Yukarı
177308

Baydemir: Sen ne zaman partiden ayrıldın ki?

02 Mayıs 2017 14:02
Partisinin grup toplantısında konuşan HDP Sözcüsü Osman Baydemir'in gündeminde 1 Mayıs ve emekçilerin yaşadığı sıkıntıların yanı sıra AKPM'nin Türkiye kararı ve Cumhurbaşkanı'nın AKP üyeliği vardı. Cezevinden tahliye olan Adana Milletvekili Meral DAnış Beştaş ile Hakkari Milletvekili Nihat Akdoğan'ın divanda yer aldıkları grup toplantısında Cumhurbaşkanı'na, "Sen ne zaman partinden ayrıldın ki" diye soran Baydemir, şöyle konuştu: 
 
Ülke büyük bir ekonomik dar boğazın içinde. Krizlerden çıkışın bir tane yolu var; zulüm kimden gelirse gelsin zulme hayır diyebilmek. Mazlum kim olursa olsun, kimliğine bakmadan onun yanında olabilmek. 16 Nisan'da milyonlar tekçiliğe hayır dedi, milyonlar KHK’lere, OHAL’e hayır dedi, milyonlar zulme hayır dedi. Ne diyorlardı, ‘OHAL rejimi sadece devlete sızmış örgütlenmelere karşıdır’. Oysa ki OHAL rejimi bir bütün olarak eşitlik talebinin sesini kısmaya yönelik olduğu ortaya çıktı.
 
Bundan 10 yıl önce yoksullukla, yasaklarla, yolsuzluklarla mücadele edeceğiz dediler. 3 Y dediler. Bugün gırtlaklarına kadar yolsuzluğa batmışlar. OHAL rejimiyle, bu ülkenin görmediği yasakları dayatıyorlar. Yetmedi, yoksulluğu derinleştiriyorlar. Bunların yaptığı yolsuzluk, yasak ve yalanla bütün bunları örtmenin çabası içindeler. 
 
Hayır mücadelesi bitmedi 
 
Yalan da yetmiyor, kendilerine en yakın insanları şatafat içinde yaşatıyorlar. 2002’de işsizlik % 6-7 düzeyindeydi bugün ise 7 milyon 100 bin insan işsiz. Türkiye’de her 5 kişiden biri işsiz. Kürt coğrafyasında ise, her 5 gençten 4’ü işsiz. 40 bin insan işsizlikten, yoksulluktan dolayı, intihar etti. Murat Akar Diyarbakır Ergani’de canına kıydı. Cebinden çıkan notta işsizlik nedeniyle olduğu yazıyordu. 2004’te 181 bin taşeron işçi vardı, bugün ise en az 1 buçuk milyon. Yani taşeron işçi sayısı %700’ü aşkın bir tırmanışa geçti. Taşeronluk nedir? 21. yüzyılın köleliğidir. İşte bu nedenle ‘hayır’ımız bitmedi. Köleliğe hayır diyoruz.
 
Belediyelerimizde biz toplu iş sözleşmesi yaptığımızda, hakkımızda soruşturma açılıyordu. Hükümetin en büyük vaadi taşeron işçiliğe 4B ve 4C’ye kadro vermekti, yerine getirilmedi. İşte yalana bir kez daha hayır demek için hayır mücadelesi daha bitmedi.
 
Ne demektir 21. yüzyıldaki kölelik sistemi? Zafer Açıkgözoğlu. 29 yaşındaydı. Çapa Tıp Fakültesi’nde taşeron işçi olarak çalışmaya başladı. Eline iğne battı, Hepatit B oldu. Çalışmaya devam ederken, kanalizasyon patladı, müdahale etmesi istendi. Hastalık kaptı. Çalıştığı hastanede bile kendisi tedavi edilmedi. Yaşamını yitirdi. Tek bir sorumlu hakkında dava açılmadı. İşte taşeron budur.
 
Doğmamış çocuklar borçlandırıldı
 
Ülkenin borcu neredeyse haddi hesabı olmayan şekilde artmış. 2002’de borç 366 milyar iken 2016’da 2 katrilyon olmuş. Yani sadece bugün yaşayanlar değil, henüz doğmamış çocuklar bile, bu hükümet döneminde borçlandırıldı. Güneş balçıkla sıvanmaz. Yalancının mumu yatsıya kadar yanar. O mum, 16 Nisan’da hayır yüreğiyle söndürüldü.
 
Kıdem tazminatına göz diktiler 
 
Son bir kale kalmış emekçinin elinde, kıdem tazminatı. Ona göz dikmişler. Emekçinin alın terini fona devretmek istiyorlar. Kıdem tazminatı da elinden alınırsa, işveren dilediği zaman emekçinin işine son verecek. Bunlar engerekler ve çıyanlardır, bunlar aşımıza ekmeğimize göz koyanlardır. Tanı bunları emekçi kardeşim.
 
Emekçilerin 'hayır’ı ile Kürtlerin 'hayır’ı birleşmeli 
 
Çalışanların, işsiz kaldıklarında kısmen de olsa fayda sağlayacak bir işsizlik fonu oluşturuldu ve 104 milyar lira birikti. Sadece 14 milyar işsizler için harcandı. Diğer kaynak nereye gitti peki? O şatafat kesimine gitti. Sömürü düzenin devam etmemesi için, emekçilerin 'hayır’ı ile özgürlük talebindeki Kürtlerin hayırlarının buluşmasının zamanı gelmiştir.
 
Yalanınız batsın
 
15 Temmuz’da 4 siyasi parti ortak bir tavır ortaya koydu. Gelin görün ki, o 4 partinin sözcülerinden İdris Baluken şu anda cezaevinde. Darbeye karşı irade ortaya koyan Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ 180 gündür cezaevinde. Dönemin Başbakanını, ana muhalefet liderini, Meclis Başkanını, o deklarasyona sahip çıkmaya davet ediyorum. 20 Temmuz akşamı, Erdoğan canlı yayında, bizim partimizin de ismini anarak siyasi partilere teşekkür etti ve demokratik parlamenter sistem içerisinde kalıyoruz dedi. Yalanınız batsın!
 
AKP devlete format veriyor
 
Ne yaptılar? OHAL rejimini getirdiler ve KHK’lerle, muhalefet edecek kim varsa susturma arayışına girdiler. Çok açık ve net; AKP müttefiki olan, ortağı olan şer cephesiyle devlete bir format veriyor. Yeni bir formatla, toplum mühendisliğini hayata geçirmeye çalışıyor. Ve bu format, sanki bir yenilikmiş gibi sunuluyor. Oysa bu, ittihatçılıktır. Bugünün AKP’sini görmüş ki AKP’ye tam 200 yıl önce, Hegel şöyle seslenmiş: “Bunların tarihten öğrendiği tek şey, hiçbir şey öğrenmedikleridir.”
 
Aldıkları ahların cezasını çekecekler 
 
Öyle bir hukuk anlayışı kuruyorlar ki, bir gecede bir KHK çıkıyor ve anne ile baba birlikte işinden ediliyor. Tek bir soruşturma bile yok. Oysa 657 sayılı kanuna baktığımızda, herkesin kendini savunma hakkı vardır. Ekmeğine, rızkına el koyuyorlar. Rızkı veren Allah’tır. 
 
Zulüm düzeni ilelebet değildir. Bu zulüm düzenine verilecek tek bir yanıt var, bütün bunlar bir gün mutlaka aldıkları bu ahların cezasını çekecekler. Misliyle, bu acıyı tadacaklardır.
 
28 Nisan akşamüstü, 21. KHK yayınlandı. 4 bin kamu emekçisinin ekmeğine el konuldu. 15 Temmuz’dan bugüne 135 bin insanın ekmeğine ele konulmuş oldu. On binlerce kamu emekçisi, neden ihraç edildiklerini bile bilmiyor. Peki, hani suçların şahsiliği ilkesi? Hani mazlumiyet? Milyonlarca mağduriyet yarattılar. Barış için imza atan 378 akademisyen üniversiteden uzaklaştırıldı. O akademisyenlerden bazılarının kitapları, halen o üniversitelerde ders kitabı olarak okutuluyor.
 
Sıra sana gelecek 
 
657 sayılı Devlet Memurları Kanunundaki bütün haklar, KHK ile ortadan kaldırılmış durumda. Bize düşen, net bir beyanı ortaya koymaktır. Bu zulme maruz kalan, kalma olasılığı olan 80 milyon insan var. O halde bir kez daha biata hayır diyelim, zulme hayır diyelim, zulme sessiz kalanlara hayır diyelim. Susma. Çünkü sustukça sıra sana gelecek. Sıranın sana gelmemesi için, sıranın senin komşuna, kardeşine gelmemesi için, sıranın kimseye gelmemesi için artık kol kola gelmenin, yürek yüreğe vermenin zamanı gelmiştir.
 
Hiçbir zor rejimi ilelebet değildir. Her zulmün sonu aydınlıktır, ferahlıktır. Bu mazlum halkında ve halkın sözcüsü olan HDP’nin Eş Genel Başkanlarının bu ülkedeki geleceği de aydınlıktır. Bu ülkeye zulmü, OHAL’i dayatanların geleceği ise en hafif tabiriyle mahcubiyettir.
 
AKPM’nin kararı bir fırsattır 
 
AKPM’nin Türkiye kararı, savaş politikasının sonucudur, OHAL rejiminin, KHK’lerin sonucudur. Hükümet politikalarının sonucudur. Kürt coğrafyasındaki yıkımın sonucudur.
 
Bu karar çıkmasın diye yaptıklarınıza muhalefet eden, söz söyleyen HDP’ye kulak tıkamanızın sonucudur. Hukukun üstünlüğünü ortadan kaldırmak için uğraş veren ve bu ülkeyi bu hale koyan mimarların olduğu yer, alçaklığın da ötesinde, çukurun ta kendisidir.
 
Bu politikalar, sahibine kaybettirecektir. Bu arada memleket zarar görüyor. İşte memleket daha fazla kaybetmesin diye, daha fazla acı yaşanmasın diye bizler çabamızı ortaya koymaya devam ediyoruz.
 
Ne diyor Erdoğan, “AKPM’nin kararını tanımıyoruz”. Sayın Cumhurbaşkanı, bu karar AKPM’nin kararı değil, senin politikalarının ortaya çıkardığı reel bir durumdur. Bununla yüzleşmediğin sürece ülke kaybetmeye devam edecektir. Bu ülkenin kaybetmesi demek, 80 milyon insanın kaybetmesi demektir.
 
Ne olursa olsun, insanlığımız yitirmeyelim diyen, ben bu dünyaya insan olmaya geldim diyen felsefenin kaybetmemesi için, AKPM’nin verdiği karar bir fırsattır. Gelin bu fırsatı, hep birlikte değerlendirmenin arayışında olalım.
 
Hakikati öldüremeyecekler 
 
Çıkmış diyorlar ki, “AKPM kararını tanımıyoruz” Önce hakikati öldürmeye çalışıyorlar ama HDP var oldukça hakikati öldüremeyecekler. Sanırsınız, AKPM bu ülkenin düşmanı. Oysa şimdiki Dışişleri Bakanı AKPM’de başkanlık yapmıştı bir dönem. AKP hükümeti vesayetle mücadele ediyorum dediği 2002-2009 arasında en çok AKPM’den destek aldı. Şimdi ise kararı tanımıyorum diyorlar. İşte yalan budur. Bu yalan düzenine hayır demek bizim görevlerimizden biridir.
 
Kürt düşmanlığı kimseye kazandırmadı 
 
Onlar, bütün bu yıkım politikasını gizlemenin peşindeler. Yani tarihten ders çıkarmamışlar. Bütün bunları gizlemek adına, Şengal’e, Rojava’ya operasyon düzenliyorlar. Bu, Kürt düşmanlığı politikasına devam etmek demektir. Kürt düşmanlığı politikası şimdiye kadar hiçbir hükümete kazandırmamıştır, Vallahi ki sizlere de kazandırmayacaktır.
 
Bu günahta ana muhalefetin de payınız var 
 
Rojava’ya, Şengal’e saldırmak IŞİD barbarlığının elini güçlendirmektir. Çıkmış ana muhalefetten bir yetkili,” Operasyon gecikmiştir” diyor. Geciken operasyon değil, bu operasyonlar 35 yıldır yapılıyor. Sonuç ne? Kan, gözyaşı kaos. Geciken, yine sizin anlama kapasiteniz. Siz yine mevzuyu anlamadınız ve anladığınızda yine geç kalmış olacaksınız. Çünkü eşbaşkanlarımızın cezaevine gönderilmesine yine sizin geç anlamanız vesile oldu. “Anayasa’ya aykırı ama evet”” deyişiniz vesile oldu. Bu günahta sizin de payınız var.
 
Bu ülkenin temel sorunlarından bir tanesi, tekçilik dayatmasıdır. 16 Nisan’da milyonlar tekçiliği hayır dedi. Rojava’ya baktığımızda, meclislerde Ermeniler, Süryaniler, Araplar var. Yani sizin düşmanlığınız sadece Kürtlere değil aynı zamanda çoğulculuğa.
 
İktidar partisi 4’e bölünmüş durumda 
 
Öyle bir realite var ki, artık yalanın da dolanın da bir yaşam süresi var. İktidar partisi 4’e bölünmüş durumda. Bir kesim, paracılar. Her gelen başbakanı alkışlarlar. İkinci kesim, ByLock’çular. Onlar en çok bağıranlardır, çünkü sıranın kendisine, bağırmak suretiyle gelmeyeceğine inanırlar. Bir diğer kesim, korku imparatorluğuna teslim olanlar. Bir kesim de, gidişattan rahatsız olanlar. İşte bizim çağrımız gidişattan rahatsız olanlaradır; bu gidişat kimseye kazandırmıyor. Biz gerçek muhalefet olarak, gerçeklere ayna tutmaya devam edeceğiz. Lakin bu tek başına yetmiyor. Ortak paydada buluşma, savaşa dur deme, yolsuzluğa dur deme vaktidir. KHK'lere dur deme vaktidir. Her bir KHK bu ülkeyi on yıllarca geriye götürme riskine sahiptir. Siz de görün ki şer cephesinin sizlere bir katkısı yoktur. Kuruluş felsefenizi inkar ediyorsunuz.
 
İlk seçimde 7 Haziran kazanacak 
 
Bir annenin bütün hayatı boyunca evladından daha değerli hiçbir şeyi yoktur. Annelerin evlatlarını ölüme göndermek suretiyle kendi iktidarlarını uzatmanın derdindeler. Hiç kaçarı yok. Yapılması gereken tek şey var, içeride, dışarıda barışa sahip çıkmak, çatışmaya karşı çıkmak. AKP iktidarı kabus görüyor, ya bu ülkeye cenazeler gelmezse, ya bir kez daha 7 Haziran sonucunu yaşarsam. 7 Haziran sonucu ilk seçimde kazanacak bu coğrafyada.
 
Sen ne zaman partinden ayrıldın ki? 
 
Erdoğan partisine üye olmuş! İyi de kurban sen ne zaman partinden ayrılmıştın ki. Zaten partiyi sen yönetiyordun. Hukuk dışı bir yöntemle Yüksekdağ’ın üyeliği bu partiden düşürüldü. Gün gelecek, Yüksekdağ tekrar bu partinin üyesi olacak. 

 



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


Diğer Haberler

Yunanistan sınırında 4'ü FETÖ mensubu 9 kişi yakalandı

Milli Savunma Bakanlığı, Türkiye'den Yunanistan'a yasa dışı yollarla geçmeye çalışan 4'ü FETÖ mensubu 9 kişinin Edirne’de yakalandığını açıkladı.

Edanur'un ölümünde İBB çalışanlarına gözaltı kararı

Küçükçekmece'de 5 yaşındaki Edanur Gezer'in park çalışması kapsamında açılan ancak kapatılmayan 135 cm'lik çukurda boğularak can vermesiyle ilgili İBB çalışanı dört kişi için gözaltı kara...


Mansur Yavaş hem kendisinin hem de eşinin malvarlığını belediye binasına astı

Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı Mansur Yavaş, kendisinin ve eşinin malvarlığını Ankara Büyükşehir Belediyesi girişine astı. Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı Mansur Yavaş, kendisi...

Tasarrufta ilk adım Ali Yerlikaya'dan geldi

İçişleri Bakanlığı, Bakan Ali Yerlikaya ve yardımcılarının koruma aracı ve polisi sayısının azaltıldığını doğruladı. Bu adımın 'tasarruf tedbirleri kapsamında' atıldığı açıklandı. Bu geli...


Özel'den Yavaş'a 'hayırlı olsun' ziyareti

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'ı ziyaret etti. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'a yeniden seçil...

Yurt dışında kaç Türk yaşıyor? Bakan Yardımcısı açıkladı...

Yurt dışında 7,5 milyon Türk vatandaşı yaşarken, bunun yaklaşık 6,5 milyonu Batı Avrupa ülkelerinde ikamet ediyor. Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, Ankara'nın Kızılcahamam il...


İçişleri Bakanlığı'nda 'beklenmedik' operasyon

Emniyet Genel Müdürlüğü, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın 4 yardımcısının özel kalemlerinde ve korumalarında çalışan toplam 69 polisin görevlerine son verdi. Görevden alınan polislerin y...

Meclis'te her altı soru önergesinden birine yanıt veriliyor

CHP'li Sezgin Tanrıkulu, soru önergelerinin neden yanıtlanmadığını TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'a sordu. Cevap, TBMM Başkanvekili Bekir Bozdağ'dan geldi. Buna göre; beş yasama döneminde t...


6 Şubat davasında kırmızı bülten talebine ret

4. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, tutuklu sanık Mehmet Tekin ve tutuksuz sanık Yakup A. ile müştekiler ve taraf avukatları hazır bulundu. Tutuklu sanık Ertan Danacı, duruşmaya bulun...

SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

Murat Yıldırım 'Teşkilat'a veda ediyor

Ünlü aktör Murat Yıldırım iki sezon boyunca başrolünü oynadığı Teşkilat’a veda etmeye hazırlanıyor. "Teşkilat" dizisi 111. bölümde sezon arası veriyor. Ankara’da başlayan ve Milli İstihba...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Alzheimer’ı erken yakalayın

Alzheimer genellikle ileri yaşlarda görülen bir bunama türü olarak biliniyor. Oysa hastalığın yıllar öncesinden belirti vermeye başladığını belirten Prof. Dr. Uludüz, ‘’Bu nedenle Alzheimer’ın evrelerini bilmek, erken teşhis edilerek, ilerleme hızını yavaşlatmak için önemlidir’’ dedi.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR