Yukarı
414894

Narin cinayeti davasında 3. gün: Düğüm çözülmedi

09 Kasım 2024 09:31

Diyarbakır'ın Bağlar ilçesi kırsal Tavşantepe Mahallesi'nde 21 Ağustos'ta kaybolan ve 8 Eylül'de Eğertutmaz Deresi'nde cansız bedeni bulunan Narin Güran cinayetiyle ilgili davanın ilk duruşması, 7 Kasım'da 8'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde başladı.

Soruşturma kapsamında, tutuklu 12 şüpheliden 4'ü hakkında Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, aracında Narin'e ait DNA ve kıl örneği bulunan amcası Salim Güran, annesi Yüksel Güran ve ağabeyi Enes Güran ile gözaltına alındıktan sonra cesedi dere yatağına taşıdığını itiraf eden komşuları Nevzat Bahtiyar'ın HTS ve baz istasyonu kayıtlarına göre, olay anında aynı evde olduğunun tespit edildiği belirtilerek, "İştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor. Mahkeme tarafından, Narin’in babası Arif Güran'ın "müşteki", aralarında tutuklu sanıkların da bulunduğu 21 kişinin ise "tanık" sıfatıyla katılması için "zorla getirme" kararı çıkarıldı. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Diyarbakır Barosu da "müşteki kurum" sıfatıyla duruşmaya katıldı.

Duruşmanın ilk iki gününde, amca Salim Güran, anne Yüksel Güran, ağabey Enes Güran, Narin'in cesedini taşıyan Nevzat Bahtiyar ve tanıklar ifade verdi. Bugün saat 10.20 civarında başlayan duruşmada, savunma makamının tanıklarının dinlenmesi beklenirken, duruşmanın kamerayla kayıt altına alınacağı öğrenildi.

DURUŞMANIN İLK GÜNÜNDE NELER OLDU?

Duruşmanın 13 saat süren ilk gününde tutuklu bulundukları cezaevinden yoğun güvenlik önlemleri eşliğinde adliyeye getirilen sanıklar amca Salim Güran, anne Yüksel Güran, ağabey Enes Güran ve Narin'in cesedini taşıyan Nevzat Bahtiyar ifade verdi. Nevzat Bahtiyar, mahkemede verdiği ifadede, amca Salim Güran'ın kendisine, "Yüksel ile cinsel ilişkiye girerken Narin gördü, bu yüzden öldürdüm" dediğini söyledi. Bahtiyar, "Büyük ihtimal boğarak öldürdüler. Cesedi ahırdaki torbaya ben koydum. Amcası benden Narin'in cesedini parçalamamı istedi. Vicdanım el vermedi" ifadelerini kullandı.

Anne Yüksel Güran olay gününü anlattı. Hakimin, Narin'in cesedi bulunmadan önce televizyona verdiği röportajda, "Kim öldürdüyse getirsin, mezarı olsun" dediğini söylemesi üzerine Yüksel Güran, "Demedim, herkes yalan söylüyor" dedi. Anne Güran, "Salim Güran ile ilişkiniz var mı?" sorusuna da "Salim ile ilişkim olsa beni öldürün, namusuma leke sürmeyin" yanıtını verdi.

Anne Yüksel Güran'ın ardından ifade veren Amca Salim Güran, baz kayıtlarını kabul etmediğini dile getirdi. Amca Güran, önce telefonundaki mesajları "eskort mesajları" olması sebebiyle sildiğini söyledi, sonra mesajları silme sebebinin "keleş mermisi" olduğunu öne sürdü. Amca Güran soruşturma sürecinde de aynı çelişkili ifadeleri vermişti. Aracında Narin'in DNA'sı tespit edilen Salim Güran, Narin'in aracına "kesinlikle binmediğini" söyledi, "Narin'in cesedinin üzerine çalıyı sen mi koydun?" sorusunu, "O dere çok uzun. Jandarma bulamamış, ben mi bulacağım?" diye cevapladı.

Baba Güran, hakimin, "Aile arasında 'Biz bu cinayeti Nevzat'a yıkalım' diye karar aldınız mı?" sorusuna "Hayır Hakim Bey, ben çocuğumun katili ile mi anlaşacağım?" cevabını verdi. Arif Güran, oğlu Enes Güran'a "Çok konuşma" demesinin sorulması üzerine de "Ben miyim katil? Oğlumu mu koruyorum? Oğluma ne diyeyim? Sadece moral vermişim" dedi.

DURUŞMANIN İKİNCİ GÜNÜNDE NELER OLDU?

İlk günkü duruşmada hakim karşısına çıkan 4 sanığın ardından, ikinci gün tanıkların ifadeleri alındı. Amca Salim Güran'ın eşi Birsen Güran, mahkemede, savcılıktaki ilk ifadesini baskı ve şiddet altında verdiğini söylerken, korktuğu için değiştiremediğini belirtti.

Mahkemede tanık olarak ifade veren Baran Güran ve diğer aile üyeleri arasında sert tartışmalar yaşandı.

Diyarbakır Barosu avukatının, abi Baran Güran'a sözleri sonrası baba Arif Güran sinirlenerek yerinden kalktı. Sinir krizi geçiren Arif Güran, salonu terk etti. Güran, ambulansta ilk müdahalenin ardından hastaneye kaldırıldı.

Üçüncü günde yaşanan gelişmeleri gazeteci Emrullah Erdinç ve Rojda Altıntaş aktarıyor.

DURUŞMAYA ARA

Mahkeme Başkanı: Ara veriyoruz, 15-20 dakika.

'ÜVEY BABAANNE DİNLENSİN' TALEBİ

Diyarbakır Barosu'na bağlı avukat konuşuyor.

"Ramazan Atasoy’un daha önceki beyanları nedeniyle burada tanık olarak dinlenilmesini yineliyoruz. Süheyla Özkan’ın da dilenmesini talep ediyoruz.” (Süheyla Özkan, Narin’in üvey babaannesi)

TUTUKLULUKLARIN DEVAMI SAVUNULDU

Eski Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren, müşteki savunmasını tamamladı. Eren, Narin'in ölümüne dair sorumluluğu bulunan sanıkların cezalandırılmasını talep etti ve sanıkların tutukluluk halinin devamını savundu.

'ENES ÇOK KAYGILI'

Eski Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren, cezaevi görüntüleri hakkında konuşuyor.

"O görüntülerde Enes her defasında raporları ve belgeleri soruyor. Sorguda da söyledim, diş fırçası ve camiye giderken kendisini öpme konusu gibi detaylar var. Bir şekilde kaygılı bir hali vardı. Bir narinin kimler tarafından ve nasıl öldürüldüğüne dair şüphelerimiz var. Sanıkların mahkumiyet alacağına kesinlikle inanıyoruz. Bu cinayetten dördünün de sorumlu olduğuna inanıyorum. Bu nedenle sanıkların tutukluluk halinin devam etmesi gerektiğini düşünüyorum."

'ENES'İN TELEFONU 12 SAAT KAPALI'

Eski Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren konuşuyor.

"Enes, tek kız kardeşin kaybolmuş. Telefonu 16.13’te okulun yanında kapanıyor, peki telefon şarjdaydı da nasıl şarj bitti? Ve ne zaman açılıyor bu telefon? Gece sabaha karşı 04.00’te. Enes o evden çıkarıldı, getirildi bakkala kondu. (Plana göre anlamında diyor) Orada tanıklardan biri konuştu. Eğer Enes dışarı çıktıysa, Muhammet Yağmur’un arasına bindi. 200 metreyi tarif et dedim, edemedi. Çok yakın bir nokta. Enes’in evde uyuduğuna dair beyanlar verildi. Peki organizasyonda bir ihmal de var. Furkan bize ne söylüyor? Ufuk’un ağabeyi, eve geldim kardeşimi tek başına gördüm dedi. Çıktım baktım, Ufuk yoktu, Enes’le evde oturuyordu."

BAZ İSTASYONU VERİLERİ

Eski Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren devam ediyor.

"Organizasyon şöyle devam ediyor: 'Bizim Enes’i evden çıkarmamız lazım' diye düşünülüyor. Ama Enes aslında evin içerisinde. Elimizde bilimsel anlamı olan daraltılmış baz istasyonu verisi var, belki bunu tartışacağız. Savcı hanım sordu. Osman Güran’a, Dicle Üniversitesi'nin Salim’in verdiği bazdan bahsettiniz. Bu dosyada inanılmaz bir avantajımız vardı, surdan, bağlardan, çarıklı’ya kadar olan alanı kapsayan bir baz istasyonu verisi var. Alıyor. Yani şunu anladım: Hareketlilik, değişen baza göre size yer belirtiliyor. Bu dosyayla birlikte şunu anladım: Bu cep telefonu, benim ayak izim. Birçok uzmana sordum, evet HTS kayıtları kesin olmayabilir ama baz istasyonu verisi, sağlıklı bilimsel anlamda, kesik bir delil olarak kabul edilebilir."

AVUKAT 'NARİN ADINA' SORDU

Müşteki avukatı, Narin adına konuştuğunu belirterek konuştu.

"Yüksel Güran gerçekten evinde bir gün önce oğlu uzun yoldan gelmiş, kalkmış sabah bamya toplamaya gitmiş, kahvaltılarını hazırlamış, baba Batmana götürüyor. Düşünün, yeğeninin düğünü için Batmana davetiye götürüyor, ne kadar kıymetli bir şey ama muhtar köyde, o ne yapıyor? Çocuklarını alışverişe götürüyor, geri geliyorlar. Peki… Devam edeyim. Narin… Müşteki avukatı olarak konuşuyorum, narinin adına konuşuyorum. Enes Güran evde diyorsunuz, tamam, ama uyuyor diyorsunuz, ispat? Bunları evde uyurken gören birine ihtiyaç var. Kim? Hediye Güran. Eğer Salim Güran, eşi ve çocukları mahkemedeki ifadeleri doğruysa, o aracı görmemelerinin şansı yok. Hediye Güran eve gittiğinde Salim kendi evindeyse, neler oluyor? Ama geldiğimiz nokta şu; Hediye Güran gidiyor, eğer sen 15.00’te çamaşırlarını bırakıp gittiysen, iddialara göre 15.00’te de 16.00’da da Salim evde. Bu araba nasıl görülmez?"

'SAAT 17.40 İÇİN KURGU YAPTILAR'

Eski Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren, konuşmaya devam ediyor. (Sözü kesilmiyor)

"Bunu bilen insanlar 17.40’a yönelik inanılmaz bir kurgu yaptılar. Arif Güran da bilsin, bu dosyaya giren her şeye vakıf olmak için inanılmaz mücadele gösterdik. Bu dosyadaki tek bir bilgiyi tek bir gazeteciye vermedim. Bu şüpheliler dışarıdayken, içerideki ifadeler yayınlandı."

'CİNAYET GÜNÜNDE KURGU DÜZENİ VAR'

Eski Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren, mahkemede konuşuyor.

“Biz bu karanlıkla bu dosyanın içerisindeydik ama her ortaya çıkan delil, maalesef aile bireyleri açısından yeni bir stratejiye götürdü. Kolluk soruşturma aşamasında Narin’in kaybolduğu tarihi 18.00 olarak biliyorlar. Bu yüzden kamerada 18.00 görüntüleri var. Neden diyorsunuz? Çünkü bulunduktan sonra yeniden görüntüler incelendi, kırmızı araç tespit edildi ve bir şekilde Nevzat Bahtiyar, kırmızı aracın sahibi olarak tespit edildi. Aylardır Narin’e çalışan bir avukat olarak, Narin’in evden çıktıktan sonra aracın görüldüğü saati 15.40 olarak belirledik. Narin’in kesin bilgi vermiyor. Biz Narin’in öldürüldüğü saati 18.00’den sonra biliyoruz. Neden? Çünkü kurgu düzeni var. Yani bir şekilde 15.11’de eve doğru giderken, o okulun tesadüfi kamerası olmasa biz gerçekten Narin’in nereden nereye gittiğini bilmeyeceğiz. Patika yoldan yukarıya gidiyor, kendisiyle birlikte olan akranları, Narin’in kendisine tepeden el salladığını söylüyorlar. Bu bize ne zaman söylendi?”

'YENİ FAİLLER ÇIKABİLİR'

Eski Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren konuşmasına devam ediyor.

"Şu an öldürmekten 4 sanık var. Öldürmeye iştirak alanında yeni faillerin çıkacağı anlamında eklemeler olabileceği kanaatindeyim. Benim en çok dosyada şaşırdığım konu şu; belki hayatınızın en değerlisini kaybediyorsunuz ve dönüp baktığınızda o günü ilmik ilmik hatırlarsınız. 'Ben o gün ne yaptım?' deriz” “Narin'in daha erken bir iddianame ile faillerinin getirilmesini maalesef yaşayamadık. Köydeki çevredeki şüpheler keşke daha erken fark edilebilseydi. Bir şekilde gecikti. Ama dediğim gibi, hayatlarında hiçbir şekilde unutmayacakları, saniye saniye söylemeleri gereken Narin’in çevresinin ifadeleri bir günü bir günlerine uymuyor." Mahkeme Başkanı ayakta, elleri bağlı şekilde dinliyor.

NAHİT EREN'İN KONUŞMASI

Eski Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren, Mahkeme Başkanı'na konuşuyor.

"Dosyada önemli bir aşamaya geldik. Narin'e bunu yapanların, buna göz yumanların ya da bulunmasını geciktirenlerin adalet önünde cezalandırılması gerektiği üzerine çalışacağız” “Diyarbakır Barosu olarak, Türkiye’de çok benzerine rastlamadık ama önceki başkan olarak Diyarbakır Barosu'nun katılmasına yer verilmesini kutluyorum. Bu anlamda kıymetli, bir şey daha ifade ederek dosyaya geçeceğim."

'NEVZAT SUÇU ÜSTLENSİN İSTEDİLER'

Diyarbakır Barosu avukatı devam ediyor.

"Vecdi Bahtiyar, Ali Rıza Güran dolaylı olarak haber göndermiş, Nevzat suçu üstlensin diye. Bu maddi gerçeği ortaya çıkaracağımıza inancımız tam. Mahkemenizden bir kez daha teşekkür etmek isterim. Adil bir yargılama yürütüldüğü için teşekkür ederim."

RAMAZAN'IN ŞÜPHELİ BEYANATI

Diyarbakır Barosundan bir avukat Mahkeme Başkanı’na doğru konuşuyor.

"Ramazan Atasoy'un kendi beyanını okuyorum: 'Senin yüzünden başımız belaya girdi (Salim’e diyor) komutanım, Salim her ayak bileğine kadar suyun içerisine girmiş gibiydi.' Ramazan’ın da bu organizasyondan haberdar olduğu burada açıkça anlaşılıyor."

'RAMAZAN GÖZCÜLÜK YAPTI'

Diyarbakır Barosu’ndan başka bir avukat Mahkeme Başkanı’na konuşuyor.

"Nevzat Bahtiyar, Vecdi Bahtiyar’ı arıyor, o da Salim Güran’ı arıyor. Vecdi Bahtiyar, kaybolan Narin için endişelense de, esasen kendisinin de haberi olduğu çok net bir şekilde anlaşılıyor. Vecdi Bahtiyar, 24 Ağustos’tan sonra Diyarbakır’a geliyor ve 8 Eylül tarihi, hepimizin canını acıtan Narin’in cansız bedeninin bulunduğu bir tarih. O gün, Vecdi, 06:34’te Nevzat’ı arıyor, aralarında işbirliği yaptıkları burada açıkça görülüyor. Ramazan Atasoy ise gözcülük yapmaktadır. Ramazan Atasoy’un ne için dinlenmesi gerektiğini de size açıklayacağım."

'KADINLAR KAVGASI'NDAKİ ÇELİŞKİ

Diyarbakır Barosu'na bağlı avukat konuşuyor.

"Kadınlar arasındaki kavga çok konuşuldu; Mişar Yasemin ve kızları arasındaki kavgadan bahsediyoruz. Yasemin, Yüksel’in kardeşi, dolayısıyla Narin’in vefatını öğrendiğinde verdiği tepki diğerlerine göre daha samimi. Gayet açık bir şekilde “doğruyu konuşsaydınız, bu durum buraya gelmezdi” demiş. Şu an çarpıtılarak, birine beddua edildiği söyleniyor, değiştiriliyor. Enes bile 'Ben teyzemi aldım ve oradan uzaklaştırdım' derken, teyze 'Enes’i görmedim' diyor. Melek Güran ve çocuklarıyla ilgili de bir çeşit çelişki var."

'SENARYO HALİNDE ORTAK İFADE' İDDİASI

Diyarbakır Barosu adına başka bir avukat konuşmaya başladı. Mahkeme başkanına doğru konuşuyor.

"Dosyada ifade verenler, yakınlarını korumaya yönelik davranıyor. Evet, köy yerinde kimse saate bakmaz ama karıştırılmayacak durumlar vardır; bir insanın biriyle kaç defa görüştüğü, görüldüğü zaman yanında kimlerin olduğu gibi. Melike, Maşallah Güran ile ilgili dikkat çekmek istiyorum. Saati karıştırmış olabilirler ama daha önce, 2 kez Narin’in geldiğini belirtmişler. Bu farklı anlamlara gelmektedir. Melike Güran, '14.00’te uyandım, Narin 17.40’ta geldi' diyor. Bu, karıştırılabilecek bir husus değil. Şimdi yeni ifadelerle 'Mina geldi' diyorlar. Bunlar neden önemli? Bunların hepsi senaryo halinde ortak ifade verdiğini gösteriyor."

'ENES'İN DİŞ İZLERİ' MUAMMASI

Diyarbakır Barosu avukatı konuşuyor.

"Koldaki diş izinin Enes tarafından kendi kendine yapıldığı iddia ediliyor. Sayın başkan, çöl araştırdım, birçok makale okudum. Vücut belli bir dereceye kadar acıya dayanabilir, ağzınızı ve burnunuzu kapatın; bir süre sonra kendinizi boğamazsınız. Bu da böyle bir şey. Belli bir acı seviyesinden sonra vücut eyleme izin vermez. Enes’in diş izi 3 gün geçmesine rağmen çok net izler bıraktı. Enes sinirlendiği için bunu meydana getiremez."

Mahkeme Başkanı: Teşekkür ederim avukat bey.

YÜKSEL GÜRAN'IN ÜZERİNDEKİ ŞÜPHE

Diyarbakır Barosu avukatı, Mahkeme Başkanına konuşuyor.

"Yüksel Güran’ın bu eylemde fail olduğuna inanıyoruz, daha önce verdiği röportajlar var. Annenin Enes’i korumaya yönelik davranışları garip. Nihayetinde jandarma görevlisinin kendisiyle bir husumeti yok, ancak Enes ile ilgili 'ne yapabilirim' diyorsa, bu doğru tespit edilmiştir. Enes’in beyanında ise şu çelişkiler var: 'Ben 17.30’da eve gittiğimde Hediye’yi görmedim, ama Hediye çıkarken ben Enes’i gördüm' diyor. Bu çelişkiler nelerdir?"

SALİM GÜRAN'IN GARİP İFADELERİ

Diyarbakır Barosu avukatı, Mahkeme Başkanına konuşuyor.

"Salim Güran, olay günü birçok görüşme yapıyor. Bir görüşmede saat 15:16 diyor, bir sonraki görüşmesinde ise 'Çingeneler kaçırmış olabilir' diyor. Sayın Başkan, Salim bu saati nereden biliyor? Salim Güran, kendi beyanıyla karşıdakine 15:16 demesi kuşkuludur. Peki, çingenelere yönelik bir adım atıldı mı? Ben böyle bir şeye rastlamadım. Sayın Başkan, Salim Güran mahkemede ısrarla 'kıyafet değiştirmedim' diyor ama daha önce kıyafet değiştirdiğini söyledi. Biz hangisine inanacağız? Narin’in DNA’sının çıktığı araç peki? Birazdan sanık avukatları savunma yapacak ama sayın başkan, araçta bulunan tek DNA o. Dolayısıyla bir şekilde aylar önceki nişan konusuyla DNA oraya gitmemiştir."

TELEFON KAYITLARININ SİLİNMESİ SORGULANDI

Diyarbakır Barosu avukatı konuşuyor.

"Aile neden toplantıları gizliyor? Bir kısmı yapıldığını, bir kısmı yapılmadığını söylüyor. Güran ailesinin telefon kayıtlarını silmesi ise ayrı bir konu. Buradakilere soruyorum, en son ne zaman telefon kayıtlarınızı sildiniz? Eğer sadece Salim Güran silseydi, tesadüf olabilir diye düşünebilirdik. Ancak eğer birden fazla kişi bunu yapıyorsa, bu durum şüphe uyandırır."

'TERLİK' KARMAŞASI

Diyarbakır Barosu'ndan bir avukat konuşuyor.

"Tutukluluk devamı talebine katılıyoruz. Birsen Güran, 4 ayrı ifade verdi ve eski beyanlarını kabul etmedi. 23 Ekim'de verdiğiniz ifade gerçek iradenize uygun muydu? Birsen Güran’ın ifadesinde, "Narin 17:40’ta evimize geldi" şeklinde çok net bir açıklama var. Salim Güran’ın yönlendirmesi olduğunu düşünüyoruz. Mantık şu: Bir terlik bulsam ve bunun Narin'e ait olduğunu düşünsem, kolluk kuvvetlerine teslim ederim. Muhammet Kaya aracına alıyor, fakat Muhammet Kaya, bu terliğin Narin'e ait olduğunu düşündüğü halde nasıl olur da vermiyor?”

İLK KEZ İZLETİLEN GÖRÜNTÜ

Savcı: Sizin istediğiniz görüntünün iyileştirilmişi var. Açıdan eksiklik var mı, farklı açılardan bakabildiniz mi?

Nahit Eren: Bunu ilk defa izleyeceğiz.

Savcı: Görüntü 2’ye girelim.

Mahkeme başkanı: İddia makamı tarafından en net görüntü bu. Bize gönderilen bu.

Sanık avukatı: Araç hareketleri var mı?

Mahkeme başkanı: Bize de yeni geldi. Arif Güran, emin misiniz, istediğiniz görüntü bu mu?

Arif Güran: (şahingöz… Anlaşılmadı)

Mahkeme başkanı: Şahingöz dediğiniz kamera kayıt yapmıyor, anlık izleniyor müdahale için.

Arif Güran: Askeri bölgeye herhangi bir saldırı olsa orada kayıtlı olmuyor mu?

Mahkeme Başkanı: Yazılı talep edeceğiz.

DARA-2 GÖRÜNTÜLERİ İZLETTİRİLİYOR

Mahkeme Başkanı: Dara-2 görüntüleri hazırmış.

Savcı: 15.05- 15.11’den arası var.

Görüntüler izlettiriliyor.

ARİF GÜRAN'IN AVUKATINDAN TEPKİ

Arif Güran’ın avukatı konuşuyor.

"Arif Güran, kamera kayıtlarından bahsediyor. Bugün alınmış olan kayıtların incelemesinde hata olduğunu biliyoruz. Kızı öldürülmüş bir babanın bu talebini çok görmemek gerek. Kulaktan dolma bilgilerle hareket edilmemeli. 5 Kasım’da Arif Güran ifadeye alındı. Arif Güran’ın acısı es geçiliyor."

MAHKEME BAŞKANINDAN 'DARA-2' KARARI

Mahkeme Başkanı, Dara-2 kamerasına ilişkin açıklamalarda bulundu. Görüntülerin oldukça fazla olduğunu ve bunların ayırt edilip getirileceğini belirtti.

SAVCIDAN TUTUKLULUKLARIN DEVAMI TALEBİ

Savcı, tutukluların tutukluluk halinin devam etmesini talep etti.

'YALAN HABER YAPIN' DİYE BAĞIRAN TANIĞIN İFADESİ

Tanık Oya Yorulmaz, Mahkeme Başkanına ifade veriyor.

Mahkeme Başkanı: "Oya Hanım, niye geldiniz?"

Oya Yorulmaz: "Benim bir ilgim yok. Benim dayımgiller, biz oraya gittik, Adli Tıp Kurumu'na gittik. Basın arkamdan geliyordu. Annem şeker hastası, arkadan gelirken kardeşim bana 'abla sus' dedi, kafamı böyle yaparken yumruk bana geldi."

Mahkeme Başkanı: "Kardeşiniz kim?"

Oya Yorulmaz: "Taner..." (anlaşılmadı)

Mahkeme Başkanı: "Orada ne söylediniz?"

Oya Yorulmaz: "Gidin yalan haber yapın dedim."

Mahkeme Başkanı: "Kime?"

Oya Yorulmaz: "Basına."

Mahkeme Başkanı: "Ciddi misiniz?"

Oya Yorulmaz: "Evet."

Mahkeme Başkanı: "Tekrarlıyorum, 'gidin yalan konuşun' diye bağırdın mı?"

Oya Yorulmaz: "Evet, çünkü yalan haber yapıyorlardı."

Kadın savcı araya girdi: "Ben kendim izledim, sana yumruk atıyorlar."

Oya Yorulmaz: Basına söyledim.

SALONDA YERLER DEĞİŞTİRİLİYOR

Mahkeme salonunda yer sorunu nedeniyle düzen sağlanıyor, bazı izleyiciler yer değiştiriyor.

ARİF GÜRAN'IN YERİ DEĞİŞTİRİLDİ

Mahkeme Başkanı, tanıkların olduğu bölümde Yüksel Güran’a yakın bir yerde oturan Arif Güran’ı yerinden kaldırarak şöyle dedi: “Duruşma düzeni sabittir, herkesin yeri bellidir.”

DURUŞMA ARADAN SONRA BAŞLADI

Duruşma verilen aradan sonra başladı. Nevzat Bahtiyar, 4 jandarma eşliğinde duruşma salonuna getirildi. Yüksel Güran, Enes Güran, Salim Güran da salona getirildi. Mahkeme heyeti, sanıklar, tanıklar, avukatlar ve izleyiciler yerini aldı. Duruşma başladı.

 

DURUŞMAYA ARA VERİLDİ

Duruşmaya bir saat ara verildi.

NAHİT EREN'İN SORGUSU

Görüntülerin izlenmesinin ardından;

Mahkeme Başkanı: Bu küçük alan, Narin kızımızın bırakıldığı yer. Buyrun Nahit Bey, sorunuzu alalım.

Nahit Eren: Bu raporu anladın mı?

Nevzat Bahtiyar: Anlamadım.

Nahit Eren: Bu rapor diyor ki; Narin’in naaşından, ceset diyemiyorum, Adli Tıp Kurumu dedi ki; bulunduktan 19 gün önce öldürülmüş. Bunu nereden elde ediyorlar? Böceklerden, lavralardan, Narin’in bedeninde bunlardan çok vardı ve buradan tarih çıkarıyorlar. Şimdi rapor diyor ki; bu naaş tamamen suyun içerisinde olsa bu böcekler yaşamaz. O yüzden sana bir kez daha soruyorum Nevzat Bahtiyar, sen daha önce başka yere gömdün mü?

Nevzat Bahtiyar: Kesinlikle hayır.

Mahkeme Başkanı: Çuvalın tamamı su altına girdi mi, taş ıslandı mı?

Nevzat Bahtiyar: Taş, hepsi ıslanmadı, ben de çok hatırlamıyorum.

Nahit Eren: Sen arama faaliyetlerinden dolayı DSİ suyunun oraya yönlendirildiğini biliyorsun değil mi?

Nevzat Bahtiyar: Evet.

Nahit Eren: Az önce bir kısmı dışarıda kaldı dedin, senin yol mesafen bilemedin 7 dakika. Orada sen başka ne yaptın?

Nevzat Bahtiyar: Orada ip aradım.

Nahit Eren: Dışarıda kalan kısmı bildiğimiz kadarıyla bacağı..

Nevzat Bahtiyar: Bacağını hatırlamıyorum.

Nahit Eren: O kısmı toprakta mı, yoksa suyun üstünde mi kaldı?

Nevzat Bahtiyar: Suyun üstünde kaldı.

Nahit Eren: Sayın başkan, ben alacağım cevabı aldım.

Mahkeme başkanı: Nevzat Bahtiyar, dön etrafına bak. Bu kadar insan burada, kaç gündür buradayız. Duygu sömürüsü yapmıyorum. Bir birey olarak soruyorum. --------------

Bu sırada Mahkeme başkanı üzerindeki cübbeyi çıkardı.-------------

Mahkeme başkanı: Senin geçen celse verdiğin beyanlar doğru mu? İftira mı? Bak yeni kamera kayıtları çıkabilir.

Nevzat Bahtiyar: Bilmiyorum hatırlamıyorum.

Mahkeme başkanı: Hatırlamıyorum değil, sakladığın bir şey var mı?

Nevzat Bahtiyar: Yok.

NEVZAT BAHTİYAR KENDİ GÖRÜNTÜLERİNİ İZLİYOR

Nevzat Bahtiyar’ın jandarma eşliğinde yer gösterme ve keşif yaptığı görüntüler izletiliyor. Nevzat Bahtiyar ayakta kendi görüntülerini izliyor.

NARİN'İN ADLİ TIP RAPORU

Nahit Eren: Babayı dün üzdüysem özür dilerim tekrardan. Sayın Başkan, Nevzat'ın yer göstermesi sırasındaki kaydı ekrana yansıtmanızı rica edeceğim. Üzülerek söylüyorum, vücut üzerindeki lavralar, canlılar İstanbul Adli Tıp’a gitti. Rapordan okuyorum: Bu haliyle cesedin bazı kısımlarının karada kaldığı değerlendirilmektedir.

Nahit Eren: Su içinde olan ceset nasıl olur da karasal lavralar taşır?

NARİN'İN AİLESİ SALONDAN ÇIKARILDI

Yüksel Güran, Salim Güran, Enes Güran salondan çıkartıldı. Tutuklu sanıklardan sadece Nevzat Bahtiyar salonda kaldı. Nahit Eren konuşma yapacak.

'FISKİYE' TARTIŞMASI

Ses kaydı: "O sondaki köşede bir şeyin düşmüş ha, sana ait bir şey, sondaki yamaçta. Yamacın köşesi taş"

Salim Güran araya girdi, "Ben orada Ramazan'a 'Gel, fıskiyen düşmüş' diyorum" dedi.

Nahit Eren, Enes Güran'ı çağırıp kolunu nasıl ısırdığını göstermesini istedi. Enes Güran da canlandırmasını yaptı.

RAMAZAN İLE SALİM ARASINDAKİ TELEFON KAYDI

Mahkeme başkanı, "Kamera görüntüleri ile ilgili bir değerlendirme yapacağız. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nı telefonla arayıp, hangi kayıt olduğunu soracağız. Yanlış anlaşılmasın." diyerek mahkeme heyeti ile birlikte dışarı çıktı.

Nahit Eren'in talebi üzerine, dün tanık olmak istemediğini belirtip cezaevine geri götürülen 15 yaşındaki Ramazan Atasoy’un, Salim Güran ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesinin kaydı da dinletilecek.

Bu sırada heyet salona geri döndü. Sanık avukatları görüntülerle ilgili bilgi almaya çalışıyor. Mahkeme başkanı, klasörler içerisinde görüntünün arandığını belirtti. Nahit Eren'in talep ettiği Salim Güran-Ramazan Atasoy arasındaki Kürtçe telefon kaydı dinletiliyor. Bir yandan da çeviri yapılıyor.

DARA-2 VİDEOSU İZLETİLİYOR

Mahkeme başkanı Arif Güran'a seslenerek; "Arif bey, ısrarla üzerinde durduğunuz videolar Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından izlenmiş ve bir husus olmadığı için es geçilmişti." dedi.

Arif Güran, "Dara-2 mi?" diye sordu.

Mahkeme başkanı, "Evet dediğiniz bu değilse, başka kamera varsa onu da alırız” dedi.

Şimdi Dara-2 isimli video salonda izlettiriliyor.

NARİN'İN KARDEŞİNİN İFADESİ

Narin’in erkek kardeşinin pedagog eşliğinde alınan ifade videosu mahkeme salonunda izlettirildi.

Dün diğer kardeşi ifade verirken ağladığı için Mahkeme Başkanı iki kardeşin de ifadesinin alınmamasını söylemiş ancak avukatlar itiraz etmişti. Sonrasında Pedagog eşliğinde alınan ifadesi salonda izletildi.

Narin’in 6 yaşındaki erkek kardeşi E.G.'nin ifadesinden;

- Odada kim uyuyordu?

E.G.: Abim ve annem koltukta, Muhammed abim yerde yatıyordu.

- Hediye yengen nasıl geldi, ilk gelişinde?

E.G.: Onu bilmiyorum. İlk gelişini bilmiyorum.

- İkinci gelişinde neden gelmişti?

E.G.: Annem çamaşırları ona bırakmıştı, ondan.

- Peki, acele ediyor muydu?

E.G.: Normaldi.

Mahkeme Başkanı: Bu arada baba Arif Güran salona geldi, hoş geldiniz.

Arif Güran: Hoş bulduk.

Soru: Narin nereye gitti?

E.G.: Camiye gitti. Saat 15:00'te çıktı, daha gelmedi.

- Narin camiye gidince siz ne yapıyordunuz?

E.G.: Karpuz yiyorduk.

- Sonra ne yaptınız?

E.G.: Teyzemgile gittik.

- Annen evdeyken ne yapıyordu?

E.G.: Uyuyordu. Yengem geldi, çamaşırları bana verdi, gitti.

- Annen nerede uyuyordu?

E.G.: Klima odasında uyuyordu.

- Sonra yengen geldi mi?

E.G.: Evet, ikinci defa geldi.

- Peki yengen ilk geldiğinde sana kızdı mı?

E.G.: Kızmadı.

- Sinirli, mutsuz oldu mu hiç?

E.G.: Normaldi.

- Peki o yengen gelmişti, çamaşırları sana bıraktı sonra ne yaptı?

E.G.: Bıraktı, gitti.

- Peki böyle telaşlı mı gitti?

E.G.: Sakin gitti.

- Peki o gün ne oluyor, bunlar niye böyle konuşuyor diye düşündün mü?

E.G.: Sadece Narin yoktu.

- Sana bir şey dedi mi abilerin?

E.G.: Demedi.

- Peki baban sormadı mı sana? Sen de evdeydin, Narin evde miydi?

E.G.: Babam evde değildi.

- Sonra geldi ama değil mi?

E.G.: Geldi.

TANIK İFADELERİ BİTTİ

Tanık Abdulsamed Yaşildağ ifade veriyor.

Mahkeme Başkanı: Narin'in kaybolduğu gün Hasan beyle nasıl konuştunuz?

Abdulsamed Yeşildağ: Mehmet Şerif Güran bana telefon açtı, bir arızadan bahsetti. Tamir için gittim, sonra bu kadar paraya yapacağımı söyledim.

Mahkeme Başkanı: Ne kadarsa anlaştınız?

Abdulsamed Yeşildağ: 3 bin TL'ye anlaştık.

Mahkeme Başkanı: Çok hızlı konuşuyorsun, işini de böyle hızlı mı yaparsın?

Abdulsamed Yeşildağ: Evet.

Mahkeme Başkanı: Maşallah. Kaç gibi Mehmet Şerif Güran ile konuştunuz?

Abdulsamed Yeşildağ: 16:00 gibiydi.

Mahkeme Başkanı: Tarlada ne yediniz?

Abdulsamed Yeşildağ: Karpuz yedik.

Mahkeme Başkanı: Menemen de yemişsiniz?

Abdulsamed Yeşildağ: Evet.

Mahkeme Başkanı: Kim kim yediniz? Çocuk var mıydı?

Abdulsamed Yeşildağ: 2 çocuk vardı.

Mahkeme Başkanı: Kız erkek?

Abdulsamed Yeşildağ: Vallahi bilmiyorum.

Mahkeme Başkanı: Ramazan Atasoy orada mıydı?

Abdulsamed Yeşildağ: Çevre.

Mahkeme Başkanı: Babası orada mıydı?

Abdulsamed Yeşildağ: Babası yoktu.

Mahkeme Başkanı: Oradan kaçta ayrıldınız?

Abdulsamed Yeşildağ: 17:40 gibi.

Mahkeme Başkanı: Karpuz yediğiniz yerde başka kim vardı?

Abdulsamed Yeşildağ: Çocuk vardı.

Mahkeme Başkanı: Ne yapıyorlardı?

Abdulsamed Yeşildağ: Oyun oynuyorlardı.

Mahkeme Başkanı: Salim’in olay günü kıyafetlerini hatırlıyor musun?

Abdulsamed Yeşildağ: Vallahi hatırlamıyorum.

Mahkeme Başkanı tanık ifadelerinin bittiğini, tanıkların isterlerse duruşmayı takip edebileceklerini söyledi.

SAAT KONUSUNDA ÇELİŞKİLİ İFADE

Elektrikçi Hasan tanık kürsüsüne geldi.

Hakim: O gün ne yapıyordunuz?

Tanık Hasan: Ben elektrikçiydim, Salim ile görüştüm. 1 saat beraber kaldık.

- İkindi ezanı okunmuş muydu?

- Bilmiyorum, okunmuş olabilir.

- Nerede görüştünüz?

- Tarlada.

- Neden görüştünüz?

- Elektrik işleri vardı.

- Kim vardı?

- Mehmet Atasoy ve Ramazan Atasoy vardı.

- Ne yaptınız? - Karpuz yedik, muhtarlarla elimizi yıkadık.

- Başka yere gittiniz mi?

- Tahmini 16:00 gibi Salim’in yanından ayrıldım.

- Daha önceki ifadenizde başka bir saat vermiştiniz.

Tanık Hasan burada bir cevap veremedi.

Mahkeme Başkanı: Salim’in kıyafetlerini hatırlıyor musun?

Tanık Hasan: Hayır.

- Salim ile nasıl haberleştiniz?

- Gittiğimiz zaman oradaydı.

- Doğaçlama mı gittiniz?

- Doğrudan gittim.

Nahit Eren soruyor; - Az önce Ramazan Atasoy ve Mehmet Selim Atasoy orada dediniz.

Hasan: Doğrudur.

Nahit Eren: Siz 15 dakika karpuz yediniz, sonra işi yaptınız. 17:30 gibi birbirinizden ayrıldınız, doğru mu?

Hasan: Evet.

Nahit Eren: Ramazan ve Mehmet Selim Atasoy 17:30 gibi orada mıydı?

Hasan: Hayır, değillerdi.

ÇOCUK TANIK DİNLENMEDİ

Tanık Muhammet Kaya geldi.

Mahkeme Başkanı: Olay günü Enes’i gördün mü?

Muhammet Kaya: Evet. Enes, Muhammet Yakut ve Yağmur gittiler.

Mahkeme Başkanı: Enes sinirli miydi?

Muhammet Kaya: Hayır, sakindi.

Muhammet Kaya: Muhammet, Yağmur ve Enes arabaya bindiler.

Mahkeme Başkanı: Neden?

Muhammet Kaya: Muhammet Yakut dedi ki, ''Ben eve gideceğim, Enes beni de bırak" dedi.

Mahkeme Başkanı: Sen de normal hayatına devam ettin sonra?

Muhammet Kaya: Evet.

Mahkeme Başkanı: "Süheyla'nın evini biliyor musun?

Muhammet Kaya: Biliyorum.

Mahkeme Başkanı: Oraya gittin mi?

Muhammet Kaya: Gitmedim.

Mahkeme Başkanı: Enes'in yüzünde morluk var mıydı?

Muhammet Kaya: Hayır.

Mahkeme Başkanı: Kıyafetini hatırlıyor musun?

Muhammet Kaya: Hayır.

Mahkeme Başkanı: Nereden hatırlayacaksın, doğru.

Sanık Avukatı araya girdi; Süleyman Kaya o gün yanında mıydı?

Muhammet Kaya: Ben gittiğimde Enes, Muhammet ve Yağmur oradaydı, bakkalın ön tarafında. Enes yeni geldiği için birbirimize sarıldık.

Mahkeme Başkanı: Bakkal orada mıydı?

Muhammet Kaya: Bakkalın oğlu oradaydı.

14 yaşındaki tanık M.T.K. duruşma salonuna getirildi ancak yaşı küçük olduğu için tanıklık yapmasından vazgeçildi.

MAHKEMEDE İLGİNÇ DİYALOG

Tanık Muhammet Yakut ile Mahkeme Başkanı arasında ilginç bir diyalog yaşandı.

Mahkeme Başkanı: Salim Güran neyin olur?

Muhammet Yakut: Bilmiyorum.

Mahkeme Başkanı: Boşver o zaman. Muhammet niye geldin, hayırdır?

Muhammet Yakut: Tanıklık yapacakmışım dediler.

Mahkeme Başkanı: Saat 17.30 gibi Enes geldi. Sen ne yapıyordun?

Muhammet Yakut: Araba yıkıyordum, Muhammet Kaya vardı. "Beni caminin yanına bırak, üvey babaannem beni görür, iş yaptırır, ben eve gideyim" dedi.

Diyarbakır Barosu avukatı soruyor: Orada başka kim vardı?

Tanık: Muhammet Kaya ve… (anlaşılmadı) Kaya.

- Sohbet ettiniz mi?

- Evet.

- Ne kadar sürdü?

- 15 dakika falan.

- Başka sohbetiniz oldu mu? Yanınızda kim vardı?

- Muhammet ve Süleyman Kaya.

- O gün bir daha görmediniz mi?

- Hayır, görmedim.

Sanık Avukatı isim hatası olduğunu söyledi.

Nahit Eren soruyor: - Eve gittiğinde saat kaçtı, hatırlıyor musun?

- Hayır.

- Sizin ev ile cami arasında ne kadar mesafe var?

- 200 metre kadar

- Tarif eder misin, 200 metre ne kadar?

Tanık gösterdi.

Sanık Avukatı yine araya girdi, "Zorlama sorular soruluyor." dedi.

Nahit Eren devam etti.

- Öğle yemeği yedin mi?

- Evet.

- Kaçta işten çıktığını hatırlıyor musun?

- Hatırlamıyorum, ama 12:30'da evdeydim.

Sanık Avukatı 3. kez araya girdi, "Çarpaz sorgu yapılıyor." dedi.

Mahkeme Başkanı: Devam edin.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı avukatı soruyor.

- Enes’in öfke problemi var mıydı o gün?

- Her zamanki gibiydi.

- Ne demek "her zamanki gibi?"

- Yani sakindi. - Hava sıcaktı, kısa kol giymiştir, kolunda iz, bir şey var mıydı?

- Hayır, yoktu.

ENGELLİ TANIK KONUŞUYOR

Zihinsel ve bedensel engelli olan tanık Süleyman Kaya gelince Mahkeme Başkanı, "Süleyman nasılsın?" diye karşıladı. Daha sonra da yanına giderek "Rahat ol, heyecan yapma" dedi ve su verdi. Ardından sorgu başladı.

Hakim: Süleyman biz seninle tanışmak istedik sadece. Siz Enes’le bakkala gittiniz mi?

Süleyman Kaya: Gittik.

Hakim: Ne aldınız?

Süleyman Kaya: Enerji.

Hakim: Enerji içeceği mi?

Süleyman Kaya: Evet.

Hakim: Bakkal yaşlı mıydı, genç miydi?

Süleyman Kaya: Yaşlı.

TANIKLAR DİNLENİYOR

Cahit isimli tanık konuşuyor.

Tanık: Nevzat ile Arif Güran araba meselesi yüzünden beni çağırdı. Nevzat anlattı, sonra Arif Güran anlattı. Nevzat’a, para ödemesi gerektiğini söyledim. Ödemeyeceğini söyledi.

Hakim: Nevzat, ''Yakacağım ortalığı, ödemeyeceğim'' dedi mi?

Tanık: Salim Güran ''10 bin lira ben, 10 bin lira Arif ödesin, 50 bin lira da Nevzat ödesin'' dedi.

Hakim: Nevzat kabul etti mi? Tanık: Önce param yok dedi, sonra kabul etti.

Hakim: "Ben bu paranın hesabını sorarım'' dedi mi?

Tanık: Ben görmedim, günahını alamam, gördüğümü anlatıyorum.

Hakim: Ben de gördüğünü anlattığın için teşekkür ederim. Siz neden aile meclisi kurup olaya el attınız?

Tanık: İkisi de bizim akrabamızdır.

Hakim: Yani sizi bu olayı çözün diye mi çağırdı?

Tanık: Evet, Arif Güran çağırdı.

Hakim: Siz aile meclisindeki toplantılara katıldınız mı?

Tanık: Yok, katılmadım.

Diğer tanık Veysel Subatan anlatıyor.

Tanık: Arif ile Nevzat arasında araba problemi vardı. Akşam Salim'in evine gittim.

Hakim: Seni kim çağırdı?

Tanık: Arif Güran çağırdı. Nevzat'ı çağırdılar, O da geldi. Nevzat’ın verdiği araba kusurlu çıkmış, 80 bin ödeme yapması gerekiyordu. "Arif'e haksızlık yapıyorsun" dedik. 80 bini ödemezsen mahkemede daha fazla olacak, aranızda anlaşın" dedim. Nevzat kabul etmedi, yanaşmadı. "Ben bu parayı ödemiyorum" dedi. Soyisimleri Kaya olan kişileri çağırdı. Nevzat; "Ben arabayı satmışım, gitmiş" dedi. Nevzat’a da bir haksızlık olmasın diye orta yolu bulmaya çalıştık. Salim Güran da; "Madem bizim evde toplanmışsınız, bu meseleyi çözelim." dedi. Sonra Nevzat ödemesi gerekeni kabul etmişti. Nasıl etti bilmiyorum.

Hakim: Nasıl kabul etti?

Tanık: Zorla kabul etti gibi.

Hakim: Normal. Nevzat sizi tehdit etti mi?

Tanık: Hayır, biz oradan kalkınca, problem çözüldü diye düşündük.

Hakim: Tamam, herkes ödediğini söylüyor zaten de bu olay ne zaman oldu?

Tanık: Aşağı yukarı 2 ay var.

Hakim: Bu olaydan sonra Güran ile Bahtiyar ailesi arasında gerilim oldu mu?

Tanık: Şahit olmadım.

Tanık Rubbettin Kaya anlatıyor.

Tanık: Bizim evimize gelebilir misin dedi. Gittim, Nevzat, Salim, Arif oradaydı. Araba konusunun nedenini sordum, Arif Güran, Nevzat Bahtiyar'ın kendisine araba getirdiğini söyledi. 80 bin liralık bir araba meselesinden bahsettiler. Orada biraz ağız dalaşı oldu. 10 bin lira Salim, 10 bin lira Arif verecek dendi. Nevzat, ''Bizim aramızda dava olmaz'' dedi.

Sonra Nevzat Bahtiyar’a dönerek "Doğru mu Nevzat?" diye sordu.

Bunun üzerine Mahkeme Başkanı "Tamam, bana bak, Nevzat'a bakma." diye uyardı.

Tanık İbrahim Halil Güran geldi.

Hakim: Tanıklık yapacak mısın?

Tanık: Yaparım.

Halim: Yap.

Tanık: Ben ne bileyim, getir dediler, getirdik. Ben ve küçük oğlum bakkala gittik, oradan buzlaç aldık.

Hakim: Kaç liraya aldınız? Tanık: Hatırlamıyorum, Sofi bakkal, 1 kuruş için gece yarısı bakkalı açan birisi. Ben bu yaşıma kadar o bakkalın hiç kapandığına şahit olmadım.

Hakim: Süheyla'nın orada kaç kişi vardı?

Tanık: Bedirhan… (Anlaşılmadı.)

Diyarbakır Barosu Eski Başkanı Nahit Eren araya girdi.

Nahit Eren: Çocuğunla gittiğin saati söyler misin?

Tanık: 17.35 sıralarıydı.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı avukatı soruyor: Narin kaybolduktan sonra yangın oldu, nedenini biliyor musunuz?

Tanık: Elektrik tellerini birbirine nasıl çarpacaklar, çok mantıksız.

Savcı sordu: Bakkala gittin mi?

Tanık: Evet.

Savcı: Bakkal bizzat orada mıydı?

Tanık: Evet, Sofi oradaydı.

Savcı: Kendisi ameliyat olduğunu söylüyor, ne ameliyatı?

Tanık: Raporlara bakabilirsiniz.

Sanık avukatı soruyor: Balkonda Narin’e ait olabilecek bir yazma görmüşsünüz. Siz ailece ne düşündünüz?

Tanık: Biz hep diyorduk, bu çocuğun tepeye çıkma durumu varsa da eve girmeden, onu birinin kaçırdığını düşündük. Hiçbir zaman bizim köy tarihinde çocuğun öleceğine dair söylenti çıkmadı.

- Yani siz yazma ile geldiğini mi düşündünüz?

Tanık: Evet.

DURUŞMA BAŞLADI

Kaynak: Gerçek Gündem



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


Diğer Haberler

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Suriye Mesajı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Karadağ Cumhurbaşkanı Jakov Milatoviç ile ortak basın toplantısında konuştu. Suriye'de yaşanan gelişmeleri yakından taki...

Narin Güran cinayetinde yeni gelişme

Diyarbakır'da Narin Güran cinayeti davasında Ulusal Kriminal Büro'ya gönderilen görüntüler incelenerek rapor tamamlandı. Buna göre okul kamerasında son görülme anından 1,5 dakika sonra 'e...


Erdoğan'ı protesto eden 9 kişi tutuklandı

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı protesto eden 9 kişi tutuklandı. İsrail'le ticareti protesto ettikleri için 29 Kasım'da gözaltına alınan ve Cumhurbaşkanı ve AKP ...

Enginyurt'tan Erdoğan'a 'İsrail' yanıtı: 'Gençlerin gazabı yakacak sizleri'

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı protesto eden ve gözaltına alınan 9 kişi tutuklandı. Bağımsız İstanbul Milletvekili Cemal Enginyurt, sosyal medya üzerinden Erdoğ...


Ahmet Davutoğlu'ndan 'Esad' ve 'HTŞ' açıklaması

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Suriye lideri Beşar Esad için "Sayın Erdoğan'ın çağrılarına 'Siz Suriye'den çekilin, biz ondan sonra konuşuruz' diyerek küstahça cevaplar ve...

Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, Türkiye'nin afet haritasını çıkardı

Deprem uzmanı Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, Türkiye'nin risk haritasını çıkarttı. Buna göre, 'doğal afet'lerde deprem yüzde 55 oranıyla başı çekiyor. Peki hangi iller en güvenli, hangi ill...


Erdoğan'a 'İsrail' protestosunda 9 kişiye tutuklama talebi!

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Cumhurbaşkanı #Erdoğan'ı İsrail ile ticaret nedeniyle protesto eden 9 kişiyi tutuklama talebiyle nöbetçi sulh ceza hakimliğine sevk etti. AKP'li Cumhurba...

Hakan Fidan: 'Terör örgütlerine geçit vermeyiz'

Hakan Fidan, Irak Dışişleri Bakanı Abbas Arakçı ile görüştükten sonra basın açıklaması yaptı. Suriye ve Gazze'deki duruma değindi. Fidan, Suriye'de yaşanan krizin sadece dış müdahalelere ...


1 Ocak'ta başlayacak: O ülkeler Türkiye'ye kapıları tamamen kapatıyor

Avrupa Birliği Komisyonu, 1 Ocak 2025 itibarıyla Bulgaristan ve Romanya'nın Schengen bölgesinde serbest dolaşımına onay verirken, balkan ülkelerine kaçak göçün engellenmesi amacıyla yeni ...

SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

Gonca Vuslateri takipten çıktı! Sevilen dizide soğuk rüzgarlar...

NOW'un sevilen dizisi Leyla'nın içi ayrı, dışı ayrı olay... Fırtınalarla dolu dizinin yıldız oyuncuları, birbirlerini sosyal medyada takipten çıktı. Her Çarşamba NOW'da yayınlanan Leyla d...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Türkiye'de aids neden artıyor?

Türkiye’de HIV ile yaşayan kişi sayısının gerçekte mevcut sayının en az 2 katı, hatta 3 katı olabileceği tahmin ediliyor. Doç. Dr. Ünlü ‘’Erken teşhis için kan testi yapılması gerekiyor. Ancak farklı nedenlerle herkes bu teste yanaşmıyor’’ dedi.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR