Erdoğan bu sefer laikliği çiğnedi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, siyasi partilerin açıkladığı seçim vaatlerini değerlendirerek, “Baktığımda gördüğüm manzara hiç de iç açıcı değil. Seçim sürecinde bu şekilde ortaya saçılan vaatleri, nasıl olsa iktidara gelemeyeceğini bilenlerin sorumsuzluklarının ürünleri olarak görüyorum. Sırtlarında yumurta küfesi olmadığı için akıllarına düşeni, ağızlarına geleni vaat diye ifade ediyorlar” dedi.

Şimdi de bazı mahfi (saklı) köşelerde buluşup kadeh tokuşturanlar bulunduğunu belirten Erdoğan, "‘İktidar partisinin iktidarı kaybı yakındır şerefine’ diyorlar. Bu millet size bu kadehleri tekrar tattırmayı Allah’ın izniyle nasip etmeyecek. Çünkü siz milli iradeye aykırı olarak bu ülkeyi yönetmek istiyorsunuz. Bu ülke sermayenin yönettiği bir ülke olmayacak" şeklinde konuştu. Muhalefetin maaş vaatleri içinde en yüksek verene oy atmak gerektiğini kaydeden Erdoğan BTP Başkanı Haydar Baş'a göndermede bulundu.

Erdoğan, 23. MÜSİAD Olağan Genel Kurulu’nda konuştu. Erdoğan, Türkiye’nin 2003 yılından bugüne kadar elde ettiği başarının sırrının sürekli üretimi arttırma, büyümeye destekleme olduğunu belirtti.

Kökenine, meşrebine bakmaksızın ülkenin geleceği için taş üstüne taş koyan herkesi desteklediklerini vurgulayan Erdoğan, “Bu milletin vatandaşı olan her bir ferdine aynı şekilde yaklaştık. Uluslararası sermayeyi, küresel girişimcileri Türkiye’ye çekmek için bizzat uğraştık. Bu şekilde ülkemizin GSYH'sını 230 milyar dolardan kurdaki artışa rağmen 800 milyar dolara çıkardık. Ortaya çılan zenginlikten tüm milletimizin faydalanmasını sağladık. Aynı şekilde ücretlilerin gelir düzeyini yükselttik. 2002 yılında ülkemizde net asgari ücret 184 liraydı, bu yılın Ocak ayı itibariyle bu rakam 849 lira oldu” dedi.

-“ŞİMDİ BOL KESEDEN ATIP TUTUYOR”-

Erdoğan, eskiden SSK'nın başında olan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu atıfta bulunarak, “SGK işçi emekçilerinin en düşük emekli maaşı 257 liradan bin 72 liraya yükseldi. SGK'nın başında kim vardı? Şimdi bol keseden atıp tutuyor. Suçlu kim hemen uyduruyor. ‘Suçlu o zamanki siyasiler’ diyor. Yani o siyasinin genel müdürü olarak beyefendinin suçu yok. Siyasetçi kiminle çalışır? Bürokratıyla çalışır. Demek ki yanlış yapmış. Bürokratıyla siyasetçi güç kazanır, eğer o bürokrat sakatsa, eksikse iktidarlar kaybolur gider” diye konuştu.

Erdoğan, “Şu anda bol keseden atanların zihniyetlerinin iktidar olduğu dönemleri yaşadık bu ülkede. Engelli çocuklara zerre kadar ellerini uzatmadılar. Biz evde engelli çocuklarına bakan muhtaç ailelere engellilik durumuna göre ayda 291 ile 430 lira arasında bir destek sağladık” dedi.

-“KÖŞELERDE BULUŞUP KADEH TOKUŞTURUYORLAR”-

Türkiye’de demokrasiye yönelik her saldırının aynı zamanda ekonomiyi hedef aldığını dile getiren Erdoğan, “Gezi olayları başladığında ne dediler? Burada o örgütün mensupları da vardı. Ekonomiyi durduralım dediler. Ve bunların mensuplarından bazılar önlükler takarak yürürdüler. Şimdi de bazı mahfi (saklı) köşelerde buluşup kadeh tokuşturuyorlar. ‘İktidar partisinin iktidarı kaybı yakındır şerefine’ diyorlar. Bu millet size bu kadehleri tekrar tattırmayı Allah’ın izniyle nasip etmeyecek. Çünkü siz milli iradeye aykırı olarak bu ülkeyi yönetmek istiyorsunuz. Bu ülke sermayenin yönettiği bir ülke olmayacak. Bu tezgah tutmayınca bu defa 17 - 25 Aralık'ta darbe girişimini devreye aldırlar. Kimle yaptılar? Paralele devlet yapılanmasıyla beraber yaptılar. Müşterek çalışıyorlar. Bunların hepsinin tespiti var. Muz cumhuriyetinde pazarlıkları yapanlar, oralarda ihaleleri alanlar. Orada da en öncelikli hedeflerden biri Türkiye’nin milli kurumlarıydı” diye konuştu.

-“IMF'NİN SULTASINDA KALMAYI ARZU EDENLER DE VAR”-

Gezi olaylarında faiz lobilerine nasıl çalışıldığını hep anlattıklarını vurgulayan Erdoğan, “Faiz lobileri şimdi o malum kurumların içinde var mı? Var. Faiz hiç bir zaman benim ülkemin yararına olmamıştır, olmayacaktır. Devletin borçlanma faizini yüzde 63'ten tek haneli rakama getirene kadar çok hendek atlattık. Hala IMF'nin sultasında kalmayı arzu edenlerde var bu ülkede. Davos'a son gidişimde hani malum bir IMF başkanı vardı ya onunla bir görüşmemiz oldu. Dedim ki ‘Bize mali destek mi verecekseniz yoksa bize idari siyesi proje mi vereceksiniz? Eğer mali destek verecekseniz verin, ülkemizi yönetmesini biz biliriz’ Bu sözler onların işlerine gelmedi. Gezi olaylarını ve 17-25 Aralık darbe girişimi adeta kutsayanlar katiline aşık kurbanlar gibidir. O zaman gezi olaylarında faiz neredeydi 4,6’ya kadar düşmüştü. Gezi olayları sadece içerde tezgahlanmış değil; dışarıda uzantılar var” ifadelerini kullandı.

-“DÜNYA 5'TEN BÜYÜKTÜR”-

Türkiye'nin 2023 hedeflerine ulaşmaktan ne yaparlarsa yapsınlar alıkoyamayacaklarını söyleyen Erdoğan, “Her hesabın üzerinde bir hesap olduğuna inanan insanlar olarak bu mücadeleye devam edeceğiz. Daha çok üreteceğiz, daha çok ihracat yapacağız, daha çok istihdam oluşturacağız, dünyanın neresinde olursa olsun mazlumlara kollarımızı daha çok açacağız, zalimlerin karşısında daha gür sesle itirazlarımızı dile getireceğiz çünkü 'Dünya 5'ten büyüktür' diyerek yola devam edeceğiz.

-“GÖRDÜĞÜM MANZARA HİÇ DE İÇ AÇICI DEĞİL”-

Erdoğan, siyasi partilerin açıkladığı seçim vaatlerini değerlendirerek, “Partilerin beyannameleri birer birer açıklanıyor. Muhalefet partileri ne diyor, milletimize ne taahhüt ediyor. Baktığımda gördüğüm manzara hiç de iç açıcı değil. Ben cumhurbaşkanı olarak partilerin hepsine eşit mesafedeyim. Buraya gökten gelmedim. Ülkemizde şu an uygulanan ekonomik, sosyal, siyasal tüm programların altında imzam, emeğim var. Türkiye'nin 12 yıllık birikimini yok etmeyi hedefleyen her saldırı aynı zamanda milletimizin hanesine yazdırmak için mücadele ettiğim kazanımlara yöneliktir. Dolayısıyla bir yerde de şahsıma yöneliktir" dedi.

-HAYDAR BAŞ'A GÖNDERMEDE BULUNDU: 5 BİN ÖNERENE OY VERMEK LAZIM-

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Cumhurbaşkanı olmakla ülkenin geleceğine ilişkin sorumluluklarımdan azad olmuş değilim. Tam tersine bu sorumluluklarımın daha da arttığına inanıyorum. Seçim sürecinde bu şekilde ortaya saçılan vaatleri, nasıl olsa iktidara gelemeyeceğini bilenlerin sorumsuzluklarının ürünleri olarak görüyorum. Sırtlarında yumurta küfesi olmadığı için akıllarına düşeni, ağızlarına geleni vaat diye ifade ediyorlar. Birisi çıkıyor bakıyorsunuz '1500' diyor. Birisi çıkıyor bakıyorsunuz '1600' diyor. Birisi çıkıyor diyor ki '5 bin.' Eğer bu vaatlere oy verilecekse herhalde 5 bine oy vermek lazım. Böyle bir şeyin olması mümkün mü? Ancak bu ülkeyi yönetme sorumluluğu üstlenenlerin ağızlarından çıkan her sözün mutlaka karşılığı olması gerekenlerin böyle bir lüksü olamaz diye düşünüyorum” dedi. Bu sözlerle ad vermeden 5 bin lira ücret vaat eden Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Haydar Baş'a göndermede bulundu.

-“VAATLERİNE BAKIYORUZ HERKESE BOL KESEDEN DAĞITIYORLAR”-

Erdoğan, “Vaatlerine bakıyoruz herkese bol keseden dağıtıyorlar. Hâlbuki ki bunlar yıllarca bizim sosyal yardım politikalarımızı eleştirdiler. Ramazan'da dağıttığımız yardım paketlerinden dolayı makarnacı dediler. Kömür dağıttık. Biz kömürü niye dağıttık? Vatandaşımız ısınsın diye. Ama biz burada aynı zamanda bir eksiği de gideriyorduk. Bizim Çorlu’dan daha Şırnak’a kadar çok ciddi bir kömür rezervimiz vardı. Bu kömür rezervini kullanıp değerlendirelim, göreve geldiğimizde kamyonlar yatıyordu istedik ki bu kamyonlara da nakliye imkanı sağlayalım. Şuan muhalefetin bunlara aklı ermez. Onlar sadece kömürcü diye o zamanlar bizi aşağıladılar. Daha da ileriye gidip bunlar halkımıza bidon kafa demediler mi? Şimdi birdenbire sosyal yardım sevdalısı kesildiler” dedi.

-“ÖYLE SAKAT YAKLAŞIMLARI VAR Kİ ÜZÜLMEMEK ELDE DEĞİL”-

Erdoğan, “Ekonomi ile ilgili vaatleri üretmeden dağıtma mantığına dayalı olduğu için tasvip etmiyorum ama anlayabiliyorum. Temeli çürükte olsa pozitif mesajlar içerin vaatlerle halka ümit vermeye ve bu şekilde siyasi sonuç almaya çalışıyorlar. Anacak muhalefet partilerinden bir kısmının demokrasi, özgürlükler, temel hak ve hürriyetler konusunda öyle sakat yaklaşımları var ki üzülmemek elde değil. Geçmişten hiç ders almadıklarını görüyoruz” değerlendirmesinde bulundu. 

MİLLİ BİRLİĞİMİZE VE BERABERLİĞİMİZE ZARAR VERİYORLAR

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, seçim beyannamelerinde yer alan Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kapatılacağı tartışmalarına ilişkin, “Bu milletin inancına saldıranlar milli birliğimize ve beraberliğimize zarar veriyorlar. Değerlerimiz yaşamak ve yaşatmak en büyük görevimizdir. Bir taraftan din istismarı yapacaksın öbür taraftan Diyanet İşleri Başkanlığı'nı kaldıracaksın. Diyanet İşleri neden her inanca eşit mesafede olacakmış? Bu milletin inancı belli” dedi.

Erdoğan, 23. MÜSİAD Olağan Genel Kurulu’nda konuştu. Eğitimdeki gelişmelere ve imam hatip okullarına yönelik eleştirilere de değinen Erdoğan, “28 Şubat’ta imam hatiplere ve meslek liselerine gözlerini dikenlerin hiç birisi bugün ortada yok, hiçbirisi hayırla yad edilmiyor. Ama bu okullar hamt dolsun dimdik ayakta. 60 bine düşmüştü öğrenci sayısı, şu anda 1 milyon. Millet istiyor, bunlar zorla oralara getirilmiyor. Bu milletin talebi, milletin eğitim özgürlüğü talebini engelleyebilir misiniz?” dedi.

-“ANA MUHALEFET PARTİSİNE GÖRE DAHA DÜRÜST”-

Erdoğan, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kaldırılacağı ve diğer inançlara da eşit mesafede olması gerektiğini yönündeki vaat ve önerileri tepki göstererek, “Yav bu milletin inancı belli. Diğer inanç sahiplerinin kendi kurumları var onlarda belli. Öyleyse niye lafı döndürüp döndürüp Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kapısına dayıyorsun. Diyanet'i kapatacağız diyen zaten bu milletten nasıl ders alır belli. Sen de kalk çok açık net, ‘biz Diyanet İşleri Başkanlığı’nı kapatacağız’ de. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kuruluşuna baktığınız zaman Gazi Mustafa Kemal’e dayanıyor. Bir başka parti bunu zaten alenen ilan etti. Seçim bildirgesinde ‘Diyanet İşleri Başkanlığı kaldırılacak’ dedi. Demek ki o ana muhalefet partisine göre herhalde biraz daha dürüst. Cumhuriyet’in ilk kurumlarından olan Diyanet İşleri Başkanlığımız'a gösterilen bu husumeti doğrusu anlamakta zorlanıyorum. Hani sen cumhuriyetçiydin, hani sen Gazi Mustafa Kemal’in partisiydin. Niye değiştiriyorsun? Bu milletin inancına saldıranlar milli birliğimize ve beraberliğimize zarar veriyorlar. Değerlerimiz yaşamak ve yaşatmak en büyük görevimizdir. Bir taraftan din istismarı yapacaksın öbür taraftan Diyanet İşleri Başkanlığı'nı kaldıracaksın. Diyanet İşleri neden her inanca eşit mesafede olacakmış? Bu milletin inancı belli” diye konuştu.

-"EY AVRUPA BİRLİĞİ BİZE AKIL VERME!"-

Ermeni soykırımı iddialarını destekleyen Avrupalı ülkelerini eleştiren Erdoğan, “Biz dünyaya barış mesajı vermek için mücadele verirken, aralarında Rusya, Fransa, Almanya, Avusturya gibi devletlerin de bulunduğu kimi ülkeler Ermenilerin yalanları üzerine inşa edilmiş bir iddiaya destek vererek, kinin , nefretin, husumetin tarafında saf tuttular. Maalesef buna Amerika’da değişik bir ifade şekli ile katıldı. 100 yıl önce bu coğrafyada yaşanmış acılar, hepimizin ortak acılarıdır. Osmanlı’nın vatanını, şerefini korumak mücadelesi sırasında gerçekleştirmek zorunda kaldığı zorunlu göç sırasında yaşananlara biz çok iyi biliyoruz. Bu uygulamaya yol açan sebepleri de çok iyi biliyoruz. Bu gerçekleri ortaya çıkarmak siyasilerin, parlamentonun işe değil, bu işi tarihçilere bırakın” dedi.

-“AVRUPA BİRLİĞİ, BİZE AKIL VERME, KENDİNE SAKLA”-

Ermeni iddialarına destek veren ülkeleri eleştirerek, “Önce kendi tarihlerindeki lekeleri bir bir temizlemeye davet ediyorum. Bu konuda en son söz söyleyecek olan ülkelerden bir tanesi Almanya. Almanya’nın yol açtığı iki ayrı dünya savaşında yaşananlar ortada. 3 milyon Türk'ün yaşadığı bir ülkede, Cumhurbaşkanı’nın böyle bir açıklamada bulunması anlaşılır değildir.Tarihte yapılanların hesabının bugün verilmesi gibi bir yol açılacaksa, bu konuda en rahat olan ülkelerden birisi Türkiye’dir. Ey Avrupa Birliği, bize akıl verme, kendine sakla. Arşivlerinizi açın diyorsun. Biz 15 yıldır arşivlerimizi açmaya hazır olduğumuzu söylüyoruz. Bunların kulakları var duymuyor. Gözleri görmüyor. Dilleri var hakikati konuşamıyor. Biz arşivlerimiz açmaya hazırız” dedi.

ANKA