonarme boru kullanılmasını eleştirdi. 

Betonarme boruların kırılgan yapısından dolayı depremden etkilendiğini anlatan Prof. Dr. Görür, zeminin yapısına uygun, esnekliği yüksek malzemeler kullanılmasını önerdi. Prof. Dr. Görür, kentlerde deprem anında çıkacak molozların gömüleceği veya bertaraf edileceği alanların henüz belirlenmediğini söyledi. 

Prof. Dr. Görür, "Güneydoğu'da 100 milyon ton moloz sağa sola gömüldü, çevre berbat edildi. İstanbul'da 350 milyon ton moloz çıkabilir. İstanbul'da bunu nasıl bertaraf edecek, geri dönüşüme tabi tutacaksanız. Kimse bilmiyor. Deprem eli kulağında gelirse ne olacak. Aceleyle kamyonlara doldurup, Marmara'ya dökersiniz. Marmara zaten ölüyor, Marmara da sizi öldürür" dedi.

"GERÇEK BEKA MESELESİ DEPREM"

Prof. Dr. Görür, Türkiye'deki gerçek beka meselesinin deprem olduğunu, İstanbul'da büyük deprem meydana gelmesinin ekonomik anlamda ülkeyi zora sokacağını söyledi. Deprem riski nedeniyle Marmara Bölgesi ve İstanbul'un stratejik yapısından dolayı hükümete öneride bulunduğunu anlatan Prof. Dr. Görür, "Marmara Bölgesi'ndeki sanayiyi Anadolu'ya taşıyın. Anadolu'ya altyapı yapın, sanayiyi teşvik edin. Deprem nedeniyle sanayi aynı anda tehdit altına girmez, İstanbul'un nüfusu azalır. Her şeyi Marmara Bölgesi'ne toplamışız. Stratejik olarak doğru değil" dedi.

Kahramanmaraş depremleri öncesi yıllarca o bölgede deprem beklendiğini anlatmaya çalıştığını kaydeden Prof. Dr. Görür, şunları söyledi:

* "Şimdi Tunceli, Pülümür, Bingöl yöresinin tehdit altında olduğunu düşünüyorum. Erzincan ile Bingöl, Karlıova arasında Kuzey Anadolu Fayı'nın bir kısmı geçiyor. O fay, en son 1794 yılında kırılmış. 7.2 büyüklüğünde deprem üretmiş. Her 250 senede bir ortalama deprem üretiyor. Onun için oradan endişe ediyoruz. 

* 6 Şubat depremleri Arap levhasını Doğu Anadolu'ya 7-10 metre kaydırdı, sıkıştırdı. Kahramanmaraş'tan Hakkari'ye kadar olan kentlerde deprem riski fazlalaştı. Arap levhasının kuzeye ittirmesinden dolayı. Doğu Anadolu fayı, Kahramanmaraş'ın kuzeyi, Elbistan kuzeyinden Adana havzasında saçaklanıyor. 6 Şubat depremleri Adana'ya giren faylara stres yüklemiş olabilir. O bölgelerin dikkatli olması lazım."

DHA



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


Diğer Haberler

MİT'ten nokta operasyon: Türkiye’ye sızma hazırlığındayken öldürüldü

Terör örgütü PKK’nın İstanbul, Ankara ve Diyarbakır gibi büyükşehirlerdeki bombalı araçlarla düzenlenen saldırılarını organize eden Özel güç sorumlusu Baz Zaza kod adlı Abdurrahman Aksal...

Yerlikaya: Bölücü terör örgütü üyesi 269 şüpheli gözaltında

Bakan Yerlikaya, 36 ildeki operasyonlarda bölücü terör örgütü üyesi 269 şüpheli yakalanarak gözaltına alındığını duyurdu. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, "13 Ekim 2024 Pazar günü yasa dış...


Küçük ortak Destici el yükseltti: Limitini düşürenin kartını iptal edin

Kredi kartlarının limiti üzerinden toplanacak 750 TL'lik verginin en ateşli savunucusu BBP lideri Destici, tepki çeken sözlerinin ardından bankalara tuhaf bir çağrı daha yaptı. Cumhur İtt...

MHP'den DEM Parti açıklaması: Normalleşme adımı değil

MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, partilerinin Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin DEM Partili milletvekilleriyle tokalaşmasına ilişkin, "Sayın Devlet Bahçeli’nin uzattığı el; bin yı...


CHP MYK toplandı: Gündemde neler var?

CHP Merkez Yönetim Kurulu, anayasa çalışmaları, yeni vergi paketi, ekonomi, iç ve dış gelişmeler ile İBB Başkanı İmamoğlu hakkındaki yargı süreci başlıklarını görüşmek üzere toplandı. Top...

İBB'den flaş hamle... Tek tek geri alınacak!

İBB’nin AKP tarafından yönetildiği ve meclis çoğunluğunu elinde bulundurduğu dönemlerde tartışmalı şekilde alınan tahsis kararlarının iptali için atılan adımlar devam ediyor. İBB Meclisi’...


Adalet Bakanı: 2 yılın altında ceza alanlar da cezaevine girecek

Bakan Tunç, "Ceza infaz sistemimizin caydırıcı olması lazım." dedi. Bakan Tunç ceza infaz yasasında değişiklikler olacağını kaydederek, " 2 yılın altında ceza alanlar da cezaevine girecek...

Narin soruşturmasında yeni gelişme: İfadeleri ayrı ayrı alındı

Diyarbakır’ın Bağlar İlçesi'nin Tavşantepe Köyü'nde 21 Ağustos günü kaybolan ve cesedi 8 Eylül’de köye 2 kilometre uzaklıktaki dere yatağında bulunan Narin Güran soruşturmasında küçük kız...


Valilikten DEM Parti vekillerine suç duyurusu

DEM Parti’nin terör örgütü PKK’nın başı Abdullah Öcalan’ın durumuna dikkati çekmek amacıyla Diyarbakır’da düzenlediği eyleme ilişkin valilikten yapılan yazılı duyuruda, basın açıklamaları...

SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

Hadise'den Hayvan Katliamına Sert Tepki

Ünlü şarkıcı Hadise Gebze'de yaşanan katliamla ilgili sert yorumlarda bulundu. Hadise, "Allah belalarını versin. Kamera karşısındayım diye tatlı tatlı konuşmayacağım. İğrenç şeyler oluyor...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Elma mı armut mu, hangisi daha sağlıklı?

Elma ve armut, bölgemizde en çok tercih edilen meyvelerden olup, hem lezzetleri hem de uzun süre taze kalabilmeleri nedeniyle yaygın şekilde tüketilmektedir. Aynı zamanda bu meyveler sağlıklı beslenme için de önemli bir seçenek. Peki, hangisi daha sağlıklı elma mı armut mu?

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR