Girenes, "Kültür balıkçılığının parlayan yıldızı Türkiye"

İzmir Su Ürünleri Üretici ve Yetiştiricileri Birliği Başkanı Hasan Girenes, Türkiye'nin, su ürünleri ihracatında 2013 yılında 500 milyon doları geçtiğini, yakın hedef olarak 1 milyar dolar, orta hedef ise 3 milyar doları önlerine koyduklarını söyledi.

Türkiye, su ürünleri ihracatında 2013 yılında 500 milyon doları geçti. Sektörde yakın hedef 1 milyar dolar, orta hedef ise 3 milyar dolar olarak belirlenirken, İzmir Su Ürünleri Üretici ve Yetiştiricileri Birliği Başkanı Hasan Girenes, "Anne sütünden sonraki en kıymetli protein balık. Dolayısıyla balığı toplumumuza daha çok sevdirip, insanlarımızı iyi beslemeliyiz. Sahip olduğumuz denizler ve su kaynaklarımız bizim için çok önemli bir hazine. Zengin su kaynakları, tecrübeli işgücü ve ulaştığı teknik yeterlilikle Türk su ürünleri sektörü, son yıllarda en hızlı büyüyen gıda sanayi kolu olan Aqua-kültür endüstrisinde önemli bir oyuncu olma yolunda ve dünyada kültür balıkçılığının parlayan yıldızı konumunda" dedi.

Dünyanın, daralan tarım alanları ve doğal kaynaklarının azalması nedeniyle açlık tehdidi altında olduğunu belirten Hasan Girenes, "Nitelikli proteine erişim ve sağlıklı beslenme ihtiyacı için, su ürünleri yetiştiriciliği en çevreci ve sürdürülebilir çözümlerden birisi olarak öne çıkıyor. Zengin bir bio çeşitliliğe sahip olan Türkiye, büyüyen su ürünleri yetiştiriciliği sektörünü, doğal zenginlik ve konum avantajıyla destekliyor. Ülkemizin uzun kıyı şeridinde gerçekleştirilen balık üretimlerinin yanı sıra, kapalı havzalarla pek çok bölgemizde su ürünleri yetiştiriciliği de yapılıyor. Deniz balığı yetiştiriciliğinde yavru balık temini 1980'li yıllarda denizden yakalama ile sağlanırken, modern kuluçkahanelerin kurulması ile 2000 yılından itibaren doğal stoklara zarar veren doğadan balık toplama yöntemi yasaklandı. 2012 yılı itibari ile Türkiye'de 17 tane deniz kuluçkahanesi bulunuyor. Kuluçkahanelerin toplam kapasitesi ise yılda 500 milyon yavru. Türkiye su ürünleri üretimi için toplam 26 milyon hektar uygun su kaynağına sahip. Bu üretim alanı mevcut tarım alanlarına yakın bir büyüklüğü ifade ediyor" diye konuştu.

Birlik Başkanı Girenes, su ürünleri sektörünün, güncel ve en ileri gıda standardı olan "Global GAP" HACCP, BRC ve IFS sistemlerini yaygın olarak kullandığını belirtti. Bu sayede üretimin, her aşamasında gözlemlenebilir ve analizlerin güncel ve geriye dönük olarak da izlenebilir durumda olduğunu kaydetti. İzmir Su Ürünleri Üretici ve Yetiştiricileri Birliği Başkanı Hasan Girenes, "Ayrıca devlet ve AB otoriteleri tarafından da sektör periyodik olarak denetleniyor. Özellikle Avrupa pazarlarında, gıda satışı konusunda en kuralcı ve titiz satış kanalı olarak bilinen zincir mağazalar, yavru tesisinden paketleme tesisine kadar her evreyi en ince ayrıntısına kadar denetliyor ve Türk balığını güvenle balık reyonlarına koyuyor. Hasatla başlayan ve sofraya kadar devam eden hijyen ve soğuk zincir kuralları tüm aşamalarda uygulanıyor. Balığın tazeliği ve lezzeti bu sayede muhafaza edilebiliyor. Modern işleme ve paketleme teknikleriyle ürünlerin hem raf ömürleri arttırılıyor hem de besin değerleri korunuyor. Ürettiğimiz balıklar en güvenilir gıdaların başında geliyor. Kuluçkahaneden, balık beslenmesinden, yemden ve paketlemeye kadar bütün süreçlerin izlenebilirliğini sağlıyoruz ve bunu belgeliyoruz. Sürdürülebilir tarımsal gıda üretiminde balığı en başa koymak gerekir. Zira bulunduğu yeri geliştiren bir üretimdir. Temel hedef, eko-sistemi en güzel şekilde korumak ve geliştirmektir" dedi.

Potansiyele ve artan üretim rakamlarına rağmen, kişi başına düşen su ürünleri tüketimi dünyada 21 kilogram civarındayken, Türkiye'de bulun 8 kilogram olduğuna dikkat çeken Girenes, bunun da arttırılması gerektiğini dile getirdi.