Yukarı
146214

Davutoğlu Kürtçe öğrenecekmiş

25 Ocak 2015 18:24

 Başbakan Ahmet Davutoğlu, 6-7 Ekim olaylarının Kobani için çıkmadığını ifade ederek, “Buradan Kobani’ye selam ediyorum, Suriye’nin her şehrine selam ediyorum. Kobanili her kardeşimi alnından öpüyor bağrıma basıyorum. Kobani bize tarihin emanetidir. Oradaki kardeşlerimiz bize tarihin emanetidir. Onlara sahip çıkacağız” dedi.

Davutoğlu partisinin 5. Diyarbakır Olağan İl Kongresinde konuştu. Kürsüye Kürtçe çalınan seçim şarkısıyla çıkan Davutoğlu, çözüm sürecine vurgu yaptı. Bugün çok büyük sınavlardan geçildiğini ifade eden Davutoğlu, Aydın ziyareti sırasında Aydınlıların kendisini efe zeybeğiyle karşıladıklarını belirterek, “Şimdi de burada milletin arasına fitne sokmak isteyen herkese, cesaretle karşı çıkarak diyoruz ki “Bugün de burada Kürt yiğitlerle, Zaza yiğitlerle omuz omuzayız. Halay çekiyoruz, zılgıt çekiyoruz” dedi. Davutoğlu, “Diyarbakır’ın sokaklarında da birlikte yürüyeceğiz. Milletimizin eşit fertleri olarak Diyarbakır’da da Ortadoğu’da da dünyanın her yerinde de omuz omuza yürüyeceğiz. Ertuğrul Gazi’nin torunları, Selahaddin Eyyübi’nin torunları ayağa kalkacak, fitneye karşı ayağa kalkacak. Çatışmak isteyenlere karşı inadına barış diyecek, inadına kardeşlik diyecek, inadına yeni Türkiye, yeni Ortadoğu, yeni dünya diyecek” diye konuştu.

-“ÇÖZÜM SÜRECİ HERHANGİ BİR KONJONKTÜREL ÇABA DEĞİLDİR”-

Aydın, Muğla ve Tekirdağ’ın ardından Bürüksel, Berlin ve Zürih’e gittiğini anımsatan Davutoğlu, “Ülkemizin güzel şehirlerini sayarken bir kardeşim haykırdı, ‘Diyarbakır, Başbakanım’ dedi. İşte nasıl tarihte omuz omuzaysak, bugün yurtdışında hangi salonda vatandaşlarımızla buluşsak aynı Çanakkale’de olduğu gibi omuz omuza duran kardeşlerimizi görürsünüz. Eğer bir yerde bir camiye saldırı olmuşsa, o camide yan yana duran kardeşlerimizi görürsünüz. Bu kardeşlik ebediyete kadar sürecek, işte biz bunun için ‘Çözüm süreci’ diyoruz. Çözüm süreci herhangi bir konjonktürel çaba değildir, çözüm süreci bir seçim kazanmak ya da kaybetmemek için açılan bir yol değildir. Çözüm süreci işte bu tarihdaşlığın vatandaşlıkla buluştuğu kaderdaşlığın tesis edildiği bir süreçtir” dedi.

-“DEVLET İÇİNDEKİ BAZI ÇETELER AYNI 90’LI YILLARDAKİ GİBİ KARA BİR DÖNEMİ BAŞLATMAK İSTEDİLER”-

Çözüm sürecini yerli, milli bir proje olarak başlattıklarını, böyle bir proje olarak da başarıya götüreceklerini belirten Davutoğlu, 30 yıl bu ülkenin analarının evlat acısıyla ağladığını, bu kaderi değiştirmeye kararlı olduklarını söyledi. Davutoğlu, geçmişte ne zaman bu meseleleri çözmek için yola çıkılmışsa hep engeller çıkartıldığını kaydederken, şöyle devam etti:

“1993 baharını hatırlayın, rahmetli Özal ateşkes için, bir çözüm çabası için gayrete girmişti. O gayretin önemli bir şahsiyeti olan Eşref Bitlis rahmetliyi şehit ettiler. Sonra 33 askeri şehit ettiler, arkasında da Özal vefat etti. Bütün o çözüm süreci bir anda akamete uğradı. Daha sonra 2001’de rahmetle andığımız Gaffar Okan’ı… Bugün dahi Türkiye’nin her yerinde Gaffar Okan ismi kardeşliğin sembolü olmuştur. Buraya gelmeden önce bu mübarek şehidimizin eşini, Fehime Hanım’ı aradım, taziyelerimi sundum. O da dedi ki, ‘Selamlarımızı iletin şehit Gaffar Okan’ın şehrine’. İşte bizim kardeşliğimiz budur.

Rahmetli Erbakan Hoca, yine çözüm için çaba sarf ettiğinde 28 Şubat devreye girdi. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, 2005’te Diyarbakır’a geldiğinde yeni bir dönem başlattı. O günden bugüne AK Parti kadroları bir an dahi çözüm sürecinden ayrılmadı. Ama ne yaptılar, 2006’da isminden başka cumhurla hiçbir ilişkisi olamayan Cumhuriyet mitingleri tertip edildi, Danıştay saldırısı yapıldı. Devlet içindeki bazı çeteler aynı 90’lı yıllardaki gibi kara bir dönemi başlatmak istediler, AK Parti’yi iktidardan indirmek istediler.

-“MİT MÜSTEŞARINA KUMPAS KURDULAR, GEZİ PROVOKASYONU YAPTILAR”-

Milli Birlik ve Kardeşlik Projesini devreye soktuğumuzda 2009 yılında, hemen arkasından paralel çeteler devreye girdi. Bu çabayı gösteren Sayın MİT Müsteşarımıza 2012’de kumpas kurdular. Sadece çözüm süreci için O’nu hesaba çekmek istediler. Biz yılmadık. 2013’te çözüm sürecine yeni bir ivme kattık. Verilen Nevruz mesajlarıyla, yepyeni bir dönem başlayacakken, silahlı unsurlar Türkiye’yi terk etmeye başlamışken Gezi provokasyonları yaptılar, çözüm sürecini durdurmak istediler. Ve bir anda bütün bir ülkeyi karanlığa boğmak istediler. Ama biz durmadık, tam çözüm süreci provoke edilmek istenirken biz 2013 Haziran’ında çözüm süreci yasasını çıkarttık. Tarihte ilk defa çözüm süreci yasal bir çerçeveye oturdu.

-“ÇÖZÜM SÜRECİ HER NE SURETLE OLURSA OLSUN MUTLAKA BAŞARIYA ULAŞACAK”-

Ama durmadılar. Sayın Cumhurbaşkanımızla AK Parti olağanüstü kongresinde devir teslim yaparken ikimiz de konuştuk, bir konunun altını vurguladık, çözüm sürecine her zaman sahip çıkacağız, dedik. Milletimizin huzurunda, o cumhurbaşkanı, ben başbakan olarak işte bir kez daha söylüyorum; çözüm süreci her ne suretle olursa olsun mutlaka başarıya ulaşacak, mutlaka analar arasındaki ebedi kardeşlik kaim kılınacak. Gençler, Diyarbakır sokaklarındaki gençler, Cizre’de, Van sokaklarındaki gençlerle, Edirne’de, Konya’daki gençler dağlarda karşı karşıya değil barış sofralarında bir arada olacaklar. Hiçbir şekilde onları karşı karşıya getirtmeyeceğiz. Bu milletin her ferdi, her bir genci bizim için azizdir.”

-“KOBANİLİ KARDEŞİMİN ALNINDAN ÖPÜYÖR BAĞRIMA BASIYORUM”-

Başbakan Davutoğlu, çözüm sürecine ivme katmışken, ‘yeni Türkiye’ diyerek, bütün vatandaşların özgürlüğü, demokrasi için tekrar yola çıkmışken provokatörlerin 6-7 Eylül Kobani olaylarını çıkardıklarını ifade etti. 6-7 Eylül olaylarının Kobani için çıkmadığını savunan Davutoğlu, “Buradan Kobani’ye de selam ediyorum, Suriye’nin her şehrine selam ediyorum. Kobanili her kardeşimi alnından öpüyor bağrıma basıyorum. 3 günde, 17-20 Eylül arasında 197 bin Kobanili kardeşini sınırdan almış olan bu ülke Kobani’yi unutabilir mi? Kobani bize tarihin emanetidir. Oradaki kardeşlerimiz bize tarihin emanetidir. Onlara sahip çıkacağız” diye konuştu.

Ancak Kobani’yi bahane ederek şehirleri yangın yerine çevirmek istediklerini belirten Davutoğlu, “Diyarbakır’da gencecik çocukları apartmandan attılar. Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da bir şekilde çözüm sürecini provoke etmek istediler. Biz şunu dedik, artık bu topraklarda bir daha acı duyulmasın, ‘evladım ne olacak’ diye düşünmesin, Diyarbakır sokakları Konya sokakları gibi emin olsun” dedi.

-“BU ZILGITLAR YENİ BİR DÖNEMİN ZILGITLARI”-

Konuşması sırasından solandan gelen zılgıt sesleri üzerine Davutoğlu, “Bu zılgıtlar yeni bir dönemin, yeni bir Diyarbakır’ın, yeni bir Türkiye’nin zılgıtları. Allah razı olsun” diyerek karşılık vererek şöyle devam etti:

“O zaman tekrar çağrıda bulunduk, şunu da söyledik; onlar tahrip edebilirler, biz inşa edeceğiz. Bir ay geçmedi yakılan, yıkılan bütün iş yerleri, bütün binalar, bütün okullar, mescitler, Kur’an kursları tekrar inşa edildi. Bizim bütün milletimizi bağrına basan siyaset anlayışımız bu. Diyarbakır sokaklarının bir daha böyle yangın yerine çevrilmesi için her türlü tedbiri alacağız. Kobani’yi nasıl koruyacaksak, Kobanili kardeşlerimize nasıl bağrımızı açtıysak, Suriye’deki, Irak’taki Sünni, Şii, Alevi, Yezidi, Hristiyan, Türkmen, Kürt, Arap herkese bağrımızı açacağız. Kobani bahane edilerek çıkarılan olaylardan sonra hamdolsun hem kamu düzeni konusunda ciddi adımlar atıldı, hem çözüm süreci tekrar ivme kazandı.

Sadece bir tarafla değil, bütün bir millerin malı olan çözüm süreciyle ilgili olarak bütün taraflarla görüşüyoruz. Bir kez daha söylüyorum, çözüm süreci milletin malıdır, milletin geleceğidir.

Bütün vatandaşlarımızın istikbali olan çözüm sürecine sahip çıkacağız. Tekrar olaylar sükuna erip ‘çözüm süreci’ ivme kazandığında Cizre provokasyonu oldu. Cizre provokatörleri de yine kardeşi kardeşe kırdırmaya çalıştı. Onlara karşı da tedbir aldık, alacağız ama bilinsin ki, her bir Cizreli bizim kardeşimizdir. Hangi yaşta, hangi çağda olursa olsun, her bir Cizreliyi, Diyarbakırlıyı, bütün milletimizi bağrımıza basıyoruz.” 

GÜZEL KÜRTÇEMİZİ DE GÜZEL TÜRKÇEMİZ KADAR ÖĞRENMEK İSTİYORUM

Davutoğlu, “çözüm süreci” ile ilgili üç hususu dile getirmek istediğini belirterek, şöyle konuştu:

“Birincisi ‘çözüm süreci’nin omurgası, tarihdaşlıktır, ortak tarihimizdir, ayrılmaz ve bir bütün olan ortak tarihimizdir. İslam medeniyetinin şehri Diyarbakır bunu çok iyi anlar. Biz güzel Türkçemizi, güzel Kürtçemizle kardeş kılmaya geldik. Ezeli ve ebedi tarihi kardeşliğimizi daim kılmaya geldik. İşte bunun için semboller önemlidir. Bu fikre kim karşı çıkıyor, biliyor musunuz? Çağdaş gibi görülen ama çağdışı, dışlayıcı bir ideoloji olan ulusalcılar karşı çıkıyor. Yani, ‘Millet-i İbrahim’ diyene, Türk ulusalcıları diyor ki, ‘Onu unutun, Selçuklu’yu, Osmanlı’yı, Osmanlıcayı unutun. Gelin İslam öncesi tarihle yeni bir tarih inşa edelim.’ Onun için bu memlekette onlarca yıl Osmanlı arşivini okuyacak kimse kalmadı neredeyse. Türk ulusalcıları, tek parti döneminde böyle iddialarla bizi bağımızdan, kökümüzden koparmaya çalışırken, daha sonra Kürt ulusalcıları çıktı. Türk Baasçıları gibi, Kürt Baasçıları da ‘Unutun o İslam asırlarını, daha öncesine gidin. Medlere, Perslere gidin’ diyorlar. Onlar da bizim tarihimiz, Anadolu’nun hepsi bizim tarihimiz ama bilsinler ki, Anadolu’nun mayası tevhit mayasıdır, İslam mayasıdır. Ne zaman Peygambere herhangi bir yerde edep dışı davranış olsa önce Diyarbakırlı ses verir. Dün burada toplanan Diyarbakırlı kardeşlerime de selam ediyorum. Peygamberin izzetini koruyan her bir kardeşime selam ediyorum. ‘Çözüm süreci’ ile bu toprakların mayası olan, Malazgirt’te yan yana durmuş olan Kürt, Türk, Zaza yiğitler yine yan yana olacaklar, bu ebedi kardeşlik daim kılınacak.”

-“YENİ BİR ORTADOĞU HEDEFLİYORUZ”-

“Selam olsun al bayrağa. İşte 28 Şubat’ta hilal, İslamı temsil ediyorlar diye hilali, bayraktan kaldırmaya çalışan birtakım Türk ulusalcıları çıktı. Sonra ‘Bu hilal bu milletin istiklalidir, İslamın sembolüdür’ diye buna karşı çıkanlar oldu. Bazı Kürt ulusalcıları da milleti bu bayrakla buluşturmamaya çalıştı” diyen Davutoğlu, şöyle devam etti:

“Buradan sesleniyorum; bu al bayrak, dünyada mazlumların bayrağıdır, tevhidin bayrağıdır. O al bayrak bu semalardan inmesin, o al bayrağın temsil ettiği ezan dinmesin diye Türkü, Kürtü, Zazası, Lazı, Çerkesi, Arnavutu, Boşnakı Çanakkale’de şehit düştü. Biz Diyarbakır’da da ülkemizin her köşesinde de birilerine inat al bayrağın, hilalin temsil ettiği İslam’ı, hilalin ve yıldızın temsil ettiği istiklali savunmaya devam edeceğiz. Biz bu inançla, bu tarihi bilinçle ‘çözüm süreci’ni bir kardeşlik süreci kıldık, kılmaya devam edeceğiz. Çözüm sürecinin ikinci esası, çağdaş bir ülkede yaşamanın gereği olarak, eşit vatandaşlık haklarına sahip olmaktır. Onlarca yıl bu ülkede Kürtçe konuştukları için cezalandırılanlar oldu. Anneler, babalar hapishanelere gittiklerinde Kürtçe konuşmaları yasaklandı, Kürtçe türküler yasaklandı. Biraz vakit bulsam, güzel Kürtçemizi de güzel Türkçemiz kadar öğrenmek istiyorum. Süleymaniye’de, oradaki kardeşlerimize Kürtçe hitap ettiğimde salonun nasıl ayağa kalktığını gördüm. Biz bütün yasakları kaldırdık. Önümüzdeki dönemde de özgürlükçü bir Anayasa, milletin taleplerini karşılayan bir Anayasa için seçimlere gidiyoruz ve bu kardeşlik şehrinden bütün ülkemize eşit ve özgürlükçü bir ülkeye, yeni Türkiye’ye merhaba diyoruz.”

“Çözüm süreci”nin ikinci esasının, herkesin eşit haklara sahip olduğu özgür, demokratik bir Türkiye olduğunu söyleyen Davutoğlu, “Üçüncüsü, ‘çözüm süreci’ üzerinden bu ülkede sağladığımız birlik ve beraberlik temelinde yeni bir Ortadoğu hedefliyoruz. Suriye’deki zalimlere, zalim rejime karşı, zalim terörist IŞİD’e karşı her yerde Türklerin, Kürtlerin ve Arapların omuz omuza oluşturduğu yeni bir Ortadoğu istiyoruz. Emperyalistlerin bölmek istediği Ortadoğu’ya karşı biz birleşik bir Ortadoğu diyoruz” dedi.

-“KIRMIZI MERCİMEK, NOHUT, KURU FASULYENİN PRİM DESTEĞİNİ YÜZDE 100 ARTTIRIYORUZ”-

12 yılda Diyarbakır’a 16 milyar TL yatırım yaptıklarını anlatan Davutoğlu, şunları ifade etti:

“Diyarbakır’ı tekrar bütün kadim yolların kavşağı yapmak istiyoruz. Diyarbakır çevre yolunu en kısa zamanda tamamlıyoruz. Diyarbakır otoyolu, 2023’e doğru, tamamlandığında, Habur ile Akdeniz arası otoyolla Diyarbakır üzerinden bağlanacak. Diyarbakırspor’ın stadyumunun temelini de attık, yakında Diyarbakır’da 33 bin kişilik bir stadyum inşa etmiş olacağız. Diyarbakır sporun bir maçına da geleceğim. Hep beraber Diyarbakırspor’un başarısını göreceğiz.

Şimdi Diyarbakırlıları da bütün GAP bölgesini de ilgilendiren müjdeler vereceğim. Kırmızı mercimek, nohut, kuru fasulyeye verdiğimiz prim desteğini yüzde 100 arttırıyoruz. Kırmızı mercimek, nohut ve kuru fasulyede ayrıca sertifikalı tohum kullanımında yüzde 20-50 arası artış sağlayacağız. Meyve üreticilerine verdiğimiz fidan desteğini yüzde 50 arttırıyoruz. Süt ve süt ürünlerinde hibe oranını yüzde 70’e çıkaracağız. Bütün tarım alanlarında hibe oranlarını arttırmaya devam edeceğiz. Diyarbakır’ı bir kültür merkezi yapmak için çok acı hatıralar taşınan hapishaneyi kültür müzesi haline dönüştürüyoruz. Diyarbakır bundan sonra sadece kültürle, barışla, kardeşlikle anılacak.”

DİYARBAKIR (ANKA)



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


Diğer Haberler

7 işçinin can verdiği yangının soruşturması... Şüphelilerin kaçış planı ortaya çıktı

Kocaeli’nin Dilovası ilçesinde 7 kişinin hayatını kaybettiği parfüm fabrikası yangınına ilişkin hazırlanan iddianamede, şüphelilerin kaçırılmasına yönelik planlara yer verildi. Şüpheli Al...

Bütçe görüşmelerinde sert sözler, barış vurgusu ve gerginlik

TBMM Genel Kurulu’nda Cumhurbaşkanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın 2026 yılı bütçeleri görüşülürken DEM Parti’den “barış hukuku” çağrısı geldi. AKP’li İbrahim Ethem Taş’ı...


CHP kurmaylarından dikkat çeken 'MHP' açıklaması!

CHP kurmayları, son dönemde MHP’nin yargılama süreçleriyle ve tutuklu yargılamalarla ilgili yaptığı açıklamalara karşın bu konularda MHP’den bir beklentisi olmadığını belirtiyor. CHP’nin ...

AYM, Tayfun Kahraman'ın 'tedbiren tahliye' talebini reddetti!

AYM, gezi davası hükümlüsü Tayfun Kahraman'ın sağlık sorunları nedeniyle tahliye edilmesi yönündeki tedbir talebini reddetti. Yüksek Mahkeme, başvurucunun yaşamı ile maddi ve manevi bütün...


Şehzadeler'de Olağanüstü Seçim Takvimi Netleşti

Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay’ın 14 Aralık’ta hayatını kaybetmesinin ardından belediyede yeni başkanın belirlenmesi için yasal süreç başlatıldı. Başkanlık makamının boşalması ...

Murat Çalık: Mücadelemi sürdüreceğim

İki kez kanser atlatan ve cezaevinde sağlık sorunları yaşayan, görevden alınan Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık mesaj paylaştı. İki kez kanser atlatan, cezaevinde 21 kilo ve...


Aralarında Soylu'nun 'sağ kolu' da var!

Emniyet Genel Müdürü Mahmut Demirtaş’ın başkanlığında dün toplanan Yüksek Değerlendirme Kurulu, 235 emniyet müdürünü emekliliğe sevk etti. Emekli edilenler arasında eski İçişleri Bakanı S...

DEM Parti, Diyarbakır’da 'Öcalan’a özgürlük' mitingi

DEM Parti öncülüğünde terör örgütü PKK'nin lideri Abdullah Öcalan’a özgürlük talebiyle 4 Ocak'ta Diyarbakır’da miting düzenlenecek. DEM Parti öncülüğündeki Demokratik Toplum Platformu, te...


TBMM Başkanı Kurtulmuş'tan süreç komisyonu toplantısı

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un süreç komisyonu grup koordinatörleriyle saat 16.00'da Meclis'te bir araya geleceği bildirildi. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, saat 16.00'da 'Terörsüz Türkiy...

SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

Neslihan Atagül organik tarım yapıyor

Organik tarıma yönelen oyuncu Neslihan Atagül, eşi Kadir Doğulu ve oğlu Aziz'in ilaçsız gıdalar tüketmesine büyük özen gösterdiğini söyledi. Neslihan Atagül ile Kadir Doğulu 'Fatih Harbiy...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Karaciğer için en tehlikeli alkol belli oldu!

OECD’nin Sağlığa Bir Bakış 2025 raporu, yüksek alkollü sert içkilerin karaciğer hasarını en hızlı şekilde tetikleyen içecekler olduğunu ortaya koydu. Rapor, özellikle alkol oranı yüzde 35’in üzerindeki berrak içkilerin siroz ve kanser riskini ciddi biçimde artırdığı konusunda uyarırken, raporda liste de paylaştı.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR