Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili ve Üsküdar Belediye Başkan adayı İhsan Özkes, Diyanet’in 17 Aralık 2013′den beri hırsızlık, yolsuzluk ve rüşvetle ilgili ayetlere ve hadislere adeta sansür koyduğunu söyledi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili ve Üsküdar Belediye Başkan adayı İhsan Özkes, “Kutlu Doğum Haftası’nın Başbakan Tayyip Erdoğan ’ın din istismarı haftasına dönüştüğünü söyledi. Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’i de eleştiren Özkes, “Görmez, cüppesini çıkarıp siyaseti öyle yapmalıdır” dedi.

Özkes, “17 Aralık 2013’den beri hırsızlık, yolsuzluk ve rüşvetle ilgili ayetlere ve hadislere adeta sansür konuldu. Dinde samimiyet rafa kalktı. Bu hafta da bir de samimiyetten de bahsediyorlar ya pes doğrusu” diye konuştu.

Özkes yaptığı yazılı açıklamada, “Kutlu Doğum Haftası açılışında, Başbakan Erdoğan’ın yaptığı konuşma açıkça göstermiştir ki Kutlu Doğum Haftası Tayyip Erdoğan’ın ‘Din İstismarı Haftası’na dönüşmüştür. Bu hafta adeta Tayyip Erdoğan’ın din üzerinden karşıtlarını haklama, kendisini ve yandaşlarını aklama haftası haline gelmiştir. Kutlu Doğum Haftası Tayyip Erdoğan’ı aklama ve egosunu tatmin etme haftasına dönüştürülmüştür. Yüce Allah’ın muazzez dininin ve ayetlerinin Tayyip Erdoğan’ın saltanatı için kullanılır hale getirilmesi Gayretullah’a dokunur. Bu haftanın Tayyip Erdoğan’ın din istismarı haftasına çevrilmesi Sevgili Peygamberimiz’in (sav) mübarek ruhunu incitir” dedi.

Ayet ve hadislere adeta sansür konuldu

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’i de eleştiren Özkes, açıklamasını şöyle tamamladı: “Görmez, Diyanet’i Tayyip Erdoğan’ın emrinde kullanılan bir kurum haline getirmiştir. Görmez, cüppesini çıkarıp siyaseti öyle yapmalıdır. 17 Aralık 2013’den beri hırsızlık, yolsuzluk ve rüşvetle ilgili ayetlere ve hadislere adeta sansür konuldu. Dinde samimiyet rafa kalktı. Bu hafta da bir de samimiyetten de bahsediyorlar ya pes doğrusu. ‘Her Cuma bir ayet sallıyorum.’ ‘Bu Bakara iyi makara’ diyenlerde samimiyet ne gezer. Şayet samimi olsalardı bu yılın ana temasını “Tövbe ve istiğfar” olarak tespit ederlerdi.”

(CİHAN)