'Öcalan heyete Kandil'den de bir isim istedi'

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Abdullah Öcalan'ın kendisi ile yapılan görüşmelerde Kandil'den birilerinin de olmasını istediğini belirterek, "Sayın Öcalan birkaç defa görüşmelerde Kandil'den birilerinin olmasının faydalı olacağını belirti. Fakat bu hayata geçer mi geçmez mi bilemeyiz. Olsa çok daha iyi olur" dedi. Demirtaş, Kobani'ye koridor açılıp Peşmergenin gönderilmesi talebinin HDP'nin değil, devlet yetkilileri ile görüşen PYD'nin talebi olduğunu belirtti.

Diyarbakır'da bulunan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Kobani protostoları ile yaşanan ve çok sayıda kişinin yaşanımı yitirdiği olaylar, çözüm süreci, yol haritası, Kobani'ye açılan koridor ile ilgili açıklamalarda bulundu. Demirtaş, partilerinin vatandaşın anayasadan kaynaklı hakkını kullandığını, bütün dünyada bir duyarlılık yaratmak ve bunu toplamsal bir muhalefet ile dünyaya duyurmak istediklerini belirterek, "Burada yanlış olan şey HDP'nin yaptığı çağrı değildir, yanlış oylan şey kontrolsüz insanların canını malını hedefleyen şiddettir. Bizim amacımız çağrı yapıldıktan bir gün sonra Suruç'ta kitlesel bir miting yapmaktı. Hazırlığımız ve çalışmalarımız bu yönlüydü. Fakat olayların gidişatı o şekilde olmadı" dedi.

"İNSANLAR SOKAĞA BİR BİRİNİ ÖLDÜRSÜN DİYE ÇIKMADIK

Kendisini hedef gösterenler arasında Akil insanlar heyetinde yer alan bazı kişilerinde olduğunu söyleyen Selahattin Demirtaş, şöyle dedi:

"Benden özür bekleyenlerin bir çoğu belki özür borçlu olacaktır bu halka. Devletin bütün imkanlarını elinde barındırarak hükümeti ak sütten çıkmış kaşık gibi yapıp bir muhalefet partisi olan HDP'nin hedefe konulması büyük bir yanlışlık ve haksızlık olmuştur. 'Hükümetin suçu yoktur' gibi yaklaşımlar yanlış olur. Sayın Başbakanın çıkıp bu konuda özeleştiri vermesi lazımdır. Bizler de bütün partiler olarak bu tür konularda daha dikkatli olunması konusunda dersler çıkarmamız lazımdır. Çünkü, biz sokağa insanlar bir birini öldürmesin diye çıkmadık. Çağrımızı da bu amaç için yapmadık. Ama, bu ortamı fırsat bilen anlaşılıyor ki bazı güçler, muhtemelen bölgesel bazı istihbarat örgütleri, uluslararası bazı güçler de olabilir."

HEDEF ÇÖZÜM SÜRECİ VE TÜRKİYE'NİN DİZAYN EDİLMESİ

Selahattin Demirtaş, yaşanan olaylarda küçük hedefin HDP olduğunu, asıl hedefin çözüm süreci ve süreç ile bağlantısı Türkiye'nin ve bölgenin dizaynı meselesi olduğunu da iddia etti.

YOL HARİTASININ İNDEKSİ BİZE VERİLDİ

Demirtaş, çözüm süreci konusunda bazı hükümet yetkililerin sürecin yüzde 95'inin bittiğini geriye yüzde 5 kaldığı gibi beyanlarda bulunduklarını da hatırlatarak, kendilerine göre ise sadece yüzde 5 yol alındığını ve yüzde 95'in durduğunu söyledi. Hükümet ve HDP arasında gerileme yol açan çözüm süreci yol haritası ile ilgili ise Demirtaş, şöyle konuştu:

"Net olarak ifade ediyorum. Geçen hafta yol haritası denilen, yani hükümetin hazırladığı yol haritasının bir sayfalık indeks kısmı, yapılacakların başlıkların yazılı olduğu 6 başlığın yazılı olduğu bir sayfa heyetimize gösterildi. Biz 'bu başlıklarda bir yol haritası hazırladık' dediler. Ama, yol haritasının kendisini heyetimiz görmedi. 4 gün öncede o bir sayfalık indeks kısmı başlıkları içeren bir sayfalık kısım heyetimize teslim edildi ve bunu Kandil ziyaretinde KCK yetkilileri ile paylaştık. Eğer hükümetin dediği o bir sayfalık yol haritası ise kusura bakmasınlar o yol haritası falan değil. Bizimle yol haritası paylaşılmış değil. Heyetimiz yol haritası alıp Kandil'e gitmiş değil."

"SEKRETERYA, SEKRETERLİK, GÖZLEMCİ HEYET OLMALI"

Demirtaş, Türkiye'de İmralı'ya kaç kişinin gideceğinin tabu gibi algılandığını ifade etti. Abdullah Öcalan'ın giden heyeti devlet heyeti ile görüştüğünü ve müzakerelere geçileceğinin devlet heyeti tarafından kendisine söylendiğini belirten Demirtaş, "Bir sekreterya oluşması gerekir. Bunda 3 kişilik HDP'nin İmralı heyeti ve Sayın Hatip Dicle ile kadın meclisinden bir arkadaş olacak. Bir de yazı yazma, not tutma ve tutanak hazırlama konusunda sekreterlik görevini yürütecek oradaki tutuklulardan oluşacak bir sekreterlik heyeti olacak. Bunları devlet heyeti kabul etmiş. Bir de aralarında gazeteciler ve akil insanlardan oluşan gözlemci heyet olacak. Bu konularda bir uzlaşma sağlanıyor İmralı'da, fakat hükümet bu konularda adım atma konusunda ayak diretiyor"diye konuştu.

"KANDİL'DEN BİRİNİN GÖRÜŞMELERDE YER ALMASININ SAKINCASI YOK"

Demirtaş, İmralı'da yapılacak olan görüşmelerde Kandil'den bir KCK yetkilisinin yer alması konusunda ise şöyle konuştu:

"Sayın Öcalan birkaç defa görüşmelerde Kandil'den birilerinin olmasının faydalı olacağını belirti. Fakat bu hayata geçer mi geçmez mi bilemeyiz. Olsa çok daha iyi olur. Seri bir şekilde işler, Çünkü bu işler yasa dışı bir iş değil, çünkü müzakerenin artık bir yasası var. Aleni, açık, şeffaf müzakere sürecine geçilmeli ki birbirini aldatma, oyalama ve manipüle girişimleri yaşanmasın. Bölgesel güçlerin sürece dışarıdan müdahale etme şansları ortadan kalksın. Şeffaflık bu güvenceyi getirecektir, toplumun desteğini artıracaktır. Yasal olarak Kandil'den birinin görüşmelerde yer almasının sakıncası yoktur. Kandil'den KCK yetkililerinden isimlerin müzakere heyetine dahil olması, hem HDP'nin hem de hükümetin işini kolaylaştırır, müzakere sürecini daha seri daha pratik hale getirir. Ve doğrudan Kandil, Öcalan bağlantısı sağlanabilirse bir çok mevzu pratik olarak orada çözüme kavuşur."

KOBANİ'YE KORİDOR AÇILMASI TALEBİ PYD'NİN

Kobani'ye koridor açılması ve bunun üzerine yapılan tartışmalar konusunda, Demirtaş, kendilerinin başından beri Kobani'ye yardım yapılacaksa bunun Türkiye'nin açık desteği ile yapılmasından yana olduklarını söyledi. Demirtaş, şöyle dedi:

"Biz Türkiye'de bu yardım işinin Türkiye öncülüğünde yapılmasını çok arzuladık. neden, çünkü; Türkiye açık aleni bir destek sunarsa, ya da destek sunulması için bir koridor açarsa bu Türkiye'nin iç barışına da muazzam bir hizmet sunar. Kardeşleşme adil eşit bir yaşam konusunda umutları arttırır dedik. Koridor açılması talebi PYD'nin talebidir. Biz de bunu HDP olarak hükümete ilettik.

HDP'nin kendi beklentisi, talebi değil.Koridor için 2 başlık konuşuldu bildiğim kadarıyla. Salih Müslim ile devlet yetkilileri arasında konuşuldu. Biz konuşmadık onu. Onu konuşmaya biz yetkili değiliz.

Birincisi Cezire Kantonu'nda bulunan YPG'lilerin, PYD'lilerin Türkiye üzerinden geçerek, Kobani'ye gitmesi. ikincisi, Kürdistan bölgesel hükümetinden gelecek desteğin yine Türkiye üzerinden Kobani'ye gitmesi. Koridordan kastedilen buydu. Beklenti buydu, bu yapılmadı. Başından beri konuşuldu bunlar yapılmadı.

Ne zamana kadar? Amerika gelip doğrudan yardım meselesinde müdahil oluncaya kadar. Ben halen şunu söylüyorum. Şunu canı gönülden beklerdik ve isterdik, vatandaşı olduğumuz ülkenin cumhurbaşkanı ülkenin başbakanı bizden daha can siparane bir şekilde Kobani'ye yardım için uğraşsalardı, Amerika'dan daha hızlı davransalardı. Bu daha doğru değil mi? Olması gereken budur. Bugün Amerika oraya yardım atıyor da Türkiye kendi sınırında insanları hala gazla copla dağıtıyorsa, kusura bakmasınlar ama burada bir yanlışlık var.

Peşmergeye Kobaniye gitmesini Obama'ya ben önerdim dedi Sayın Cumhurbaşkanı. Sen ülkemizin cumhurbaşkanısın. Önereceksen bize önereceksin. Muhalefet partilerini çağırsaydın. Bize söyleseydin. İlk önermen gereken kişi Obama mıdır? Bize meydanlarda hakaret ediyorsun, küfürler yağdırıyorsun Obama ile Kobaniye nasıl yardım götüreceğini konuşuyorsun. Bu işlerde bir yanlışlık var.

Türkiye'de bu yüzden güvensizlik oluşuyor, bu nedenle sorunları çözme konusunda herkes başının çaresine bakmak zorunda kalıyor. El birliğiyle iş birliğiyle birbirine güvenerek birlikte bu meseleleri birlikte çözmeye çalışsaydık, bu kadar büyük sorunlar yaşanır mıydı?"