Corona günlerinde sahil kentleri!
15 Ağustos, 2020Dünyaya kabus gibi çöken salgın hastalık her geçen gün yaşamımızı zindana çeviriyor.
İnsanlar duyarlılar ve duyarsızlar diye saflara ayrıldılar bile.
Maskeliler maskesizlere karşı!
Üç ay süren özen, insanlar arası dayanışma, saygı, iletişim kayboldu gitti.
Yazın gelmesiyle birlikte rahatlama başladı.
Serbestlikler ise anlayışa göre değişiverdi.
Ve salgın yeniden yükselişe geçti.
Özellikle sahil kasabaları bu yönde şansız.
Bayramda sahillere başlayan hücum istilaya dönüşüverdi.
Ve hala hafta sonları istila devam ediyor.
Ben bir sahil bölgesinde FOÇA da yaşıyorum.
Böyle rezillik görmedim.
Tüm parklar insanların nefes alma alanıdır.
Ancak otopark oldu maalesef taşın duvarı yıkıp izansızlar arabalarını PARK lara park etmeye başladı.
Tüm boş yapı izni alanlar yetkililerce kiralanıp otopark olarak kullanılmaya açılmalı ivedilikle!
Yen'i bir düzenleme şart görünüyor tatil dönemlerinde.
Her hafta sonu sokaklarda kürekle maske süpürülüyor.
İskelelerde kaldırımlarda geceleyenlere ne demeli bilmem ve bıraktıkları kirlilik ise facia şeklinde.
Çocuk parklarında ağaç altlarında geceleyenlere ise söyleyecek söz yok.
Zaten kumsallar çadırkent durumunda.
Tuvalet sorununu denizde veya ağaç altı kuytu ev kenarlarında çözüm arıyor insanlar.
Salgında bu arada bayram yapıyor.
Salgının boyutlarını Foça da bir ay sonra göreceğiz bu umursamazlıkla.
Peki sadece yazlığı ve olanağı olan mı denizden istifade edecek diye sorduğunuzu duyar gibi oluyorum.
Tabii ki HAYIR!
Ama bunun için yerel yönetimlerin kaymakamlıklarla iş birliği yapması şart.
Mülki idare yöneticilerinin işi sahil kasabalarında çok zor.
Özellikle MÜLKİ İDARE dirayetli ve duyarlı olmalı
Polis bekçi zabıta elele çalışmalı.
Yöneticiler yazın daha düzenli ve göz açtırmadan çalışıyor olmalı .
Her metrekarede ne olduğundan haberdar olmalı.
Çadırlar için, kamp yapmak isteyenler için özel alanlar düzenlenmeli.
Günübirliktiler özel tuvaletli suyun olduğu rahat denize girebilecekleri, çöplerini dikebilecekleri alanlar hazırlamalı.
Ve en önemlisi ; sürekli ellerinizi yıkayın deniliyorsa o zaman su tuvalet sorunu kesinlikle çözülmeli.
Kumsallar sigara izmariti, içki şişesi, naylon torba tarlası olmuş yazık!
Sahillerde , duraklarda, toplu yaşam alanlarında ;
Sigara izmarıtleri için ve çöpler için özel çöp koyma materyalleri hazırlanmalı.
Kirlilik karşısında kanun koyucu devreye girmeli.
Ceza ise ceza uygulanmalı, sürekli insanlar uyarılmalı.
Polis, bekçi, zabıta düzensizlik ve saygısız pisliğin önünden sadece bakıp geçmemeli.
Tabii ses de , desibel de önemli.
Tatil denilince sonuna kadar müzik elinde içki şişeleri sokaklar da geceleme, sabahlara kadar sahilde şamata olmamalı.
Hasta, yaşlı, çocuk, uyuyanda düşünülmeli.
Kısaca asayiş sağlanmalı.
Yasak uygulamaların karşılığı verilmeli.
Kanun var , yönetmelikler kurallar ve cezalar var.
Gerektiği yerde cezalar uygulamaya konulmalı.
Özgürlük başkasının haklarına saygısızlık olmamalı.
Hijyen salgın durumunda olmazsa olmaz olmalı.
Normal de zaten sahil kentleri yöneticiliği zordur.
Salgında bu zorluk ikiye katlandı .
Araya bayramda girince ve bayramda ulaşım bedava olunca nüfus patlaması tavan yaptı.
Bayramda ulaşım sadece her ilçenin kendi dahilinde serbest olmalıydı pandomim sürecinde.
Salgın durumu özel tedbirler gerektiriyor tabii.
Hayatın akışını daha düzenli ve sağlıklı koşullarla tedbirlerle sağlayarak halka hizmet götürmek lazım.
Kolay değil.
Ancak yapılamaz da değil.
Basit uygulanabilir önlemler hizmeti daha kaliteli yapabilir.
Kalite detayda gizlidir.En ince detaylara sağlık ve huzur adına yöneticiler önem vermeli.
Ancak önce aksaklıkları görmek lazım.
Bunun içinde her noktada her saniye sistemde olmalı.
İyi bir swot analizi ile ölçümleyip durum değerlendirmesinden sonra ben yaparımı aşıp biz yaparıza ulaşınca olmaz olan herşey olur!
Okulların açılışının ötelenmesi daha zor günleri gündeme getirecek kesinlikle.
Önlemler şimdiden alınmalı.
Yoksa salgın süresi gittikçe uzayacak ve yeniden pig yapacak.
Facia geliyorum diyor.
Sevgili okurlarım faciadan arınmış sağlıklı huzurlu günler dilerim.
Yorum Ekle
SOSYAL MEDYA
MAGAZİN
Nurgül Yeşilçay neden dizilerde oynamadığını açıkladı
Son olarak 'Veda Mektubu' dizisinde başrol oynayan Nurgül Yeşilçay, dizilerde neden rol almadığını sitem ederek açıkladı. Gündemdeki toplumsal sorunlardan etkilenerek, "Her şey çok karışı...
TEKNOLOJİ
EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ
35 yaşında başlıyor, ölüme yol açıyor!
Prof. Dr. Mehtap Kaçar, yaşlanmanın vücutta birçok değişikliğe yol açtığını ve yaş aldıkça ilk kaybedilen dokunun iskelet kası olduğunu belirterek, Sarkopeni (yaşa bağlı kas kaybı) hakkında bilgi verdi. Kaçar, "Sarkopeni genel olarak 35 yaşında başlar ve düzenli olarak kas yapıcı antrenman yapmayan yetişkinler her on yılda yaklaşık 2 ila 3 kilogram kas kaybeder.
Yorumlar
Bu haberde yorum bulunmamaktadir.