Barlak duruşmasında karar çıkmadı

Polisin açtığı ateş sonucu yaşamını yitiren Emrah Barlak davasında, yine karar çıkmadı. Dava karar duruşması için 28 Kasım Cuma gününe ertelendi. Ailesi adalet talebini yineledi.

İzmir'in Karabağlar ilçesinde 12 Ağustos 2012 tarihinde yaşanan trafik kazası sonrasında çıkan tartışmada polis İmran Kahya'nın sıktığı üç kurşunla yaşamını yitiren Emrah Barlak davasının duruşması, İzmir Adliyesi 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye devam etti. Davaya Barlak ailesi, ailenim avukatları,tutuklu sanık İmran Kâhya, avukatları ve çok sayıda izleyici katıldı. Oğlunu polis kurşunuyla yitiren Baran Tursun Vakfı Başkanı Mehmet Tursun da duruşmaya katıldı.

‘KASTEN ADAM ÖLDÜRME VAR’

Savcı duruşmada daha önce verdiği mütalaada bir değişiklik olmadığını belirtti. Barlak’ın avukatları söz alarak yetkisi olmadığı halde polis memuru İmran Kâhya’nın ateş ettiğini belirterek, tanık beyanlarında,  olay görüntülerinde polise mukavemetin olmadığını dile getirdiler. Savcının İmran Kahya’nınolası kastla adam öldürmek suçundan cezalandırılması ve haksız tahrik indiriminden faydalanması yönündeki talebini de itirazda bulunan avukatlar polis memuru İmran Kahya’nınkasten adam öldürme suçundan cezalandırılmasını ve herhangi bir indirim yapılmamasını istediler. Yine avukatlar polis memurunun ceza almamasının, polis kurşunuyla ölümleri arttıracağını ifade etti. Avukatlar aynı davada polise mukavemet ve hakaret suçuyla yargılanan Emrah Barlak’ın Erhan Barlak’ın ve Faruk Karhan’ın beraatını istedi.

‘SADECE BİR OĞLUM ÖLMEDİ’

Söz alan Emrah Barlak babası Nusret Barlak ise “Ölen sadece benim oğlum değil, sizin oğlunuz da ölebilirdi. Bir oğlum ölmedi sadece, bir oğlum sakat kaldı, bir oğlumun psikolojisi bozuldu. Eşim ölüm gibi yaşıyor. Polisin cezalandırılmasını istiyorum” dedi.

ATEŞ AÇMAYI MEŞRU GÖRDÜLER

Daha sonra söz alan polis memuru İmran Kahya’nın avukatları ise görevi başında polis memuruna mukavemet olduğunu ifade ederek silah kullanma şartlarının oluştuğunu kaydettiler. Polis memuru İmran Kahya’nın etkisiz hale getirmek için ateş açtığını iddia eden avukatlar, Kahya’nın 28 aylık tutukluluğunun göz önüne alınarak tahliye edilmesini istedi. Yine avukatlar olayın geçtiği Limontepe bölgesinin suç bölgesi yönünde olduğunu beyan eden konuşmalar yaparak, ateş açmanın meşru olduğuna dair savunmalar yaptılar.Son olarak söz alan polis memuru İmran Kâhya üzgün olduğunu belirterek kastının adam öldürmek olmadığını söyledi ve tahliyesini talep etti.

Konuşmaları dinleyen mahkeme heyeti karar vermek üzere duruşmayı 28 kasım Cuma sabah 09:30’a erteledi.

‘İDAM CEZASI YERİNE PVSK VAR’

Duruşma öncesi adliye önünde açıklama yapan Barlak ailesi ve insan hakları savunucuları adalet talebini bir kez daha yineledi. Adliyeye ‘Katil Polis’ ve ‘Adalet İstiyoruz’ sloganları ile gelen aile Emrah Barlak’ın fotoğraflarını taşıdı. Aile adına açıklama da bulanan MAZLUM DER İzmir Şube Başkanı Av. Süphan Erkan, Emrah’ın PVSK değişikten sonra öldürülen 79. İnsan olduğunu hatırlatarak “Katili ve maktulüyle, yaşanan her olayın tarifi mümkün olmayan acılara ve sosyal sorunlara yol açtığı da açıktır. Bugünün Türkiye’sinde idam cezası yani insanı öldürerek cezalandırma yoktur. Ancak  mevcut haliyle PVSK, silah kullanımında keyfiliğe izin veren, “yargısız infaz” denebilecek uygulamalara yol açan “hukuku ve insan”ı katleden zalim bir yasaya dönüşmüştür. Özetle ülkede idam cezası kalkmıştır. Ancak PVSK öldürmeye devam etmekte, üstelik bunun için öldürülenlere yargılanma hakkını da tanımamaktadır” dedi.

‘POLİSİN YETKİLERİ GENİŞLETİLMESİN’

Son olarak hükümetin polisin yetkilerini arttıran yasa tasarı önerisine de değinen Erkan şunları dedi “Son günlerde, Hükümet tarafından polisin silah kullanma yetkisinin genişletilmesi yönünde hazırlıklar yapıldığı ifade edilmektedir. Bu son derece vahim bir girişimdir. Başbakan’a, Hükümet’e ve Parlamento’ya buradan sesleniyoruz ve uyarıyoruz. Silah kullanma yetkisinin genişletilmesi ölümleri çoğaltmaktır. Doğru olan PSVK’deki silah kullanma yetkisinin daraltılmasıdır. Silah kullanma yetkisinin genişletildiği veya PVSK mevcut haliyle yürürlükte kaldığı müddetçe bu ölümlere ortak olmaya, dolaylı fail olmaya devam edeceksiniz. Ateş düşen her evden yükselen mazlum ve mağdur feryatların muhatabı sizler olacaksınız. Bu vicdani çağrıya cevap vermenizi bekliyoruz. Bu konuda, insan hakları temelinde bir siyasal irade ortaya konulmasını, bu çerçevedeki bir reformun derhal yaşama geçmesini, silah kullanma yetkisinin meşru müdafaa gibi  somut olarak tanımlanmış durumlarla sınırlanmasını talep ediyoruz.”.  

Evrensel