Ayşe Erkmen Londra'da tiyatro açtı!
Ayşe Erkmen’in diğer işlerinde olduğu gibi, buradaki proje de mekânın, yani Barbican Centre’ın analiziyle başlıyor. Barbican Centre, içinde tiyatro salonları, sergi ve konferans alanları, kütüphane, sanat okulu, kafeler, restoranlar barındıran Avrupa’nın en büyük sanat kompleksi. Özellikle müzikle ve tiyatroyla anılıyor. The Curve’ün özelliği ise bu merkezdeki tiyatro salonu ile sokağı birbirinden ayıran bir tampon hol görevi görmesi. Galeri tiyatro sahnesinin tam arkasında, adı gibi eğri biçiminde. Başından sonu görünmez, içinde yürünen bir mekan.
Yürümeye başladığınız nokta Barbican Centre’ın başı, bitirdiğiniz nokta ise sonu. Ayşe Erkmen, The Curve’de sergilenen işini gerçekleştirmeye 16 ay önce başlıyor. ‘Intervals’ başlıklı yerleştirmeyi de bu mekâna özel tasarlıyor.
Bu iş yepyeni bir tiyatro deneyimi, zira Erkmen tiyatro ile sokak arasında bir yerde, sahnenin arkasında gördüğümüz perdeleri bize yeniden sunuyor. Yerleştirmenin materyalleri olan 11 perde tam da ‘eğri’de imiş. Oyun ile gerçeğin arasında bir yerde çok kıymetli bir kapı iken, gerçek hayatta serüvenleri çöpte son bulmuş.
Sonu belirsiz yolculuk
Erkmen “Londra’yı tiyatrosuz düşünemezsiniz, ben de burada tiyatroyla ilgili bir şey yapmak istedim” diyerek yola çıktığında, gerçek arka perdeleri aramış. Ancak bu perdelerin prodüksiyonun sahneye veda etmesinin ardından çoğunlukla imha edildiğini öğrenmiş. 2001’de ‘Shipped Ships’te hiç tatile çıkmayan tatil feribotlarını gemilere yükleyip kıtalar aştıran Erkmen, bu kez perdelerle empati kuruyor. Perdeler yine Barbican’daki Guildhall School of Music and Drama öğrencilerinin de aralarında olduğu, neredeyse anonim olan ressamlar tarafından belli oyunlardan veya henüz sahnelenmemiş olanlardan esinlenilip tekrar yapılıyor, art arda diziliyor. Böylece hiç buluşmamış bu hayal dünyaları hem birer tarihsel sıralamaya giriyor yahut olay dizgisinde önünü ve ardını buluyor hem de bizleri sonu belirsiz bir yolculuğa çıkarıyor.
Perdeler ölçeksiz Akdeniz haritasından dökülmüş duvar kâğıtlarına, pastoral Japonya’ya, Paris’teki Musee D’orsay’ın büyük saatinin içinden geçen bir manzaraya, kızıl bir tiyatro perdesine sürüp gidiyor. Biri kalkarken biri iniyor. Eğri biçimindeki bu holde sırayla aralarında yürüyoruz. Ayşe Erkmen farklı zamanlar, mekânlar arasında izleyicinin bir tür fiziksel blokaja da tabi tutulduğunu söylüyor. İzleyici olmanın ruh hali, sınırları, beklenmedik ile çabuk gelişen ilişki, büyü ve bazen tehdit, ortaya çıkan sonuçlar arasında. Perdelerdeki imajlarla ilgili bir diğer önemli detay ise çoğunun Viktorya döneminden bugüne Britanya’da sergilenmiş oyunların birer parçası olmaları.
SAHA Derneği’nin de desteğiyle gerçekleşen ve Londra’da hayli ilgi gören Ayşe Erkmen sergisi, 5 Ocak’a kadar sürecek.
Bienali hafta sonu gezdiniz gezdiniz...
İKSV tarafından Koç Holding’in sponsorluğunda düzenlenen 13. İstanbul Bienali, yarın sona eriyor. Bu yıl ücretsiz gezilebilen ve yaklaşık 350 bin kişiyle ziyaretçi rekoru kıran bienalin sergileri Antrepo No. 3, Galata Özel Rum İlköğretim Okulu, ARTER’de ve SALT Beyoğlu’nda görülebilir. Bugün ve yarın sanatçı İnci Eviner’in ‘Ortak Eylem Aygıtı: Bir Etüd’ adlı projesi kapsamında Galata Rum Okulu’nda atölye çalışmaları gerçekleştirilecek. Çocuklar arasında bağ kurmak üzere özgün projeler üreten Koroçapulporte ise yarın saat 19.00’da Rum Okulu’nda Gezi direnişini müzikal ve teatral olarak özetleyen bir performans sunacak.
Erkmen’in topuzu bienalde!
‘Intervals’la eşzamanlı İstanbul’da da bir işi sergileniyor Erkmen’in. Londra’da sergi kapsamında gerçekleşen söyleşide İstanbul Bienali’ndeki işinden de bahsetti Ayşe Erkmen. Gezi Parkı protestosu başladığı vakit hazırlamaya koyulduğu işinden vazgeçtiğini çünkü sokaktan çok kuvvetli ve çok yaratıcı seslerin yükseldiğini anlattı. Bienalin tek ‘dış mekan’ işi olan Erkmen’in topuzu ‘kütkütküt’, Antrepo’yu sembolik olarak yıkmak için vincin operatörü başında olduğu sürece çalışıyor. Antrepo’nun da yakın zamanda yıkılacağını söylüyor Erkmen ve İstanbul’daki başka benzer noktaları da böylece vurguluyor. Antrepo’ya içindeki sergiyle mütemadiyen saldıran topuzun tartışmalı 13. İstanbul Bienali’ni toptan tehdit eder bir hali olduğu söylenebilir; yahut sakince eleştiren bir hali olduğu…
Radikal
Yorum Ekle
Diğer Haberler
Matthew Perry’nin ölümüyle ilgili davada yeni gelişme
Friends dizisinin yıldızı Matthew Perry’nin ölümüne ilişkin davada ikinci doktor da ceza aldı; Dr. Mark Chavez’e yasa dışı ketamin temini nedeniyle 8 ay ev hapsi ve 3 yıl denetimli serbes...
Oscar Ödülleri'nden Kritik Karar: 2029'dan İtibaren...
Oscar Ödülleri törenlerinin, 2029 ile 2033 yılları arasını kapsayan yeni anlaşma kapsamında televizyonda değil, ABD merkezli video paylaşım platformu YouTube'da yayınlanacağı açıklandı. S...
Dünyaca ünlü rock yıldızları İstanbul'a geliyor
Rock dünyasının ünlüleri, 2026 yılında Türkiye'ye geliyor. Tanınmış isimler, İstanbul'da müzikseverlerle buluşacak. Kariyeri boyunca "Because the Night" ve "People Have the Power" gibi şa...
Bilgisayarla Beste Yarışması’nda ödüller sahiplerini buldu
İzmir Büyükşehir Belediyesi, Türkiye Zekâ Vakfı, Türkiye Bilişim Derneği (TBD) ve Halıcı Bilgi İşlem AŞ iş birliği ile düzenlenen 32. TBD-Halıcı Bilgisayarla Beste Yarışması’nın final ve ...
Ünlü piyanist Grinko, Ankara'da konser verdi
Rus müzisyen, piyanist ve davulcu Evgeny Grinko, Ankara'da verdiği konserde hayranlarına unutulmaz bir gece yaşattı. Besteleri milyonlarca kişi tarafından dinlenen, dünyaca ünlü Rus müzis...
2 bin 400 yıl önce batan gemide parmak izi bulundu
Danimarka açıklarında yaklaşık 2 bin 400 yıl önce batan bir deniz akıncıları teknesinde bulunan antik bir parmak izi ve kimyasal bulgular, Demir Çağı’nda bu gizemli saldırganların nereden...
5 bin yıllık iskelet şaşırttı! Taş Devri'nden kalma gizemli bir gömü...
İsveç’in başkenti Stockholm’ün yaklaşık 35 kilometre güneybatısındaki Gerstaberg köyünde yürütülen yüksek hızlı tren hattı inşaatı sırasında arkeologlar, 5 bin yıllık bir köpek iskeletiyl...
'Bak Postacı Geliyor' izleyicilerine film arasında sürpriz
Yüksel Aksu'nun senaryosunu yazıp yönettiği, oyuncu Ozan Akbaba'nın başrolünde yer aldığı 'Bak Postacı Geliyor' filminin akşam seansında izleyiciler bir sürprizle karşılaştı. Dün akşam bi...
Oya Başar’dan yıllar sonra gelen Levent Kırca açıklaması
Usta oyuncu Oya Başar, eski eşi Levent Kırca’nın ölüm haberini aldığı geceyi ve sanatçının hastalık sürecinde tedaviyi reddedişini yıllar sonra ilk kez anlattı. Usta oyuncu Oya Başar, 10 ...
SOSYAL MEDYA
MAGAZİN
Neslihan Atagül organik tarım yapıyor
Organik tarıma yönelen oyuncu Neslihan Atagül, eşi Kadir Doğulu ve oğlu Aziz'in ilaçsız gıdalar tüketmesine büyük özen gösterdiğini söyledi. Neslihan Atagül ile Kadir Doğulu 'Fatih Harbiy...
TEKNOLOJİ
EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ
Karaciğer için en tehlikeli alkol belli oldu!
OECD’nin Sağlığa Bir Bakış 2025 raporu, yüksek alkollü sert içkilerin karaciğer hasarını en hızlı şekilde tetikleyen içecekler olduğunu ortaya koydu. Rapor, özellikle alkol oranı yüzde 35’in üzerindeki berrak içkilerin siroz ve kanser riskini ciddi biçimde artırdığı konusunda uyarırken, raporda liste de paylaştı.





Yorumlar
Bu haberde yorum bulunmamaktadir.