Yukarı
56152

'İki Resmi Dil Demokratikleşmeye Suikasttir'

23 Aralık 2011 06:13

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, "Son özerklik tartışmalarını, resmi dilin iki dilli olması tartışmalarını, ben Türkiye'deki gerçek demokratikleşme sürecine, gerçek açık toplum arayışlarına suikast teşebbüsü olarak görüyorum" dedi.

  Ömer Çelik, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı için parti genel merkezine gelişinde basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Çelik, son günlerdeki “iki dil” tartışmaları ile ilgili bir soruya şu yanıtı verdi:

  “Türkiye bir açık toplumdur, demokratik bir toplumdur. Türkiye'de her şey tartışılır. Bu tartışmaların hangi zamanlama ile gündeme getirildiği, nasıl sevk ve idare edildiği önemlidir. Maalesef Demokratik Toplum Kongresi, ona yakın duran siyasi parti, temel bir takım kavramları, demokratik kavramları Türkiye'deki demokratikleşmeyi yaralayacak, Türkiye'deki demokratik sürecini sakatlayacak şekilde işlevselleştiriyor. Bazı değişik ülkelerde yapılmış tartışmaları buraya taşımak, tek başına demokratik kavramlardan bahsetmek demokrat olmak anlamına gelmiyor.

  İkincisi, siyaset tarihi açısından ve temel siyasi yaklaşımlar açısından özerklikle daha çok demokrasi arasında doğrudan ilişki vardır diye bir yaklaşım ortaya konulamaz. Orada şöyle bir şey yapılıyor, sanki özerklik, federasyon Türkiye'ye daha çok demokrasi getirir gibi... Bir kere siyaset açısından, mantık açısından özerkliğin olduğu, federasyonun olduğu ülkelerin farklı tarihsel koşulları var. Türkiye'nin kendine özgü koşulları diyerek Türkiye'deki demokratikleşme perspektifini daraltmaya çalışıldığı süreçler yaşanmıştır ama ben öyle bir şeyden bahsetmiyorum. Bakın dünyada 76 ya da 78 tane federasyon ya da konfederasyon ile yönetilen ülkeden bahsediliyor. Bunların her birinin ayrı tarihsel koşulları var. Bunların bir çoğunun kuruluşu da değişik federe devletlerin birleşmesiyle bir ulus devlet oluşmuş, üniter devlet oluşturulmuştur.

  Türkiye'nin tarihsel koşulları, sosyolojik gerçekleri açısından şunu söyleyeyim; Türkiye'de gerçekten demokrasi isteyenler, Türkiye'de toplumsal gruplar arasında gerçekten barışa ve açık toplum düzenine dayalı bir diyalog isteyenler, bu özerklik tartışmasıyla, bu resmi dilin iki dil olmasıyla tartışmalarıyla gerçek demokratikleşmeye ve Türkiye'de açık toplum düzenine karşı son derece zararlı bir pozisyon almış oluyorlar. Bunu sakatlayan, bunu neredeyse sabote etmek tutuma dönüştürmüş oluyorlar siyasi tavırlarıyla.

  Son özerklik tartışmalarını, resmi dilin iki dilli olması tartışmalarını, ben Türkiye'deki gerçek demokratikleşme sürecine, gerçek açık toplum arayışlarına suikast teşebbüsü olarak görüyorum.”

“SİYASETİ VE KÜLTÜRÜ RADİKALLEŞTİRİYOR....”

  Ömer Çelik, bir başka soru üzerine, şunları kaydetti:

 “Türkiye'de bunlar, son derece sağlıklı zeminlerde tartışılırken, Türkiye'nin demokratikleşme perspektifi son derece sağlıklı bir biçimde bir çok platformda geliştirilirken, Türkiye'de huzursuzluk yaratacak, Türkiye'de demokrasi konusunda kafa karışıklığı yaratacak, Türkiye'nin farklı kesimleri arasındaki sağlıklı diyaloğu ve toplumsal barışı olumsuz yönde biçimde zedeleyecek biçimde bu kavramların işlevleştirilmesi, tartışma alanına sokulma biçimi bir kavramın tek başına tartışılması değil bu. O kavramın tartışma konusu yapılırken nasıl işlevselleştirildiği de önemli. Burada çok önemli mesele var. Bu bir paradoks gibi görülebilir. Bunu değişik zeminlerde daha ayrıntılı olarak tartışabiliriz. Bir takım demokratik kavramları klişe olarak alıp, siyaseti ve kültürü radikalleştiriyor bahsettiğimiz kongre ve bahsettiğimiz siyasi partiler. Bunun da gerçek demokratikleşmeye hiçbir katkısı olmaz” dedi.

1915 OLAYLARIYLA İLGİLİ İDDİALAR

  Çelik, 1915 olaylarıyla ilgili iddialar konusunda yaşanan gelişmelerle ilgili sorulan bir soru üzerine de şunları söyledi:

  “Siyasi vizyonu tıkayan bir manivelaya dönüşmemeli. Müttefik olduğumuz ülkeler var. Müttefik olduğumuz değişik ülkelerde bu konular meclislere geliyor, bir takım tartışmalar yapılıyor.

  Herkes vizyon sahibi olmalıdır. Uzun vadeli düşünmelidir. Müttefikler arasında tarihi bazı meselelerin siyasi şantaj konusu yapılmaması gerekir. Eğer bunlar sürekli olarak siyasi şantaj konusu yapılırsa, o zaman müttefiklik ilişkisine gölge düşmüş olur. Aynı değerler uğruna dünyanın değişik yerlerinde tehlikelere göğüs gereceksiniz, aynı değerler uğruna aynı tehlikelere karşı beraber mücadele edeceksiniz, teröre karşı berabere mücadele edeceksiniz ama tarihi bir meseleden dolayı, tartışma konusundan dolayı bu siyasi vizyonunuzu tıkayacaksınız, yaralayacaksınız. Bu doğru yaklaşım olmaz. Bizim söylediğimiz açıktır. Arşivlerimizi açıyoruz, tarihçiler bunu tartışsın diyoruz. Meseleler böyle halledilir.” 



Yorumlar

  • Sayın çelik doğru söylüyor.Lakin hükumetin güneydoğudaki (pano,yol levhalarındaki) sokkaklada uyduruk dilde yazılan yazıları neden eski haline getirmez?.Yazanlara neden ceza verilmez..Oralar sahipsizmidir?,Derleme toplama kuş dili olan zazaca ve kürtçe yazıları yazanlar kadar müdahale etmeyenlerde çok büyük bir hata içindedir Atalay K.alp
    atalay
    20 Ekim 2016 01:56

Yorum Ekle


Diğer Haberler

7 işçinin can verdiği yangının soruşturması... Şüphelilerin kaçış planı ortaya çıktı

Kocaeli’nin Dilovası ilçesinde 7 kişinin hayatını kaybettiği parfüm fabrikası yangınına ilişkin hazırlanan iddianamede, şüphelilerin kaçırılmasına yönelik planlara yer verildi. Şüpheli Al...

Bütçe görüşmelerinde sert sözler, barış vurgusu ve gerginlik

TBMM Genel Kurulu’nda Cumhurbaşkanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın 2026 yılı bütçeleri görüşülürken DEM Parti’den “barış hukuku” çağrısı geldi. AKP’li İbrahim Ethem Taş’ı...


CHP kurmaylarından dikkat çeken 'MHP' açıklaması!

CHP kurmayları, son dönemde MHP’nin yargılama süreçleriyle ve tutuklu yargılamalarla ilgili yaptığı açıklamalara karşın bu konularda MHP’den bir beklentisi olmadığını belirtiyor. CHP’nin ...

AYM, Tayfun Kahraman'ın 'tedbiren tahliye' talebini reddetti!

AYM, gezi davası hükümlüsü Tayfun Kahraman'ın sağlık sorunları nedeniyle tahliye edilmesi yönündeki tedbir talebini reddetti. Yüksek Mahkeme, başvurucunun yaşamı ile maddi ve manevi bütün...


Şehzadeler'de Olağanüstü Seçim Takvimi Netleşti

Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay’ın 14 Aralık’ta hayatını kaybetmesinin ardından belediyede yeni başkanın belirlenmesi için yasal süreç başlatıldı. Başkanlık makamının boşalması ...

Murat Çalık: Mücadelemi sürdüreceğim

İki kez kanser atlatan ve cezaevinde sağlık sorunları yaşayan, görevden alınan Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık mesaj paylaştı. İki kez kanser atlatan, cezaevinde 21 kilo ve...


Aralarında Soylu'nun 'sağ kolu' da var!

Emniyet Genel Müdürü Mahmut Demirtaş’ın başkanlığında dün toplanan Yüksek Değerlendirme Kurulu, 235 emniyet müdürünü emekliliğe sevk etti. Emekli edilenler arasında eski İçişleri Bakanı S...

DEM Parti, Diyarbakır’da 'Öcalan’a özgürlük' mitingi

DEM Parti öncülüğünde terör örgütü PKK'nin lideri Abdullah Öcalan’a özgürlük talebiyle 4 Ocak'ta Diyarbakır’da miting düzenlenecek. DEM Parti öncülüğündeki Demokratik Toplum Platformu, te...


TBMM Başkanı Kurtulmuş'tan süreç komisyonu toplantısı

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un süreç komisyonu grup koordinatörleriyle saat 16.00'da Meclis'te bir araya geleceği bildirildi. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, saat 16.00'da 'Terörsüz Türkiy...

SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

Neslihan Atagül organik tarım yapıyor

Organik tarıma yönelen oyuncu Neslihan Atagül, eşi Kadir Doğulu ve oğlu Aziz'in ilaçsız gıdalar tüketmesine büyük özen gösterdiğini söyledi. Neslihan Atagül ile Kadir Doğulu 'Fatih Harbiy...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Karaciğer için en tehlikeli alkol belli oldu!

OECD’nin Sağlığa Bir Bakış 2025 raporu, yüksek alkollü sert içkilerin karaciğer hasarını en hızlı şekilde tetikleyen içecekler olduğunu ortaya koydu. Rapor, özellikle alkol oranı yüzde 35’in üzerindeki berrak içkilerin siroz ve kanser riskini ciddi biçimde artırdığı konusunda uyarırken, raporda liste de paylaştı.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR