36 kişinin öldüğü katliam 'sır' olur mu?

12 Eylül davasında MİT'in 1 Mayıs 1977 olaylarını 'devlet sırrı' saymasına avukatlar tepkili: "Ucu devlete dokununca hemen gizlemek istiyorlar."

12 Eylül Davası’nda 1 Mayıs katliamına ilişkin kendisinden bilgi talep edilen MİT’in, gönderdiği evraklar için ‘devlet sırrı’ şartı koşması tartışma yarattı. Katliam kurbanlarının avukatlığını yapan Rasim Öz, yargıdan evrakın saklanamayacağını belirtiyor. Avukat Ömer Kavili de MİT’in yanıtının ‘tevilli ikrar’ olduğunu belirterek, “Burada bir toplumun geleceği karartılmıştır” diyor.

Avukat Kavili’nin verdiği bilgiye göre MİT, katliamına ilişkin hangi bilgilerin hangi merciden alınabileceğini içeren bu özet evrakın Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 125. maddesine göre, ‘devlet sırrı’ kapsamında değerlendirilmesini istedi. Mahkeme Başkanı Süleyman İnce de duruşmada evrakın bu kapsama alındığını ifade etti. Duruşma sonunda mahkeme, MİT’in yazısında bahsedilen 100 sayfalık dökümanın Başbakanlık’tan istenmesini de karara bağladı.

‘Devlete dokunuyor’
Kavili, bu yazının mahkemeye talimat vermek anlamına geldiğini savunarak, “Mahkeme ‘Bilgi almam lazım’ diyor, vermiyorlar. Çünkü devlete dokunan yanları var. Bu tevilli ikrardır. Devlete dokunduğu için gizlemek istiyorlar” dedi. Kavili, artık bu davda CMK 125’in uygulanamayacağını da savunarak, “Burada bir toplumun geleceği karartılmıştır. Hatta sanık avukatlarına göre, devlete de zarar verilmiştir. Dolayısıyla bu evraklan saklanamaz” diye konuştu.

DİSK avukatlarından Öz de ‘devlet sırrı’ kavramına sığınılarak belge veya bilgi saklanamayacağını vurguladı ve “Siyasi iktidarın bütün organların bilgi ve belgeleri yargı ile paylaşmak zorundadır. Vermemek, görevi suistimaldir” dedi.

‘İnsanlık suçudur’
Avukat Rasim Öz, 1 Mayıs 1977 katliamının insanlık suçu kapsamına girdiğini ve zamanaşımının da işlemeyeceğini belirtti. Türkiye’de 1 Mayıs’ın açık alanda ilk kez kutlandığı o gün, 1 Mayıs 1977’de, İstanbul Taksim Meydanı kana bulanmıştı. Değişik noktalardan açılan ateş sonucu 36 yurttaş öldü, 126’sı yaralandı. Hiçbir fail bulunamazken, 94 işçi ve sendikacıya dava açıldı. Hatta kurbanlardan 17’si bir süre tutuklu kaldı. İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen bu dava 1988 yılında beraatle sonuçlandı. Avukat Rasim Öz, her yıl suç duyurusunda bulunduysa da bir karşılık elde edemedi.  (RADİKAL)