'CHP'deki Değişim Kötünün İyisi'
BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, son günlerde gündeme getirilen Abdullah Öcalan’ın ev hapsine alınması ile ilgili tartışmaları değerlendirirken, "Kürt sorunu; sayın Öcalan’ın ev hapsine alınmasından ibaret değildir. Hiç kimse bunu ifade etmedi. Kürt sorununun çözümünün kolaylaşması için bu tür gelişmelerin olması lazım. Yoksa Öcalan’ın ev hapsine alınması Kürt sorununun çözüldüğü, bittiği anlamına gelmez" dedi.
Diyarbakır’da bulunan BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, 2005 yılından sonra AK Parti’nin TMK, TCK ve basın kanununda yaptığı yasa değişiklikleri sonrasında muhalefet üzerinde muazzam bir baskının oluştuğunu savundu. Demirtaş, yaptıkları araştırmaya göre, 2005 yılından bu yana 200 bin kişinin yargılandığını, 53 binden fazla dava açıldığını 32 bine yakın kişi hakkındaki mahkumiyetin kesinleştiğini anlatırken şöyle dedi:
"Bunlar çok korkunç rakamlardır. Muhalefet üzerindeki baskıya dikkat çekmek için bunları ifade ettim. Tabii ki bu yasa değişikliklerin sorumlusu AKP hükümetidir. Sayın Başbakan ’kimse bizi suçlamasın, faturayı kesmesin’ diyor. Ama ortaya çıkan tablo gösteriyor ki 2005’te yapılan yasal değişiklikler bugünkü tablonun sorumlusudur. Bu yasa değişikliğini de AKP hükümeti yapmıştır. Kendini bundan sıyıramaz."
Demirtaş, hiç kimseninin bu yasalar ve yargılama sistemi karşısında güvencesi olmadığını savunurken, "Şu anda hiç kimse kendini yargı güvencesi altında hissedemez" dedi. BDP Genel Başkanı, telefonların dinlendiğini, hukuk dışı deliller oluşturulduğunu, yargı nezdindeki siyasallaşmanın Türkiye’deki adalet duygusunu zaten zayıflamış olan adalet duygusunu iyiden iyiye ortadan kaldırdığını savundu. Demirtaş, şöyle konuştu:
"Bu son tutuklamalar da gösterdi ki aslında Türkiye’de muhalif olarak düşünen ve muhalif olarak yaşayan, siyaset yapan, gazetecilik yapan aydınlar, yazarlar hiç kimsenin yargı karşısında bir güvencesi yoktur. Hükümeti eleştirmeyi insanlar korkar hale geldiler. Artık köşelerinde hükümeti eleştirirken yazarlar dikkat etmek ve oto sansür uygulamak durumunda kaldılar neredeyse. Bunu hissetmeyen sadece AKP yanlısı çevrelerdir. Onlar rahatça özgürce yazıp çizebiliyorlar, çünkü hükümete eleştirmiyorlar. Hükümetin propagandasını yapmak serbest ama hükümeti eleştirmek sizi her hangi bir yasa dışı örgüt ile bağlantılandırmak için yeterli hale gelebiliyor. Bu vahim durumun ortadan kalkabilmesinin tek yolu yasalarda ciddi şekilde değişiklikler yapabilmektir. Anayasa’nın, TMK, TCK ve basın kanunun değişmesi gerekir. Değişmesi artık zorunluluktur aksi taktirde bu baskı döneminde kurtulmak imkansızdır. Durum öyle hale geldi ki kimin eli kimin cebinde kestirebilmek çok zor. Hukuku ve yasaları isteyen istediği şekilde kullanabiliyor. Deliller yaratabiliyor, muhaliflerini bastırabiliyor."
BDP lideri Demirtaş, Haziran ayında yapılacak genel seçimlerin Türkiye’de özellikle Kürt sorununun çözümü açısından en kritik seçim olacağını söyledi. Demirtaş, şöyle konuştu:
"Özellikle Türkiye’de Kürtler birlikte yaşamdan yanadır. Bu artık tartışılmaz bir konudur, birlikte yaşamanın statüsü ne olacak, Anayasa’da nasıl bir değişiklerle Türkiye kendi iç sorunlarını Kürt sorununu nasıl çözecek, bu seçimin sonuçları biraz bunları belirleyecek. Dolaysıyla bir çeşit referandum diyebiliriz. Ama bu referandum sadece BDP’ye verilen oylarla ortaya çıkabilecek bir durum değil. Türkiye’nin her tarafından yaşayan Türk olsun Kürt olsun herkes artık vatandaşlık statüsünün eşit hak ve özgürlükler çevresinde ele alınması konusunda bir talebe sahiptir. Sadece Kürtler açısından değil Türkiye’de yaşayan herkesin devletle olan statüsünü belirleyecek bir seçim olacaktır. Biz BDP olarak mevcut grubumuzu 2’ye katlayabilecek bir hedefe ulaşmaya çalışıyoruz."
"CHP’DEKİ DEĞİŞİM, KÖTÜNÜN İYİSİDİR"
CHP’nin, Kürtçe’nin okullarda seçmeli ders olarak okutulması ile ilgili seçim bildirgesini de değerlendiren Demirtaş, bunun olumlu olacağını söyledi. BDP Genel Başkanı CHP’nin kültürel haklar konusunda daha demokratik yaklaşmasını isterken, "Ama Kürt sorununu bir bütün olarak ele alıp bütünlüklü olarak çözmek dışında hiçbir şansımız yoktur. Bugüne kadar partimiz dışında Kürt sorununa bütünlüklü yaklaşabilen siyasi haklar, ekonomik hakları, kültürel haklar başlıklarını tümü ile ele alan ve her birine makul çözüm üretebilen başka hiçbir parti çıkmadı. Ama CHP’deki bu değişim yani kötünün iyisidir olumludur diye düşünüyorum" dedi.
Demirtaş, terör örgütü PKK’nın açıklamasına rağmen eylemsizliğin son bulduğunu düşünmediğini, örgütün bu konuda açıklama yaptığını savunarak, şöyle konuştu:
"Tabii ki Türkiye de bu meseleyi yeterince doğru bir yerden tartışamadı. Şimdi bir tarafta İmralı’da süren görüşmeler var. Artık bu gizli- saklı değil. Bu görüşmelerin neye vardığı, ne tür somut gelişmelerin olduğunu bilmiyoruz. Hükümet bu konuda açıklamada yapmıyor. Ama biz her şeye rağmen eylemsizliğin korunması ve Türkiye’de çatışmaların yaşanmaması konusunda BDP olarak sağduyuya sahibiyiz. Buna rağmen partimizi suçlayan ve BDP’yi gerilimden yana gösteren hükümet, bugün ortaya çıkan gerilimin aslında en büyük sorumlusudur. Sürekli BDP’yi suçlayarak ve BDP üzerinden Kürt sorununu içinden çıkılamaz bir hale getirerek, hükümet politika üretmeye ve oy toplamaya çalışıyor. Oysa ortada bir gerim varsa bu BDP’den kaynaklı değil. Ortada bir Kürt sorunu var. Ve bunu çözmeyen bir hükümet gerilimin en büyük nedenidir.. Bunu perdelemek için için sürekli BDP’yi suçluyor. Sanki BDP sorunu çözmek için birinci derecede sorumludur gibi bir yaklaşım sergiliyor. Bizim temennimiz Türkiye’nin barışçım bir ortamda seçime gidebilmesidir. Bunun asgari koşulları en azından çatışmasızlığın korunabilmesidir. Hükümet te bu konuda daha sağduyulu davranmalıdır."
Demirtaş, İmralı’da ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezasını çeken bölücübaşı Abdullah Öcalan’ın ev hapsine alınması ile ilgili tartışmalarını değerlendirirken, hükümetin yaklaşımının son derece yetersiz ve konuyu anlamaktan uzak olduğunu ileri sürdü. Selahattin Demirtaş, "Kürt sorunu sayın Öcalan’ın ev hapsine alınmasından ibaret değildir. Hiç kimse bunu ifade etmedi. Kürt sorununun çözümünün kolaylaşması için bu tür gelişmelerin olması lazım. Yoksa Kürtler’in sorunu kültürel, sosyal, ekonomik, siyasal sorunlardır. Fakat bu sorununun çözümüne giderken sorununu muhatapları ile kurulan ilişki önemlidir. Sivil toplum örgütleri ve DTK’nın yaptığı çağrı budur. Yoksa Öcalan’ın ev hapsine alınması Kürt sorununun çözüldüğü bittiği anlamına gelmez. Kürt sorununun çözümünü kolaylaştıran gelişmeler olur bunlar. Tabii ki hükümet bu konuları değerlendirmek durumundadır" dedi.
Yorum Ekle
Diğer Haberler
Kocaeli'de İHA düştü: Bölgeye Jandarma ekipleri sevk edildi
Kocaeli'nin İzmit ilçesinde kırsal alana insansız hava aracı (İHA) düştü. İhbar üzerine bölgeye jandarma ekipleri sevk edildi. Edinilen bilgiye göre, ilçeye bağlı kırsal Çubuklubala Mahal...
Muhittin Böcek'in gelini ve iki iş insanı tahliye oldu
Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Büyükşehir Belediyesi'ne yönelik 'rüşvet' ve 'yolsuzluk' soruşturması kapsamında dün son ifadeleri alınan tutuklu Muhittin Böcek'in gelini Zuhal...
Ümit Özdağ'dan, Bahçeli'ye 'Öcalan mitingi' tepkisi
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin, DEM Parti’nin teröristbaşı Abdullah Öcalan’a özgürlük istemiyle Diyarbakır’da yapılacak mitinge ilişkin "Hiçbir mahs...
Levent Gültekin: 'Doğru düzgün ifadem bile alınmadı'
Gece saatlerinde gözaltına alınan gazeteci Levent Gültekin, çıkarıldığı Sulh Ceza Hakimliği’nce “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçlamasından, yurt dışına çıkış yasağı ve imza şekl...
Adalet Bakanı Tunç'tan 'bahis skandalı' açıklaması
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç futbolda bahis skandalına ilişkin ''Kim suç işlemişse kimin kusuru varsa kimin kasti varsa onunla ilgili karar verecek olan yargı mekanizmalarıdır'' ifadelerini ...
Emniyet Genel Müdürlüğü’nün İsmi Değişiyor!
İçişleri Bakanlığı, Emniyet teşkilatında köklü bir değişiklik için düğmeye bastı. Yeni düzenlemeyle Emniyet Genel Müdürlüğü “Emniyet Başkanlığı”na dönüştürülürken, polisler için 12 saat ç...
Oyuncu Ezgi Eyüboğlu dahil 8 kişi gözaltında!
İstanbul merkezli yürütülen uyuşturucu soruşturması kapsamında gerçekleştirilen 3. dalga operasyonda aralarında ünlü oyuncu Ezgi Eyüboğlu’nun da bulunduğu 8 isim gözaltına alındı. Dizi-fi...
AKP süreç raporunu Meclis Başkanlığı'na sundu
AKP, 'Terörsüz Türkiye' ismi ile yürütülen süreç kapsamında hazırladığı raporu Meclis Başkanlığı'na sundu. Raporda, "Terörün ortadan kalkmasıyla birlikte terör dolayısıyla alınan siyasi-h...
Süleyman Soylu'yu kızdıran 'Mehmet Akif Ersoy' iddiaları
Gazeteci Barış Terkoğlu, Mehmet Akif Ersoy'un tutuklandığı 'uyuşturucu' soruşturmasında bir itirafçının "Mehmet Akif’in, kızlara şekil yapmak için gecenin bir yarısında Süleyman Soylu’yu ...
SOSYAL MEDYA
MAGAZİN
Feyza Civelek harekete geçti.. Dava açıyor
'Kızılcık Şerbeti' dizisinde 'Nilay' karakterini canlandıran Feyza Civelek, son dönemde şahsına yönelik artan iddialar üzerine sessizliğini bozdu. 'Kızılcık Şerbeti' dizisinde 'Nilay' kar...
TEKNOLOJİ
EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ
Osteoporoz sessiz ilerliyor: İlk belirti çoğu zaman kırık
Kemik erimesi (osteoporoz), çoğu zaman belirti vermeden ilerliyor. Hastalık fark edilmediğinde ilk işaret bir kırıkla ortaya çıkabiliyor. Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Özlem Cemeroğlu, kemik kırıklarının hafife alınmaması gerektiğini vurgulayarak erken farkındalığın önemine dikkat çekti.





Yorumlar
Bu haberde yorum bulunmamaktadir.