İzmir'de Demokrasi Nöbeti!

İzmirliler, önceki gün özgür medyaya yapılan darbe operasyonunun ardından Bayraklı Adliyesi önündeki demokrasi nöbetinin ikinci gününe İstiklâl Marşı ve gül dağıtımıyla başladı. Operasyona tepki amacıyla saat 11.00'de adliye önüne gelen kadınlı erkekli binlerce vatandaş, Kur'ân ve Cevşen okuyarak dua etti.

Gazetecilere çiçek dağıtan Necati Yörüdü, medyanın yolsuzluk ve rüşvetle susturulamayacağını söyledi. Bu kapsamda burada bulunduklarını, adaletin ve demokrasinin işletilmesini istediklerini belirten Yörüdü, gazete okurlarının ve ona destek verenlerin demokratik bir duruş sergilediğini ifade etti. Yapılan zulmün sadece bir zümre ile sınırlı kalmayacağını söyleyen Yörüdü'nün sözleri, "Özgür basın", "Medya susturulamaz" sloganlarıyla devam etti. Prokatif eylemlere karşı dikkatli olunmasını isteyen Yörüdü, hiçbir şekilde taşkınlığa yol açılmasına müsaade edilmemesini istedi.

Daha sonra İstiklâl Marşı'na geçildi. Türk bayrakları eşliğinde okunan marş, alkışlar eşliğinde son buldu. Pankartlarda ise "Demokrasi Nöbeti" yazması dikkat çekti.

Ege Balkan Sosyal Akademik İşbirliği Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Recep Güneş ise bir sivil toplum örgütü olarak, mazlum bir topluluğa destek vermek için buraya geldiğini anlattı. Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca'yı İzmir'deki talebelik yıllarından tanıdığını belirten Güneş, yanlış bir iş yapmadığını göstermek için yanına oğlunu da alarak başı dik bir şekilde polise gittiğini, Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı'nın ise eşi bir hafta sonra doğum yapacak olmasına rağmen polisi nezaket içinde kabul edip işini kolaylaştırdıklarını anlattı. Bakanların çocuklarının ise yüzlerini kapatarak polise teslim olduklarını ifade eden Güneş, yanlış bir iş yapan insanın suçluluk psikolojisiyle saklanma ihtiyacı hissettiğini, yanlış bir iş yapmayanların ise yüzü ak bir biçimde hareket ettiklerini kaydetti. Bu insanların, yanlış bir iş yapmadıkları için mevcut yargıya güvendiklerini belirten Güneş, "Türkiye'nin hakim ve savcısına mı güvenmiyorlardı o gün? Bunlar güveniyorlar da onlar niye güvenemediler? Güvenemediler demek ki. Korktular demek ki. Suçlular demek ki. Başını gözünü insanlardan ondan sakladılar demek ki ama bu insanlar başını gözünü saklamadılar. Kendileri ifade vermeye gittiler. Bu bir insanlık davasıdır. Bu evrensel ahlâki değerleri topluma taşıma davasıdır. Madem öyledir, böyle bir dava da bedel ister." dedi.

F5 Haber