Yukarı
64316

AKP'nin 'mükemmel' sansür mekanizması nasıl işliyor?

10 Ocak 2013 15:02

AKP’lilerin, başta Erdoğan olmak üzere alışkanlık haline getirdikleri bir tavır var; ne kadar rahat saçmalarlar ve yalan söylerlerse kamuoyunu o kadar fazla etkilediklerini düşünüyorlar. Çok da haksız sayılmazlar. Sansür meselesi de tam olarak böyle tartışılıyor...

Neredeyse tüm önemli başlıklarında bunu görmek mümkün; Suriye, üniversiteler, sansür… Suriye Devlet Başkanı Esad Erdoğan’a göre 3 yıldır ha düştü ha düşecek, ODTÜ’lüler uyduya karşı olan tuhaf tipler, sansür meselesinde de hükümetin kimseye yaptırımı falan yok, vatandaş şikâyet ediyor, yargı da kanunu uygulamak zorunda kalıyor…

Sansür demişken bu mesele de tam olarak bu vasatlıkta tartışılıyor...

Geçtiğimiz hafta haberlere yansımıştı; İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü Kitapları İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu, John Steinbeck'in "Fareler ve İnsanlar" adlı romanının bazı bölümlerini "gayri ahlaki" bulup sansürlenmesini talep etti. Bu haber tüm ülkede yankı buldu. Steinbeck‘e ek olarak Şeker Portakalı, Yunus Emre ve Kaygusuz Abdal’ın da başına benzer bir "talihsizlik" geldi.

Bakan Dinçer Fareler ve İnsanlar sansür olayı için şu ifadeleri kullandı: ”Vatandaşların şikayetleri var ki bunu önleyemeyiz. Önlenmesi de doğru değil. Şeker Portakalı ile ilgili okul yöneticisi sadece kitabı tavsiye eden öğretmenden konuyla ilgili şikâyet hakkında bilgi edinmiştir. Bu çok tabi bir hak, ondan sonra hiçbir şey yapılmamıştır.”

Peki, Dinçer Yunus Emre'nin sansürlenmesi için ne demişti bir de ona bakalım: “TTK’nın bir sansür kurumu gibi çalıştığını iddia etmek, apaçık insafsızlıktır. İzmir’de bir velinin vermiş olduğu dilekçe sonrasında yaşananlar ve yapılan yorumlar, olsa olsa mizahın konusu olabilir”

Yani “ortada sansür falan yok, vatandaşların masum şikâyetleri var. Kurullar da yasalar gereği gereken sorgulamayı yapmak zorunda, yasaklama falan olmadığına göre tartışmalar anlamsız, haksız. Vatandaşın da şikayet etme hakkı var sonuçta” Bakan bey kısaca bunu söylüyor.

AKP’nin sansür mekanizmasının nasıl çalıştığını bilmeyenler için Dinçer’in bu sözleri makul gelebilir ama iş o kadar basit değil. Zira Bakan’ın demokratik hak olarak sunmaya çalıştığı mekanizmanın adı “muhbir vatandaş” sistemidir ki sansür mevzusunda en gelişmiş ve karmaşık sistemlerden biri sayılabilir. Gerek hükümet yetkilileri gerek bazı kurum ve kuruluşların açıklamalarını iş edinen birileri, türlü sebeplerle, kafasına yatmayan her durumu ihbar etmeye başlar. Hele AKP bunun sistemini bu kadar mükemmel oturtmuşken…

Artık Türkiye’de sağlıktan, eğitime, siyasete kadar mükemmel bir “şikayet” sistemi kurulmuş durumda. Biriler tek telefon şikayeti ile sizin hakkınızda soruşturma açtırabiliyor, kamuoyu önünde küçük düşürebiliyor, siyasi kariyerinizi bitirebiliyor, hapislere gönderebiliyor, kitapların sansürlenmesini gündeme aldırabiliyor. İşte Bakan’ın bahsettiği demokratik hak böyle çalışıyor.

Çamur at izi kalsın diye bir söz vardır, tam olarak karşılıyor bu durumu. Daha kısa süre önce bir sağlık emekçisi benzer bir vatandaşın şikayeti üzerine yaşananlar sonrasında hayatına son vermişti.

Memleket tarihinin en karanlık dönemlerinden biri olan Abdülhamit devrinin meşhur muhbir vatandaşı bu. Abdülhamit’in efsanevi istihbarat teşkilatı çok büyük sayıda polisi istihdam etmesinin yanında, bunların kat kat üstündeki sayıda vatandaşın ihbarları ile çalıştırılıyordu. 12 Eylül için de benzer bir olgudan söz etmek mümkün.

Bu işin bir tarafı.

Diğer tarafına gelirsek Başbakan Erdoğan’ın bas bas bağırmasının, bazı parti yetkililerinin açıklamalarının ardından son bir sene içinde yaşananları kısaca hatırlamakta fayda var; Hürrem kapandı, Süleyman kadınlarla daha az yan yana geliyor, “Bir erkek bir kadın” dizisinde artık “müstehcen” espriler yapılmıyor, Behzat Ç. de muhtemelen son sezonunu yaşıyor, artık özel veya devlet kanalları Turist Ömer'i bile sansürlüyor... Listeyi uzatmak mümkün. Bazen sansür işi o kadar abartılıyor ki ekranda sadece buzlu bir cam görüyoruz!

Şimdi düşünün, sürekli şikayet edilme tehlikesi altında, soruşturma tehdidi altında ya da RTÜK’ten ceza alma korkusu ile yaşamak…

Bir iktidar için en güzel sansür otosansürdür, AKP de bunu çok iyi biliyor. Bakarsanız sansür yok, yani Bakan Dinçer yemin etse başı ağrımaz. İşte AKP bunu başardı.

Sansür deseniz o da nereden çıktı diyecekler, başta söylediğimiz lafa dönersek: "Ne kadar rahat yalan söylerlerse kamuoyunu o kadar fazla etkilediklerini düşünüyorlar"

Volkan Algan (soL)



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


Diğer Haberler

Başsavcı Akın Gürlek hakkında suç duyurusu

İBB iddianamesi hakkında, iktidara yakın kimliği ile bilinen Yeni Şafak gazetesine röportaj veren İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek hakkında "görevi kötüye kullanmak" iddiasıyla ...

CHP'nin komisyona sunduğu öneriler ortaya çıktı: Madde madde sıralandı

CHP, 29 maddelik Demokratikleşme Paketi temelinde hazırladığı kapsamlı çalışmayı Millî Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun 19’uncu toplantısında Komisyona sundu.


Özdağ erken seçim için tarih verdi: En uygun olan seçimdir

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, "Ekim 2026'da bir erken genel seçim, en uygun olan seçimdir. AK Parti, Cumhur İttifakı artık Türkiye'yi taşıyamıyor. Ekonomik buhranın 9. senesine ...

Büyükçekmece Cep Otogarı açıldı: Hayatı kolaylaştıracak bir hizmet oldu

İBB tarafından Büyükçekmece Cep Otogarı’nın açılışı yapıldı. Boğaziçi Yönetim AŞ Genel Müdürü Sema Akça Oflas, tesise ilişkin “Günde yaklaşık 5 bin yolcuya hizmet vereceğiz. Daha çok batı...


''139 sanıklı Saraçhane davası Ocak’a ertelendi''

İBB Başkanı ve CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasının ardından Saraçhane’de başlayan eylemlere katıldığı gerekçesiyle, aralarında eski CHP PM üyesi Berkay Ge...

Ankara'dan Yunanistan'a sert tepki: 'Geçmişte sonuçsuz kaldığı gibi...'

Milli Savunma Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, "Türk Silahlı Kuvvetleri, kendisine tehdit oluşturmayan hiç kimse için tehdit değildir. Ancak ülkemize yönelebilecek her türlü tehdidi ber...


Tuncer Bakırhan, AP Türkiye Raportörü Amor ile görüştü!

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan ile AP Türkiye Raportörü Nacho Sanchez Amor'un görüşmesinde; Barış ve Demokratik Toplum Süreci ile güncel siyasi gelişmelerin ele alındığı aktar...

Tartışmalı maddeler paketten çıkıyor! Erdoğan üç kişi ile özel toplantı yaptı

Covid-19 mağdurları kapsamında ‘terör suçları’ dışındaki tüm tutukluların yararlanacak olması AKP’de rahatsızlık oluşturdu... Cumhurbaşkanı dün Adalet Bakanı, Aile Bakanı ve AKP Grup Başk...


Numan Kurtulmuş'tan şaşırtan 'sürecin sahibi' çıkışı

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, 'Terörsüz Türkiye' ismi ile yürütülen süreç hakkında konuştu. Kurtulmuş sürecin sahibinin AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan olduğunu söyledi. Kurtulmuş, komisyon ...

SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

Fatih Ürek'in sağlık durumundaki iddia...

Ekim ayında geçirdiği kalp krizi sonrası yoğun bakımda tedavisi süren Fatih Ürek hakkında, sosyal medyada “öldü” iddiaları yayıldı. Ünlü sanatçının menajeri, sağlık durumunun hâlâ kritik ...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Her gün yiyoruz meğer sağlığa zararlıymış

Simitten tatlıya kadar pek çok gıdada bulunan susam aşırı tüketildiğinde ciddi sorunlara yol açabiliyor. Uzmanlar, alerji artışından mide sorunlarına kadar uzanan etkileri nedeniyle susamın tüketiminde porsiyon kontrolü yapılması konusunda uyardı.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR