Türkiye’nin ünlü işadamları, gazetecileri, rektörleri ve eski komutanların da aralarında bulunduğu 160 kişinin telefonlarının, ‘terör ve organize suç örgütü üyesi olduğu gerekçesiyle’ dinlendiği ortaya çıktı.

Hürriyet’ten Toygun Atilla’nın haberine göre; çoğu kod isimlerle alınan mahkeme kararlarının ardından 2008-2009 yılları arasında yapılan telefon dinlemeleri İstanbul Emniyeti tarafından ‘istihbari dinleme’ çerçevesinde gerçekleştirildi. Listede Doğuş Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk, işadamları Ali Koç, Mehmet Emin Karamehmet, eski Genelkurmay Başkanları Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı ve Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu, eski Deniz Kuvvetleri Komutanları Oramiral Vural Bayazıt ve Oramiral Bülent Alpkaya, gazeteciler Uğur Dündar, Mehmet Yılmaz, Yılmaz Özdil, Tufan Türenç, Can Dündar, Faruk Bildirici, Soner Yalçın, Şirin Payzın, Cengiz Semercioğlu gibi isimler var. ‘Moskof Cariye Hürrem’, ‘Pargalı’ ve ‘Hatice’ gibi tarihi romanların yazarı Fatma Demet Altınyeleklioğlu da dinlenenler arasında...

Çağdaş Ses işte bu ünlü isimlere ulaşarak söz konusu dinleme skandalı ile ilgili yorumlarını sordu. Gazeteci yazar Ruhat Mengi bu olayın insanların kişilik haklarına tecavüz niteliğinde olduğunu belirtirken; “Ne olursa olsun bizim böyle devletten gizli saklı bir işler çevirdiğimiz falan yok, bu listedeki diğer gazeteci arkadaşlarımız içinde de geçerli, hepsini tanıyorum zaten. Olacak iş değil bu, kendimi Bond filminde gibi hissettim. Umarım Yeni Türkiye dedikleri şey de artık bunları denemezler.” diye konuştu.

CHP Milletvekili Nur Serter de bu olayın kendisi için sürpriz olmadığını belirtirken; “CHP Milletvekili olarak benim ve Sn. Muharrem İnce’nin adı geçiyor. Ben hukukçu değilim ama arkadaşlarımızla bir araya gelerek nasıl bir yol izleyeceğimiz konusunda istişare ederek yasal haklarımızı arama yolunu kullanmayı düşünüyoruz.” diye konuştu.

Sözcü Gazetesi yazarı Yılmaz Özdil de konuya yarınki yazısında değineceğini açıkladı.

İşte o isimlerin Çağdaş Ses’den Erman Çimen’e yaptığı açıklamalar;

“Kendimi Bond filminde gibi hissettim”

 Gazeteci Ruhat Mengi: Bu artık yılların skandalı. Bu espriye dönüştü artık biliyorsunuz, selam gönderiyoruz telefonla konuşurken bizi dinleyenlere. Ama tabi aslında bu çok acı bir durum. İnsanların kişilik haklarına tecavüz bu resmen, olacak iş değil. Ne olursa olsun bizim böyle devletten gizli saklı bir işler çevirdiğimiz falan yok, bu listedeki diğer gazeteci arkadaşlarımız içinde de geçerli çoğunu tanıyorum zaten. Dinlemişler, dinlesinler bakalım ama tüm bunlar Türkiye gibi Avrupa Birliğine girmek isteyen, demokratik olduğunu iddia eden bir ülkeye asla yakışmayan, işte Mursi’nin Mısır’ında Esad’ın Suriye’sin de olabilecek olaylar bunlar. İşte bir takım kod isimler falan bunları duydukça insanın şaşırmaması mümkün değil. Kendimi Bond filminde gibi hissettim. İşte böylece herkese bir şeyler yakıştırıp insanların başını belaya sokabiliyorlar. O yıllarda bunu zaten Balyoz ve Ergenekon davalarıyla sistematik olarak yapıyorlardı ama umarım artık Yeni Türkiye dedikleri şeyde bunları denemezler.

“Beni niye dinlemişler anlayamadım”

Gazeteci Tufan Türenç: Polisin niye beni dinlediğini anlayamıyorum. Çünkü ben telefonda söylediklerimim daha fazlasını her gün TV'lerde söylüyorum. Düşüncelerimi oradan öğrenebilirlerdi. Öyle takma adlar filan kullanarak benim telefonlarımı dinlemek için boşuna mesai harcamış polis arkadaşlar.

“Yasal haklarımızı kullanacağız”

CHP Milletvekili Nur Serter: Öncelikle sürpriz olmadığını söyleyeyim. Ortaya çıkan bu skandal Türkiye’nin gelmiş olduğu nokta açısından önemli bir örnek oldu. İnsanların özel yaşamlarının gizliğine ilişkin hiçbir güvenliğin kalmamış olduğu, haberleşme özgürlüğünün olmadığı ve bütün demokratik hakların ihlal edildiğinin bir mesajıdır bu. Neymiş, hangi terör örgütüyle bağlantı kurulmuş bunlar hakkında bilgi sahibi değiliz ama anlaşılan o ki böyle çirkin bir yakıştırma benim gibi çok sayıda aydın hakkında da yapılmış. Bu tabi o zaman CHP Milletvekili olarak benim ve Sn. Muharrem İnce’nin adı geçiyor. Biz Milletvekili olarak mi lletin haklarına sahip çıkmamızsa esas olan bunu hesabını kendimizinkinden başlayarak her platformda sormamız gerekir. Ben hukukçu değilim ama arkadaşlarımızla bir araya gelerek nasıl bir yol izleyeceğimiz konusunda istişare ederek yasal haklarımızı arama yolunu kullanmayı düşünüyoruz..