Yukarı
112063

Kocaoğlu'nun 44 sayfalık savunmanın tam metnin devamı

04 Nisan 2012 19:05

104. Yukarıda ayrıntılı olarak arz ettiğim üzere İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Başkanı olarak 22.06.2004 tarihinden bu yana görev yapmaktayım.
105. 02.01.2012 tarihli savcılık ifademde belirtmiş olduğum üzere, temel görevim Büyükşehir Belediyesi’nin ana faaliyet stratejilerini oluşturmak, Belediyemizin ana projelerini gerçekleştirmek amacıyla gerekli kararları vermektir.
106. Belediyemizin tüm karar organları tarafından alınan kararları hayata geçirmek, yukarıda açıklanan Büyükşehir Belediye idaresinin temel sorumluluğundadır. Başkanlık makamı altında örgütlenen Büyükşehir Belediyesi idari teşkilatı, bahsi geçen temel politikaları maksimum bir özen ve sorumlulukla hayata geçirmek üzere gerekli gördüğü çok çeşitli eylem ve işlemleri (belediye hizmetlerini), ilgili mevzuata uygun olarak yürütmekle yükümlüdür.
107. İzmir kentinin hak ettiği yüksek hizmet standardını temin edebilmek amacıyla canla başla çalışan lideri olduğum ekibim, bugün huzurunuzda “İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ ÖRGÜTÜ” olarak bulunmaktadır. Bu süreç, bazıları için basit bir adli mesele olarak görülse de; şahsım, ekibim ve İzmirli hemşehrilerim tarafından haksız ve hatta insafsız olarak değerlendirilmektedir.
108. 02.01.2012 tarihli Savcılık ifadem sonrasında yayınlanan iddianamede, şahsıma ve ekibime yönelik pek çok suçlama yöneltilmiştir. Bu suçlamalar sonrasında yaptırmış olduğum tahkikatlarda, bunların asılsız ve gerçek dışı olduğunu tespit ettirdim. Aşağıda bunlara ilişkin savunmalarımı sunuyorum.
1) Çankaya 10 nolu Katlı Otoparkın, 10.02.2011 tarihinde Gerçekleştirilen 1 Yıllık Kiralama İhalesine Fesat Karıştırıldığı İddiası
109. Çankaya 10 No’lu Katlı Otoparkı, Sayın Burhan ÖZFATURA’nın Belediye Başkanlığı döneminde İzmir Büyükşehir Belediyesi ile Vakıflar Bölge Müdürlüğü arasında yapılan (bila tarihli) “Protokol” ile inşa edilmiş ve Sayın Yüksel ÇAKMUR’un Belediye Başkanlığı döneminde İzmir Büyükşehir Belediyesi ile Vakıflar Genel Müdürlüğü arasında (bila tarihli) “Çankaya 10 Nolu Katlı Otopark ve Ticaret Merkezi Kompleksi İşletme ve Ortaklık Esaslarını Belirleyen Ara Sözleşme” imzalanmıştır.
110. Çankaya 10 No’lu Katlı Otoparkı’nın % 50’si İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne, % 50’si Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne aittir ve söz konusu sözleşmenin 6 ncı maddesine, “Otopark Belediye tarafından 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu hükümlerine göre ihaleye verilecektir” hükmü konulmuştur. Bu hükme göre, Çankaya 10 Nolu Katlı Otoparkı, Sayın Burhan ÖZFATURA Belediye Başkanı iken, 12.12.1995 tarih ve 2973 sayılı Encümen Kararı ile kapalı teklif usulüyle yapılan ihale sonucunda İZELMAN LTD. ŞTİ’ne kiraya verilerek 27.12.1995 tarih ve 53587 sayılı noter onaylı sözleşme imzalanmıştır. 27.12.1995 tarihli kira sözleşmesine ekli özel şartnamenin 11 nci maddesindeki hüküm gereğince bedel artırılarak kira süresi uzatılmıştır.
111. İzmir Büyükşehir Belediyesi 2009 Yılı Hesaplarının Sayıştay Denetçileri tarafından 2010 yılında yerinde denetlenmesi sonucunda düzenlenen Denetçi sorgusunun 3 ncü maddesinde, Çankaya 10 No’lu Katlı Otoparkı’na ait kiralama özel şartnamesinin 14 ncü maddesinde, “İhaleye, kayıtlı sermayesinin yüzde 50 sinden fazlası devlete, il özel idarelerine veya belediyelere ait kuruluş, şirket ve birlikler katılabilir” hükmünün yer aldığı ve dolayısıyla ihaleye katılımın sınırlandırılarak ihalede rekabetin engellendiği, bunun da 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun ilkeler başlıklı 2 nci maddesine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
112. Sorgu konusu yapılan ihalenin 12.12.1995 tarihinde yapılmış olması nedeniyle;
• İzmir Büyükşehir Belediyesi 1995 yılı Hesapları, 1996 yılında Sayıştay Denetçileri tarafından denetlenip yargılama dairesi tarafından yargılanarak kesin hükme bağlanmasına;
• 1995 yılı Hesabına ilişkin Denetçi Sorgusunda ve Yargılama Dairesi İlamında 12.12.1995 tarihli ihaleye ilişkin herhangi bir husus bulunmadığından, söz konusu ihale için 2005 Yılı Sayıştay İlamında beraat hükmü tesis edilmiş olmasına;
• 16.11.1970 tarihli ve 7/1564 sayılı BKK ile yürürlüğe giren Sayıştay’a Verilen Her Çeşit Gider ve Gelir Evrakı ile Her Çeşit Belgelerin Saklanma Süreleri ve Yok Edilme Usulleri Hakkında Tüzük eki Saklama Sürelerini Gösterir Cetvelde, “9- Mal ve Mahalli İdareler Hesaplarıyla İlgili Belge ve Defterler”in saklama süresi, “ilgili bulundukları bütçe yılı ya da hesap devresinin bitiminden başlayarak 10 yıl” denilmiş olmasına ve dolayısıyla İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin 1995 tarihinde yaptığı ihale işlemi, Sayıştay denetimi ve Sayıştay hesap yargılaması açısından 2006 yılında zamanaşımına uğramış olmasına;
• Vakıflar Genel Müdürlüğü ya da İzmir Vakıflar Bölge Müdürlüğü, 12.12.1995 tarihli ihaleye ilişkin özel şartnamenin 14 ncü maddesine ve 27.12.1995 tarihli kira sözleşmesine ekli özel şartnamenin 11 nci maddesine ve kira bedeline bu güne kadar itiraz etmemesine;
• İzmir Büyükşehir Belediyesi 2009 yılı hesabını denetlemekle görevlendirilen Sayıştay denetçilerinin, yetkileri içinde olmayan bir başka yıl hesaplarına ilişkin (örneğin, 2008 veya 2010 ya da 1995) işlemleri denetleyebilmeleri için Sayıştay Başkanlığı’ndan özel yetki almaları gerekmesine;
• 12.12.1995 tarihinde yapılan ihalede Sayıştay açısından mali sorumluluğu gerektiren bir mevzuata aykırılık veya Türk Ceza Kanunu açısından suç oluşturan bir fiil bulunsa dahi, bunun sorumlularının dönemin belediye başkanı ile ihaleyi yapan Belediye Meclisi üyeleri olmaları gerekmesine rağmen, hukukun üstünlüğünü, idarede sürekliliği ve hesap verebilirliği temel ilke edinen İzmir Büyükşehir Belediyesi, hiçbir yasal zorunluluğu ve sorumluluğu olmadığı halde, Çankaya 10 No’lu Katlı Otoparkı’nın kira sözleşmesini 27.09.2010 tarih ve 6115 sayılı Başkanlık Olur’u ile feshederek 29.09.2010 tarihli ve 6158 yazılı yazıyla, İZELMAN A.Ş.’den taşınmazın tahliyesini talep etmiştir.
113. İZELMAN A.Ş.’nin Ana Sözleşmesi’nin 3 ncü maddesi birinci fıkrasının (2) numaralı bendinde, “Her türlü otopark işletmeciliği yapmak” şirketin faaliyet alanı arasında
sayılmıştır ve söz konusu Çankaya 10 No’lu Katlı Otoparkı, işletmeye açıldığı 1995 yılından bu yana İZELMAN A.Ş. tarafından işletilmiştir.
114. 5216 sayılı Kanun’un 26 ncı maddesinde de belediyeye ait otoparkların 2886 sayılı Kanuna tabi olmadan belediye meclisinin belirleyeceği süre ve bedelle işletme hakkını belediye şirketlerine verilebileceği yazılı olduğundan ve diğer tüm büyükşehir belediyeleri kendilerine ait otoparkların işletmelerini şirketlerine verdiklerinden, doğal olarak İzmir Büyükşehir Belediyesi de Çankaya 10 No’lu Katlı Otoparkı işletmesini, şirketi İZELMAN A.Ş.’ye vermek istemiştir.
115. Dahası büyükşehirlerde ve özellikle İzmir’de otoparkların ciddi bir ihtiyaç olması, otopark ücretlerinde bir istikrar olmasının İzmirliler açısından önemli oluşu, otoparkta mafyalaşmasının engellenmesi, otoparkların bir takım kara para aklama faaliyetlerine araç edilmemesi amacıyla otoparkın işletiminin bir belediye şirketi tarafından yapılmasını her daim tercih etmişsizdir.(1) Buna karşın yukarıda aktardığım üzere, tüm bu süreçte hukuka uygun olunmak adına maksimum bir özen gösterilmiştir. Bu durum diğer konularda olduğu üzere üzerinde hassasiyetle durduğumuz bir öncelik olmuştur.
(1) Otoparkların işletilmesine ilişkin tercihlerimiz tüm diğer büyükşehir belediyeleri tarafından da paylaşılmaktadır. Örneğin İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin benzer nitelikteki şirketi İspark’ın internet sitesinde belirtilen ve aşağıda sunulan kuruluş amacı, anlayışı ve hedefleri tamamen bizim uygularımızı destekler niteliktedir:
“İSPARK’ın kuruluş amacı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ait açık, katlı ve yol üstü otoparkları devralıp, tek elden ve sistemli bir şekilde yönetip işletmektir. Kentli olma ve park etme kültürünü yerleştirmek ve “Güvenle Park, Güler yüzle Hizmet” sloganıyla hizmet etmektir.
Şehir içi trafik yoğunluğunu azaltmak için projeler üreten İSPARK, yeni yapılacak otoparkların nereye yapılacağını stratejik olarak belirlemek ve ağırlıklı olarak yeraltı veya katlı otoparklar yapmak için çalışmaktadır.
İspark, şehir içinde kısa süreli parklanmayı teşvik etmek ve uzun süreli parklanmayı ana arterlerden alıp daha az yoğun olan bölgelere aktarmak için çalışmaktadır. Bu bağlamda ana arterlerde yüksek, dış bölgelerde düşük otopark fiyatı uygulamasına gitmektedir. Örneğin Şişli gibi merkez konumda ve aşırı yoğun olan bir bölgelerde 0-2 saatiçin 4 YTL ücret alınırken, Bostancı İDO önünde bütün gün için 4 YTL ücret alınmaktadır. Böylelikle Şişli bölgesin de uzun süreli parklanmanın önüne geçilerek trafik rahatlatılmakta, Bostancı’da ise İDO gibi toplu taşıma araçlarının kullanımına teşvik edilerek araçların trafiğe çıkması önlenmektedir.
Önümüzde ki dönemlerde yapılacak olan otoparklar ulaşım aktarma istasyonlarıi göz önüne alınarak planlanacağından İstanbulluların ulaşım da kendi araçları yerine toplu taşıma araçlarına yönlendirmek hedeflenmektedir.
İSPARK halen 23 ilçede 1300 personeli ile hizmet vermektedir. Nitelikli işletmeciliği hedefleyen İSPARK, personelini periyodik olarak eğitime tabi tutmaktadır. Yeraltı katlı, yer üstü katlı, açık ve yol kenarı otoparklarda hizmet veren İSPARK, yaklaşık 500 noktada bulunmaktadır.

Kurumsal Anlayışımız
Dünya incisi medeniyetler beşiği İstanbul’a hizmet etmenin yanında sorumluluğumuz gereği vizyon sahibi şehrimizi daha kolay yaşanılır hale getirmeye katkı sağlamak için çalışıyoruz. Kamu kaynaklarını etkin ve verimli kullanmak, ücret politikası ve güveni sağlayarak “Güvenle Park ve Güler yüzle Hizmet”i İstanbullulara sunmak.

Kurumsal Hedeflerimiz
Büyükşehir Belediyesi’nin ilgili koordinasyon müdürlükleri ile irtibata geçilerek İstanbul trafiğinin akıcılığına katkı sağlamak. Otopark ihtiyacı olan İstanbul’un muhtelif bölgelerinde uygun alanlar tespit ettirilerek otopark yatırımları
gerçekleştirmek. Trafiğin yoğun olduğu bölgelerde şehir içinde farklı fiyat politikaları uygulayarak yoğunluğu azaltmak için hızlı ve etkin çalışmalar yapmaktır.”.
116. Otoparkın işletme hakkının 5216 sayılı Kanun’un 26 ncı maddesine göre İZELMAN A.Ş.’ye verilmesi, şahsımın onayına sunulmuş ve İzmir Büyükşehir Belediyesi Emlak Yönetimi Dairesi Başkanlığı’nın Başbakanlık Vakıflar Genel Müdürlüğü İzmir Bölge Müdürlüğü’ne hitaben yazdığı 30.09.2010 tarih ve 6198 sayılı yazıda, söz konusu otoparkın işletmesinin 5216 sayılı Kanun’un 26 ncı maddesi doğrultusunda İZELMAN A.Ş.’ne devredilmesinde sakınca olup olmadığının bildirilmesi istenmiştir.
117. Başbakanlık Vakıflar Genel Müdürlüğü İzmir Bölge Müdürlüğü ise, 15.10.2010 tarihli yazısında özetle, söz konusu otoparkın İZELMAN A.Ş.’ye işletme hakkının verilmesinin uygun bulunmadığı, taşınmazın 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu hükümlerine göre açık ihale usulü ile kiraya verilmesi ve oluşturulacak ihale komisyonunda idarelerinden bir üyenin bulunması gerektiğini belirtmiştir.
118. Bunun üzerine, söz konusu otoparkın işletmesinin 5216 sayılı Kanun’un 26 ncı maddesine göre İZELMAN A.Ş.’ye devrinden vazgeçilmiş, ihale yapılması kararı alınmıştır. Bu amaçla 2010 yılı brüt geliri 1.745.056,28 TL olan oto ve 365 motor olmak üzere toplam 1535 araç kapasiteli Çankaya 10 Nolu Katlı Otoparkı için yıllık brüt gelirin % 58’ine karşılık gelen 1.020.000,00 TL muhammen bedel tespit edilmiştir. Bu bedel üzerinden de 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 45 nci maddesine göre “Açık Teklif Usulü” ile ihaleye çıkarılmıştır.
119. 10.02.2011 tarihinde Açık Teklif Usulü ile yapılan ihaleye, 11 istekli katılmış ve ihalede yok edici bir rekabet yaşanmıştır. 2010 yılı KDV hariç brüt geliri 1.745.058,28 TL olan kiralama ihalesinde, en son İZELMAN A.Ş. 4.411.000,00 TL teklif edince, son teklifi 4.410.000,00 TL olan firma ihaleden çekilmiş; İhale Komisyonu da İzelman A.Ş.’nin sunmuş olduğu teklifi uygun görerek ihalenin, 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 41/a maddesi gereğince İzelman A.Ş.’ye yapılmasına ve Başkanlık Makamı’nın onayına sunulmasına oybirliği ile karar vermiştir.
120. 10.02.2011 tarihinde yapılan ihaleyi, 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 31 nci maddesinin ita amirine verdiği yetkiye dayanarak 02.03.2011 tarihinde iptal ettim.
121. Sayıştay Genel Kurulu’nun, 06.10.1977 tarih ve 2356 sayılı kararında aynen, “İhaleyi tasdik ita amirinin takdir yetkisinde bir işlem olup, ita amirinin bu yetkiyi kullanırken doğacak zarardan sorumlu tutulamayacağına” denilmektedir.
122. Bu bağlamda, 2886 sayılı Kanun’a göre yapılan ihalede ita amirinin ihaleyi onaylamaması nedeniyle, aynı ihtiyaç daha sonra daha pahalıya satın alınmak veya kiralama ihalesinde daha düşük bedelle kiraya verilmek durumunda kalınsa dahi bundan dolayı ita amirine mali sorumluluk yüklenemeyeceği gibi, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı olarak ihaleyi, 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 31 nci maddesinin ita amirine verdiği yetkiye dayanarak 02.03.2011 tarihinde iptal etmemde, bilirkişi raporunda ileri sürüldüğü üzere kamu zararı değil; tam tersine kamu yararı bulunmaktadır.
123. 2010 yılı brüt geliri 1.745.056,28 TL olan 1170 araç kapasiteli Çankaya 10 Nolu Katlı Otopark’ın, 2886 sayılı Kanun’un 41 nci maddesine göre Açık Teklif Usulüyle yapılan ihalesi, ihalede yaşanan yok edici bir rekabet sonucunda yıllık 4.411.000,00 TL bedelle sonuçlanmıştır.
124. Otoparkların, otopark ücret tarifeleri, İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi tarafından belirlendiğinden, söz konusu otopark hangi firma tarafından işletilirse işletilsin ve hangi işletmecilik tekniği uygulanırsa uygulansın, söz konusu otoparkın 2011 yılı brüt gelirinin 365 gün tam kapasite çalışması durumunda dahi 2.500.000,00 TL’yi aşması matematiksel olarak mümkün değildir. Söz konusu otoparkın işletme giderleri de göz önüne alındığında, kaba bir hesapla 1.750.000,00 TL’nin üzerinde verilen her teklifin zarar etmeyi göze aldığı gerçeği ortaya çıkmaktadır.
125. Büyükşehirlerde otoparkların kar elde etmenin dışında başka amaçlar için de kullanıldığı ve 5216 sayılı Kanun’un 26 ncı maddesinin otoparklar açısından gerekçelerinden birini de bunun oluşturduğu bir gerçek ise, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı’ndan, İZELMAN A.Ş.’nin yok edici rekabetten çekilmeyerek söz konusu Otoparkın işletmesini başka firmaların almasına olanak sağlamamasının ardında yatan saikleri görmezden gelmesi beklenemez.
126. Diğer yandan, üzerine ihale yapılan İZELMAN A.Ş.’nin sermayesinin tamamı İzmir Büyükşehir Belediyesi ile iştiraklerine aittir. İZELMAN A.Ş.’nin söz konusu otoparkın normal işletmecilik şartlarında 2011 yılı maksimum brüt işletme geliri yaklaşık 2.100.000,00 TL olacak ise, işletme giderleri hariç net 2.311.000,00 TL zarar edeceği aşikârdır.
127. Otoparkın tamamı İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne ait olsaydı, bunun İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin malvarlığı açısından bir sorun oluşturmayacağı düşünülebilirdi. Çünkü İZELMAN A.Ş., söz konusu kira bedelinin tamamını İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne ödeyeceğinden ve zararı da İzmir Büyükşehir Belediyesi ve iştirakleri tarafından sermaye artırımı yoluyla karşılanacağından, nihayetinde İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin mal varlığında herhangi bir değişme söz konusu olmayacaktı.
128. Ancak söz konusu otoparkın % 50’si İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne, % 50’si ise Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne aittir. Dolayısıyla İZELMAN A.Ş., kira bedelinin yarısı olan 2.205.500,00 TL’yi Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne ödeyeceğinden, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin malvarlığında bu tutar kadar eksilme olacağı her türlü tartışmanın dışındadır.
129. Bu bağlamda, 10.02.2011 tarihinde yapılan ihaleyi, 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 31 nci maddesinde ita amirine verilen yetkiye rağmen, iptal etmemiş olsaydım, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin malvarlığında net eksilmeye yol açacağımdan ancak bu durumda kamu zararından söz edilebilir ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı olarak bu durumdan sorumlu tutulabilirdim.
130. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin malvarlığını korumak sorumluluğuna sahip olmam nedeniyle söz konusu ihaleyi iptal ederek İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin mal varlığının eksilmesine engel olmuş; İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ve belediye hizmetleri götürdüğü İzmirli hemşerilerimin ve dolayısıyla kamunun yararına bir işlem tesis etmişimdir.
131. İkinci iptal sebebim ise 13 Şubat 2012 tarihinde kabul edilen 6111 sayılı yasanın 17.maddesinin 25.fıkrasının g fıkrasının yürürlüğü ile otoparkın İzelman’a kiralanmasının tekrardan mümkün hale gelmesidir. Böylelikle kamunun menfaatlerini en üst düzeyde koruma şansımız doğmuş ve bu fırsattan yararlanılmak istenilmiştir. Bu durum Vakıflar Genel Müdürlüğü İzmir Bölge Müdürlüğü tarafından uygun görülmüş ve belediyemiz şirketi İzelman A.Ş.’den 672.182 TL + KDV tutarında kiralama bedeli talep edilmiştir. Sonuçta bu yönde bir mutabakata varılmış ve otopark tekrar Vakıflar İzmir Bölge Müdürlüğü tarafından İzelman A.Ş.’ne kiraya verilmiştir. Aynı alanın belediyemiz hissesine tekabül eden 1/2 lik kısmı da 5216 sayılı Kanun’un 26 ncı maddesi kapsamında aynı bedelle İzelman A.Ş. ne işletme hakkı verilmiştir.
132. Vakıflar Genel Müdürlüğü İzmir Bölge Müdürlüğü’nün Belediyemiz şirketi İzelman A.Ş.’den 6111 sayılı yasanın ilgili maddeleri gereğince talep ettiği kiralama tutarı da aslında ihale ile varılan sonucun ne kadar gerçeklikten uzak olduğunu açıkça ortaya koymakta ve kamu zararı oluşturulmadığı gibi hizmetlerin aksamamasının sağlandığını da ortaya koymaktadır.
133. Yukarıda açıklamış olduğum nedenlerle iddianamede bu başlık altında tarafıma isnad edilen suçlamaların haksız ve yersiz olduğunu bir kez daha belirtirim.
2) İzenerji A.Ş. Tarafından İzban Tanıtım Filmi Alımı Hakkındaki Savunmalarım
134. TCDD ile İBB arasında Türkiye’de ilk örneği olan ortak bir şirket kurulmuş ve toplu taşıma ihtiyacının hızlı bir şekilde karşılanması amaçlanmıştır. Bu amaca uygun olarak kurulan İZBAN AŞ’ye Aliağa-Menderes metro hattında sefer yapacak banliyö işletmesinin devredilmesine karar verilmiştir. Böylelikle söz konusu metro hattı İZBAN tarafından işletilmeye başlanılmıştır.
135. Çalışmalar kapsamında halkın toplu taşıma ve ulaşım alışkanlıklarının raylı sisteme yönlendirilmesi ve taşınacak yolcu sayısının arttırılması, şehir içi ulaşımın rahatlatılması için tanıtım ve bilgilendirme zorunlu olmuştur.
136. Bu zaruret üzerine İBB bürokratlarıma gerekli tanıtım ve bilgilendirme faaliyetlerinin nitelikli bir şekilde hazırlanması hususunda talimat verdim. Bu talimatım üzerine bürokratlarım tarafından bu konuda deneyimleri olan ve en uygun fiyata bu işi yapabilecek firmalar araştırılmış ve tanıtım filmi yaptırılmıştır. Nitekim, yürütülen tanıtım faaliyetleri başarılı sonuçlar vermiş, halkın raylı ulaşımı kullanma oranı hızla artmış ve en nihayetinde bu talebi karşılayabilmek amacıyla metro trenlerine ek vagonlar dahi alınması gerekmiştir.
3) İzban Tanıtım Filminin Sinemalarda Gösterilmesi İşi Hakkındaki Savunmalarım
137. Yukarıda belirtilen filmin halka en etkin yollarla duyurulması amacıyla vapur iskelelerinde, belediyenin internet sitelerinde, reklam panolarında ve belediyenin sahip olduğu tüm diğer görsel ve işitsel duyuru ve ilan yerlerinde gösterilmesine karar verilmiştir. Ancak İzmirlilere en etkili bilgilendirmenin yapılabilmesi amacıyla söz konusu reklam filmlerinin İzmir’de bulunan sinemalarda da gösterilmesinin uygun olacağı düşünülmüş ve bu konuda çalışmalar yürütülmüştür.
138. Bu çalışmalar kapsamında halka en rahat ve etkili şekilde ulaşılabilecek tanıtımın yapılabilmesi için filmin sinemalarda gösterimi amacıyla pazarlık usulü ile ihale gerçekleştirilmiştir. Bu ihalede de belediye görevlilerimizin hukuka aykırı bir işlemi bulunmamaktadır.
4) Fotoğraf Çekimi ve Masa Üstü Film Yapımı İşi Hakkında Savunmalarım
139. Fotoğraf çekimi ile çekilen fotoğrafların masaüstü filmine dönüştürülmesi işleri tespitlerime göre iki farklı birimden gelen istekler üzerine Destek Hizmetleri Daire Başkanlığı tarafından KİK 22/d kapsamında doğrudan temin yoluyla, iki ayrı kalemde gerçekleştirilen alımdan ibarettir.
140. Destek Hizmetleri Daire Başkanlığı tarafından iki ayrı birimden gelen bu taleplerin birleştirilerek tek bir alım yapılması ve buna ilişkin ihale açılması ilgili mevzuata uygun değildir. Bu taleplerin Destek Hizmetleri Daire Başkanlığı’na gelmeden önce birleştirilebilmesi de mümkün değildir. Zira taleplerin geldiği müdürlükler farklı olup, her iki alımın ödenekleri de bu müdürlüklerin bütçeleri içerisindedir. Ödeneklerin önceden birleştirilmesi de söz konusu olamaz.
141. Bu işlemlerle ilgili herhangi bir hukuka aykırılık olduğu inancında değilim. Yukarıda belirttiğim üzere ihalelerin bölünerek doğrudan teminle yapıldığı iddiası kabul edilebilir değildir.
5) Park ve Yeşil Alanların Bakımı ile Temizlik Hizmet Alımı İhaleleri Hakkındaki Savunmalarım
142. Park ve yeşil alanların bakım hizmeti ihalesi ile belediye hizmet binalarının temizlik hizmet alımı ihalelerinde, benim ya da belediyemiz yöneticilerinin hangi mantıkla suçlanmış olduğunu anlayabilmiş değilim.
143. Bu ihalelerin yapıldığı salonun dışında gerçekleştiği öne sürülen olaylar ile bürokratlarım arasında hiçbir ilişki olmayıp, bu yönde bir iddiada dahi bulunulmadığı halde iddianame ile hem benim hem de diğer kurum yöneticisi arkadaşlarımın suçlanması kabul edilebilir değildir.
6) 2010 ve 2011 Adnan Saygun Konser Organizasyonu Hakkındaki Savunmalarım
144. Ahmet Adnan Saygun Sanat Merkezi, Türkiye’nin en büyük ve en iyi ses düzenine sahip sanat merkezidir. Bu merkez İzmir için bir gurur kaynağı iken asılsız iddialarla bu şekilde gündeme gelmesi bu konuda emeği büyük olan bizleri çok üzmüştür. Bu merkezde yapılan ihale ve gösterim işlerinde hiçbir hukuka aykırılık bulunmadığı inancındayım.
7) Balkan Halk Dansları Alım İhalelerine İlişkin Savunmalarım
145. Asıl adı Balkanlılar Halk Dansları Festivali olan festivalin ilk ikisi bizzat Atatürk tarafından gerçekleştirilmiştir. Atatürk’ten miras kalmış olması nedeniyle bu festivallerin Ata’mızın hatırasına yakışır bir şekilde nitelikli olarak devam ettirilmesini amaçladık.
146. Bu festival kapsamında pek çok konuk sanatçı davet edilmekte, yabancı davetlilerin sayısı ortalama 300-400 civarında olmaktadır. Bu etkinlikler, konser dahil pek çok faaliyeti kapsamaktadır. Festivalin düzenlenmesi safahatında sorun yaşanmaması, gelen konukların gerekli şekilde ağırlanmaları, İzmirlilere ve Atatürk’e yakışır bir festivalin düzenlenebilmesi amacıyla, düzenlemede görev alacak organizasyon firmalarından işin önemiyle orantılı bir iş yeterliliğine sahip olmaları aranılmıştır.
i) Yukarıda belirtmiş olduğum nedenlerle 4. Balkan Halk Dansları Festivali’nde iş deneyim belgesi oranının % 50 olarak belirlenmesinin ihaleye katılım ve rekabetin oluşumunu engelleyen bir hâl olarak değerlendirilmesi konusundaki iddia, kamu ihale mevzuatına aykırıdır. İdareler iş deneyim oranlarını kanunen % 25 ilâ % 50 arasında belirlemek hak ve yetkisine sahiptirler. Bu oranların önemi, işin niteliğine göre değerlendirme yapılmasındadır. Yeterlilik belgeleri, yüklenici adaylarının (isteklilerin) mali güçlerini ve iş deneyimlerini ortaya koyan belgelerdir. Teklif verecek olan isteklinin ihaleyi kazanması durumunda sözleşmeye bağlanacak işi gerçekleştirmek konusundaki mali ve iş yeterliliği durumu, bu belgelere bakılarak anlaşılmaktadır.
Bu nedenle ihale hazırlığı yapılması sırasında görev yapan personelin, iş deneyim belge oranını kanunun tanıdığı sınırlar içerisinde belirlemesinde kanuna aykırı bir yön bulunmamaktadır. Bu durum, ihaleye katılımı engelleyen bir hâl olarak yorumlanamaz. Nitekim kanun ile idaremize tanınmış takdir hakkının sınırları içerisinde kalınarak kullanılmasının sorgulanması, gerçekte bizin değil kanun koyucunun sorgulanmasıdır. Sayın Mahkemeniz tarafından da takdir edilecektir ki, kanun koyucunun iradesi ne bilirkişiler ne de Cumhuriyet savcısı tarafından sorgulanamaz. Aksi halde Anayasa’nın 38 ve TCK’nın 2. maddelerinin bir anlamı ve işlevi kalmayacaktır.
ii) 5.Balkan Halk Dansları Festivali’nde isteklilerden sanatçı Haris Aleksiu ve Anadolu Ateşi Dans Topluluğu’ndan alınma yetki belgelerinin sunulmasını istemek, ihaleye katılımı engelleyen bir durum değildir. Aksine, Kamu İhale Kanunu ve uygulama yönetmelikleri, isteklilerin teklif verdikleri ihalenin konusunu yerine getirmekte yeterli olduklarının araştırılmasını emretmektedir. İçeriğinde konser etkinliği de olan ihalelerde isteklinin yeterliliği, ancak uygulamada “yetki belgesi veya kaşe” olarak anılan belgelerden anlaşılabilmektedir. Bahsedilen yetki belgelerinin fonksiyonu sadece “konser faaliyetini de içeren ihaleye teklif verecek isteklinin, düzenlenmesi planlanan konserde yer alacak sanatçıyı getirmek/hazır etmek yetkisi” olup olmadığının anlaşılması açısından önem taşır. Yetki belgesi olarak anılan belge, aslında herhangi bir kanunda şekli belirlenmiş bir belge değildir. Sadece yazılı olması yeterlidir. Sanatçılar, bu tip belgeleri, aynı anda pek çok kişiye verebilmektedirler. Düzenlenen konserlere katılacak sanatçıların belirlenmesi ile ilgili olarak ise, mevzuatta herhangi bir yasaklayıcı veya kısıtlayıcı hüküm bulunmamaktadır. İdare, halk dansları festivali de dahil olmak üzere, konser türü etkinliklerde, etkinliğin temasına veya hedef kitlesine bakarak bir sanatçı tercihinde bulunmaktadır. Sonuçta bahsedilen ihalede de talep edilen belgelerin istenmesinin gerekçeleri tamamen yasaldır.
iii) 6. Balkan Halk Dansları Festivali’nde isteklilerden sanatçılarla ilgili yetki belgesi talep edilmesine ilişkin iddia hakkında da yukarıda yazılı bilgiler geçerlidir.
147. Son olarak belirtmek isterim ki, savcılık makamı belli sanatçı ya da gruplardan adlarının zikredilmesi suretiyle alım yapılacağının belirtilmesinin rekabeti bozacağı veya bozucu olduğu iddiasıyla suç işlendiğini ileri sürmektedir. Bu tür faaliyetlerde ihale edilen organizasyonun tamamıdır. Önemli olan firmaların bu sanat faaliyetlerinin organizasyonu için yarışmalarıdır. Bu kültür ve sanat faaliyetleri kapsamında belirli bir sanatçıdan hizmet alınmak isteniyorsa onun adının zikredilmesi suç olarak telakki edilemez. Burada yarışmanın konusu şarkıcı değil konser organizasyonudur. Rekabetin bozulması için isteklilerin ihaleye ve ihale sürecindeki işlemlere katılmasının somut olarak engellenmesi gerekir.
8) ESHOT 750 Durak İhalesine İlişkin Savunmalarım
148. İddianamede ileri sürülen hususlar, bilirkişi raporuna dayalı olarak: “Teknik şartnamesi ihalenin dayanağı olan Belediye Meclisi kararına tamamen aykırı olarak yaklaşık maliyet bedeli bilinçli şekilde düşürülerek, 7 yıllığına yapılan kiralamada yıllık kira artış oranı tespit edilmeyerek, genelgelere aykırı Türk parası yerine döviz cinsinden kira bedeli belirleyerek, daha sonra montaj aşamasında şartname ekindeki durak noktalarından 394 adedi tekrar değiştirilerek yasalara aykırı şekilde ihale yapan ihale komisyonu başkanı ve sözleşmeyi imzalayan….” denilmektedir.
149. ESHOT, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bağlı kuruluşudur. Müstakil bir tüzel kişiliği yoktur. Ancak ihalelerini kendisi gerçekleştirmektedir. Dava konusu 750 adet otobüs durak yerinin kiraya verilmesine dair ihale de 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu hükümlerine göre gerçekleştirilmiştir.
150. Bahsedilen ihalede Başkan olarak görevim, ihale komisyonu olarak görev yapan ESHOT İdare Encümeni’nin ihale kararını ita amiri olarak onaylamaktır.
151. Diğer yandan, iddianamede bildirilen hususların tamamı, bilirkişinin hatalı ve bilgi eksikliğine dayalı görüşlerinden ibarettir. Bahsedilen ihaleyle ilgili İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi’nin kararı, sadece sözleşmenin süresiyle ilgilidir. Zira ihalenin içeriği bakımından Belediye Meclisi’nin karar verme yetkisi de yoktur. Bu yöndeki Meclis kararları yok hükmündedir. Danıştay’ın bu durumu ifade eden kararları da vardır. Dolayısıyla meclis kararına aykırılık söz konusu değildir.
152. İhale, kanunun aradığı tüm ilan ve duyurulara riayet edilerek yapılmıştır. Nitekim ihale sonucuna itiraz eden de olmamış ve bu konuda bir iptal davası da açılmamıştır.
9) Türk Sanat Müziği Konseri İşi Hakkındaki Savunmalarım
153. Geleneksel olarak Ramazan ayında şehit ailelerine, engellilere ve muhtarlara fasıl eşliğinde iftar yemeği vermekteyiz. Düzenlenen fasıl etkinliğinin hizmet alımında iddianame ile suçlanan bürokratlarımca hukuka aykırı hiç bir işlem yapılmadığı inancındayım.
10) Emek Şenliği Şevval Sam Konseri Alımı İşine İlişkin Savunmalarım
154. Türkiye’deki büyükşehir belediyelerinde bazı hizmetler taşeron firmalar aracılığıyla yaptırılmakta ve bu husus hem sosyal belediyecilik politikaları hem de işçilerin iş güvenliği, sendikalaşma gibi temel işçilik haklarını ortadan kaldırmakta ve ciddi hak kayıplarına neden olmaktadır.
155. İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak, Türkiye’de taşeronlaşmayı kaldıran ilk yerel yönetimiz. Diğer tüm belediyelerden farklı bir politika uygulayıp taşeronlaşmaya son vererek gerçekte büyükşehir belediyesi hizmetlerini görmekte olmalarına rağmen taşeron firmalar üzerinden kurulan işveren ilişkisiyle iş güvenliği ve örgütlenme hakları ellerinden alınmış işçilerimizin bu haklarını elde etmelerini, temel bir politika olarak belirledik. Bu nedenle İBB’de taşeron aracılığıyla işçi çalıştırılmasına son vererek taşeronlarda bulunan işçilerin tamamını belediye şirketimizin kadrosuna geçirdik. Bu hem şehrimiz için hem de Türkiye’deki belediyecilik uygulamaları bakımından cesur ve tarihsel öneme sahip bir karar olduğundan bu kararımızı işçilerimiz, aileleri ve tüm İzmir halkı ile birlikte “Emek Şenliği” adı altında yapılan kutlama ile taçlandırmak istedik. Bu karar ve uygulamamızla, her zaman şeref duyacağız.
156. Anılan Emek Şenliği kapsamında, katılımcılar tarafından ilgi görecek bir sanatçının da konser vermesini uygun görerek bu yönde çalışmalar başlatıldı. Çalışmayı yürüten arkadaşlarımız tarafından Şevval Sam isimli sanatçının bu şenlikte konser vermesi için çalışmalar yapılmış; bu tür durumlarda Türkiye’deki tüm kamu kurumlarının halen uyguladığı yöntem tercih edilerek tek ve özel olan sanatçının konserinin düzenlenmesi için doğrudan temin yoluyla konser alımı yapılmış ve konser gerçekleştirilmiştir.
157. Anılan yöntemin ve konserin gerek planlanmasının gerek uygulanmasının tamamıyla hukuka uygun olduğu kanaatindeyim.
11) Mandalina ile Şal Alım ve Dağıtımları Hakkındaki Savunmalarım
158. Belediyemiz tarafından, diğer belediyelerde de olduğu gibi önemli günlerde günün özelliğine uygun kişilere, meslek gruplarına, öğrencilere hediye dağıtılmaktadır. Bu kapsamda öğretmenler gününde belediyemiz sınırları içerisinde görev yapan öğretmenlere şal ve kaşkol dağıtılmıştır. Bu sosyal sorumluluk projemiz, iddianame
içerisinde suç olarak kabul edilmiştir. İddianame ile getirilen suçlamalara katılmadığımız gibi Sayın Cumhuriyet Savcısı tarafından getirilen suçlamaların mevzuatın bilinmemesinden kaynaklandığını düşünmekteyim.
159. Yine Sayın Cumhuriyet Savcısı tarafından üreticilerden mandalina alınması ve dağıtılması eylemi de bir suç olarak kabul edilmiştir.
160. Her şeyden önce belirtilmelidir ki, şal ve kaşkol alınıp dağıtılmasına ilişkin uygulama benim başkanlığım döneminde başlamamış olup, öğretmenlerimize özel günlerinde onları onore etmek adına maddi değeri çok az olan hediyeler vermek çok uzun yıllardır süre gelen bir uygulamadır.
161. Yukarıda da belirtildiği üzere belediye şirketleri ile büyükşehir belediyesi arasındaki ilişki sermayeye dayalı sahiplik ilişkisidir. Belediye şirketlerinin malvarlığı, belediyenin malvarlığıdır. Bu durumda büyükşehir belediyesinin doğrudan şal alıp dağıtması ile belediye şirketlerinin şal alıp öğretmenlere dağıtması arasında bir fark bulunmamaktadır.
162. Nitekim belediye şirketlerinin kuruluş amaçlarından en önde geleni de belediyelerin ekonomik yükünü üzerine almaktır. Bu şirketlerin salt bir tacir olarak değerlendirilmesi ve böyle hareket etmelerinin istenilmesi halinde, kamu hizmetleri ya görülemez ya da ancak halkın yararlanamayacağı bedellerle yerine getirilebilir hale gelir. Tüm Türkiye’deki büyükşehir belediyelerinin bağlı şirketleri hiçbir zaman yüksek kar elde etmezler hatta neredeyse tamamı zarar etmektedir. Zira kamu hizmeti ticari bir faaliyet değildir ve kar elde etmek üzerine yürütülmez.
163. Ayrıca Anayasamız uyarınca belediyemiz de sosyal devlet ilkelerine uygun hareket etmek zorundadır. Kanaatimce iddianame ile tarafımızdan istenilen şekilde; ekonomik durumu iyi olmayan yerli üreticiyi umursamayan, öğretmenler gününde dahi öğretmenine destek olmayan bir şekilde davranmamız halinde, belediyemizce sosyal devlet ilkelerine uygun hareket edilmiş olmayacaktır.
164. Belediye şirketleri bağlı olduğu belediyenin sosyal sorumluluklarına yardımcı olmak ve halka hizmet götürülmesini sağlamakla yükümlüdürler. Bu çerçevede büyükşehir belediyesinin yerli üreticiyi destekleme sorumluluğu aynı zamanda belediye şirketlerinin de sorumluluğudur. Bu amaçla yerli üretici desteklenmek ve yerli üretici kooperatiflere şal ve kaşkol yaptırılmak istenilmiştir. Böylece hem yerli üretici desteklenmiş hem de öğretmenlerimiz onore edilmiştir. Belediyenin, şirketleri ile bir bütün olarak faaliyet göstermekte olması nedeniyle bu tür sosyal sorumlulukların belediye şirketleri tarafından da desteklenmesi bir zarurettir.
165. Şal, kaşkol alımları üretici kooperatifinden, mandalina alımı ise mandalinası dalında kalmış olan yerel üretici kooperatifinden gerçekleştirilmiştir. Soruşturma sırasında alınan bilirkişi raporlarında ihaleye çıkılması gerekirken, şirketler aracılığıyla alınması suç gibi gösterilmek istenilmiştir. Bu durumda bilirkişilere, belediyemizin asli görevleri arasında bulunan yerel üreticileri destekleme görevinin nasıl yerine getirileceğinin sorulması gerekmektedir.
166. Belediyemizin amaçlarından biri, alınan mandalinaların öğrencilere; şal ve kaşkolların ise öğretmenlere dağıtılmasıdır. Belediye ve iştiraki şirketler, bu alımları kendi personelinin ihtiyacı veya herhangi bir ticari amacı gerçekleştirmek için yapmamıştır. Alımlar, zor durumda olan üreticiyi desteklemek amacıyla yapılmış ve alınan ürünler yine gelir düzeyi düşük yerlerdeki devlet okullarında okuyan öğrencilere dağıtılmıştır. Burada asıl üzerinde durulması ve anlaşılması gereken temel konu budur. Ne alımında ne de dağıtımında, mevcut olan kastımızın sorgulanabilmesi etik ve hukuki açıdan mümkün değildir.
167. Görüleceği üzere atılı suçlamalar hukuki olmadığı gibi, suçlamalar ile belediyenin kanun ve Anayasaya ile kendisine yüklenen görevlere de aykırı hareket etmesi istenilmektedir.
12) Şal Alımı Ödemelerinde Edimin İfasına Fesat Karıştırılması İddiası Hakkındaki Savunmalarım
168. Alım yaptığımız şalların evsafına uygunluğunun kontrolü görevlilerimiz tarafından mutlaka yapılmıştır. Ancak bu kontrolün iddia edildiği gibi eksik yapılmış olması konusunda bilgim olmasa da görevlilerimizin olumsuz bir kasıt ile davranarak böyle bir harekette bulunmuş olmaları kanaatimce mümkün değildir.
13) İzfaş Harcamaları Hakkındaki Savunmalarım
169. İzfaş A.Ş., İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin iştiraklerinden birisidir. Şirketin kuruluş gayesi, Belediye ve Büyükşehir Belediyesi Kanunları ile İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne verilen görev alanlarında faaliyet gösterilmesidir. Şirket ana sözleşmesinde kültürel ve sanatsal etkinlikler düzenlenmesi hususu da yer almaktadır. Şirketin diğer paydaşları Ege Bölgesi Sanayi Odası, Ege Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçı Birliği, İzmir Ticaret Borsası ve İzmir Ticaret Odası’dır. Yönetim Kurulu bahsedilen resmi kurum veya kuruluşların temsilcilerinden oluşur. Şirket yönetim kurulu, 10.03.2006 tarihinde “İZFAŞ Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürünün zaman zaman uygun göreceği kişileri yurtiçi ve yurtdışı seyahatlere götürmesi veya ağırlaması durumunda doğacak olan ulaşım, konaklama ve ikram giderlerinin İZFAŞ tarafından karşılanmasına oybirliği ile” karar vermiştir. Bahsedilen konaklama, hem şirketin ana faaliyet konusunu belirleyen ana sözleşmesine, hem de bahsedilen yönetim kurulu kararına uygun şekilde gerçekleştirilmiştir. Konaklamanın sebebi İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Karşıyaka’da yaptırmayı tasarladığı opera binası ile ilgili bir toplantıdır. Bu toplantının konusunu oluşturan işler hem İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin, hem de İZFAŞ’ın görevlerine uygundur.
170. İZFAŞ, İzmir’in turizm, fuar ve kongreler kenti olması yönündeki çabasının mihenk taşıdır. Bu kapsamda her türlü tanıtım, sanatsal ve kültürel faaliyetleri gerçekleştirmek
ve etkinliklere destek vermektedir. İddianamede bahsedilen teknik gezi de bu maksatla yapılmıştır.
14) Spor Kulübü Teftiş Raporu Hakkındaki Savunmalarım
171. İddianamede bahsi geçen spor kulübü faaliyetlerine ilişkin düzenlenen ve muhtevasında bir takım usulsüzlükleri tespit ettiği belirtilen rapor hususunda bilgi sahibi değilim. Benim oluruma sunulmuş bir rapor bulunmamaktadır. Esasen bu yönde bir iddia da bulunmamaktadır. Eğer bana böyle bir rapor ulaşmış olsa gereğini elbette yapardım. Bana ulaşıp da olur vermediğim, gereğini yapmadığım tek bir Teftiş Kurulu raporu yoktur.
15) Yaz Kampı Organizasyon İhalesi Hakkında Savunmalarım
172. Yaz Kampı organizasyon ihalesiyle ilgili benim ve yönetici arkadaşlarımın suçlanması tamamiyle mesnetsizdir.
16) Buca Toplu Konutları İhalesi İşi Hakkındaki Savunmalarım
173. Buca Toplu Konutları, İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından gerçekleştirilecek kentsel dönüşüm projelerinde kullanılmak üzere yapılmıştır. Konutların bu niteliği nedeni ile İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından ruhsata bağlanabilecek durumda iken, Buca Belediyesi’ne gereken evrak da sunulmak suretiyle ruhsat başvurusunda bulunulmuştur. İmar Kanunu gereğince Buca Belediyesi 30 gün içerisinde ruhsata bağlaması gerekirken, kanunen geçerli olmayan sebeplerle bu süreci uzatmıştır. Bu arada, kanunen ruhsat düzenlenmesi gereken 30 günlük süre geçtikten sonra, ruhsat başvurusunun reddedilmemiş olması nedeni ile ihale gerçekleştirilmiştir. Daha sonra, Buca Belediyesi’nin bu tutumu nedeni ile İzmir Büyükşehir Belediyesi kendisine kanunların verdiği ruhsat düzenleme yetkisini kullanarak, gereken ruhsatları düzenlemiştir. Görüleceği üzere projenin ruhsatsız olduğu iddiası doğru değildir.
174. Proje, yapıldığı ve ihaleye çıkıldığı tarihte yürürlükte bulunan mevzuata uygun şekilde hazırlanmış ve ilgili meslek odaları tarafından da onaylanmıştır. Bu nedenle, iddianamede belirtilen “başta uygulama projesine yangın merdiveninin dâhil edilmediği” iddiası, bilirkişinin bilgi eksikliğinden ve mevzuatı hatalı yorumlamasından kaynaklanmaktadır.
175. İşin bitiminden sonra Yangın Yönetmeliği’nin değişmesi nedeni ile binaların dışından ilave yangın merdiveni yapılması zorunluluğu doğmuştur. Bu ihtiyaç için bir ihale düzenlenmiştir. Bilirkişi ilk ihalede oluşan kırım oranı ile ikinci ihaledeki kırım oranlarını dikkate almadığı için, kamu zararı iddiasında bulunmuştur. İş, ikinci ve kırım oranı daha yüksek olan bir ihale ile yaptırılmıştır. Eğer bilirkişinin önerdiği şekilde iş artışı yapılmış olsaydı, yangın merdiveni daha fazla para harcanarak yaptırılmış olacaktı. Yukarıda bahsettiğim sebeplerle konu ile ilgili bir hukuka aykırılık olmadığı gibi herhangi bir kamu zararı da oluşmamıştır.
176. Diğer yandan, Buca Toplu Konutları’nın inşaatında İmar Kanunu’nun 32. maddesine aykırılık nedeni ile imar kirliliği yaratıldığı iddia edilmiş olsa da; bu iddia 2008 yılında Buca Belediyesi tarafından ortaya atılmış bir iddiadır. İşin ruhsatlı olduğu ve İmar Kanunu’nun 32. Maddesine bir aykırılığın söz konusu olmadığı çeşitli idare ve ceza mahkemesi kararları ile anlaşıldığı gibi, şimdi yargılama talep edilen TCK 184/1 Maddesi’nin ihlal edildiği iddiası ile 2008 yılında bir suç duyurusunda da bulunulmuştur. Ancak konuyla ilgili olarak İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 2009 yılında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiştir. Bu nedenle, zaten hukuken suç teşkil etmediği sabit bir iş için yeniden dava açılması söz konusudur. Kaldı ki, inşaatlar iskân ruhsatına bağlandığı için, aslında TCK 184/5 Maddesi gereğince, kamu davasının ortadan kaldırılması da gereklidir.
177. Edimin ifasına fesat karıştırmak olarak gösterilen 15 cm eksik fayans döşenmesine ilişkin iddia da hukuka uygun değildir. Zira fayans döşenmeyen kısım asma tavanın üstünde kalan, gözükmeyen tek sıra fayanstan ibarettir. Buna rağmen bu eksikliğin bedeli yükleniciden tahsil edilerek kamu zararının oluşmasına engel olunmuştur. Nitekim 2009 yılı Sayıştay ilamında herhangi bir kamu zararı tespit edilmemiş, hiçbir kişiye borç çıkartılmamıştır.
178. Neticede birçok farklı mahkemenin incelemesinden geçmiş belediye işlem ve eylemlerinin hukuka uygun olduğu tespit edilmiş iken iddianame ile bu gerçeklerin göz ardı edilmesi tarafımızın suçlanması asılsızdır.
17) Grand Plaza A.Ş. Sandviç ve Pide Dağıtımı Suçlamaları Hakkındaki Savunmalarım
179. 2009 yerel seçimleri sırasında sadece bir tane seçim bürom bulunmaktaydı. Bu bürodan kaynaklı tüm harcamalar tarafımca karşılanmıştır. Grand Plaza’dan seçim bürolarına ücretsiz sandviç dağıtıldığı iddiasını kabul etmiyorum.
180. TRT tarafından düzenlenen ve 60 ülkeden 1000’e yakın yabancı çocuğun Türkiye’de ağırlandığı Uluslararası Çocuk Şenliği, 2009 ve 2010 yıllarında kentimizde düzenlenmiş ve konuk çocukların kumanyaları, İzmir’de bulundukları hafta boyunca İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından karşılanmıştır. 23 Nisan etkinliklerinde yer alan İzmirli çocuklarımız da bu hizmetten yararlanmıştır. Bu etkinliklerde dağıtılan sandviçlerin tümünün belgeleri dosyanızda bulunmaktadır. Bu nedenle anılan etkinlerde gerçekte sandviç dağıtılmadığı iddiası somut bir delil ile desteklenmemesine rağmen bu konuda içeriği tartışmalı ve doğruluğu konusunda ciddi kuşkular olan bir takım belgelere dayanılarak suçlanmam kabul edilemez.
181. Ben siyasi rakiplerim tarafından da dürüstlüğüm nedeniyle takdir görmüş bir kişiyim. Herkesin açığımızı aradığı süreçte milyarlık ihalelere imza atmakta olduğum da göz önüne alındığında, sandviç bedeli gibi oldukça komik bir rakama tenezzül edeceğim iddiası aynı zamanda mantıkla da bağdaşmamaktadır. Bugüne kadar siyasi faaliyetlerim kaynaklı tüm harcamalarımın tarafımca karşılandığı herkes tarafından bilinmektedir. Sonuçta şahsıma yöneltilen bu suçlama da yersizdir.
18) S.Ersu Hızır’ın İzulaş A.Ş. Araçlarını Kullanması İle İlgili Savunmalarım
182. Sait Ersu Hızır belediyemizde genel sekreterlik yapmış bir kişidir. Belirtilen araçları kullanmasının bu görev ve hizmetine uygun olarak gerçekleştiği kanaatindeyim.
183.
Sonuç olarak belirtmeliyim ki, İzmir Büyükşehir Belediyesi bir suç örgütü değil kamu hizmeti veren bir kamu kurumudur. Ben dahil karşınızda sanık olarak bulunan tutuklu-tutuksuz belediyemiz yöneticileri, görevlerini hizmet aşkı ve tam bir dürüstlük ile yerine getirmişlerdir. Daha önce de belirttiğim gibi bizi temelsiz bir şekilde suçlayan iddianame, bizim açımızdan utanç değil iftihar vesikasıdır. Utanç duyması gerekenler, bize bu komplovari suçlamaları getiren ve organize edenlerdir. Tarih önünde bu utancı bir leke gibi üzerinde taşıyacak olanlar da onlardır.

SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda belirtmiş olduğum gerçekler karşısında, Sayın Mahkeme tarafından benim ve tüm bürokrat arkadaşlarımın beraatine karar verilmesini saygılarımla talep ederim.

03.04.2012.
Savunmasını Sunan
Aziz KOCAOĞLU



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


Diğer Haberler

"Kemal Bey ancak kendisine ihtiyaç olursa aday olur"

Eski CHP Genel Başkan Başkan Yardımcısı Bülent Kuşoğlu, eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile ilgili açıklamalarda bulundu. Kuşoğlu, “Kemal Bey ancak mevcut yönetim başarılı olmaz...

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Hamas mesajı dünyada manşet

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis'i Ankara'da kabul etti. Kritik zirve uluslararası basın tarafından yakından takip edildi. Erdoğan'ın verdiği Ha...


Altı dokunulmazlık dosyası daha Meclis'te

TBMM'ye yeni dokunulmazlık dosyaları sevk edildi. Yasama dokunulmazlığının kaldırılması hakkında Cumhurbaşkanlığı tezkereleri, Meclis Başkanlığı tarafından TBMM Anayasa ve Adalet Komisyon...

Numan Kurtulmuş'tan Bahçeli'ye anayasa ziyareti

TBMM Başkanı Kurtulmuş, yarın MHP Grubu'nu ziyaret edecek. Kurtulmuş, saat 13.00'te MHP lideri Bahçeli ile görüşecek. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, yeni anayasa çalışmaları kapsamında yar...


Hafta boyunca sağanak var: Havalar ne zaman ısınacak?

Hafta boyunca yurdun iç ve doğu kesimlerinde aralıklarla gök gürültülü sağanak etkili olacak. İstanbul, Ankara ve İzmir'de 3 gün boyunca yağış görülmeyecek ve bu illerde genellikle parçal...

İBB, milyarlık mülklerini AKP’li belediyelerden geri alıyor

Önümüzdeki oturumlarda oya sunulacak teklifler arasında “Esenler İlçesi, 316 ada 3 parsel Adem Baştürk Kültür Merkezinin tahsisinin iptal edilmesi”, “Ümraniye İlçesi, İnkılap Mahallesi 23...


AKP bir kale daha kaybetti

Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat, İstanbul Boğazı Belediyeler Birliği Başkanı oldu. Birliğin önceki başkanı, eski Üsküdar Belediye Başkanı AKP’li Hilmi Türkmen idi. 31 Mart 2024 yer...

Tunceli Belediye Başkanı ifadeye çağrıldı

DEM Partili Tunceli Belediye Başkanı Cevdet Konak hakkında 31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimleri öncesi yaptığı bazı konuşmalarda ‘Terör örgütü propagandası’ yaptığı iddiasıyla Cumhuri...


“Doğayı korumak, demokrasinin ve adaletin bir parçası”

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, ‘İSKİ Anadolu Yakası İlçeleri Yatırımları Temel Atma Töreni’nde konuştu. İstanbul'un geleceğinin planlı, projeli, doğru yatırımlarla güvence altına alınabilece...

SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

Esra Akkaya'nın oğlunun son hali görenleri şaşırttı

Oyuncu Esra Akkaya, Etiyopya'dan evlat edindiği oğlu Can Alex ile çekilen bir fotoğrafını sosyal medya hesabından paylaştı. Bir dönemin fenomen dizisi 'Mahallenin Muhtarları'nda canlandır...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Parvovirüse dikkat!

Özellikle çocuklarda yaygın olarak görülen ve beşinci hastalık olarak bilinen Parvovirüs B19 son günlerde yetişkinleri de etkilemeye başladı. Tıbbi Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Aynur Eren Topkaya ‘’Bu virüs bulaştığı kişinin yaşına ve genel sağlık durumuna göre farklı belirtilere yol açar’’ dedi.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR