Yukarı
143038

Karın ağrısını ciddiye alın!

26 Ekim 2014 13:03

Genişleyen damarlar fark edilmezse patlıyor ve ölümle sonuçlanabiliyor.Marmara Üniversitesi, Pendik EğitimAraştırma Hastanesi, Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof.Dr. Selim İsbir, hastalığın daha çok 60 yaş üstü sigara içen hipertansiyonu olan erkeklerde gördüğünü kaydetti.


Prof.Dr. İsbir, hastaların büyük çoğunluğunun anevrizma patladığı zaman bu hastalıktan haberdar olduklarını vurgulayarak, ‘’Çok az sayıda hastada öncesinde karın ve bel bölgelerinde ağrı ortaya çıkar ki bu belirtiler hastalığa özel belirtiler değildir. Kanımca toplumda yeterince bilinmemesinin en önemli nedeni hastalığa özel bir belirtisinin olmaması vede aort damarının bu süreçte sinsice büyümeye devam etmesidir" dedi.

Prof.Dr. İsbir, anevrizma patlamadan önce hastada karın ağrısının en sık karşılaştıkları belirti olduğunu ifade ederek, ‘’Damarın patlaması ve karın boşluğuna kanamanın başlaması ki halk arasında “iç kanama” olarak da isimlendirilir ani tansiyon düşmesi ve buna bağlı belirtiler ortaya çıkar. Eğer hasta şanslı ise kanama kendi kendini sınırlar ve hasta bu ameliyatın yapılabileceği Kalp Damar Cerrahisi merkezi olan bir hastaneye ulaşabilirse kurtulma şansı olabilir. Ama çoğunlukla bu tablo aksi yönde gelişir ve hastalar anevrizma patladığında hayatlarını kaybederler. Anevrizması patlayan ve hastaneye ulaşan hastalarda ise aşırı kan kaybına bağlı böbrek yetmezliği, eğer altta yatan bir kalp hastalığı mevcut ise kalp krizi ve hatta felç ortaya çıkabilmektedir’’ diye konuştu.

Prof.Dr. isbir çoğunlukla karın ağrısı ile başvuran hastalarda basit bir ultrasonografi ile tanı konulduğuna dikkat çekerek, ‘’Çoğunlukla karın ağrısı ile başvuran hastalarda basit bir ultrasonografi ile tanı koymak mümkündür. Karın ağrısı yapan diğer hastalıklarla karıştırmak mümkündür. Ancak karın ağrısı ile beraber hastalarda bir şok tablosu da olduğundan akla abdominal aort anevrizması gelmelidir’’ dedi.

Hastalığın genetik yatkınlığı olduğunu belirten İspir, ailesinde anevrizma öyküsü olanlarda daha sık görüldüğünü ifade ederek, "Ayrıca damar sertliğine bağlı (kireçlenme) kalp hastalığı olanlarda daha sık görülür. Bu noktada yüksek tansiyon, sigara ve erkek cinsiyet en önemli risk faktörleridir. Patlayan anevrizmalarda hastanın en kısa sürede bu ameliyatların yapılabileceği “ Kalp Damar Cerrahisi” merkezlerine yönlendirilmesi gerekir. Hastaya sıvı ve kan desteği yapılmalı ve eğer merkez “endovasküler “ tedavi yapabiliyor ise süratle bu tedavi uygulanmalıdır. Endovasküler tedavide kasık bölgesinden “endovasküler greft” adını verdiğimiz bir stent anevrizmanın olduğu aort bölgesinde yerleştirilir ve kanama durdurularak anevrizma tedavi edilir. Ancak her hasta bu yöntem için uygun olmayabilir bu takdirde klasik cerrahi yöntemle karın bölgesinden yapılan bir ameliyatla anevrizma bölgesine bir suni damar yerleştirilir" dedi.

ENDOVASKÜLER TAMİRLE DENEYİMLİ MERKEZLERDE ÖLÜM ORANI YÜZDE 0’DIR

Prof.Dr. Selim İsbir, endovasküler tamirin son yıllarda hastalığın tedavisinde çok önemli bir yenilik olduğunu ve hastaların hayatta kalma oranını büyük bir oranda artırdığını kaydetti.


İsbir, şunları söyledi: ‘’Abdominal aort anevrizmalarına yönelik açık cerrahi yöntem olarak adlandırdığımız yöntemde eğer hasta anevriması patlamadan tanısı konmuş ve de ameliyata alınmış ise ameliyat esnasında ölüm oranı yüzde 5-6 civarındadır. Bu rakam endovasküler teknikte yüzde 1 civarında hatta deneyimli merkezlerde yüzde 0'dır. Anevrizması patlayan hastalarda açık cerrahi yöntemde bu oran yüzde 15-20 lerdedir. Endovasküler Tamir yönteminde, özel bir stent kasıktan katater yardımı ile anevrizmanın içine yerleştirilmekte ve anevrizmayı devre dışı bırakmaktadır’’.

ENDOVASKÜLER TAMİR HER MERKEZDE YAPILMIYOR

Prof.Dr. Selim İsbir, abdominal aort anevrizması tamirinin her merkezde yapılamadığının altını çizerek, ‘’Abdominal aort anevrimalarına yönelik endovasküler tedavi ameliyathane şartlarında kalp damar cerrahları, girişimsel radyoloji uzmanları, kalp damar cerrahisi anestezi uzmanları,deneyimli teknisyenler ve hemşirelerden oluşan geniş bir ekiple tedavi edilirler. Bu ameliyathanelerde greftin yerleştirilmesi esnasında anjiyografi cihazı adı verilen görüntüleme cihazının olması gerekmektedir. İşlemin ameliyathane şartlarında yapılması özellikle enfeksiyonun önlenmesi vede işlem sırasında stentin yerleştirilememesi durumunda açık ameliyata geçilmesi durumunda önemlidir. Ülkemizde ameliyathane ortamında anjiyografi cihazı bulunan Kalp Damar Cerrahisi merkezlerinin sayısı oldukça azdır. Çoğunlukla kardiyoloji ve radyoloji bölümlerinin anjiyografi laboratuarlarında yapılmaktadır ki bu durum kanımca risk taşımaktadır’’ dedi.

Prof.Dr. Selim İsbir, tarama için kalp damar cerrahisi merkezlerine başvurulması gerektiğini, sonrasında radyoloji bölümlerinde yapılan ultrasonografi ve detaylı tomografik incelemler ile tanı koymanın mümkün olduğunu sözlerine ekledi. 



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


Diğer Haberler

Ahmet Davutoğlu'na sert yanıt: Siyasi kalpazan

Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu'nun MHP lideri Devlet Bahçeli'ye yönelik sözlerine MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman'dan sert yanıt geldi. Büyükataman, Davutoğlu için "Strateji...

Sosyalistlerden 1 Mayıs için ortak karar: Taksim’e yürümek üzere...

1 Mayıs’a günler kala Halkevleri, Emek Partisi, Sol Parti, TİP ve TKH İstanbul il örgütleri aldıkları ortak kararı duyurdu. Açıklamada "Tüm İstanbullu emekçileri, Taksim’e yürümek üzere 1...


AKP’nin Taksim korkusu… Yurttaşa bariyer örülüyor!

1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü için Taksim Meydanı’na demir bariyerler getirildi. 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü için Taksim Meydanı’nı ve Gezi Parkı çevresine demir bariyerler getirildi....

Tahir Elçi cinayeti davasında savcı üç polis için beraat istedi

Tahir Elçi cinayeti davasında mütalaasını açıklayan cumhuriyet savcısı tutuksuz yargılanan üç polis için beraat istedi. Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi'nin, basın açıklaması yaptığı sı...


İmamoğlu'ndan, Ayşegül Ovalıoğlu'na tebrik ziyareti

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Bakırköy Belediye Başkanı Doç. Dr. Ayşegül Ovalıoğlu’na tebrik ziyaretinde bulundu. İlk 5 yıllık dönemlerinde, Bakırköy özelinde altyapı yatırımlarını büyük öl...

AKP'li başkan oy oranını beğenmedi, sistem etti: Çok ayıp ettiniz

Gaziantep’in Şahinbey Kapcağız Mahallesi'nde fide dağıtım töreninde konuşan AKP'li Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu, yerel seçimlerde verilen yüzde 53'lük oy oranını beğenmedi,...


Yargıtay 26'ncı tur da başkanını seçemedi

Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca'nın 4 yıllık görev süresinin dolması nedeniyle 25 Mart'ta başlayan başkanlık seçimlerinin 26'ncı tur oylamasında da adaylardan hiçbiri salt çoğunluk sayısı ...

Taksim, 1 Mayıs'a açılacak mı? Yerlikaya duyurdu

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, "Taksim 1 Mayıs için uygun değil" diyerek, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü için kentte 40 farlı noktanın etkinlik alanı olarak ilan edildiğini açıkladı." İçi...


İYİ Parti'de yeni dönem istifalarla başladı: 'Partinin fişi çekildi'

İYİ Parti 5. Olağanüstü Kurultayında Meral Akşener dönemi kapandı. Genel Başkanlığa seçilen Müsavat Dervişoğlu dönemi ise istifalar ile başladı. Trabzon Yomra Belediye Başkanı Mustafa Bıy...

SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

Ferman Akgül Kopenhag'a taşınıyor!

Ferman Akgül, önemli bir iş teklifi aldığını belirterek Kopenhag'a taşınacağını aktardı. Ferman Akgül, Kopenhag'a taşınmasıyla ilgili olarak "Sürekli yağdığı için New York şarkısındaki ro...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Horlama ne zaman tehlikelidir?

Her gece horluyorsanız, gün içinde de kendinizi uykulu ve yorgun hissediyorsanız, nedeni “uyku apnesi” olabilir. Genellikle erkeklerde görülen bu durumun sanıldığı kadar masum olmadığını belirten Kulak Burun Boğaz ve Baş-Boyun Cerrahisi Uzmanı Dr. Orhan Altıntaş, ‘’Çünkü uyku sırasında solunum durmasına yol açarak, hayati tehlike yaratabilir’’ uyarısında bulundu.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR