Yukarı
423795

Yorgunluk ve bağışıklık düşüklüğünüzün sebebi bu olabilir!

25 Mart 2025 13:11

Gün içinde sürekli halsiz ve odaklanmakta zorlanıyor musunuz? Sebebi sandığınızdan daha basit olabilir. Uzmanlar, vitamin ve mineral eksikliklerinin birçok kronik hastalığın temelinde yattığını söylüyor. Peki hangi vitamin eksiklikleri sizi etkiliyor?

185 ülke için araştırma gerçekleştiren The Lancet Global Health, dünya nüfusunun yüzde 67’sinin iyot, kalsiyum, demir gibi vitaminleri yeteri kadar almadığını belirtti. Beslenme Uzmanı Melike Serengil Özçelik ise vitamin ve mineral dengesizliğinin belirtilerini ve sebeplerini açıkladı.

‘TOPRAKTAN BESİN ALMAK, GEÇMİŞTE KALDI’

Halk sağlığı ve fonksiyonel beslenme alanında Amerika’da çalışmalar yapan Melike Serengil Özçelik, “Günümüzde birçok insan yorgunluk, bağışıklık düşüklüğü, odaklanma problemleri ve kronik rahatsızlıklar gibi belirtiler yaşarken, bunun altında yatan sebeplerden biri de vitamin ve mineral eksiklikleri olabiliyor. Çünkü eskiden insanlar topraktan gelen doğal, besleyici ve katkısız gıdalarla beslenirken, günümüzde bu durum büyük ölçüde değişti” diye konuştu.

‘VÜCUDUMUZUN BESİNLERİ NASIL KULLANDIĞI DA ÖNEMLİ’

Everglades Üniversitesi'nde ‘Halk Sağlığı ve Fonksiyonel Beslenme’ alanında yüksek lisans eğitimini tamamlamak üzere olan Melike Serengil Özçelik, “Günümüzde milyonlarca insan, farkında olmadan vitamin ve mineral eksikliği yaşıyor. Bu durumun temel nedenlerinden biri, modern tarım uygulamalarıyla topraklardaki besin değerinin azalması. Yoğun pestisit ve kimyasal gübre kullanımı, geçmişte bolca bulunan vitamin ve minerallerin sebze ve meyvelerdeki oranını düşürdü” dedi.

Özçelik, “Modern tarım teknikleri nedeniyle topraklarımızdaki mineral oranları azaldı. American College of Nutrition Dergisi’nde yayımlanan bir araştırmaya göre, 1950-2000 yılları arasında topraktaki protein yüzde 6, kalsiyum yüzde 16, demir yüzde 15, B2 vitamini yüzde 38 ve C vitamini yüzde 15 oranında azaldı. Bu da tükettiğimiz sebze ve meyvelerin besleyici değerlerinin eskiye göre çok daha düşük olduğu anlamına geliyor” ifadelerini kullandı.

‘VİTAMİN VE MİNERAL EMİLİMİ, SADECE MİDE VE BAĞIRSAKLARDAN İBARET DEĞİL’

İşlenmiş gıdaların yaygınlaşmasının da önemli bir etken olduğuna dikkat çeken Özçelik, “Fastfood, paketli gıdalar ve şekerli içecekler, vücudun ihtiyaç duyduğu temel besin öğelerini içermediği gibi, besin emilimini de olumsuz etkiliyor. Bağırsak sağlığının bozulması, mide asidi ve sindirim enzimlerinin yetersizliği gibi faktörler de vitamin ve mineral eksikliklerine yol açıyor.

Fonksiyonel beslenme yaklaşımı da bu noktada sadece ne yediğimizin değil, vücudumuzun besinleri nasıl kullandığının önemli olduğunu da vurguluyor. Buna göre, vitamin ve mineral emilimi, sadece mide ve bağırsaklardan ibaret değil. Vücutta besinlerin emilimini ve kullanımını yöneten yüzlerce trilyon mikroorganizma bulunuyor."

Özçelik,“Bağırsak florasının dengesizliği ise B12 vitamini ve demir gibi hayati besinlerin emilimini engelleyebiliyor. Modern yaşamın getirdiği hızlı ve stresli tempo da bu durumu tetikliyor. Kronik stres, magnezyum, B ve C vitamini gibi temel besin kaynaklarının hızlı tüketimine neden oluyor. Uzmanlar, günde en az 7-9 porsiyon sebze ve meyve tüketilmesi gerektiğini belirtse de, birçok kişi bu hedefe ulaşamıyor. Bu nedenle, sadece ne yediğimize değil, bu besinlerin vücutta nasıl işlendiğine ve yaşam tarzımıza da dikkat etmeliyiz.”

‘YETERİNCE VİTAMİN VE MİNERAL, BİRÇOK SAĞLIK SORUNUNUN ÖNÜNE GEÇEBİLİR’

Vitamin ve mineral eksikliklerini mümkün olduğunca doğal gıdalardan karşılamaya çalışmak gerektiğinin altını çizen Özçelik, “Beslenme yoluyla vücuda yeterli miktarda vitamin ve mineral alınırsa, birçok sağlık sorununun önüne geçilebiliyor. Ancak günümüzde besinlerin yeterli içeriğe sahip olmaması, yoğun yaşam temposu ve çevresel faktörler nedeniyle takviye kullanımı da gereklilik haline gelebiliyor.

Takviye seçerken bilinçli davranmak büyük önem taşıyor. Arkadaş, komşu veya sosyal medyadaki tavsiyelere göre takviye almak sağlığınızı riske atabiliyor. Çünkü herkesin metabolizması, sağlık geçmişi ve ihtiyacı farklı. Takviye seçimi mutlaka bir uzman tarafından yapılmalı ve kişiye özel belirlenmeli. Kalitesiz ve yanlış seçilmiş bir takviye, eksikliği gidermek yerine vücuda yeni bir toksik yük ekleyebiliyor.

Piyasada emilim oranı düşük ve sağlığa zarar verebilecek birçok takviye ürünü bulunuyor. Bu nedenle, takviye alırken dikkat edilmesi gereken bazı noktalar var. Ürünün üçüncü taraf laboratuvar testlerinden geçtiğinden, içerdiği dozajların klinik olarak çalışıldığından, sentetik dolgu maddeleri veya yapay tatlandırıcılar içermediğinden ve tazelik ile üretim kalitesinin kontrol edildiğinden emin olmak gerekiyor” ifadelerini kullandı.

‘BESLENME BİLİMİ İLE HALK SAĞLIĞI POLİTİKALARI ARASINDAKİ BOŞLUĞU KAPATMAYI AMAÇLIYORUM’

Aktif bir gönüllü olarak, topluluk sağlığını ve refahını artırmaya yönelik eğitim ve savunuculuk çalışmalarıyla sorumluluk ilkesini benimsediğini belirten Melike Serengil Özçelik, "ODTÜ ve Bilkent Üniversitesi’ndeki eğitimlerime ek olarak, ABD’de geçirdiğim süre boyunca bütünleyici sağlık ve fonksiyonel beslenme, halk sağlığı üzerine eğitimler aldım.

Buradan hareketle FDA ve CDC gibi öncü kuruluşların düzenlemeleriyle ilgili olarak gıda paketleme, vitamin ve mineral takviyesi, diyetle ilişkili kronik hastalıklar ve sağlıklı beslenme alışkanlıklarının oluşturulması gibi konular hakkında birçok makaleye imza attım. Kronik hastalıklarla mücadele için kanıta dayalı stratejileri teşvik ederek beslenme bilimi ile halk sağlığı politikaları arasındaki boşluğu kapatmayı amaçladım.

APHA (American Public Health Association) ve NANP (National Association of Nutrition Professionals) gibi, alanımda öncü derneklerle aktif olarak çalışmaya devam ederek, eğitim ve savunuculuk yoluyla toplum sağlığını ve refahını iyileştirmeye kararlıyım. Katkılarım hem bireysel hem de toplum düzeyinde daha sağlıklı yaşam tarzlarını teşvik etmeye yönelik köklü bir bağlılığımı yansıtıyor” dedi.

Özçelik son olarak şunları söyledi:

“Tüm bu çalışmalarımın yanı sıra, çalıştığım kurumlarda da kapsamlı sağlık protokolleri, kişiye özel terapötik yaklaşımlar, bütünsel sağlık entegrasyonu ve uygulamaların hayata geçirilmesini sağladım. Psikolojik uzmanlık ve fonksiyonel sağlık uygulamalarının birleştirilmesi yoluyla danışanlarımın refahını önemli ölçüde ilerlettim ve kamu sağlığı çerçevelerinde hem zihinsel hem de fiziksel sağlığı ele almanın öneminin giderek daha fazla anlaşılmasına katkıda bulundum. Çalışmalarım yalnızca bireysel yaşamları dönüştürmekle kalmadı. Aynı zamanda kapsamlı refahı teşvik etmeyi amaçlayan toplum sağlığı girişimlerini de etkiledi. Gelecek dönemde de toplumsal sağlığın iyileştirilmesi için çalışmalar yapmaya devam edeceğim.” Sözcü



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


Diğer Haberler

Doğru sandığınız egzersizler sağlığınıza zarar verebilir!

Geçirdiği trafik kazası sonrası yanlış tedaviyle kolunu neredeyse kullanamaz hale gelen 80 yaşındaki Mehmet Tuncay Üstüoğlu, doğru tedavi süreci ve doğru egzersizlerle sağlığına kavuştu. ...

Sosyal medya bizi hipnotize ediyor

Sosyal medyanın genç yaşlı demeden hemen herkesi saatlerce esir aldığına dikkat çeken Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Derya Uludüz ’’Alışkanlık ötesi bir durum yaşıyoruz. Bu yeni çağın dijital ...


Tansiyonu kontrol altına almak, demansı da yavaşlatıyor

Yüksek tansiyonla mücadelede yoğun destek alan bireylerde demans riskinin daha düşük olduğu ortaya çıktı. Çin ve ABD'den bilim insanlarının ortak yürüttüğü geniş çaplı araştırma, kan bası...

Bilim insanları açıkladı: Uyurken öğrenmek mümkün mü?

Gözleriniz kapalıyken bile beyniniz çalışmaya devam ediyor. Peki, uyurken bilgi öğrenmek gerçekten mümkün mü? Bilimsel araştırmalar bu ilginç soruya ışık tutuyor. Uyku, vücudumuzun dinlen...


Fazla kiloyla birlikte gelen gizli tehdit!

Tıbbi Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Atakan Topçu, obezitenin vücutta kronik iltihap oluşturarak kanserin gelişiminde ve ilerlemesinde etkili olduğunu belirtti. Sağlıklı yaşam alışkanlıkları, k...

Bu belirtiye dikkat! Bunamayı yüzde 30 artırıyor

Bilim insanları uzun yıllar bunamayı geciktirecek bir araştırma yaptı. İşitme kaybı olanları yakından ilgilendiriyor. Bu yöntem hem bunamayı hem depresyon riskini azaltıyor. Yapılan yeni ...


Yemeden önce bir kez daha düşünün!

Diyetisyen Demet Güngördü, kalp damar hastalıklarının önlenmesinde sağlıklı beslenmenin rolünü vurguladı. Trans yağlardan uzak durulmalı, sebze, meyve, tam tahıllar ve kurubaklagiller gün...

Sabahları yorgun uyanıyorsanız vücudunuz alarm veriyor olabilir

Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Muhammed Emin Akkoyunlu, uyku apnesinin her yaş grubunda görülebileceğini ve ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğini belirtti. Sabah dinlenemeden uy...


Yüzme, koşu ya da bisiklet değil: Uzmanlara göre en iyi egzersiz buymuş

Kalp sağlığı üzerine yapılan araştırmalara göre dans etmek koşu, yüzme ve bisiklet gibi geleneksel egzersizlerden daha etkili. Kardiyovasküler hastalıklar üzerine uzmanlaşmış doktorlar, d...

SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

Bengü boşandı, 7 kilo verdi

Selim Selimoğlu ile 6 yıllık evliliğini geçen aylarda tek celsede sonlandıran Bengü geçen gün Instagram'da konser fotoğraflarını paylaştı. Şarkıcının zayıflığı takipçilerinin dikkatinden ...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Doğru sandığınız egzersizler sağlığınıza zarar verebilir!

Geçirdiği trafik kazası sonrası yanlış tedaviyle kolunu neredeyse kullanamaz hale gelen 80 yaşındaki Mehmet Tuncay Üstüoğlu, doğru tedavi süreci ve doğru egzersizlerle sağlığına kavuştu. Uzmanlar, cerrahi müdahale sonrası rehabilitasyon sürecinde yapılan yanlış egzersizlerin tedavi başarısını ciddi şekilde etkileyebileceğini vurguladı.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR