5 yıl önce aramızdan ayrıldı

Neşet Ertaş, bundan 5 yıl önce aramızdan ayrıldı. Taraflı tarafsız herkesin sevdiği, saygı duyduğu Neşet Ertaş, babası gibi bağlama ustasıydı. Kırşehir’de doğan sanatçı, ilkokul yıllarında keman, ardından da bağlama çalmayı öğrendi.

Babası Muharrem Ertaş ile düğünlerde türkü söyleyen Neşet Ertaş’ın etkilendiği tek isim yine babasıydı. “Babamla ben aynı ruhun insanlarıyız” diyen Ertaş, Şen Çalar Plak’ta ilk plağını Neden Garip Garip Ötersin Bülbül adı ile çıkardı. 1962’de İzmir Narlıdere’de askerliğini yaptı. Askerliğini yaptıktan sonra Ankara’da çalıştığı gazinoda Leyla isminde bir kızla tanıştı ve evlendi. Babası bu evliliğe karşıydı. Evlilik, baba oğlun arasını açtı ve yıllarca küs kalmalarına neden oldu. Neşet Ertaş ve Leyla Ertaş’ın bu evlilikten Döne, Canan adında iki kız ve Hüseyin adında bir erkek çocukları oldu.

7 yıl evli kaldıktan sonra 1970’lerin başlarında ayrıldılar. Neşet Ertaş, 1978 yılında alkol ve sigara kullanımından dolayı parmaklarından felç geçirdi ve işsiz kaldı. Kardeşinin çağrısı üzerine Almanya’ya giderek tedavi oldu. 1980 Darbesi’nin yarattığı baskıcı atmosfer nedeniyle yıllarca Almanya’da kaldı. 2000 yılında İstanbul’da verdiği konserle sahne hayatına geri döndü.

‘DEVLET SANATÇISI’ TEKLİFİNİ REDDETTİ

Neşet Ertaş, Süleyman Demirel tarafından kendisine sunulan ‘devlet sanatçılığı’ teklifini “O dönem Süleyman Demirel cumhurbaşkanıydı. Devlet sanatçılığı bana teklif edildi. Ben, ‘hepimiz bu devletin sanatçısıyız, ayrıca bir devlet sanatçısı sıfatı bana ayrımcılık geliyor’ diyerek teklifi kabul etmedim. Ben halkın sanatçısı olarak kalırsam benim için en büyük mutluluk bu. Şimdiye kadar devletten bir kuruş almadım, bir tek TBMM tarafından üstün hizmet ödülünü kabul ettim. Onu da bu kültüre hizmet eden ecdadımız adına aldım” diyerek reddettiğini anlattı.

Unesco Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi kapsamında yapılan ulusal envanterlerden Yaşayan İnsan Hazineleri Türkiye Ulusal Envanterine alınarak yaşayan insan hazinesi kabul edilen Ertaş, 25 Nisan 2011 tarihinde İTÜ Devlet konservatuvarı tarafından fahri doktora ödülüne layık görüldü. Bağlamadaki üslubu ve türküleri konservatuvarlarda ders olarak okutuldu.

‘Bozkırın Tezenesi’, 25 Eylül 2012 tarihinde İzmir’de tedavi gördüğü hastanede ileri evrede prostat kanseri nedeniyle yaşamını yitirdi. Cenazesi Kırşehir Bağbaşı Mezarlığı’nda babası Muharrem Ertaş’ın yanına defnedildi. Mezar taşında ise ”Sakin ol ha, insanoğlu. İncitme canı, her can bir kalp, Hakk’a bağlı. İncitme canı, incitme” yazıldı.

‘ATMOSFERİ ZEHİRLEYEN EGZOZLARA ÇARE BULUNSUN!’

Gönül Dağı, Cahildim Dünyanın Rengine Kandım, Böyle Olur Mu, Bir Ayrılık Bir Yoksuzluk Bir Ölüm, Yolcu, Gel Sevelim, Leylam, Neredesin Sen, Zülüf Dökülmüş Yüze, Ah Yalan Dünya gibi unutulmaz eserlerin icracısı Neşet Ertaş, dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ile katıldığı bir TV programında, Erdoğan’a yönelik itirazıyla da gündeme gelmişti. Başbakanın sigarayla ilgili sözlerini değerlendiren Ertaş, “Zengin ise bıraksın, fukara ise cigara içmezse ne yapacak. Hanım tuz diyor, erkeğin yüreği cız diyor. Elektriğin parası verilmemiş, suyun parası verilmemiş, ekmeği zeytini gelmemiş, çocuklar halden anlamıyor. Canı burnunda. Cigara da yasak olursa ne yapacak, avradı dövecek, hırsını ondan alacak. Esasen havamızı zehirleyen, atmosferimizi zehirleyen, arabalarımızın egzozlarımıza çare bulunsun, garip fukaranın zaten canı burnunda. Bir sigara içecek…” demişti.