CHP, AYM kararının ardından harekete geçti

CHP'li Özel, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, CHP'nin anket ve saha çalışmalarına göre potansiyelini en fazla artırma imkanı olan 24 ile milletvekillerinden oluşan heyetler göndereceklerini bildirdi. CHP'nin önceki gün gerçekleştirdiği MYK toplantısında alınan karar doğrultusunda, 120 milletvekilinin Adıyaman, Aksaray, Bayburt, Çankırı, Kars, Kırıkkale, Konya, Rize, Uşak, Şanlıurfa gibi illeri ziyaret edeceğini anlatan Özel, en fazla 7 en az 4 milletvekilinden oluşacak heyetlerin, 1 Ekim'e kadar ziyaretlerini tamamlayacağını belirtti. Özel, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun bir yıl içinde bu illere yapacağı ziyaretlere yönelik olarak heyetlerin raporlarını hazırlayacağını da söyledi. Özel, bu raporların 4-5-6 Ekim günlerinde Abant'ta gerçekleştirecekleri kampta ele alınacağını, raporları hazırlayanların bilgilendirme yapacağını kaydetti.

AKADEMİSYENLER İÇİN TEKLİF

Barış akademisyenlerine yönelik Anayasa Mahkemesi'nin 26 Temmuz 2019'da verdiği hak ihlali kararının henüz Resmi Gazete'de yayımlanmadığını kaydeden Özel, gizli bir elin kararı Resmi Gazete'de yayımlatmayarak, kendisi açısından sonuç doğurmamasını sağlamaya çalıştığını ifade etti. Özel, ihraç edilen bildiri imzacısı 406 akademisyeninin görevine iadesi için TBMM Başkanlığı'na sundukları kanun teklifine ilişkin olarak 406 akademisyenin kamu görevlerine iadesi ve mağduriyetlerinin giderilmesi için teklifi verdiklerini söyledi. Bu bildirinin kamuoyunda çokça tartışıldığını kaydeden Özel, "Elbette demokratik rejimler, en şok edici ifadelerin, kabul edilmese de kişilerin paylaştığı görüşlerin, şiddet çağırmıyorsa ve kanunları ihlal etmeye teşvik etmiyorsa, kişiler tarafından özgürce ifade edilebileceği rejimlerdir" dedi. Özel, gelinen noktada üniversiteler üzerindeki baskının devam ettiğini vurgulayarak, "Barış akademisyenlerinin görevlerinden ihraç edilmesi, pasaportlarına el konulduğu için yurtdışında derslere gidememeleri, ailelerinin pasaportlarına el konulmuş olması gibi son derece dramatik sonuçlar doğurdu. 26 Temmuz 2019 tarihinde daha önce yapılan başvuruyu değerlendiren Anayasa Mahkemesi, bu konuda hak ihlali olduğuna karar verdi. Gerekçeli kararında da, varsayımı aşan bir delil gösterilmediğine işaret etti" diye konuştu.

'GÖZYAŞININ RENGİ YOK'

Türkiye'nin gündeminde Diyarbakır'da bir siyasi partinin kapısında gözyaşı döken annelerin bulunduğunu ifade eden Özel, annelerin gözyaşının rengi olmadığını vurguladı. Tüm annelerin acılarını CHP olarak kendi yüreklerinde hissettiklerini söyleyen Özel, “Bu annelerin bir devlet kapısında çare bulamayıp bir siyasi partinin kapısında bulunmalarını, devlet açısından görev ihmali görüyoruz. Ancak o annelerin acılarını hafifletmek için kimin elinden ne geliyorsa yapması gerekir. CHP de bu konuda en pozitif inisiyatifi göstermektedir, bu acıları paylaşmaktadır. Annelerin yerlerde oturdukları, ağladıkları görüntünün bir an önce sona ermesini, bu ülkede hiçbir annenin, hiçbir yerde gözyaşı dökmemesini temenni ediyoruz” diye konuştu.

'AKP ANNELERİN SESİNİ DUYMADI‘

Özel, oturma eylemi yapan ailelerin arasında, terör örgütünün elinde bulunan 12 polis ve askerin annelerinden bazılarının da yer aldığını belirterek, bu anne ve babaları CHP olarak 29 Mayıs 2019'da CHP grup salonunda misafir ettiklerini anlattı. Özel, bu ailelerin, CHP ve HDP dışındaki partilerden, özellikle AKP'den randevu alamadığını söylediklerini ifade ederek, şunları kaydetti:

“Bugün Diyarbakır'da ağlayan anneler Mecliste de ağladılar. AK Parti, aylarca onların sesini duymadı. O gün Sayın Naci Bostancı ile yaptığım telefon görüşmesi sonucunda, ailelere aylar sonra randevu alma imkanı sağladık. Bu ağlayan annelere aylardır, yıllardır duyarsız kalan bir iktidar ve onun medya organı, bugünlerde bu anneler bir başka konumda ağlıyorlar diye bunu önemsiyor, herkese ‘Biz bu anneleri önemsiyoruz, siz niye önemsemiyorsunuz’ diyor. Vallahi billahi yalan. Hem asker, polis annelerinin hem de PKK'nın elinde çocuğu olan, kaçırılan, küçük yaşta kendi iradesiyle giden ancak henüz reşit olmadığı için mutlaka bu kandırılmaya karşı devletin sahip çıkması gereken bu çocukların annelerinin yanındayız.”

'BUNUN SÖYLENMESİ KIYMETLİ'

CHP'li Özel, Yüksek İstişare Kurulu üyesi Bülent Arınç'ın, HDP'li Ahmet Türk ve CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'na yönelik açıklamalarının anımsatılması üzerine AKP'den birisinin, bütün dünyanın bildiği, bütün Türkiye'nin gözleri önünde olan böyle bir gerçeği teyit etmesinin önemli, kıymetli olduğunu kaydetti. Bunu kıymetli kılanın Arınç'ın bir doğruyu söylemesi değil, bu doğruyu AKP'den başka hiç kimsenin söylemeye cesaret etmemesi olduğunu belirten Özel, “Arınç'ın böyle bir fikri varsa, buna rağmen bu uygulama yapılıyorsa o zaman Arınç'a 18 bin lira maaşını niye ödüyoruz? Bir hata varsa yapan AK Parti'dir. Yanlışı söyleyene de sırf söylesin diye 18 bin lira maaş vermeye gerek yoktur. Sayın Arınç'a bu maaşı vermeseniz, farklı mecralardan, farklı kişilerin yanından bunları söylüyor olacaktı. O kurul konuşmasın, sussun, burada dursun, karşıya geçmesin diye oluşturulmuştur. Kesin maaşı, karşıya geçip söyleyecekler. Arınç'ın farkı, bunu içeriden söylemesi" değerlendirmesinde bulundu.

Cumhuriyet