Kemal Karataş'tan Tunç Soyer'e cevap: "Seni leylekler mi getirdi de başkan adayı yaptı?"

Ege'nin Sesi-CHP Eski İl Başkanı Kemal Karataş sosyal medya üzerinden İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'in Varyant'ta bulunan Şato adı verilen binayı kişisel konut olarak kullanmasını eleştirmişti. Bu eleştirilerden sonra CHP İzmir İl Başkanlığı tarafından disipline verilen CHP'li Kemal Karataş Başkan Tunç Soyer'in kendisi hakkında yaptığı açıklamalara da cevap verdi. CHP'li Kemal Karataş açıklamasında"Şimdi hatırladın mı bunları Sayın Tunç Soyer nasıl önümde el divan pençe durduğunu, Nasıl saygılar sunduğunu, tekrar tekrar anlattırma bana, Hafızanmı gitti yoksa" dedi.

Kemal Karataş'dan Neptün Soyer'e eleştiri: "Biz Tunç Soyer'i başkan seçtiğimizi sanıyorduk..."

İŞTE O AÇIKLAMALAR:

SAYIN TUNÇ SOYERE CEVABIMDIR...

Sayın Tunç Soyer...
Tam bayram Arefe’sinde...
“ Ege’de Sonsöz “ internet gazetesi muhabiri...
Hanzade Ünuz ile yaptığı uzun söyleşide...
Benimle de ilgili sözler söylemiş...
Açıklamalarda bulunmuş...
***
Ben ; Tam bayrama denk geldiği...
Okuyucuların...
Bayramlarını...Bayram tadında geçirmeleri için...
Hemen cevap vermeyeceğini...
Sayın Tunç Soyerin benimle ilgili sözlerine...
Bayramdan sonra cevap vereceğimi...
Kendi köşemde yazmıştım...
***
Bayram bitti...
Şimdi bende cevap hakkımı kullanıyorum...
***
Sayın Tunç Soyer...
Gazeteci size soruyor ...
“ kemal bey 2009 yılında Seferihisar adaylığınızda Deniz Baykal’a isminizi ileten kişi olarak bilinir “ sözüne karşılık...
Siz demişsiniz ki !...
“ öyle olduğunu iddia eder ama...Ben doğrulamadım. Hiç bilmiyorum. Doğrulamadım “...
***
Bireh...Bireh...
Nasılda soruyu kurnazca geçiştirmeye çalışmışsın...
Şimdi beni dinleyin sayın Tunç Soyer...
Kamuoyuda öğrensin...
***
2008 yılları sonuna doğru...
Yerel seçimler yaklaşıyor...
Ben de CHP izmir il başkanıyım...
Seferihisar belediye başkanı Anavatan partili...
Hamit Nişancı...
Deniz Baykal’ın Hamit Nişancıyı partiye kazandıralım isteği...
Bütün girişimlerime rağmen gerçekleşmeyince...
( o olayı başka bir yazıda gerekirse anlatırım)
Seferihisara belediye başkanı arıyorum...
Partililerle...İlçe yönetimiyle defalarca toplantılar yapmama rağmen...
Bana bir isim öneremediler...
Birgün Seferihisar ilçesi yönetim kurulu üyesi, Benimde iyi tanıdığım...
Lakabı boyacı Yakup...Yakup Uğur odama gelerek...
“. Başkanım, bizim orada turizmci Tunç Soyer var, tatil köyü işletiyor.Ona ne dersin “ dedi...
Kafamda şimşekler çaktı...
Onu ticaret odasında ve Ekspo genel sekreterliğinden tanıyorum...
( orasıda çok ilginç inşallah başka bir yazıda anlatırım da gülersiniz)...
Çağırın gelsin dedim...
Yakup Uğur ( lakabı boyacı Yakup) ertesi günü Tunç Soyeri alarak odama getirdi...
Seni Seferihisara belediye başkanı adayı göstericem dedim...
Ayakları titriyordu heyecandan...
Önümde el divan pençe...
( bunu da söyletiyorsun bana ya...Yazıklar olsun sana)...
Benden haber bekle .Bunu kimseyle paylaşma dedim...
Konuyu Deniz Baykal’a anlattım...
Deniz Baykallada mutabık kalınca...
Seferihisar adayı olduğunu kendisine söyledim...
Sonra da resmî kabul toplantılarında adaylığı kesinleşti...
***
Sen şimdi bunların hiçbirisini hatırlamıyorsun...
Sayın Tunç Soyer...Öylemi ?...
Kurnaz hafızan bu bölümü sildimi ?...
Seni leyleklermi getirdi de başkan adayı yaptı..
Sayın Tunç Soyer...
***
Sana bu teklifi yaparken...
Dizlerinin bağı çözülmedimi...
Bana neler söylediğini...
Ne methiyeler düzdüğünü...
Ne saygılar sunduğunu anlatmıyayım burada...
Sayfalara sığmaz...
***
Seni bana getiren boyacı Yakubu...
Belediye başkanı olduktan sonra...
Belediyede işe alarak...
Şantiyede saha sorumlusu şef yapmadınmı...
***
Şimdi hatırladınmı bunları Sayın Tunç Soyer...
Nasıl önümde el divan pençe durduğunu...
Nasıl saygılar sunduğunu...
Tekrar tekrar anlattırma bana...
Hafızanmı gitti yoksa...
Yok yok hafızan gitmezde...
Artık sen çok büyüksün...
Egon çok yüksek...
Güç zehirlenmesi oldun...
Adeta ilahi bir güçsün..
Kemal Karataş’ın seni o göreve getirdiğinin bilinmesi ağrına gider...
***
En iyisi...
Gazetecinin o sorusuna cevap verirken...
Kıvırtmandır...
Yaptığın gibi...
Ama Bunu herkes biliyorda sen bilmiyosun...
Öyle diyor...Diyorsun...
Ama!.. Tanık var sayın Tunç Soyer...
Seni bana getiren ...
Sonra da işe aldığın boyacı Yakup...
Yakup Uğur var...
***
Gelelim şimdi gazetecinin sorduğu ikinci soruya...
Gazeteci soruyor :
“ bir de konuyla ilgili Kemal Katataş disipline verildi biliyorsunuz “ ...
Verdiğiniz cevap çok ilginç...Sayın Tunç Soyer...
Diyorsunuz ki !...
“ Hiç acıyacak bir durum yok...
Nesine acıyayım “ demişsiniz...
***
Sürekli insan sevgisinden bahseden sen...
Aşktan...Sevgiden...Barıştan...Hoşgörüden bahseden sen...
Karıncayı bile incitmekten çekinen sen...
Nasıl da masken birden düşüyor...
***
Bu cevabına da hiç şaşırmadım sayın Tunç Soyer...
Hiç şaşırmadım...
Tam size uygun bir cevap...
İkiyüzlülüğünüze çok uygun...
Sürekli gizlediğiniz karekterinize çok uygun...
İstemeden dışa vurum denir buna...
***
Ama bilmediğiniz...Öğrenemediğiniz birşey var...
Sayın Tunç Soyer...
Hiç te öğrenemiyeceksiniz...Sizde olmayan...
***
Acımak...Ya da acımamak sözcüğü...
Büyük devlet adamlarının kullandığı bir kelime değildir...
Karekterli politikacılar bu sözcüğü kullanmazlar...
Çünkü onlar çözüm üretmekle hükümlü olduklarını bilirler...
Acımak zavallılıktır...En hafif deyimiyle...
Yavan bir kişilik sergilenmesidir...
***
O zavallılar ki !...
Gücü ele geçirdiklerinde...
Gücü kendi yarattıklarını zannederler...
Kendilerini yaratanları ortadan kaldırmayı marifet sayarlar...
***
İnkar et...Ve...
Sen acıma bana sayın Tunç Soyer...
***
Sen öyleysen...Ben de böyleyim...
***
Bu gün doğruları söylemezsem...
Halk bilmezse...
Ölümün ötesine geçen inançtan başka...
Ne kalır bende...
***
Söylesene Tunç Soyer...Söylesene...
Doğruları söylesene...
***
Aaaa !... Birşey daha söylemişsin...
Bak bunu unutuyordum...
Demişsin ki !.. Benim için...
“ Eğer benimle ilgili böyle bir yakınlığı olan insansa neden önce benimle konuşmaz..Bizim telefonumuz var “ demişsin...
***
Sayın Tunç Soyer...
Var...Var telefonumuz da...
Biliyorsun...Seçildikten sonra seni bir defa Seferihisardaki makamında ziyaret etmiştim...
Tam on yıl oldu...
Deniz Baykal genelbaşkanlıktan ayrılalı bir yıla yaklaşmıştı...
Sen mandalina festivaline hazırlanıyordun...
O ilk ve son görüşmemiz oldu seninle...
Bunudamı hatırlamadın yoksa...
Hatırlamışsındır...Hatırlamışsındır...
Cingibisindir evvelallah...
O zamandan beri çok uzağım sana...
Ne telefon...Ne merhaba...
İstersen Bunu da sen anlat...
Sayın Tunç Soyer...
Yalan söylersen...Ben düzeltirim...
***
Çavv....